DÜNYA BASINI

Amerika Çin ile teknoloji savaşını neden kaybediyor?

Yayınlanma

Çevirmenin notu: Bilişim endüstrisinde ABD’nin hakimiyetinin aşındığı dönemde Çin’in yatırımlarının ve aldığı sonuçların etkisi, Trump yönetiminden bu yana çeşitli agresif “tedbirlerin” devreye sokulmasına sebep olmuştu. Çin, halihazırda yüksek teknoloji ve yapay zekaya kapsamlı bir yatırım yapıyor ve bu alanda aldığı sonuçlar, eğlence sektörüne değil de üretime odaklanması açısından Batı’dan bir miktar farklı. Ve dünyanın baş bilgi yoğun ürün ihracatçısı ABD karşısında Çin, kendini yolunu bulmaya başlamış görünüyor ve ABD’nin önünde zorlu seçimler var. Asia Times’ın yayın yönetmeni yardımcısı ve Claremont Enstitüsü araştırmacılarından David P. Goldman’un değerlendirmesi.


Amerika Çin ile teknoloji savaşını neden kaybediyor?

David P. Goldman
The National Interest
23 Temmuz 2023

Çin’i sindirmeye çalışmak için artık çok geç. ABD ya sanayi politikasının yanı sıra araştırma ve geliştirmeye ciddi harcamalar yapar ya da yirmi birinci yüzyılın teknolojik üstünlük yarışını kaybeder.

Batı medyası, Çin’in özellikle dünyanın en büyük telekomünikasyon altyapısı üreticisi ve ABD’nin küresel baskı kampanyasının hedefi olan Huawei tarafından yürütülen endüstriyel otomasyon alanındaki dikkat çekici bir dizi pilot ürününü çoğunlukla görmezden geldi. Tam otomatik fabrikalar, madenler, limanlar ve depolar halihazırda faaliyette ve ilk ticari sürücüsüz taksi hizmeti Pekin’de başlıyor. Huawei yetkilileri, şirketin Çin’de özel 5G ağları konusunda 6 bini fabrikalarla olmak üzere 10 bin sözleşmesi olduğunu söylüyor. Huawei’nin bulut bölümü, Çinli işletmelerin kendi verilerini kullanarak özel yapay zekâ sistemleri oluşturmalarına yardımcı olmak üzere tasarlanmış bir yazılım platformunu piyasaya sürdü.

Biden yönetiminin üst düzey çipler ve bunları üreten yazılım ve makineler üzerindeki kısıtlamalarının, Çin’in Dördüncü Sanayi Devrimi olarak adlandırılan ve yapay zekânın imalat, madencilik, tarım ve lojistiğe uygulanması olarak nitelendirilen alanda hakimiyet kurma çabasını yavaşlattığına dair hiçbir belirti yok. Teknoloji savaşının sisi Çin’in ilerlemesini net anlamda değerlendirmeyi zorlaştırsa da mevcut bilgiler Çin’in teknoloji kısıtlamalarını aşma çabalarında şaşırtıcı derecede hızlı bir ilerlemeye işaret ediyor.

Üç potansiyel sonuç

Çin’in tek hedefi bir sonraki endüstriyel teknoloji dalgasına öncülük etmek. Şu anda Pekin Üniversitesi’nde profesör ve Çin Devlet Konseyi üyesi olan eski Dünya Bankası baş ekonomisti Justin Yifu Lin, 2021 tarihli bir kitabında şöyle yazmıştı:

“[…] Çin’in 5G teknolojisi yeni sanayi devriminde dünya lideri haline geldi. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde ABD eski numaralarını tekrarladı ve tüm ulusal kaynaklarını kullanarak Çinli şirketleri asılsız suçlamalarla baskı altına aldı. Eğer ABD yeni sanayi devriminde Çin’i abluka yoluyla bastırmayı başarırsa ülke, ikinci yüz yıllık hedefine ulaşamayacaktır. Çin ABD ablukasını nasıl kırabilir? Bunu ancak yeni sanayi devrimine öncülük etmek için çok çalışarak yapabilir.”

