DÜNYA BASINI

FP: İsrail hedeflerini küçültmek zorunda kalacak

Yayınlanma

Aşağıda çevirisini okuyacağınız Foreign Policy’de yayınlanan analizde İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşta karşılaştığı ve karşılaşması olası sorunlar ele alınıyor. Analize göre İsrail, bir noktada Gazze’deki savaşına ilişkin hedeflerini küçültmek zorunda kalacak.

***

İsrail’in Hamas’a Karşı Savaşına Gelecekten Bir Bakış

Pre-mortem analizi Gazze’deki olası hataları nasıl sınırlandırabilir?

Daniel Byman

Hadi zihin egzersizi yapalım. Tarih 7 Ekim 2025, Hamas’ın yaklaşık bin 200 kişinin ölümüne neden olan yıkıcı terör saldırısından iki yıl sonra ve İsrail’in Gazze Şeridi politikası yerle bir olmuş durumda. Hamas 2023’te savaşın enkazından çıktı ve Gazze’yi yeniden kontrol ediyor, Batı Şeria ve diğer yerlerdeki prestiji büyük ölçüde arttı. İsrail’in itibarı Washington’da da dahil yerle bir oldu. İçeride ise İsrail’in siyasi ve sosyal bölünmeleri savaş öncesine göre daha da belirginleşti ve ülkeyi fiilen felç etti. Belki de en rahatsız edici olanı İran’ın vekillerinin her zamankinden daha saldırgan hale gelmesi; Hizbullah kuzey İsrail’e düzenli roket saldırıları düzenliyor ve Yemen’deki Husi savaşçıları İsrail gemilerini tehdit ediyor.

Pre-mortem (en kötü senaryo) olarak bilinen bu egzersiz, ilk olarak psikolog Gary Klein tarafından başarısızlık riskini azaltmak için önerilmiş ve Nobel Ödülü sahibi Daniel Kahneman tarafından aşırı güvene karşı bir yol olarak tavsiye edilmiştir. Fikir basit. Şu anda uygulanmakta olan bir plan ya da politikanın korkunç bir şekilde başarısızlıkla sonuçlandığını düşünün. Şimdi neyin yanlış gittiğini sorun. Sonuç, liderlerin bugün daha iyi politikalar oluşturmak için üzerinde çalışabilecekleri potansiyel tuzakların bir listesidir.

Bu potansiyel başarısızlık noktalarından bazılarını Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi ile İsrail’e yaptığımız ve güvenlik yetkilileri ve diğer üst düzey isimlerle görüştüğümüz son seyahatte öğrendim. İsrail için Gazze’deki tuzaklar Hamas’ı hafife almaktan, farkında olmadan örgütü güçlendirmekten, ülke içindeki uyumu zayıflatmaktan, Gazze’de savaştan yönetime geçişte başarısız olmaktan ve İsrail’in ABD ile ilişkilerini baltalamaktan kaynaklanabilir.

Hamas’ın Direncini Hafife Almak

İsrail, Hamas’ın liderlerini ve askeri kadrosunun büyük bir kısmını öldürerek Hamas’ı yok etmeye çalışıyor. İsrail Gazze’yi işgal etmeden önce var olan yaklaşık 25 bin kişilik Hamas gücünün Aralık ayı ortası itibariyle aralarında birçok kilit operasyonel liderin de bulunduğu yaklaşık yedi bin kadrosunu öldürdüğünü iddia ediyor.

Yine de Hamas’ı tamamen yok etmek son derece zor olacak ve Hamas Gazze’de yeniden güçlenebilir. İsrail, Hamas’a ilişkin sayıları değerlendirerek; cenaze törenlerini ve ölüm ilanlarını izleyerek ve ölen savaşçıları sayarak Hamas’ın gücünü tahmin edebilir. Ancak İsrailli bir uzmanın bana söylediği gibi, “Öldürülen Hamas savaşçılarının sayısına ilişkin [İsrail tahminlerine] çok şüpheyle yaklaşırdım.” Çatışma halindeki birliklerin düşman ölülerini dikkatle kataloglaması pek olası değil ve savaşma yaşındaki tüm erkekleri kolaylıkla muhtemel savaşçılar olarak sayabilirler. Ayrıca Gazze’de bazı insanlar saldırıya uğradıkları için silahlanıp Hamas’ın toplam sayısına katkıda bulunabilirler.

