Çin Devlet Konseyi Tayvan İşleri Ofisi Sözcüsü Chen Binhua çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında, “eğer Boğazlar arası ilişkileri barışçıl gelişimin doğru yoluna geri getirmek ve Tayvan Boğazlarında barış ve istikrarı sağlamak istiyorsak, tek Çin ilkesini içeren 1992 Mutabakatına geri dönmemiz gerekiyor” dedi.
“Tayvan’ın bağımsızlığı” politikasının Tayvan Boğazlarında barış hedefi ile bağdaşmadığını ve Asya-Pasifik bölgesinde istikrarsızlık kaynağı olduğunu söyleyen Chen, Tayvan sorununun Çin-ABD ilişkilerinde her zaman en önemli ve hassas sorunsal olduğunu vurguladı.
Tayvan’dan hizmet dışı bırakılan ABD kıyı muharebe gemisini satın almasının istendiğine dair haberlere cevaben Chen, bu haberlerin Demokratik İlerleme Partisi (DPP) yetkililerinin Tayvan adasındaki halkın zorlukla kazandığı paraları “çarçur etmeye” ve kendi çıkarları için ABD için bir “ATM” gibi davranmaya istekli olduğunu herkese açıkça gösterdiğini söyledi.
Chen, DPP yetkililerinin “Tayvan’ı satma, Tayvan’a zarar verme ve Tayvan’ı yok etme yolunda devam etmelerine izin verilmesi halinde, bunun Tayvan’ı tehlikeli bir savaş durumuna iteceğini ve Tayvan halkına büyük zarar vereceğini” kaydetti.
Sözcü ayrıca Tayvan’da 2024 yılında yapılacak bölgesel seçimlerle ilgili soruları da yanıtladı.
Adanın bölgesel lider yardımcısı olan DPP adayı Lai Ching-te, Tayvan adasının ABD’deki temsilcisi ve Çin tarafından koyu bir ayrılıkçı olarak nitelendirilen Hsiao Bi-khim’i aday adayı olarak resmen ilan etmişti.
Chen, birçok internet kullanıcısının “Tayvan bağımsızlık ikilisinin” aslında zehir ve zarar anlamına gelen “çifte zehirli ikili” olduğu yorumunu yaptığını gördüğünü söyledi.
Chen, “Tayvan bağımsızlığı”nın savaş anlamına geldiğini ve DPP’nin böylesine tehlikeli bir “Tayvan bağımsızlığı” ikilisini ortaya atmasının sadece Tayvan’daki insanların çıkarlarına ve refahına, Tayvan Boğazlarının barış ve istikrarına ve Tayvan’ın geleceğine zarar vereceğini söyledi.
Çinli Sözcü, “Tayvan adasının sosyal sistemine saygı duyuyoruz… Şu anda Tayvan barış ile savaş, refah ile gerileme arasında çok önemli bir seçimle karşı karşıya. Umuyoruz ki Tayvan halkı kendi çıkarlarını tanıyabilir, doğruyu yanlıştan ayırt edebilir, ‘Tayvan bağımsızlığı’ ayrılıkçılığına ve dış müdahaleye kesin bir şekilde karşı çıkabilir ve Boğazlar arası ilişkileri barışçıl kalkınmanın doğru yoluna birlikte geri döndürebilir ve barışçıl kalkınmanın getirilerini paylaşabilir” ifadelerini kullandı.