Çin, yapay zekâ ve yüksek hızlı genişbantın iş verimliliğine uygulanmasında lider konumda. Bunun üç sonucundan biri olabilir:

  1. ABD ve müttefikleri Çin’i geride bırakmak ve sanayide teknolojik liderliği yeniden ele geçirmek için yoğun bir çaba sarf eder,
  2. Amerika ve Avrupa, Çin’in bir nesil önce gelişmiş pazarların takipçisi olduğu gibi, Çin’in endüstriyel teknolojisini benimser ve takipçisi olur,
  3. Amerika, Birleşik Krallık’ın endüstriyel gerileme yolunu izleyerek sanayide pazar payını kaybetmeye ve ithalata bağımlılığını artırmaya devam eder.

İlk seçenek bir tür sanayi politikası gerektirecektir. Yarı İletken Endüstrisi Birliği’ne göre Amerika, yarı iletken üretiminde öngörülen 200 milyar dolarlık yatırımı motive eden CHIPS Yasası aracılığıyla bu türden bir politikaya yöneldi. CHIPS Yasası’nın araştırma ve geliştirme (AR-GE) bileşeninin ne kadar etkili olacağı henüz belli değil. Mevzuatın faydaları ve kusurları ne olursa olsun, ABD’de çip fabrikaları kurmak ulusal güvenlik gerekçeleriyle haklı görülebilir ama diğer endüstrilerin üretkenliğine mutlak anlamda katkıda bulunmaz. Aksine, aynı kalitede (ve hatta daha iyi) çipler Tayvan ve Güney Kore’den daha düşük maliyetle ithal edilebilir; TSMC’nin ABD’de üretilen çipleri Tayvan’da üretilen aynı üründen yüzde 30 daha yüksek bir fiyata satacağı bildiriliyor. ABD, çiplerin ötesinde, daha geniş kapsamlı bir sanayi politikası üzerinde düşünmeye başlamadı, hatta böyle bir politikayı uygulamaya bile koymadı.

Bir noktaya kadar, ikinci seçenek —Çin teknolojisini benimsemek— halihazırda yükselerek devam ediyor. Aşağıda belirtildiği gibi tümüyle otomobil ve ilgili sektörlerde yapay zekâ/5G uygulamalarını benimseyenler yalnızca Çin’de büyük ölçekli üretim faaliyetlerine sahip olan Amerikan şirketleri oldu.

Üçüncü alternatif olan sanayisizleşmenin devam etmesi ise kabul edilemez.

Çin’in çip hakimiyeti ve ABD’nin teknoloji kontrollerinin başarısızlığı

Batılı analistler teknoloji kontrollerinin Çin üzerindeki etkisini abarttı ve Çin’in bu kontrolleri aşma becerisini hafife aldı. Dar kapı genişliği sayesinde tek bir çipe daha fazla transistör sığdırılabilen yeni nesil bilgisayar çiplerinin önemi konusunda büyük bir kafa karışıklığı söz konusu. En yeni iPhone’lar 13 milyar transistörlü çiplerle çalışıyor; referans olarak 1969’da Apollo kapsülünü aya götüren bilgisayarda yaklaşık 64 bin transistör vardı. En yeni çiplerin daha yüksek hızı ve enerji verimliliği 5G telefonlar için vazgeçilmez. Nvidia ve AMD tarafından üretilen grafik işlem birimleri (GPU’lar), ChatGPT gibi büyük dil modelleri (LLM’ler) için gereken muazzam veri kümelerini çekilebilir hale getiriyor. Fakat daha eski çipler, tek başlarına veya paralel çalışarak, çoğu iş amaçlı yapay zekâ uygulamasının üstesinden gelebilir. Ham çip hızından daha önemli olan, doğru verinin mevcudiyeti, hızlı ve rahat bir şekilde iletilebilmesi ve genel sistem mimarisidir.

