Ortadoğu

İran, UAEA’yı nükleer sırlarını İsrail’e sızdırmakla suçladı

Yayınlanma

İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nı (UAEA), nükleer programıyla ilgili hassas bilgileri ve suikasta kurban giden bilim insanlarının isimlerini İsrail’e sızdırmakla suçladı. Tahran yönetimi, misilleme olarak İsrail’in gizli nükleer arşivini ele geçirdiğini ifade ederken, UAEA ise İran’ı kendi nükleer faaliyetleri hakkında yanlış bilgi vermekle itham etti.

İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nı (UAEA), Tahran ile kurum arasındaki “hassas bilgiler” içeren gizli yazışmaları gizli kanallar aracılığıyla İsrail istihbarat servislerine iletmekle suçladı.

Fars ve IRNA haber ajanslarının 10 Haziran’da İranlı istihbarat yetkililerine dayandırdığı haberlere göre, UAEA’nın daha sonra öldürülen İranlı nükleer fizikçilerin isimlerini de İsrail’e ifşa ettiği iddia edildi.

Fars ajansına konuşan bir kaynak, “Bu durum, UAEA’nın tarafsız bir rol oynamak yerine Siyonist rejimin çıkarlarına hizmet eden bir araca dönüştüğünü açıkça göstermektedir,” ifadelerini kullandı.

Ajansa göre, İran Dışişleri Bakanlığı’nın “bu ağır ihlallere yanıt olarak kararlı diplomatik adımlar” atması bekleniyor.

İran İstihbarat Bakanı İsmail Hatib ise 8 Haziran’da devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, bakanlığının düzenlediği bir operasyonla İsrail’in gizli bir arşivini ele geçirdiğini ve bizzat İsrail’in nükleer programına ilişkin “binlerce sayfalık” belgeye ulaştığını duyurdu.

Hatib, İran’ın artık İsrail’in ABD, Avrupa ülkeleri ve diğer devletlerle nükleer alandaki işbirliğine dair veriler de dahil olmak üzere “Siyonist rejimin stratejik, operasyonel ve bilimsel istihbarat bilgilerinden oluşan zengin bir hazineye” sahip olduğunu belirtti ve bu belgeleri yakında yayınlama sözü verdi.

Bu açıklamanın ertesi günü İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi, İsrail’in İran’a karşı bir saldırganlık eyleminde bulunması halinde bu ülkenin gizli nükleer tesislerine saldırı düzenlemekle tehdit etti.

Hamaney’den Trump’a nükleer anlaşma resti

UAEA’dan İran’a karşı suçlama

Diğer yandan, UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi, ajansın yönetim kurulu toplantısı öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, İran makamlarının İsrail’in nükleer programıyla ilgili belgeler hakkındaki açıklamalarının, muhtemelen Tel Aviv’in 20 km güneyinde bulunan Nahal-Sorek nükleer araştırma merkeziyle ilgili olduğunu söyledi.

Grossi, UAEA müfettişlerinin bu tesisi denetlediğini de sözlerine ekledi.

Bununla birlikte Grossi, İranlı yetkilileri UAEA’ya kendi nükleer programları hakkında güvenilmez veriler sunmakla ve Turkuzabad, Varamin ve Marivan’daki kayıtsız tesislerde nükleer materyallerin varlığı ve ilgili çalışmaları gizlemekle suçladı.

Grossi, ajansın bu aşamada Tahran’ı nükleer bomba yapmakla suçlamayacağını da temin etti.

İranlı yetkililerin bu açıklamaları, 15 Haziran’da Umman’da yapılması planlanan ABD-İran nükleer anlaşması müzakerelerinin altıncı turu öncesinde geldi.

23 Mayıs’ta Roma’da yapılan bir önceki turda Amerikan tarafı, İran’ın uranyum zenginleştirme seviyesini geçici olarak yüzde 3’e düşürmeyi kabul etmesi koşuluyla, düşük düzeyde zenginleştirilmiş uranyum üretimini denetleyecek bölgesel bir konsorsiyum kurulmasını Tahran’a önermişti.

‘UAEA’da Mossad ajanları var’

Vedomosti gazetesine demeç veren Rusya Orta Doğu Araştırmaları Merkezi Başkanı Murad Sadıgzade, UAEA’nın İslam Cumhuriyeti’nin kuruma olan güvenini sarsan emsaller yarattığını belirtti.

Sadıgzade, “Bu örgütün Batı yanlısı tutumunu defalarca tespit ettim. UAEA temsilcileri arasında İsrail istihbarat servisi Mossad’ın çalışanları açıkça mevcut. Aynı şekilde, ajans müfettişleri Saddam Hüseyin döneminde Irak’ın nükleer tesisleriyle ilgili verileri İsrail’e iletmiş ve bu tesisler daha sonra İsrail Hava Kuvvetleri tarafından imha edilmişti,” diye ekledi.

Sadıgzade’ye göre, İran medyasının sızıntı iddiaları, ABD ile İran arasında yapılacak müzakereleri önemli ölçüde etkilemeyecek. Uzman, toplantının ana konusunun Orta Doğu’daki çatışmaların nasıl azaltılacağının tartışılması olacağını düşünüyor.

Sadıgzade, potansiyel bir nükleer anlaşmanın UAEA’nın katılımı olmadan, Rusya ve diğer tarafsız ülkelerden bağımsız gözlemcilerin katılımıyla da sağlanabileceğini kaydetti.

FP: ABD anlaşma değil teslimiyet istiyor

Çok Okunanlar

Exit mobile version