BM üyesi devletlerin gönüllü katkılarıyla finanse edilen UNRWA, faaliyetlerine başladığı 1950’den bu yana Filistinli mültecilere gıda, sağlık, eğitim, barınma gibi insani yardımları sağlayan ana kuruluş konumunda bulunuyor.
Ajans, 5,9 milyon Filistinli mülteciye destek sağlıyor. 74 yıldır Filistinlilerin yaralarını sarmaya çalışan UNRWA’nın tesisleri bu süreçte defalarca İsrail tarafından vuruldu, tonlarca gıda ve ilaç yok edildi.
Şimdi İsrail’in UNRWA personelinin 7 Ekim baskınına karıştığı iddiası üzerine bir çok ülke UNRWA’ya yönelik finansal desteklerini geçici süreyle durdurma kararı aldılar. Peki İsrail, UNRWA’yı neden hedefe koydu? Aşağıda çevirisini okuyacağınız haber, tek hedefin Gazze’ye yardım girişini engellemek olmadığını ortaya koyuyor:
***
İsrail’in UNRWA’yı hedef alma kararının arkasında ne var?
İsrail uzun zamandır Filistinli mültecilerin evlerine dönme hakkını savunan BM kuruluşunu ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Mat Nashed
Kholood Mkhamer, İsrail’in Hamas’ın 7 Ekim’deki sürpriz saldırısına misilleme olarak Gazze Şeridi’ni bombalamaya başlamasından haftalar sonra mahallesinden kaçtı.
Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) çalışanı olan Mkhamer, İsrail’in bir milyondan fazla kişinin bu yolculuğu yapması yönündeki talimatına uyarak Gazze’nin kuzeyinden güneye doğru hareket etti. BM, bu emrin bir savaş suçu olan nüfusun zorla göç ettirilmesi anlamına gelmesinden korkuyordu, ancak Mkhamer sadece hayatta kalmak istiyordu.
Anne babası ve kardeşleriyle birlikte göç ettikten kısa bir süre sonra öldürülmüşler. O sırada tıbbi sekreter olan Mkhamer, Mısır sınırındaki bir klinikte çalışıyordu ve ailenin kaldığı ev bombalandı.
Mkhamer’in eski iş arkadaşı ve yakın zamanda İspanya’ya yerleşen UNRWA hemşiresi Halima Loaz, “Hepsi şehit edildi” dedi. “O, annesi ve kardeşleri.”
UNRWA’ya yönelik saldırılar
Son günlerde aralarında Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya, İngiltere, Almanya, İtalya, Hollanda, İsviçre, Finlandiya, Estonya, Japonya, Avusturya ve Romanya’nın da bulunduğu bir dizi ülke, Filistinlilerin yetmiş yıldır aşıdan eğitime kadar her konuda güvendikleri UNRWA’nın fonlarını kesti.
Bu karar, İsrail’in ajansın bir düzine çalışanının 7 Ekim’de İsrail’in güneyinde meydana gelen ve 1.139 kişinin öldüğü, 240 kişinin de kaçırıldığı saldırılara karıştığını iddia etmesinin ardından geldi. UNRWA, Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) Gazze’deki soykırımı önlemeye yönelik bir dizi tedbirin bir parçası olarak İsrail’e hayati malzemeleri iade etme ve bölgeye yardımı artırma emri verdiği gün ortaya çıkan iddiaları araştırırken dokuz çalışanını tedbir amaçlı olarak işten çıkardı.
Filistinli bir uluslararası hukuk uzmanı olan Diana Buttu, “Bu iddiaların UAD kararının hemen ardından ortaya atılmasının tesadüfi olduğunu düşünmüyorum” dedi: “UAD kararını saptırmak ve dikkatleri UNRWA üzerinde yoğunlaştırmak ve İsrail’i sorumlu tutma ve soykırımı durdurma girişimlerini baltalamak için tasarlandı.”
UNRWA Genel Komiseri Philip Lazzarini, büyük bağışçıların ajansa yönelik fonları kesme kararının Gazze halkının sefaletini daha da derinleştireceğini söyledi.
“Gazze’de 2 milyon insanın yaşam kaynağı olan insani yardım operasyonumuz çöküyor. … Gazze’deki Filistinlilerin bu ek toplu cezalandırmaya ihtiyacı yoktu. Bu hepimizi lekeliyor” şeklinde bir açıklama yaptı.
Bu, UNRWA’nın 7 Ekim’den bu yana aldığı son darbe.
İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşı UNRWA’nın Filistinli çalışanlarından 152’sinin ölümüne yol açtı ki bu sayı kurulduğu 1945 yılından bu yana BM’nin verdiği en yüksek can kaybı. Bazıları İsrail’in Gazze’de 1 milyondan fazla yerinden edilmiş Filistinliyi barındıran UNRWA hastanelerine ve okullarına yönelik kasıtlı ve tekrarlanan saldırılarında öldürüldü.
UNRWA’ya göre İsrail, savaşın başlangıcından bu yana tesislerini 263 kez vurdu ve 360 sivilin ölümüne neden oldu. Analistler, Filistinli mülteciler ve hak grupları, UNRWA personeline ve tesislerine yönelik saldırıların İsrail’in ajansı yok etmeye yönelik daha geniş kapsamlı çabalarının bir simgesi olduğunu söyledi.