Trump yönetiminin 2020 yılında Huawei’ye ABD’den üst düzey yarı iletkenlerinin satışını yasaklamasının ardından Batı medyası, Çin’in 5G tanıtımının durma noktasına geleceğini öngörmüştü. Örneğin Nikkei Asian Review şöyle yazmıştı: “Nikkei Asian Review’in öğrendiğine göre Çin’in en büyük iki telekom ekipmanı sağlayıcısı olan Huawei Technologies ve ZTE, ülkedeki 5G baz istasyonu kurulumlarını yavaşlattı; bu da Washington’un Pekin’in teknoloji hırsını engellemeye yönelik artan çabalarının etkili olduğunun bir işareti.”

Aksine: Çin’deki 5G baz istasyonlarının sayısı 2021’de iki katına çıkarak 1,43 milyona, 2022’de ise dünya toplamı 3 milyonken 2,31 milyona yükseldi. Huawei, 5G baz istasyonlarını olgun çiplerle (Washington tarafından yasaklanan 7 nanometrelik çipler yerine 28 nanometrelik kapı genişliğine sahip) inşa etti. Enerji tüketimi optimumdan daha yüksekti ama sistem çalışıyordu. Daha yeni çiplere erişim olmadan, Huawei’nin 2020’nin ikinci çeyreğinde dünyanın en büyüğü olan telefon işi büyük ölçüde küçüldü, zira 5G telefonlar güçlü, enerji tasarruflu işlemcilere ihtiyaç duyuyor.

Şimdi Huawei’nin kendi üst düzey çiplerini tasarlayabileceği ve bunları Çin’de üretebileceği görülüyor. Çinli araştırma firmaları Huawei’nin 2023’ün ikinci yarısında 5G telefon pazarına yeniden gireceğini bildiriyor. Reuters’ın 12 Temmuz tarihli haberine göre Çin’in akıllı telefon sektörünü kapsayan üç üçüncü taraf teknoloji araştırma firması ajansa, “Huawei, Semiconductor Manufacturing International Co’dan (SMIC) çip üretiminin yanı sıra yarı iletken tasarım araçlarındaki kendi ilerlemelerini kullanarak 5G çiplerini yurt içinden tedarik edebilmeli,” dedi. Caixin Global Daily, mart ayında Huawei’nin eski 14 nanometre çipler için yerel firmalarla birlikte Elektronik Tasarım Otomasyonu yazılımı geliştirdiğini bildirmişti. SMIC’in Huawei’nin ihtiyacını karşılayacak kadar 7 nanometrelik çip üretip üretemeyeceği ya da bildirilen yeni 5G çiplerinin başka bir teknoloji kullanıp kullanmadığı, örneğin 7 nanometrelik performans elde etmek için iki 14 nanometrelik çipi bir “çiplet” içinde “istifleyip istiflemediği” net değil.

El cihazları gibi tüketici teknolojileri ise bir alt konu. Belirleyici olan konu ise iş verimliliği. Huawei ve diğer Çinli şirketler artık yeni teknolojiyi binlerce firmaya yaymak için eğitim ve danışmanlığın yanı sıra bulut tabanlı yapay zekâ hizmetleri de sunuyor.

Huawei Cloud CEO’su Zhang Pingan, 7 Temmuz’da Şanghay’da düzenlenen 6. Dünya Yapay Zekâ Konferansı öncesinde ChatGPT’ye küçümseyici bir selam göndererek iş merkezli bir yapay zekâ sistemini tanıttı: “Pangu modeli şiir bestelemiyor, şiir bestelemek için zamanı da yok, zira işi hayatın her alanına derinlemesine inmek ve yapay zekânın hayatın her alanına değer katmasına yardımcı olmak.” Zhang, OpenAI’ın LLM’sinin aksine Huawei’nin girişinin yapay zekâ sistemlerini imalat, ilaç ar-ge’si, madencilik, demiryolları, finans ve diğer sektörlerdeki müşteriler için eğiteceğini söyledi. Platform, Huawei’nin kendi Kunpeng ve Ascend AI hızlandırıcı çipleri tarafından destekleniyor. Huawei’ye göre Amerikan LLM’leri gibi Pangu da bilgisayar kodu yazıyor. Ancak Zhang, “Endüstri için tasarlandı ve endüstriye adanacak,” diye ekledi.

