Avrupa
Avrupa silah sanayisinde Çin rahatsızlığı

Avrupa’daki askeri uzmanlar, Avrupa savaş uçaklarının Çin modellerine göre yetersiz kalabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Hindistan ve Pakistan arasındaki kısa çatışmanın analizlerinde, Pakistan Hava Kuvvetleri’nin Çin yapımı J-10C tipi bir jet ve PL-15 tipi bir füzeyle bir veya daha fazla Rafale tipi Hint jetini düşürdüğü belirtiliyor.
Rafale, Fransız yapımı. Manevralarda ise J-10C’nin daha önce Eurofighter jetlerine karşı çok net bir üstünlük sağladığı bildiriliyor.
Böylece Çin’in hızlı teknolojik atılımı, Çin silah üretiminde de bir atılım sağlıyor. Geçtiğimiz yıllarda, Çin Halk Cumhuriyeti ilk olarak güneş panelleri, elektrikli otomobil aküleri ve gemi üretiminde teknoloji alanında dünya liderliğine yükselmeyi başardı ve bu alanlarda dünya pazarını ele geçirdi. Şu anda Çinli şirketler, yapay zeka (AI) ve en modern yarı iletkenlerin üretiminde önde gelen Batılı şirketlere yetişmeye çalışıyor.
Bir Alman otomotiv tedarikçisi, Çin ile işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor ve inovasyon gücü açısından bu ülkeye ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.
Batarya ve gemi yapımında dünya pazarları Çin’in egemenliğinde
German Foreign Policy’de yer alan analize göre Çin, son yirmi yılda giderek artan sayıda teknolojide sadece arayı kapatmakla kalmadı, aynı zamanda küresel liderlik konumuna da ulaştı.
Bunun ilk örneklerinden biri, Çinli şirketlerin Alman rakiplerini geride bıraktığı güneş pilleriydi. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2022 yılında Çin’in güneş paneli üretimi için tüm tedarik zincirlerinde dünya pazar payının yüzde 80’in üzerine çıktığını açıklamıştı.
Elektrikli otomobiller için batarya üretiminde de durum benzer. IEA’ya göre, şimdiye kadar üretilen tüm elektrikli otomobil bataryalarının yüzde 70’inden fazlası Çin’de üretildi; Çinli şirketler bu sayede muazzam bir know-how birikimi elde etti ve ayrıca güçlü entegre tedarik zincirlerinden faydalandı.
Çinli şirketlerin bu avantajları bugün Kuzey Amerika’daki üretim fiyatlarının yüzde 20, Avrupa’daki üretim fiyatlarının ise yüzde 30 altında fiyatlar elde etmelerini sağlıyor.
Bir başka örnek de gemi inşası. Washington Center for Strategic & International Studies’e göre, Çin Halk Cumhuriyeti bu alanda dünya pazarının yüzde 53,1’ine sahip ve Güney Kore (yüzde 29,1) ile Japonya’yı (yüzde 13,1) açık ara geride bırakmış durumda.
Peki, yapay zekada da atılım yapıyor
Çin’in zirveye doğru olan hızlı yükselişi, en gelişmiş yüksek teknoloji sektörlerine de ulaştı.
Ocak ayında, Çinli DeepSeek şirketinin, Batının lideri OpenAI’ın ChatGPT modeline eşdeğer, fakat çok daha düşük maliyetli bir yapay zeka modeli geliştirdiği açıklandı.
Eski Google CEO’su Eric Schmidt, kısa süre önce bu modelin en son sürümünün şu anda dünyadaki en iyisi olduğunu kabul etti.
Çin, endüstriyel robotların kurulumunda da uzun süredir önde. Uluslararası Robotik Federasyonu (IFR) verilerine göre, 2023 yılında Çin’de toplam 276.288 endüstriyel robot kuruldu ki bu, dünya toplamının yüzde 51’ini oluşturuyor ve bunların neredeyse yarısı Çin’de üretildi.
Japonya 46.106 adetle açık ara ikinci sırada yer alırken, onu ABD (37.587), Güney Kore (31.444) ve Almanya (28.355) izledi. Avrupa’nın tamamı bile 92.393 adetle Çin’in üçte birine bile ulaşamadı.
Pekin, şimdiye kadar en büyük zayıf noktası olarak görülen yarı iletkenlerde bile arayı kapatıyor. Huawei, daha önce rakipsiz olarak kabul edilen ABD’li Nvidia’nın yarı iletkenlerini değiştirebilecek AI çipleri geliştirdi. Bu çiplerin şimdi seri üretime geçmesi planlanıyor.
Almanya yeşil dönüşümde geride kalıyor
Benzer bir gelişme, enerji kaynağı olarak yeşil hidrojen kullanımına geçişte de görülmektedir.
Yenilenebilir enerjiden yeşil hidrojen üretmek için gerekli olan elektrolizörlerin üretiminde, ThyssenKrupp Nucera ve Sunfire gibi Alman şirketleri güçlü bir dünya pazarı konumu elde etmeyi umuyor.
Fakat son zamanlarda, yeşil hidrojenin kullanımı sadece Almanya’da değil, tüm AB’de neredeyse hiç ilerleme kaydetmemesi nedeniyle bu beklentiler kötüleşti; hatta Norveçli Statkraft gibi bazı enerji şirketleri ilgili projeleri şimdiden durdurdu.
