Diplomasi
Birleşik Krallık, Körfez ile 1,6 milyar sterlinlik ticaret anlaşması imzalayacak

Birleşik Krallık, Körfez ülkeleriyle 1,6 milyar sterlinlik bir ticaret anlaşması imzalamak üzere.
Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni içeren Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile yapılan anlaşma, ABD, Hindistan ve AB ile yapılan anlaşmaların ardından Başbakan Keir Starmer’in dördüncü ticaret anlaşması olacak.
Londra, anlaşmanın 2035 yılına kadar KİK ülkeleri ile ticarete yıllık 8,6 milyar sterlin ek katkı sağlayacağını umduğunu açıkladı. Petrol zengini bölgedeki müzakerelere yakın kaynaklar, anlaşmanın şu anda son aşamada olduğunu ve Birleşik Krallık’ın anlaşmayı yakında onaylayacağını beklediklerini söyledi.
Anlaşma, özellikle otomobil endüstrisi ve finansal hizmetler için faydalı olacak gibi görünüyor, fakat tahminlere göre serbest ticaret anlaşmasının önümüzdeki on yıl içinde GSYİH’nin %0,1’inden daha az bir değere sahip olacağı tahmin ediliyor.
Fakat hayvan refahı standartlarının daha düşük olması nedeniyle İngiliz çiftçileri önemli ölçüde zarara uğratabilecek tavuk ithalatı anlaşması konusunda tepki olması muhtemel.
The Guardian’ın edindiği bilgilere göre, sendika konfederasyonu TUC anlaşma konusunda ihtiyatlı olunması gerektiğini savunanlar arasında yer alıyor ve bakanlara endişelerini iletti.
İnsan hakları grupları daha önce, Birleşik Krallık’ın özellikle göçmen işçiler için insan haklarının iyileştirilmesine yönelik yasal taahhütler olmadan serbest ticaret anlaşmasını imzalamaması gerektiğini söylemişti.
İngiltere ve KİK’in gelecekteki tüm anlaşmalarda güçlü insan hakları koşulları içermesi ve Londra’nın ticaret ilişkilerinin derinleşmesinin olası sonuçlarına ilişkin kendi bağımsız etki değerlendirmesini şeffaf bir şekilde sunması gerektiğini belirtmişlerdi.
Müzakerelere yakın bir başka kaynak, taahhütlerin bir parçası olarak insan haklarına ilişkin bazı ifadelerin yer almasının muhtemel olduğunu, fakat yasal bir yükümlülük bulunmadığını belirtti.
İş ve Ticaret Bakanlığı sözcüsü, KİK ile ticaret anlaşması müzakerelerinin devam ettiğini söyledi ve henüz bir son tarih belirlemediklerini kaydetti. Bakanlık kaynakları, 6 Haziran’da başlayacak Kurban Bayramı nedeniyle müzakerelerin ara verilmesi ihtimalinin olduğunu belirtti.
Birleşik Krallık-KİK ticaret anlaşması, altı KİK ülkesinin de kişi başına karbon emisyonu açısından ilk 10’da yer alması nedeniyle Ada’nın net sıfır emisyon hedefleri üzerinde de etkisi olacak.
TUC genel sekreteri Paul Nowak, “TUC, Körfez ülkeleriyle ticaret anlaşması konusunda bakanlara doğrudan endişelerini iletti ve bunu yapmaya devam edeceğiz. Ticaret anlaşmaları konusundaki görüşümüz tutarlıdır: hükümet, insan haklarını ve işçi haklarını ihlal eden ve uluslararası hukuku çiğneyen ülkelerle anlaşma yapmamalıdır. Hükümetin İsrail ile ticaret görüşmelerini askıya alması doğru bir karardı,” dedi.
Bakanlar, anlaşmanın tarımla ilgili yönleri konusunda Ulusal Çiftçiler Birliği’nin tepkisiyle de karşılaşacaklar. Sektör temsilcileri The Guardian’a, ithalatın hijyen standartlarını karşılaması halinde anlaşmanın tavuklara sınırsız erişim hakkı verebileceğini söylediler.
Müzakereler, iki hafta önce imzalanan Hindistan anlaşmasından daha somut bir olasılık olarak görülen ve Muhafazakârlar tarafından başlatılan çalışmaları tamamlamaya hazır olan Ticaret Bakanı Douglas Alexander tarafından yürütülüyor. Alexander’ın nihai onay için muhatabıyla görüşmesi bekleniyor.
Önceki ticaret bakanı Anne-Marie Trevelyan, parlamentoda anlaşmanın “insan hakları pahasına yapılmayacağı” sözünü vermişti.
Milletvekilleri, ticaret anlaşmalarına haklar konusunun dahil edilmesinin emsalleri olduğunu, örneğin Yeni Zelanda anlaşmasında yerli halkların ülkelerinin gelecekteki ilerlemesinde rol alacağına dair taahhütlerin yer aldığı bölümün buna örnek olduğunu belirtmişlerdi.
O dönem gölge ticaret bakanı olan Nick Thomas-Symonds, muhalefette iken, “İnsan hakları, kadın hakları ve işçi haklarının Birleşik Krallık’ın ticaret müzakerelerine dahil edilmesi çok önemli” demişti.
Fakat İşçi Partisi hükümeti döneminde yapılan son görüşmelerde, Lordlar Kamarası Ticaret Bakanı Baroness Jones, Birleşik Krallık’ın “dünya çapında insan haklarının önde gelen savunucusu” olmasına rağmen, bu çalışmanın serbest ticaret anlaşmaları müzakerelerinden ayrı olarak yürütüldüğünü söyledi.
Geçen yıl Lordlar Kamarası’nda yaptığı konuşmada, “Ticaret politikasının bazı yönleri, ikili ilişkilerde diğer sorunları ele alma fırsatı sunabilir, fakat serbest ticaret anlaşmaları genellikle insan hakları sorunlarını ilerletmek için en etkili veya en hedefli araç değildir,” demişti.
BAE ticaret bakanı Dr. Thani bin Ahmed al-Zeyoudi, 2023 yılında Politico’ya verdiği demeçte, Birleşik Krallık ve diğer Batı ülkeleri “daha fazla pazar erişimi ve daha fazla iş fırsatı istiyorlarsa” ticaret anlaşmalarındaki standart insan ve işçi hakları hükümlerini “yumuşatmaları” gerektiğini söylemişti.
Hükümet tahminlerine göre, Birleşik Krallık’ın yedinci en büyük ihracat pazarı olan bu blokla ticaretin değeri yıllık yaklaşık 59 milyar sterlin olup, ticaret anlaşmasının ticareti yaklaşık %16 oranında artıracağı tahmin ediliyor.
Suudi Arabistan ve BAE dahil Körfez ülkelerindeki devlet fonları, Birleşik Krallık’ın en büyük yabancı yatırımcıları arasında yer alıyor.