Bunların çoğu doğum aşamasında ama Pangu sistemi ile Huawei Cloud, müşterilerine “büyük ölçekli endüstri geliştirme kitleri sunuyor. Müşteriye ait veriler üzerinde ikincil eğitim yoluyla, müşteriler kendi özel büyük endüstri modellerine sahip olabilirler.”

Zhang Pingan, Huawei’nin kendi Kunpeng ve Ascend işlemcilerine dayanan ve bir dizi yapay zekâ yazılımını destekleyen bir yapay zekâ bulut platformu oluşturduğunu da sözlerine ekledi. Her ne kadar “Nvidia’nın V100 ve A100 GPU’ları Çin’in büyük ölçekli modellerini eğitme konusunda en popüler GPU’lar olmayı sürdürse de,” yakın tarihli bir çalışma, Huawei’nin Pangu modelini eğitmek için “kendi Ascend 910 işlemcilerini kullandığını” belirtiyor. İkincisi, ABD yaptırımları Kirin akıllı telefon yonga setini Tayvan’da üretmesini engellemeye devam etse de Çin, Ascend gibi tescilli yapay zekâ yongaları üretebiliyor gibi görünüyor. Çinli yonga üreticileri, üretim kabiliyetleri konusunda kartlarını saklıyor.

Asıl mesele, endüstriyel sistemlerin ChatGPT’nin okul kompozisyonları ve Sevgililer Günü şiirleri yazmak için kullandığı karmaşıklık ve hesaplama gücüne nadiren ihtiyaç duyması. Çin, bırakın bunları üretecek ekipmanı, 7 nanometre veya daha küçük ağ geçitlerine sahip en hızlı ve en verimli çipleri bile ithal edemez. Fakat daha pahalı bir süreçle 7 nanometrelik çipler üretebilir ya da eski çipleri çiplet adı verilen çipler halinde istifleyerek en hızlı çipin performansına yaklaşabilir ya da akıllı sistem mimarisi yoluyla daha yeni çiplerin performansına yaklaşmak için eski çiplerle oynayabilir.

On dokuzuncu yüzyılda su taşımacılığından uzakta büyük mahsuller yetiştirmeyi kârlı hale getiren demiryolunu düşünün. Bu, ABD ekonomisini dünyanın en büyüğü haline getiren dalgalanma etkilerini ortaya çıkarmıştı. Trenin saatte 40 ya da 80 mil hızla gitmesi, daha geniş ekonomi üzerindeki etkisi açısından küçük bir fark yaratıyordu; önemli olan mesafenin aşılabilmesiydi. Yapay zekâ ve yüksek hızlı geniş bant kombinasyonu, çoğu işletmenin çalışma şeklini dönüştürecek bir veri otoyolu yaratıyor.

Çin teknoloji alanında ilerliyor ve bunu da gösteriyor

ABD ve Çin yapay zekaya farklı yaklaşıyor. Büyük Amerikan teknoloji şirketlerinin trilyon dolarlık değerlemeleri çoğunlukla tüketici eğlencesinden geliyor. Huawei’den Zhang’ın dediği gibi Çin’in şiire ayıracak zamanı yok. Çin, makinelerin ne zaman bilinçli hale geleceğini ya da yapay zekânın insanların yerini ne zaman alacağını tahmin etmek yerine, angarya işlerin —bir fabrika konveyör bandındaki parçaları incelemek, kömür ocağının yakınındaki depolarda yabancı cisimler olup olmadığını kontrol etmek, makinelerdeki anormallikleri tespit etmek, konteynerleri gemilerden alıp otonom kamyonlara yerleştirmek vb.— otomasyonuna odaklandı.

Çin’in Dördüncü Sanayi Devrimi’nde (yapay zekanın üretim, lojistik ve hizmetlere uygulanması) liderliği ele geçirme planı yolunda gidiyor gibi görünüyor.

