DİPLOMASİ

Elon Musk’ın AfD ve Almanya’ya ilgisi büyüyor

Yayınlanma

Yakın zamanda Almanya’nın tek kurtuluşunun Almanya için Alternatif (AfD) olduğunu ileri süren ve daha sonra Welt am Sonntag gazetesinde Alman seçmenleri AfD’ye oy vermeye çalışan Elon Musk’ın bu ülkeye ve Avrupa’ya yönelik ilgisi katlanarak artıyor.

Welt am Sonntag’ın ve Die Welt’in bağlı bulunduğu medya holdingi Axel Springer’in duyurduğuna göre, Musk yakında Die Welt tarafından düzenlenecek bir “iş zirvesine” katılacak.

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ve çeşitli DAX şirketlerinin başkanlarının yanı sıra AfD Eş Başkanı ve partinin şansölye adayı Alice Weidel’in de 28 Ocak’taki etkinliğe katılması bekleniyor.

Weidel, geçen hafta Elon Musk ile birlikte X’teki bir “sohbet odasında” bir araya gelmiş ve Adolf Hitler’in “komünist” olduğunu iddia etmişti.

Elon Musk’ın başını çektiği Silikon Vadisi milyarderleri, Trump’a destek verirken yapay zeka (AI) ve kripto para birimleri gibi geniş alanların deregülasyonu için bastırmış ve istediklerini almıştı.

Benzer şekilde Musk ve diğer teknoloji milyarderleri, Avrupa’daki teknoloji piyasasını geleneksel düzenin fikirlerine karşı biçimde, deregülasyon istiyor. Musk, “bürokrasiyi azaltma” ve deregülasyonu yüksek perdeden savunan AfD’yi bu nedenle de destekliyor.

Trump ve AfD’de cisimleşen politika: Deregülasyon

Musk, David Sacks ve benzeri Silikon Vadisi milyarderlerini rota değiştirmeye motive eden çıkarlar AI ve kripto endüstrisinin geniş alanlarını, yalnızca kârlarını maksimize etmek için değil, aynı zamanda özellikle Çin’den gelen rekabete karşı kendilerini korumak için deregülasyondan geçiyor.

Bu milyarderler ayrıca enerji sektörü için de deregülasyon istiyorlar zira yapay zeka veri merkezleri o kadar çok enerji tüketiyor ki bazı ABD teknoloji şirketleri elektrik ihtiyaçlarını karşılamak için nükleer santraller inşa etmeye başladı.

Dolayısıyla sadece yapay zekanın değil, Avrupa’daki tüm teknoloji endüstrisinin kapsamlı bir şekilde deregüle edilmesi, ABD’li teknoloji milyarderlerinin çıkarına olacak.

Musk ve Meta CEO’su Mark Zuckerberg olmak üzere teknoloji milyarderleri yıllardır, özellikle de ABD’li internet devlerinin faaliyetlerine belirli kısıtlamalar getirmek isteyen AB kurumları ile çatışmalar yaşıyor.

Geleneksel AB elitleriyle henüz umduğu ölçüde anlaşamayan Musk, şimdi “eski müesses nizamın” ötesindeki yeni siyasi güçlere güveniyor ve bu güçlerden rotayı değiştirme konusunda daha fazla istek görmeyi umuyor.

Örneğin Musk, 2024’ün sonunda Welt am Sonntag için yazdığı makalede AfD hakkında, partinin “devletin aşırı regülasyonunu ortadan kaldırmaya” ve “piyasayı serbestleştirmeye” hazır olduğunu belirtiyordu.

Musk’ın bu açıdan Axel Springer yayınevi ve CEO’su Mathias Döpfner’de planları için bir ortak bulduğu düşünülüyor.

Musk’ın Almanya’ya ‘sızma’ kanalı: Mathias Döpfner

Axel Springer şu anda kendini yeniden yapılandırıyor, seri ilan ve emlak işlerini sattı ve şimdi Alman iç pazarının (Bild, Welt) ötesinde, halihazırda Politico ve Business Insider online yayınlarının sahibi olduğu ABD’de daha güçlü bir şekilde büyümek istiyor.

Döpfner’in bir zamanlar eski ABD Büyükelçisi Richard Grenell (2018-2020) ile yakın ilişkiler kurduğu söyleniyordu. Medya patronu, Axel Springer Ödülünü aldığı 2020’den beri de Musk ile temas kurmaya çalışıyor.

Welt am Sonntag’daki Musk yazısının da bizzat Döpfner’in açık talebi üzerine yayımlandığı ileri sürülüyor. Döpfner o zamandan beri makaleye yönelik yoğun eleştirilere, kendisini AfD’den resmen uzaklaştırarak yanıt verse de, aynı zamanda “söylenebileceklerin alanlarını kararlılıkla açmaya devam edeceğini” duyurdu.

