DÜNYA BASINI

Jeffrey Sachs yazdı: Neocon fiyaskosunun ötesinde, Ukrayna’da barışa doğru

Yayınlanma

Çevirmenin notu: RAND Corporation, pek çok örnek olayda da görüldüğü üzere, Amerikan dış politikasını fiilen yazan güçlü bir think-tank kuruluşu. Kurum, 2019 yılında Rusya’yı genişletmek, avantajlı zeminden rekabet başlıklı bir çalışma yayımladı ve bu çalışmada, ABD’nin Rusya’yı nasıl zorlayabileceği ve zayıflatabileceği toplam 354 sayfa boyunca detaylı biçimde sıralandı. Son yıllarda yaşanan hadiseler, RAND’ın “önerdiği” neredeyse her şeyin uygulandığını gösteriyor.

RAND, 2019’da net bir sonuca varmış, bunları ABD’nin Ukrayna’daki hedefleri yaptırımlarla Rusya’nın ekonomisini çökertmek, tecrit etmek ve mümkünse Rusya’yı Ukrayna’da askeri bir yenilgiye uğratmak şeklinde sıralamıştı.

Ayrıca RAND, bu yılın ocak ayında tüm bu hedeflere ulaşılamadığını ve öngörülebilir gelecekte de ulaşılamayacağını belirtti. Kuruma göre ABD, Rusya’ya karşı, “belirlediği hedeflere ulaşamayacağı ve son derece maliyetli bir vekalet savaşında sıkışıp kaldı.” RAND, ABD’nin Ukrayna’yı desteklemeye devam etmenin ABD’ye fayda sağlamadığı gibi kendi adına yıkıcı olduğunu da açıkça ifade etti.

İşler başka türlü gelişti ve taarruz, artık adlı adınca fiyaskoya dönüştü. Fakat Batı, henüz daha başarısız taarruzun devamı yönünde bahis oynuyor.


Neocon fiyaskosunun ötesinde, Ukrayna’da barışa doğru

Jeffrey Sachs

Common Dreams

3 Ekim 2023

Ukrayna iktisadi, demografik ve askeri çöküş riski altında. ABD hükümeti bu potansiyel felakete karşı ne yapmalı?

ABD’nin Ukrayna’daki 30 yıllık neocon fiyaskosunun son aşamasına giriyoruz. Rusya’nın Karadeniz bölgesinde NATO tarafından kuşatılmasına yönelik neocon planı başarısız oldu. Şimdi ABD ve Rusya’nın vereceği kararlar tüm dünya için barış, güvenlik ve refah açısından büyük önem taşıyacaktır.

Dört hadise NATO’nun doğuya, Ukrayna’ya, Gürcistan’a ve daha ileriye doğru genişlemesi yönündeki neocon umutlarını yıktı. Birincisi çok bariz. Ukrayna savaş alanında trajik ve dehşet verici kayıplarla harap oldu. Rusya yıpratma savaşını kazanıyor; bu sonuç başından beri tahmin edilebilirdi ama neoconlar ve ana akım medya bunu inkâr etmeye devam ediyor.

İkincisi, Avrupa’da ABD’nin neocon stratejisine verilen desteğin çökmesi. Polonya artık Ukrayna ile görüşmüyor. Macaristan uzun zamandır neoconlara karşı çıkıyor. Slovakya neocon karşıtı bir hükümet seçti. Macron, Meloni, Sanchez, Scholz, Sunak ve diğerleri de dahil olmak üzere AB liderlerinin onaylanmama oranları, onaylanma oranlarından çok daha yüksek.

Üçüncüsü ise ABD’nin Ukrayna’ya verdiği mali desteğin kesilmesi. Cumhuriyetçi Parti tabanı, pek çok Cumhuriyetçi başkan adayı ve giderek artan sayıda Cumhuriyetçi Kongre üyesi, Ukrayna için daha fazla harcama yapılmasına karşı çıkıyor. Hükümeti ayakta tutmaya dönük geçici yasa tasarısında Cumhuriyetçiler, Ukrayna’ya yeni mali desteği kaldırdı. Beyaz Saray yeni yardım yasası için çağrıda bulundu ama bu zorlu bir mücadele olacak.

Dördüncüsü ve Ukrayna açısından en acil olanı ise Rusya’nın taarruz başlatma ihtimali. Ukrayna’nın kayıpları yüz binlerle ifade ediliyor ve Ukrayna topçularını, hava savunmasını, tanklarını ve diğer ağır silahlarını tüketmiş durumda. Rusya’nın bundan sonra geniş çaplı bir taarruzla gelmesi muhtemel.

Neoconlar Afganistan, Irak, Suriye, Libya ve şimdi de Ukrayna’da tam bir felaket yarattılar. ABD siyasi sistemi henüz neoconlardan hesap sormadı, zira dış politika bugüne dek çok az kamuoyu ya da Kongre denetimiyle yürütüldü. Ana akım medya, neoconların sloganlarının yanında yer aldı.

Ukrayna iktisadi, demografik ve askeri çöküş riski altında. ABD hükümeti bu potansiyel felakete karşı ne yapmalı?

Acilen rotasını değiştirmeli. Britanya, ABD’ye gerilimi tırmandırmasını tavsiye ediyor, zira 19. yüzyıl emperyal hayallerine saplanıp kalmış durumda. ABD’li neoconlar ise emperyal kabadayılığa saplanıp kalmış durumda. Acilen soğukkanlılığın hâkim olması gerekiyor.

Başkan Joe Biden, ABD ve Rusya’nın güvenlik düzenlemeleri konusunda yeni bir anlaşmaya varmaları halinde ülkesinin NATO’nun doğuya doğru genişlemesine son vereceğini Devlet Başkanı Vladimir Putin’e derhal bildirmeli. ABD, NATO’nun genişlemesini durdurarak Ukrayna’yı son 30 yılın politika fiyaskolarından kurtarabilir.