Çin’de halihazırda büyük ölçekli operasyonlar yürüten büyük üreticiler dışında, Amerikalı üreticiler Dördüncü Sanayi Devrimi teknolojisine çok az bağlılık gösterdi. Bildiğim kadarıyla fabrika otomasyonunu güçlendirmek için özel 5G ağları kuran tek ABD’li imalat firmaları General Motors (2022’de Çin’de 2,3 milyon araba üretti), Ford (2022’de Çin’de 500 bin araba üretti) ve John Deere (Şubat ayında 70 bininci Çin’de üretilmiş traktörünü piyasaya sürdü). Bu firmaların Çinli üreticilerle ortak girişimleri var ve Çin sanayisinin yardımcıları olarak kabul edilebilirler.

Sorun şu ki, 2000’li yıllardaki büyük düşüşün ardından ABD’deki yerli üretimden geriye kalanlar, genelde yapay zekâ uygulamalarının faydalarını gerçekleştirecek ölçeğe sahip değil. Özel 5G ağlarının kurulumu tamamen yapay zekâ uygulamalarıyla örtüşmüyor; wifi ve fiber optik kablolar belirli fabrika ortamlarında bilgiyi aynı şekilde iletebilir. Ancak 5G, özellikle robot yoğun üretim, madenler, limanlar ve depolar gibi hızlı hareket eden ağır makinelerin bulunduğu ortamlarda kablo tabanlı iletişime göre bariz avantajlara sahip.

Avrupa 5G Gözlemevi tarafından yapılan bir sayıma göre Volkswagen, Porsche, Saab ve Toyota gibi otomobil üreticilerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık altmış fabrika, liman ve havaalanına özel 5G ağları kurdu. Yine, bu Endüstri 4.0 teknolojisini uygulayan üretim ve taşımacılık firmalarının çoğu Çin’de kayda değer bir varlığa sahip.

5G, Batılı bir tüketici teknolojisi olarak bir hayal kırıklığı oldu. Wall Street Journal’ın Ocak 2023 tarihli haberinin başlığı şu: “Sorun sadece siz değilsiniz: 5G büyük bir hayal kırıklığı.” Saniyede yaklaşık 150 mbps indirme hızıyla, Amerikan 5G ağları Çin’inkinin ancak yarısı kadar hızlı. Ve ABD’nin bazı 5G ağları, kendilerinden önce gelen 4G ağlarından daha yüksek gecikme süresine sahip, bu da onları sürücüsüz araçlar gibi uygulamalar için daha az kullanışlı hale getiriyor. 5G altyapısına yapılan harcamaların azalması Ericsson’u 2023’ün ikinci çeyreğinde zarara götürdü.

Çin ise 5G’yi endüstriyel bir teknoloji olarak görüyor ve 5G2B’nin (iş amaçlı 5G) satışları artırmasını bekliyor. Batılı ve Çinli şirketlerin göreceli hisse senedi fiyat performansı ileriye dönük bazı bilgiler içeriyor. En büyük telekom altyapısı sağlayıcısı olan Huawei özel bir şirket (patron-işçi şirketi) ve borsada işlem gören bir hisse senedi fiyatı yok, dolayısıyla bu konuda fikir edinilemez. Fakat Çin’in iki numaralı telekom şirketi ZTE, Huawei için kabaca bir fikir sunuyor. Hisse senedi fiyatı son beş yılda iki katına çıkarken, ikinci ve üçüncü sıradaki küresel firmalar Ericsson ve Nokia piyasa değerlerinin yaklaşık yüzde 30’unu kaybetti (fiyat performansı Amerikan doları cinsinden hesaplanmıştır). Temmuz 2018 ile Temmuz 2023 arasında geniş Avrupa pazarı yüzde 23 yükselirken Çin pazarının (CSI 300) neredeyse hiç değişmediği düşünüldüğünde bu durum dikkate değer. ABD’nin baskısı Çinli firmaları ABD pazarından ve pek çok Avrupa pazarından dışlamış olsa da Çinli firmalar kendi pazarlarına ve Küresel Güney’in çoğuna hâkim durumda.

