Dünyanın en büyük varlık yöneticisi BlackRock, yatırımcılar enflasyonist baskılarla boğuşurken gösterge ABD borçlanma maliyetlerinin önümüzdeki beş yıl boyunca yüzde 5,5 civarında seyredeceğini düşünüyor.
Şu anda on yıllık getiriler yüzde 4,7 seviyesinde, fakat BlackRock Yatırım Enstitüsü başkanı ve eski Kanada Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Jean Boivin, piyasaların çok daha yüksek uzun vadeli borçlanma maliyetlerine doğru gittiğini söyledi.
Enflasyon da yüksek faiz de bir sürede daha bizimle
Boivin, bunların ‘yaşlanan nüfus, kırılgan jeopolitik ve enerji dönüşümüyle ilgili maliyetlerden kaynaklanacağını’ savundu. Yetkili Financial Times’a verdiği demeçte, “ABD’de yüzde 5,5’lik uzun vadeli 10 yıllık getirilerin önümüzdeki beş yıldaki makro zeminle tutarlı görünen seviye olduğunu düşünüyoruz. Bu aynı zamanda tahvil yatırımcılarının uzun vadeli tahvillere yatırım yapmak için ihtiyaç duydukları risk telafisi ile de tutarlı,” dedi.
Yorumlar, merkez bankalarının faiz artırım döngülerinin sonuna geldiklerine dair inancın artmasıyla son günlerde Atlantik’in her iki yakasında devlet tahvillerinde yaşanan keskin yükseliş ile birlikte değerlendiriliyor.
On yıllık ABD Hazine tahvillerinin getirisi bu hafta 0,17 puan düştü. Çarşamba günkü düşüş, yatırımcıların ABD Merkez Bankası Başkanı Jay Powell’ın ‘güvercin’ açıklamalarının ardından, Mart ayında Silikon Vadisi Bankası’nın çöküşünden bu yana en büyük günlük düşüş oldu.
Powell, Fed’in ‘enflasyonu yüzde 2’ye düşürmek için yeterince kısıtlayıcı’ bir politika duruşuna ulaşmaya kararlı olduğunu söylemişti.
Fed faiz artırmayacak ama ne zaman faiz indirecek?
Fakat Boivin, Fed’in başarılı olma şansı konusunda şüphelerini dile getirdi ve “Enflasyonun inişli çıkışlı bir seyir izlediğini görüyoruz: şimdi düşüyor ama gelecek yıldan sonra bir süre tedirgin olmaya başlıyor,” dedi. Boivin, önümüzdeki birkaç yıl içinde ABD’de yüzde 3’e yakın bir enflasyon görmeyi beklediğini sözlerine ekledi.
BlackRock yöneticisi, Fed’in bir faiz artışı daha yapacağına dair güçlü bir inanca sahip olmadığını fakat asıl önemli olanın merkez bankasının faizleri ne zaman indirmeye başlayacağı olduğunu söyledi. İlk faiz indiriminin zamanlamasına ilişkin beklentiler, yatırımcıların faizlerin daha uzun süre yüksek kalacağını kabul etmesiyle yaz aylarından bu yana yaklaşık altı ay ileriye ötelendi.
‘Artık talep odaklı değil, arz odaklı ekonomiler var’
Vadeli işlem piyasaları ilk faiz indirimini gelecek yılın Temmuz ayına fiyatlasa da Boivin gelecek yıl yapılacak bir faiz indiriminin ‘olsa olsa 2024’ün sonlarında’ gerçekleşeceğine inandığını söyledi.
Boivin ayrıca, Avrupa ve ABD’deki ekonomilerin ‘pandemi kaynaklı enflasyondan, enflasyonist baskıların devam ettiği bir dünyaya doğru normalleştiğini’ söyledi.
“1980-2020 yılları arasında olduğu gibi talep tarafından şekillendirilen bir dünyadan ziyade arz tarafından şekillendirilen bir dünyadan bahsediyoruz,” diyen Boivin, yaşlanan nüfusun sıkı işgücü piyasalarına yol açması, jeopolitik parçalanmanın küresel üretimi daha pahalı hale getirmesi ve ‘yeşil enerji’ dönüşümünün daha pahalı bir enerji anlamına gelmesi gibi etkenlere değindi.