Görev süresi boyunca “aşırı sağ” ile olan ilişkisi nedeniyle siyasi olarak nispeten izole edilen ABD’nin eski Almanya Büyükelçisi Richard Grenell de, Musk’ın Alman “müessem nizam medyasına” karşı giriştiği savaşta taraf olmuştu.

Der Spiegel‘in Musk ile ilgili olarak geçen ekim ayında yaptığı “halk düşmanı” kapağına tepki gösteren Grenell, X’te yaptığı paylaşımda, “Der Spiegel’in geçmişinde antisemitizm ve Amerikan karşıtlığı var,” demiş ve eski dergi kapaklarının çeşitli fotoğraflarını paylaşmıştı.

Grenell’in adı Trump seçildikten sonra Dışişleri Bakanlığı için de geçmişti.

AfD’nin Alman siyasetine parlatılması görevi Axel Springer’de

Döpfner’in AfD ile arasına koyduğu temkinli mesafeye rağmen Axel Springer AfD’nin “ana akıma” entegrasyonu için çalışmaya devam ediyor.

Die Welt’in 28 Ocak’ta gerçekleştireceği bu yılki “Ekonomi Zirvesi”ne Federal Şansölye Olaf Scholz, CDU ve Yeşiller’in şansölye adayları Friedrich Merz, Robert Habeck ve FDP Genel Başkanı Christian Lindner’in yanı sıra BSW kurucusu Sahra Wagenknecht ve AfD federal sözcüsü Alice Weidel’in de katılması bekleniyor.

Die Linke’nin (sol Parti) temsil edilmeyecek olması Springer’in sadece Federal Meclis’te temsil edilen tüm partileri davet etmeyi planlamadığını gösteriyor.

Weidel’in katılımıyla ilgili olarak Springer, geçen yıl Ekonomi Zirvesi’nde AfD temsilcilerinin de gelecekte davet edilip edilmemesi konusunda bir oylama yapıldığını ve büyük çoğunluğun lehte oy kullandığını açıkladı.

Aralarında Allianz, Deutsche Bank ve Commerzbank, Siemens, E.ON ve RWE, BMW, Porsche ve Rheinmetall’in de bulunduğu bir dizi DAX şirketinin başkanlarının da zirveye katılacağı açıklandı.

Axel Springer’e göre, Federal Meclis seçimleri göz önüne alındığında, toplantı “geleceğe ivme kazandırmak için eşsiz bir fırsat” sunuyor.

AfD’nin transatlantik cepheye entegrasyonu

Öte yandan Musk ve müttefikleri için iktisadi çıkarların yanı sıra siyasi çıkarlar da söz konusu. AfD içinde Rusya ile yakınlaşmayı destekleyen güçlü bir akım bulunuyor.

Almanya’daki “aşırı sağın” fikir önderlerinden Götz Kubitschek 31 Aralık 2024 tarihinde Sezession’da yazdığı bir yazıda, AfD’nin “Batı, transatlantik paternalizm, NATO ve hegemonun popüler-vulger kültürel egemenliği” tarafından “yabancılaştırıldığını” söylemişti.

Kubitschek’e göre Musk, AfD’ye verdiği “mod değiştiren destekle” partinin “kendi gündemini paylaşan” bölümlerini “güçlendirdiğinin” farkında.

Musk’ın partiyi ABD’ye yaklaştırdığını vurgulayan Alman yazar, Batıya yabancılaşmış olmasına rağmen, Batıya direniş odağı olabileceği düşünülen Rusya’dan AfD’ye henüz bir destek gelmediğini savundu ve bu desteğin Washington’dan geleceğine işaret etti.

Musk’ın, AfD’nin “şeytanlaştırılmamasını” önerdiğini kaydeden Kubitschek, “Normalleşme umudu göz önüne alındığında, AfD’nin Atlantik ötesi bağlantısına ilişkin endişeler geri plana düşüyor,” diyor.

Öte yandan yazar, “ABD’nin yıkıcı potansiyeline ve davranışlarına işaret eden” ya da “reelpolitik açısından Rusya ile yakınlaşmayı romantikleştiren ya da bu yönde çalışan” seslerin gelecekte “daha az duyulmasının” muhtemel olduğunu da kabul ediyor.

Dolayısıyla Musk’ın AfD’yi desteklemesi, yazara göre, Alman aşırı sağının bir bölümünün transatlantik entegrasyonunun parçası olarak görülmeli.

Çok Okunanlar

Exit mobile version