Biden, Putin’in 17 Aralık 2021 tarihli önerilerinin tam detaylarını olmasa da benzer türde bir güvenlik düzenlemesini müzakere etmeyi kabul etmeli. Biden aptalca bir şekilde Aralık 2021’de Putin ile müzakere etmeyi reddetti. Şimdi müzakere zamanı.

Bir anlaşma için dört anahtar mevcut. İlk olarak, genel bir anlaşmanın parçası olarak Biden, NATO’nun doğuya doğru genişlemeyeceğini ama geçmişteki NATO genişlemesini de tersine çevirmeyeceğini kabul etmeli. NATO elbette Rusya’nın mevcut NATO ülkelerine tecavüz etmesine müsamaha göstermeyecektir. Hem Rusya hem de ABD, provokatif füze yerleştirme, askeri tatbikatlar ve benzerleri de dahil olmak üzere Rusya’nın sınırlarına yakın provokasyonlardan kaçınacaklarını taahhüt edeceklerdir.

İkinci olarak, yeni ABD-Rusya güvenlik anlaşması nükleer silahları da kapsamalı. ABD’nin 2002’de Anti-Balistik Füze Anlaşması’ndan tek taraflı olarak çekilmesi ve ardından Polonya ve Romanya’ya Aegis füzeleri konuşlandırılması, gerilimi ciddi şekilde tırmandırmış, ABD’nin 2019’da Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’ndan (INF) çekilmesi ve Rusya’nın 2023’te Yeni Start Anlaşması’nı askıya almasıyla daha da şiddetlenmişti. Rusya liderleri, ABM Anlaşması’nın terk edilmesiyle artık kısıtlamaya tabi olmayan Rusya yakınlarındaki ABD füzelerini, Rusya’nın ulusal güvenliğine dönük korkunç bir tehdit olarak defalarca işaret ettiler.

Üçüncü olarak, Rusya ve Ukrayna, etnik Rusların çoğunlukta olduğu Kırım’ın ve Ukrayna’nın doğusunda, etnik Rusların yoğun olarak yaşadığı bölgelerin Rusya’nın bir parçası olarak kalacağı yeni sınırlar üzerinde anlaşmaya varacaklardır. Sınır değişikliklerine, BM Güvenlik Konseyi ve Almanya, Türkiye ve Hindistan gibi diğer ülkeler tarafından oybirliğiyle desteklenen güvenlik garantileri eşlik edecektir.

Dördüncüsü, çözümün bir parçası olarak ABD, Rusya ve AB ticaret, finans, kültürel değişim ve turizm ilişkilerini yeniden tesis edecek. ABD ve Avrupa konser salonlarında bir kez daha Rachmaninoff ve Çaykovskiy dinlemenin zamanı kesinlikle geldi.

Sınır değişiklikleri son çare ve yalnızca BM Güvenlik Konseyi himayesinde yapılmalı. Asla Rusya’nın diğer ülkelerdeki etnik Ruslarla ilgili olarak yaptığı gibi yeni toprak taleplerine davetiye çıkarmamalı. Yine de sınırlar değişebilir ve ABD, yakın zamanda iki sınır değişikliğini destekledi. NATO, Arnavutların çoğunlukta olduğu Kosova bölgesini terk edene kadar Sırbistan’ı 78 gün boyunca bombaladı. ABD, 2008 yılında Kosova’yı egemen bir ulus olarak tanıdı. ABD hükümeti benzer şekilde Güney Sudan’ın Sudan’dan ayrılmak için başlattığı isyanı da destekledi.

Eğer Rusya, Ukrayna ya da ABD daha sonra yeni anlaşmayı ihlal ederse, dünyanın geri kalanına meydan okumuş olacaklardır. Başkan John F. Kennedy Jr.’ın bir zamanlar gözlemlediği üzere, “en düşman ulusların bile, yalnızca kendi çıkarlarına olan antlaşma yükümlülüklerini kabul edip yerine getireceklerine güvenilebilir.”

ABD’li neoconlar Ukrayna’nın 1991’deki sınırlarının zarar görmesinde büyük pay sahibi. Rusya, 2014 yılında Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in ABD’nin desteğiyle devrilmesine kadar Kırım üzerinde hak iddia etmemişti. Rusya, 2014’ten sonra Donbass’ı da ilhak etmemiş, bunun yerine Ukrayna’yı Donbass için özerkliğe dayanan BM destekli Minsk II anlaşmasına uymaya çağırmıştı. Neoconlar Donbass’a özerklik vermek yerine Ukrayna’yı silahlandırarak ve bölgeyi güç kullanarak geri almayı tercih etti.

Avrupa’da barışın uzun vadeli anahtarı, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) tarafından öngörüldüğü üzere kolektif güvenliktir. AGİT anlaşmalarına göre üye ülkeler, “kendi güvenliklerini diğer ülkelerin güvenliği pahasına güçlendirmeyeceklerdir.” Neocon tek taraflılığı, başta Rusya olmak üzere üçüncü tarafları dikkate almadan NATO’nun genişlemesini zorlayarak Avrupa’nın kolektif güvenliğinin altını oydu. AB, Rusya ve Ukrayna dahil olmak üzere Avrupa’nın, kıtada kalıcı barışın anahtarı olarak daha fazla AGİT’e ve daha az neocon tek taraflılığına ihtiyacı var.

Düzeltme: Bu makale Kosova’nın bombardımana maruz kaldığı gün sayısını daha doğru yansıtacak şekilde güncellenmiştir.

Çok Okunanlar

Exit mobile version