Hamas ayrıca Gazze’ye derinlemesine yerleşmiş durumda. Şeridi 2007’den beri kontrol ediyor: Bir nesil onun kontrolü altında büyüdü. Gazze’deki aşiretlerle yakın işbirliği içinde çalışıyor ve Gazze’deki mülteci toplumunda bir tabana sahip. 2007’den çok önce okulları, hastaneleri ve camileri yöneterek toplumun neredeyse her alanında varlık gösteriyordu. Bu durum, fethettiği bölgelere nispeten yeni gelen ve savaşçıları genellikle yerel halkla çok az bağlantısı olan İslam Devleti gibi gruplarla keskin bir tezat oluşturuyor.

Bu derin kökleriyle Hamas, savaş aygıtının büyük çoğunluğu yok edilse bile kolayca yeniden büyüyebilir. Bunu önlemek için Hamas’ın yerini farklı bir yönetim almalı ve İsrail baskısı hafiflediğinde grubun yeniden ortaya çıkmamasını sağlamalı.

Direniş Anlatısının Güçlendirmek

Hamas bir örgütten daha fazlası: Batı Şeria ve Gazze’deki İsrail işgalini sona erdirmek ve nihayetinde İsrail’i yok etmek için şiddete başvuran ve “direniş” olarak adlandırdığı şeyi de temsil ediyor; bu inanç birçok Filistinlinin yanı sıra Lübnan Hizbullahı, İran ve diğer bölgesel aktörler tarafından da benimseniyor.

7 Ekim saldırısı pek çok Filistinliyi ve Müslüman dünyanın büyük bir bölümünü heyecanlandırdı ve saldırıya verilen destek Batı Şeria’da yüzde 80’in üzerine çıktı. (Aile üyeleri ölen ve evleri yıkılan Gazze’dekilerin daha az hevesli olması belki de şaşırtıcı değil). İsrail’in saldırgan tepkisi ve yüksek düzeydeki sivil kayıplar Hamas’ın yöntemlerini bölgedeki pek çok kişi nezdinde daha da haklı çıkardı. Bu da Gazze’de Hamas ya da başka bir direniş grubunun büyümek için verimli bir toprağa sahip olduğu anlamına geliyor ki Gazze’deki 2 milyon 200 bin insanın neredeyse yarısı 18 yaşın altında olduğu için bu uzun vadede önemli bir faktör. Gazze dışında ise bu söylem İran ve İsrail’in diğer düşmanlarına destek sağlıyor ve Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Arap dünyasındaki dost devletlerin Hamas’a olan düşmanlıklarına rağmen İsrail’le açıkça yakın çalışmasını zorlaştırıyor.

İnanç Krizi

7 Ekim’deki saldırı çok sayıda İsrailliyi güneyde Gazze sınırı yakınlarındaki evlerini terk etmek zorunda bıraktı. Hizbullah’ın İsrail’in kuzeyine neredeyse sürekli olarak roket ve havan topu atması on binlerce kişiyi daha yerinden etti. Toplam 250 bin İsrailli şu anda ya hükümet tarafından ödenen otellerde ya da ailelerinin yanında evlerinden uzakta yaşıyor. Bu insanlara evlerine dönmeleri için güven vermek İsrail’in önceliği.