Alman endüstrisi, kısa bir süre öncesine kadar Suudi Arabistan’ın 10 milyar dolarlık yeni hidrojen projelerinde lider konuma gelmeyi hedefliyordu. Riyad, petrol sonrası döneme yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapıyor ve bu kaynaklardan çok büyük miktarlarda sahip.
Fakat şimdi, hidrojen işinin büyük kısmının Çinli rakiplere gideceği anlaşılıyor. Pekin, hidrojen sektörünü hızlı bir şekilde geliştiriyor ve bu da yerli şirketlere ölçek avantajları sağlıyor
Bu nedenle, tekliflerinin “rakip firmalardan yüzde 15’e kadar daha ucuz” olduğu belirtiliyor; Alman firmalarının Suudi Arabistan’da “birkaç küçük sipariş” ile yetinmesi gerekecek gibi görünüyor.
Alman otomotiv sanayisinden Çin ile işbirliği çağrısı
Alman sanayi temsilcileri, Çin’in hızlı teknolojik gelişimi göz önüne alındığında, Çin ile işbirliğini sadece sürdürmekle kalmayıp, mümkünse daha da genişletmek gerektiğini savunuyor.
Otomotiv tedarikçisi ZF Friedrichshafen’in CEO’su Holger Klein, kısa süre önce yaptığı açıklamada, Çin’in sadece büyüklüğü nedeniyle değil, aynı zamanda “inovasyon gücü” nedeniyle de “önemli bir pazar” olduğunu belirtti.
Çin’in hızlı teknolojik gelişimi göz önüne alındığında Klein, pazarının “son derece rekabetçi ve zorlu” olduğunu, fakat aynı zamanda Almanya için bir “spor salonu” olduğunu belirtti ve orada “formu iyi” olanların “diğer pazarlarda da rekabetçi” olacağını söyledi.
Çin ile işbirliğinin kaçınılmaz olduğunu savunan CEO, AB’nin Çin elektrikli otomobillerine karşı kapılarını kapatsa bile, Çin’de yeni rakipler ortaya çıkacağını ve bunların dünyanın başka yerlerinde, belki Avrupa’da değil ama Brezilya, Meksika veya Tayland’da karşılarına çıkacağını savundu.
Bu nedenle ZF Friedrichshafen, Çin’de geri kalmamak, aksine büyümeye devam etmek için çaba gösteriyor. Şu anda Asya-Pasifik’in payı yaklaşık yüzde 23, Çin’in payı ise yüzde 20’nin biraz altında, fakat her ikisi de artış eğiliminde.
Klein, “Çin’deki payımızı çok bilinçli bir şekilde artırıyoruz,” dedi.
Çin silah sistemleri ilk kez Avrupa’nın önüne geçti
Çin’in teknolojik atılımı, Çin silah sistemlerinin ilk kez Avrupa ürünlerinden üstün hale gelmesine yol açtı.
Askeri uzmanların doğruladığı üzere, Hindistan ve Pakistan arasında son silahlı çatışmada Pakistan hava kuvvetleri en az iki, belki de daha fazla Hint savaş uçağını düşürdü.
Bu, uzmanlar tarafından önceden Pakistan silahlı kuvvetlerinin yetersiz olduğu değerlendirildiği için sürpriz oldu. Uçakları, Çin’de üretilen bir J-10C savaş uçağı düşürdü.
Bu uçak, yine Çin’de üretilen bir PL-15 füzesi ile en az bir, belki de birkaç Rafale tipi Hint savaş uçağını vurdu. Rafale, Fransız üretimi olup, Fransız Meteor füzeleriyle donatılıyor. Bu füzeler, Pakistan uçağını düşürmeyi başaramadı
t-online’da yer alan habere göre, J-10C, geçen yıl Pakistan pilotlarının Katar Hava Kuvvetlerine ait Eurofighter uçaklarıyla savaştığı bir manevrada, “hem yakın hem de uzak mesafeli savaşta” Avrupa uçağından üstün olduğunu kanıtlamıştı.
Avrupa ülkelerinden oluşan bir konsorsiyum tarafından üretilen Eurofighter, J-10C ile yapılan tatbikat savaşını “sıfır-dokuz” ile kaybetti. Bir uzman, “Çin daha iyi ve daha ucuz sistemler üretiyor,” diyor.
Endonezya, Rafale siparişlerini iptal etmeyi düşünüyor
Bu durum, Batılı şirketlerin sadece çok para kazanmakla kalmayıp, üçüncü ülkelerin silahlı kuvvetlerini Batı’ya belirli bir bağımlılık içine sokan silah ihracatını etkileyebilir.
SCMP’de yer alan habere göre Endonezya, Rafale siparişlerini iptal etmeyi şimdiden değerlendiriyor.
Fakat her şeyden önce, J-10C’nin Avrupa savaş uçaklarından üstün olduğu değerlendirmesi, Çin ile tırmanan çatışmanın silahlı bir çatışmaya dönüşmesi halinde Batının, yükselen büyük güce karşı savaşta üstün silah sistemleriyle değil, yetersiz silah sistemleriyle savaşacağı ihtimali ilk kez gündeme geliyor.