Piyasalar, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 30-31 Temmuz tarihli toplantı tutanaklarının açıklanmasının ardından, ABD’de faiz oranlarının daha da düşürüleceği beklentilerini güçlendiren Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısını yakından takip ediyor.
Fed’in tutanakları, yetkililerin ABD’de yavaşlayan enflasyon ve soğuyan işgücü piyasasına yanıt olarak ek faiz indirimlerine giderek daha fazla eğilimli olduklarını ortaya koydu.
Gözler ECB’ye çevrildi
Şimdi dikkatler ECB’nin 12 Eylül’deki faiz kararına çevrildi, zira Fed’in tutumu ECB’yi kendi para politikasını daha da gevşetmeyi düşünmeye itebilir.
Haziran ayında faiz indirimlerine başlayan ilk büyük merkez bankaları arasında yer alan ECB, temmuz ayında bir sonraki adımları konusunda net bir yönlendirme yapmadan durakladı.
Analistler, yavaşlayan ekonomik büyümeye ilişkin endişeler nedeniyle ECB’nin ağustos ayında faiz indirimlerine devam edebileceği görüşünde.
ECB, ekonomik büyümeyi destekleme ihtiyacı ile enflasyonist baskıları dengeleme zorluğuyla karşı karşıya.
ECB’nin eylül ayında gösterge faiz oranını 25 baz puan indirmesi beklenirken, Avro Bölgesi’nde süregelen enflasyon göz önüne alındığında daha derin bir indirimin muhtemel olmadığı düşünülüyor.
Tüketici fiyatları temmuz ayında yıllık bazda yüzde 2,6 oranında artarak haziran ayındaki yüzde 2,5 seviyesinden bir miktar yükselirken, çekirdek enflasyon yüzde 2,9 seviyesinde sabit kalmıştı.
Avronun güçlenmesi, endişeleri artırıyor
Daha pahalı bir para birimi mal ve hizmetleri uluslararası alanda daha az rekabetçi hale getireceğinden güçlenen avro, Avro Bölgesi ekonomisi için, özellikle de ihracat için zorluklar yaratabilir.
İmalat faaliyetlerinin halihazırda iki yıldır daraldığı göz önünde bulundurulduğunda, daha yüksek bir avro siparişleri ve üretimi daha da azaltabilir.
Küresel merkez bankaları para politikalarını ayarlamaya devam ettikçe, bu faiz indirimlerinin yörüngesi para birimi değerlemelerini kayda değer ölçüde etkileyecek.