Ancak güveni yeniden tesis etmek hem askeri hem de psikolojik açıdan zor olacak. İsrail hem Hamas’ı hem de Hizbullah’ı yenebilmeli ya da caydırabilmeli. Ancak “yenmek” ve “caydırmak” zor kavramlar ve İsrail kendi halkını güvende olduklarına ikna etmeli. İsrail istihbaratının saldırıyı tespit etmekte ve uyarmakta, İsrail birliklerinin ise Gazze yakınlarındaki toplulukları savunmakta başarısız olduğu 7 Ekim fiyaskosu göz önüne alındığında bu çok zor.

Güneyde Gazze yakınlarında güvenin yeniden tesis edilebilmesi için Hamas’ın kapsamlı ve gözle görülür bir yenilgiye uğratılması; kuzeyde ise Hizbullah’ın sürpriz bir saldırı olmaması için elit Radvan Birliklerini İsrail sınırlarından daha uzağa itmesi gerekecek. İsrail’in ayrıca her cephede çok sayıda kuvvet konuşlandırması ve nüfusun yoğun olduğu her bölgeye daha fazla öz savunma kapasitesi sağlaması gerekebilir. Bu tür önlemler maliyetli ve İsrail için özellikle zor çünkü askeri gücü yedek askerlere bağlı ve uzun bir savaşta büyük bir orduyu ayakta tutmayı zorlaştırıyor.

Tüm bunları daha da kötüleştiren ise siyasi sisteme olan inanç krizi. 7 Ekim’den önce İsrail, dindar ve laik topluluklar, İsrailli Araplar ve İsrailli Yahudiler ve Avrupa ülkelerinden gelen Yahudiler ile Arap ülkelerinden gelen Yahudiler arasındaki keskin bölünmelerle oldukça bölünmüş bir toplumdu. Netanyahu hükümeti aşırı sağcı isimleri hükümete getirerek ve yargı bağımsızlığının altını oyarak ülkeyi daha da kutuplaştırdı. Şimdiden bazı sağ görüşlü kişiler Hamas’ın hükümet karşıtı protestolar nedeniyle İsrail’i zayıf gördüğü için saldırdığını iddia ediyor. İsrailliler orduyu finanse etmek için daha yüksek vergileri, yedek askerlerin hizmet sürelerinin uzatılmasını ve diğer acı verici önlemleri destekleyebilirler; ancak bu öneriler partizan çekişmelerin bir parçası olarak görülürse durum değişir.

Hizbullah Boyutu

Hizbullah’la geniş çaplı bir savaşın patlak vermesi İsrail için potansiyel bir felaket olabilir. Lübnanlı grup çok daha yetenekli ve deneyimli savaşçılara ve Hamas’ı gölgede bırakan ve hassas güdümlü mühimmatlar içeren roket ve havan topu cephaneliğine sahip. Hizbullah şimdiye kadar Hamas’la dayanışma içinde olduğunu göstermek için İsrail’e sınırlı saldırılar düzenledi. İsrail ise buna sınır boyunca askeri varlığını artırarak ve Hizbullah’ı sınırdan uzaklaştırmak ve sınırlı bir güç kullanımıyla İsrail’in kararlılığını göstermek için tasarlanmış küçük çaplı saldırılar düzenleyerek karşılık verdi. Bu karşılıklı açılan ateşler kolaylıkla kontrolden çıkabilir ve İsrail, oluşturduğu tehdide son vermek için Hizbullah’a saldırması gerektiğine bile karar verebilir. Gerçekten de ABD’nin baskısı olmasaydı böyle bir savaş başlatabilirdi.

Geçiş Sürecindeki Başarısızlık

Bir noktada İsrail, ya Hamas’ı büyük ölçüde yok ettiği için ya da can ve şekel olarak maliyeti yüksek veya kendi konumuna zarar verdiği için Gazze’deki yüksek yoğunluklu askeri operasyonlara son verecek. Bu noktada, düşman bir halk üzerinde işgalci bir güç olmaktan kaçınmak, Gazze sınırında kaosu önlemek ve Hamas’ın yeniden toparlanmasını engellemek için İsrail’in Gazze’deki yönetimin en azından bir kısmını Filistinli bir oluşuma devretmesi gerekecek. Bu, İsrail’in desteğiyle Batı Şeria’yı yöneten Filistin Otoritesi ya da belki de bağımsız teknokratlardan oluşan bir grup olabilir.