Bu nedenle Çin, iş otomasyonunda kritik bir unsur olan 5G geniş bantta belirgin bir avantaja sahip. Büyük miktarda verinin iletilmesi (örneğin, bir fabrika konveyör bandının dakikada binlerce fotoğrafı ya da yeraltı madencilik operasyonlarının gerçek zamanlı videosu) çip hızından daha fazla bir darboğaz oluşturuyor. Geçtiğimiz ay Çin, “5G/6G spektrum kaynaklarının küresel veya bölgesel olarak bölünmesine” ve “mobil iletişim ve endüstriyel gelişmeleri yurt içinde teşvik etmeye” zemin hazırlamak amacıyla 6GHZ bandındaki spektrumu 5G ve 6G hizmetlerine tahsis eden ilk ülke oldu.

ABD spektrum tahsisi mobil geniş bant yerine Wi-Fi’ı tercih ederek 6GHz bandının neredeyse tamamını “lisanssız kullanıma”, yani Wi-Fi’a tahsis etti. Sektörel internet sitesi Lightreading’in gözlemlediği üzere, “karar kablo endüstrisi ve Apple’dan Cisco’ya kadar diğer Wi-Fi savunucuları için bir kazanımı temsil ediyor. Fakat sabit kablosuz gibi yüksek bant genişliğine sahip hizmetler için yeterli spektruma sahip olmadıklarını savunmaya devam eden 5G ağ operatörleri için FCC’nin kararı bir gerileme oldu.”

Diğer bir deyişle, ABD’nin politikaları endüstri uygulamaları yerine tüketici odaklı büyük teknoloji endüstrisini desteklemeye devam ediyor.

Telekom altyapısı ve ilgili uygulamalar Çin’in Küresel Güney’e ihracatını da artırdı. 2019’dan bu yana ASEAN’da yüzde 50, Brezilya’da yaklaşık yüzde 100 ve Türkiye’de yüzde 250 artış kaydedildi. Geniş bant, kayıt dışı istihdamın yüksek olduğu ülkeler üzerinde dönüşümsel bir etkiye sahip. Ödeme sistemlerini akıllı telefonlara taşıyor ve daha önce marjinalize edilmiş insanlara bankacılık ve krediyi açıyor ve girişimcilere bilgi ve satış fırsatları sağlıyor. Eğitim ve sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere hizmetlerin sunum maliyetini düşürüyor ve yeni endüstrileri teşvik ediyor.

Tüm bu çabalar sayesinde Çin, 2023 yılında 3 milyar dolarlık küresel satışla en büyük imalat sanayi olan otomobilde dünya lideri oldu. Yüksek teknolojili üretim ve ölçek ekonomilerinin Çin’in üstünlüğünü artırması muhtemel. 1908 yılında Henry Ford, Model T’yi o zamanlar Amerika’nın kişi başına düşen GSYİH’si olan 800 dolardan fiyatlandırarak kişisel otomobillere kitlesel olarak sahip olma dönemini tanımlamıştı. Çin şimdi yeterli menzile ve güce sahip elektrikli araçları yaklaşık 11 bin dolardan, yani Çin’in kişi başına düşen GSYİH’sinin hemen altında üretiyor. Çin’in ucuz ama tam donanımlı elektrikli otomobilleri Avrupa’nın otomobil pazarının alt ucuna hâkim olabilir. Bir zamanlar Çin’de en çok satan marka olan Volkswagen’in pazar payı düştü ve koronavirüs pandemisinden önce 4,2 milyon olan yıllık satışları 2022’de 3,2 milyon adede geriledi. 5G2B ve yapay zekânın faydaları —daha ucuz endüstriyel ürünler, daha verimli limanlar, otomatik araçların konuşlandırılması vb.— bu nedenle elle tutulur ve gözle görülür.