Geri dönüş hakkı
UNRWA, 1948 yılında Arapça’da Nakba ya da “felaket” olarak adlandırılan İsrail’in kuruluşu sırasında 700,000’den fazla Filistinlinin yurtlarından sürülmesinin ardından kuruldu.
Ajans, Gazze, Batı Şeria, Suriye, Lübnan ve Ürdün’de yerlerinden edilen Filistinlileri, BM’nin 194 sayılı kararında öngörülen topraklarına geri dönme haklarını kullanana kadar eğitim, sağlık ve diğer hizmetlerden yararlanma hakkına sahip mülteciler olarak toplu bir şekilde tanımlıyor.
Ancak İsrail, UNRWA’ya kayıtlı yaklaşık altı milyon Filistinli mültecinin geri dönmesine karşı çıkıyor. Filistinli bir düşünce kuruluşu olan el-Shabaka’da hukuk ve mülteci uzmanı olan Shatha Abdulsamad’a göre İsrail bunun yerine, vatansız Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkını sabote etmek amacıyla UNRWA’yı ortadan kaldırmak için Batılı devletlere lobi yapıyor.
El-Cezire’ye konuşan Abdulsamad, “UNRWA, yerinden edilmiş Filistinlilerin içinde bulunduğu kötü duruma adil bir çözüm bulunması ihtiyacını vurgulamak için eşsiz bir konumda” dedi. UNRWA’nın ortadan kaldırılması “Filistin davasının tasfiyesini kolaylaştıracak ve hızlandıracak çünkü toplu geri dönüş hakkının baltalanmasına katkıda bulunabilir” diye ekledi.
2018 yılında dönemin ABD Başkanı Donald Trump, UNRWA’ya yapılan tüm ABD fonlarını keserek uluslararası eleştirileri tetiklemişti. Ancak Başkan Joe Biden, Kanada, Almanya, Avustralya ve Birleşik Krallık gibi müttefik devletlerin ajansa yapılan yardımı durdurma konusunda kendisine katıldığını gördü.
İsrailli yetkililer de Dışişleri Bakanı Israel Katz’ın attığı tweet ile bu hamleyi destekledi: “UNRWA’nın mülteci sorununu devam ettirdiği konusunda yıllardır uyarıda bulunuyoruz.”
İnsan Hakları İzleme Örgütü İsrail-Filistin Direktörü Omar Shakir, İsrail hükümetinin amaçlarını gizlemediğini söyledi.
“UNRWA’nın çalışmalarını baltalamak için yıllardır süren politik bir çaba olduğu açık. Trump yönetimi sırasında da bu oldu ve tamamen UNRWA’ya odaklanan İsrail yanlısı gruplar var çünkü daha büyük bir siyasi gündeme hizmet etmek için Filistinlilerin hakları ve hatta temel mülteci statüleri meselesini tasfiye etmeye çalışıyorlar” dedi.
UNRWA’ya karşı kampanya
UNRWA kart sahibi ve Batı Şeria’da bir sivil toplum aktivisti olan Zaid Amali’ye göre İsrail, Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinlileri çaresizlikten başka yerlere göç etmeye zorlamak için UNRWA’yı da ortadan kaldırmak istiyor.
El Cezire’ye konuşan Amali, “UNRWA’yı hedef alan bu adım, daha fazla yasadışı yerleşim inşa etmek için daha fazla Filistinliyi [topraklarından] yerinden etme hedefini besliyor” dedi.
Aralık ayında İsrail medyası, hükümetin UNRWA’yı savaştan sonra Gazze Şeridi’nden “çıkarmak” için komplo kurduğunu ve ajansın faaliyetlerini Hamas’la ilişkilendirmeye çalıştığını bildirdi.
28 Ocak’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun hükümetindeki aşırı sağcı bakanlar Kudüs’te düzenlenen bir konferansta Filistinlileri Gazze’den çıkarma niyetlerini teyit ettiler. Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Gazze’deki Filistinlileri “gönüllü” olarak göç etmeye ve İsrail’in bölgede yasadışı Yahudi yerleşimlerini yeniden kurmaya çağırdı.
Gazze’deki Filistinliler, İsrail’in UAD’ye göre yasal olarak soykırım teşkil edebilecek şiddetinden kaçmak isteseler bile Gazze halkının potansiyel olarak kalıcı bir şekilde yerinden edilmesine yol açabilecek herhangi bir hareketi desteklemeyeceğini açıkça ortaya koyan Mısır’a geçmeleri mümkün olmayacak.
Analistlere göre, Filistinlilerin kaçmak istememesi ya da kaçamaması nedeniyle, UNRWA’nın fonlarının kesilmesinin ardından Gazze’de açlık ve hastalık daha da kötüleşebilir. BM destekli bir rapor kısa süre önce Gazze nüfusunun dörtte birinin, yani 577,000 kişinin felaket boyutlarında açlıkla karşı karşıya olduğunu ortaya koydu.
Halima Loaz, El Cezire’ye verdiği demeçte küresel toplumun böylesine kritik bir dönemde UNRWA’ya sağlanan fonları askıya alarak İsrail’in Filistinlilere yönelik toplu katliamlarına doğrudan yardım ettiğini söyledi: “[Gazze’deki] herkesin ölmesine izin verecekler. Gazze’deki insanlar İsrail bombardımanı ve bombalarından ölmezlerse, açlıktan ölecekler.”