Joshua Kurlantzick, Dış İlişkiler Konseyi’nde (CFR) Güneydoğu Asya’dan sorumlu kıdemli araştırmacı
ABD-Japonya-Filipinler üçlü zirvesinin başarısı, Joe Biden yönetiminin Hint-Pasifik’te ortaklıklar kurma konusundaki kararlılığının altını çizdi, ancak Güneydoğu Asya ülkeleri bu konuda daha az ilgili.
Kısa bir süre önce tamamlanan ve türünün ilk örneği olan ABD-Japonya-Filipinler üçlü Beyaz Saray ortak toplantısı amacına ulaşmıştır. Başkan Ferdinand Marcos Jr. yönetimindeki Filipinler, önceki yönetime göre rotasını önemli ölçüde değiştirdi ve açıkça ABD ile aynı hizaya geldi. Hem Tokyo hem de Washington ile bağlarını güçlendirme taahhüdünde bulundu. Başkan Biden, daha önce Mike Pompeo’nun Dışişleri Bakanı olduğu dönemde dile getirdiği bir hususa atıfta bulunarak, ABD’nin antlaşma müttefiki Filipinler’i savunma konusundaki “demir gibi” kararlılığını bir kez daha teyit etti; bu açıklama, ABD’nin olası bir Güney Çin Denizi çatışmasında Manila’yı savunmaya hazır olduğunu gösteriyor. Toplantı aynı zamanda Tokyo’nun Güneydoğu Asya devletleri ve Hint-Pasifik’teki diğer ortaklarıyla güvenlik ilişkilerini geliştirme konusunda giderek daha iddialı hale gelmesiyle Japonya’yı özellikle Güney Çin Denizi’ndeki bölgesel güvenliğe daha fazla çekti.
New York Times’ın haberine göre, bu toplantı Çin’e doğrudan bir meydan okuma olarak göründü ve Beyaz Saray’ın Pekin’in artan iddiasına yanıt olarak bölge çapında bir çabayı koordine ettiğini gösterdi. Times’ın haberine göre, “Başkan Biden Perşembe günü Japonya ve Filipinler liderleriyle yaptığı ilk ortak toplantıda, Amerikalı yetkililerin Çin’in saldırganlığına karşı bir kalkan görevi göreceğine inandıkları Hint-Pasifik’teki güvenlik ve ekonomik ittifaklar ağını genişletti.”
Time dergisinin de belirttiği gibi, Biden yönetimi Çin’i göz önünde bulundurarak Hint-Pasifik’te bir ortaklıklar ağını güçlendirmeye çalışmış ve bölgedeki müttefiklerini ve ortaklarını ikili ve üçlü bağları güçlendirmeye teşvik etmiştir. Time’ın haberine göre, “ABD sadece son üç yılda Japonya, Vietnam, Filipinler ve Singapur gibi ülkelerle bireysel bağlarını sağlamlaştırırken, Japonya ve Güney Kore, Avustralya ve İngiltere ve şimdi de Japonya ve Filipinler gibi ülkeler arasında yeni kolektif ilişkiler geliştirdi.”
Ancak birçok ABD yetkilisinin ve bazı ABD ortaklarının, diğer Güneydoğu Asya ülkelerinin Washington (ve Tokyo gibi ortaklar) ile uyum sağlama konusunda Manila kadar kesin bir duruş sergileyeceklerine dair inancı neredeyse kesinlikle gerçekleşmeyecek. ISEAS-Yusof Ishak Enstitüsü Güneydoğu Asya’nın Durumu 2024 anketine göre, Güneydoğu Asya’daki ülkeler Çin’in uzun vadeli güvenlik niyetleri konusunda endişeli olsalar da, Filipinler dışındaki tüm ülkeler, özellikle ABD’de siyasi belirsizliğin arttığı dönemlerde, en baskın ticaret ortakları ABD ve ve genellikle büyük bir yatırımcı olan Çin arasında dengeleme stratejilerini sürdüreceklerdir. Kamboçya, Laos ve Myanmar (cunta yönetimi altında) gibi ülkeler halihazırda Çin ile daha açık bir şekilde ittifak kurmuş durumdalar.
Güneydoğu Asya devletleri, Çin’in faaliyetlerinden en çok endişe duyanlar bile, Marcos Jr. tarafından tercih edilen daha aşırı adımları atmayacak veya Pekin’i yabancılaştırma riskini almayacaktır. Endonezya’nın yeni devlet başkanı Prabowo Subianto, içeride zaman zaman Çin’i şeytanlaştıran ve eski savunma bakanı olarak ABD ile olumlu bir ilişki içinde olan ateşli bir milliyetçi, seçilmiş başkan olarak ilk ziyaretini Pekin’e yaptı ve Jakarta’nın ABD ile güvenlik bağlarını bir şekilde güçlendirirken özellikle altyapı alanında Çin yatırımı arama stratejisini sürdürdü.
Benzer şekilde, bölgede muhtemelen Filipinler (ve muhtemelen Singapur) dışında Pekin’in Güney Çin Denizi’ndeki eylemleri konusunda en önemli acil endişelere sahip ülke olan Vietnam, yakın zamanda ABD ile ortaklığını yükseltti. Yine de, Xi Jinping’in ziyaretine ev sahipliği yaparak ve Çin-Vietnam ilişkilerini derinleştirmek ve güçlendirmek için birçok adım atarak bunu hızlı bir şekilde takip etti. Bölgede her zaman Çin’e en sıcak bakan başlıca ülkeler olan Malezya ve Tayland gibi diğer devletler, riskten korunmanın ötesine geçip Marcos Jr’ı taklit etme konusunda daha da temkinli davranıyor. Pekin bölgesel donanma faaliyetlerini artırmaya devam ettikçe ve bölgesel çatışma ihtimali belirdikçe bu korunma stratejisi eninde sonunda sona ermek zorunda kalabilir, ancak şimdilik üçlü toplantı Manila, Tokyo ve Washington tarafından verilen güçlü bir sinyal olsa da, diğer Güneydoğu Asya devletlerinin bunu takip etmesi beklenmiyor.