Bu arada, Batı’da, LLM’lerin kârlılığı nasıl artıracağı daha az net. Üretken yapay zekâ gelecekte, özellikle de yazılım otomasyonunda daha kazançlı kullanım alanları bulabilir ama mevcut teknolojinin ChatGPT’den esinlenen trilyonlarca dolarlık ek hisse senedi değerlemesini nasıl haklı çıkardığı bir sır olarak kalmaya devam ediyor. Bu arada OpenAI’ın ChatGPT modeli, haziran ayında internet sitesi ziyaretlerinde yüzde 10’luk bir düşüşle popüler bir merak nesnesi olarak zirvesine ulaşmış gibi görünüyor.

Mevcut kullanım ve tahminlere gelince, tablo iyimser değil. Asia Times tarafından yapılan bir araştırmaya göre, ABD’deki her yardım masası çalışanının yerine bir chatbot konulması yılda sadece 1,6 milyar dolar tasarruf sağlarken, bilgisayar programcılarının en alttaki yüzde 25’inin kazançlarına göre chatbot ile değiştirilmesi sadece 2,5 milyar dolar tasarruf sağlayacak.

ABD’nin teknoloji yaptırımları neden başarısız oldu?

ABD yaptırımları Çin’deki yapay zekâ gelişimini kısıtlama konusunda çeşitli nedenlerden ötürü etkisiz.

İlk olarak belirtildiği gibi, Çin’in kendi tasarımları, genelde LLM’lerden daha az bilgi işlem gücü gerektiren ve halihazırda Nvidia ve AMD tekliflerine eşdeğer performans sunabilen endüstri uygulamalarında rekabetçi.

İkinci olarak Çin’in SMIC firması, çok daha yüksek maliyetler ve daha düşük verimlilikle de olsa 7 nanometrelik çipler üretebilir. Çin ordusunun 7 nanometrelik çip gereksinimlerini kesinlikle karşılayabilir. RAND Corporation’ın 2022 yılında yaptığı bir çalışmada açıkladığı üzere, mevcut askeri sistemler büyük ölçüde daha sağlam ve güçlendirilmesi daha kolay olan eski çipleri kullanıyor.

Üçüncüsü, Nvidia’nın en hızlı yapay zekâ çipleri Çin’de üçüncü taraf satıcılar aracılığıyla daha yüksek fiyatlarla kolayca temin edilebiliyor. Nvidia tarafından ABD kurallarına uymak üzere tasarlanan daha yavaş versiyonlar Çin’e satılmaya devam ediyor ama Washington’un bunları da yasaklama ihtimalinin olduğu bildiriliyor.

ABD’li sektör liderlerine göre Çinli firmaların bulut hizmetleri aracılığıyla Amerikan yapay zekâ bilgi işlem gücünü kullanmasını engellemek pek bir işe yaramayacak. Amazon CEO’su Andy Jassy’ye CNBC 6 Temmuz’da şu soruyu yöneltmişti: “Yönetimin ortaya attığı şeylerden biri de Çinli şirketlerin Amazon gibi bulut sağlayıcıları aracılığıyla hiper ölçeklendiriciler yoluyla yapay zekâ sınıfı bulut bilişim kaynaklarına erişemeyeceği fikri. Çinli şirketlerin [Amazon Web Services] üzerinde yapay zekâ ölçekli bilgi işleme erişememesinin Amazon’u nasıl etkileyeceği konusunda bir fikriniz var mı?” Jassy’nin yanıtı şöyleydi: “Gerçek şu ki, Çin’de yerli bazı son derece güçlü bulut sağlayıcıları var. Dolayısıyla Çin’deki yerel şirketler ister ABD’li şirketlerden ister Avrupalı şirketlerden isterse Çinli şirketlerden gelsin, yapay zekâ imkânlarına erişebilecekler.”