Burada İsrail’in seçenekleri zayıf. Filistin Yönetimi yolsuzluğa bulaşmış durumda ve hiç sevilmiyor, İsrail’in Batı Şeria politikaları Filistin Yönetimi’nin güvenilirliğini zedeledi ve Hamas’ın saldırısı ve İsrail’in buna verdiği yanıt Filistin Yönetimi’nin popülaritesini daha da azalttı. Filistin Yönetimi, İsrail’in büyük yardımı olmadan Batı Şeria’da güvenliği sağlayamaz ve Gazze çok daha büyük bir sorun teşkil eder. Yine de daha iyi bir seçenek yok.

ABD İlişkilerini Yönetmede Başarısızlık

İsrail’in harekâtına yönelik uluslararası eleştiriler artıyor. İsrail mühimmat konusunda ABD’ye bağımlı (özellikle Hizbullah’a karşı bir harekât için gerekli). ABD aynı zamanda çok ihtiyaç duyulan mali desteği de sağlıyor ve İran’ı caydırmak ve İsrail’e saldırmaya çalışan Yemen’deki Husiler gibi grupları durdurmak için hayati önem taşıyor. ABD Başkanı Joe Biden, 7 Ekim saldırısının ardından verdiği samimi ve güçlü destekle İsrail’de şu ana kadar muazzam bir iyi niyet yarattı.

Ancak bu ilişki kolaylıkla tersine dönebilir. Biden, çoğunluğu İsrail’e verdiği güçlü desteğe karşı çıkan çatlak bir Demokrat Parti’yi yönetmeye çalışırken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da Washington’la olan kritik ilişkisinde şimdiden siyaset yapıyor. ABD İsrail’e askeri operasyonlarında sivil kayıpları azaltması ve Hizbullah’la gerilimi tırmandırmaması için baskı yaparken, birçok İsrailli bu süreçte çok sayıda Filistinli sivil ölse bile Hamas’ı tamamen yok etmeleri gerektiğine inanıyor. Bu siyasi ve stratejik uçurumlar ABD ve İsrail’in arasını açabilir ve İsrail’i uluslararası alanda daha yalnız ve ihtiyaç duyduğu askeri destekten yoksun bırakabilir.

Şimdi Ne Yapılabilir?

Bu zorluklardan bazıları, ek sorunlar ve stresler yaratmadan aşılamaz. Konuştuğum İsrailliler Filistinli sivilleri öldürmenin Hamas’ın söylemine desteği artırdığını ve İsrail’in uluslararası konumunu zayıflattığını kabul ediyor. Ancak Hamas’ı yok etmek için, kaçınılmaz olarak çok sayıda sivilin ölümüne yol açacak saldırgan bir askeri mücadele yürütmekten başka seçenekleri olmadığını düşünüyorlar. Benzer şekilde, Hizbullah ile bir savaştan kaçınmak için ABD itidal çağrısında bulunuyor, ancak statükoyu koruyan bir yaklaşım İsraillileri kuzeydeki evlerine dönmeye ikna etmeyecek.

Ancak bu potansiyel sorunlar listesi, İsrail’in hedeflerini küçültmesi gerekeceğini de gösteriyor. Halkına yeniden güven vermek için savunmasını geliştirirken diğer yandan da Hamas’a düzenli baskınlar düzenleyerek caydırıcı olmaya ve Gazze’de kaotik bir duruma razı olması gerekebilir. İsrail ayrıca sürekli savaş halinde olamayacağının ve ABD ile ilişkilerini koruması gerektiğinin bilincinde olarak uzun vadeli planlar yapmalı.

Çok Okunanlar

Exit mobile version