Ya ciddi rekabet ya da yok oluş

ABD’nin Çin’e teknoloji ihracatına getirdiği sınırlamalar, en büyük stratejik etkiye sahip olan yapay zekâ uygulamalarının yaygınlaşmasını durdurmuş ya da yavaşlatmış gibi görünmüyor. Aynı zamanda Çin’e yapılan satışlara getirilen kısıtlamalar, ABD’li yarı iletken şirketlerinin gelirlerini azaltıyor ve Ar-Ge bütçelerini tehlikeye atıyor. Aralık 2019’da Savunma Bakanlığı, Huawei’nin bir müşteri olarak kaybedilmesinin yonga üreticilerinin Ar-Ge’yi sürdürme kabiliyetini etkileyeceği gerekçesiyle Trump yönetiminin Huawei’ye üst düzey yonga ihracatını yasaklama planını veto etmişti. Başkan Donald Trump başlangıçta Pentagon’un tutumunu desteklemişti ama koronavirüs salgınının tüm gücüyle vurmasının ardından 2020’de bunu tersine çevirmişti.

Yarı iletken endüstrisi, Ar-Ge gereksinimlerinin ölçeği açısından benzersiz. Sektör, 2021’de 600 milyar dolarlık satış için 200 milyar dolarlık Ar-Ge bütçesi ayırdı (pazarın yumuşaklığı nedeniyle gerçek toplam 160 milyar dolar veya daha az olacak). Başka hiçbir sektör gelirinin üçte birini Ar-Ge’ye ayırmıyor. Dünyanın en büyük endüstrisi olan otomobil, gelirinin yaklaşık on dörtte birini Ar-Ge’ye harcıyor. Gelirinin üçte birini Çin’de elde eden Qualcomm ya da gelirinin beşte birini elde eden Nvidia gibi şirketler için CHIPS Yasası kapsamında sağlanan teşvik, federal düzenlemeler nedeniyle kaybedilen gelirleri telafi etmeyecek. Bu şirketler Biden yönetimine Çin üzerindeki kontrolleri gevşetmesi konusunda lobi yapıyor ve iyi bir gerekçeleri var, aslında Pentagon’un Aralık 2019’da sunduğu gerekçenin aynısı.

Çin’e teknoloji ihracatı üzerindeki kısıtlamalar en iyi ihtimalle geçici tedbirler. Dünyanın önde gelen çip litografi ekipmanı üreticisi ASML’nin de belirttiği gibi, her yıl dünyanın geri kalanının toplamından daha fazla mühendis mezun eden Çin, eninde sonunda kendi ikamelerini geliştirecektir. Geçici bir tedbir olarak bile olsa, kontroller başarısız oluyor. Çin’e çeşitli biçimlerde yüksek maliyetler yüklüyorlar ama Dördüncü Sanayi Devrimi’ni engellemediler. Tam aksine Dördüncü Sanayi Devrimi teknolojilerinin Amerikan sanayisi tarafından sınırlı ölçüde benimsenmesi, Çin’e büyük taahhütleri olan firmalarda yoğunlaşıyor.

CHIPS Yasası, değeri ne olursa olsun, ABD’nin Apollo programı kapsamında ya da DARPA’nın dijital ekonominin icadını finanse ettiği 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başında gösterdiği çabanın yerini tutamaz. 1983 yılında ABD, GSYİH’nin yüzde 1,2’sini ve ülke bütçesinin yüzde 5’ini federal Ar-Ge’ye ayırıyordu. Bugün ise GSYİH’nin sadece yüzde 0,6’sını ve federal bütçenin ancak yüzde 2’sini Ar-Ge’ye harcıyoruz.

Çin’e karşı teknolojik üstünlüğümüzü korumak için birkaç yüz milyar dolar daha harcamamız, yüksek vasıflı işgücünü eğitmemiz, daha fazla bilim insanı ve mühendis yetiştirmemiz ya da ithal etmemiz ve üretime daha geniş teşvikler sağlamamız gerekecek. Çin’i sindirmeye çalışmak için artık çok geç. Bu artık bizim gücümüz dahilinde değil. Gücümüz dahilinde kalan tek şey Amerika’nın üstünlüğünü yeniden tesis etmektir.

Çok Okunanlar

Exit mobile version