Prof. John Mearsheimer, Çin’in Tayvan’ı işgal etmesi durumunda Amerika’nın Tayvan’ı savunmak için savaşacağını öngörüyor ve ABD’nin Doğu Asya’da Çin’in yükselişini durdurma çabalarını ‘önemli’ buluyor. Mearsheimer, ABD hükümetinin kamuoyunu Çin’i tehdit olarak göstermeye çalışacağını ve nükleer güce sahip her iki ülkenin de kriz durumunda büyük bir tehdit oluşturabileceğini savunuyor.
Uluslararası ilişkiler uzmanı Profesör John Mearsheimer, Çin’in Tayvan’ı işgal etmesi durumunda Amerika’nın savaşacağını öngördü.
UnHerd’e verdiği mülakatta Mearsheimer, Çin ile ABD arasında artan gerilimle ilgili endişelerini dile getirirken, ABD’nin Doğu Asya’da Çin hegemonyasını önleme stratejisinin önemli olduğunu söyledi.
Mearsheimer, “[Amerikalıların] Tayvan’ı savunmak için savaşacaklarını ve öleceklerini düşünüyorum,” dedi ve ekledi: “Umarım bu noktaya gelmez; fakat Çin’in Tayvan’ı ele geçirmesini önlemek ABD için çok önemli.”
Mearsheimer, kamuoyunun Tayvan için Amerikan askerlerinin sahaya inmesine destek vermeyeceği endişesini de reddetti.
“ABD hükümeti, kamuoyunu Çin’i ölümcül bir tehdit olarak görmeye ikna etmek için elinden geleni yapacaktır,” diyerek, Çin’in Tayvan’a yönelik olası bir işgaline karşı ABD’nin askeri savunma stratejilerini destekleyeceğini belirtti.
Mearsheimer, 2001 yılında yayımlanan The Tragedy of Great Power Politics kitabında, ABD’nin Çin’e yönelik angajman politikasını eleştirmişti.
Çin’in ekonomik yükselişinin askeri gücünü artıracağını ve bu gücün Kuzeydoğu Asya üzerindeki hakimiyetini sağlamlaştıracağını savunan Mearsheimer, bunun da Çin ile ABD arasında düşmanca bir ilişki doğuracağına dikkat çekmişti.
Mülakatında Mearsheimer, milenyumun başındaki “tek kutuplu zamanı” ele alarak, ABD’nin Çin’e yönelik politikalarının temelde hatalı olduğunu vurguladı.
Mearsheimer, “ABD, Çin’in ekonomik olarak büyümesini teşvik eden bir angajman politikası izliyordu. Ben ise Çin’in büyümesi halinde bu gücünü askeri kapasiteye dönüştüreceğini ve Doğu Asya’ya hâkim olmaya çalışacağını öne sürüyordum,” ifadelerini kullandı.
Mearsheimer, devletler arasındaki ilişkilerin anarşik olduğunu ve güç odaklı ilerlediğini savunan saldırgan realizm teorisiyle tanınıyor.
Daha önce Irak ve Afganistan savaşlarının yanı sıra ABD’nin Ukrayna ve İsrail’e verdiği destek de dahil olmak üzere askeri müdahalelerine karşı çıkmıştı. Fakat Çin’i ABD açısından daha büyük bir tehdit olarak gören Mearsheimer, Pekin’e karşı daha “şahin” bir tutum benimsiyor.
ABD, Tayvan’a yönelik uzun bir süredir devam eden stratejik belirsizlik politikası izlemekteydi. Yani, Çin’in Tayvan’ı işgal etmesi halinde ABD’nin müdahale edip etmeyeceği konusunda resmi bir açıklamada bulunmuyordu.
Bu politika hem işgal olasılığını azaltmayı hem de Tayvan’ın ABD’den müdahale etmeyeceği korkusuyla tırmanışa geçmesini önlemeyi amaçlıyordu.
Fakat Biden yönetimiyle birlikte bu politika değişmeye başladı; Başkan 2022’de, Çin’in işgali durumunda ABD’nin Tayvan’ı destekleyeceğini açıkladı. Kamala Harris ve Donald Trump ise bu konuda belirsizliklerini sürdürdü; Harris, “Tayvan’ın kendini savunma kabiliyetini” destekleyeceğini belirtirken, Trump, olası bir işgale nasıl yanıt vereceğini açıklamayı reddetti.
Mearsheimer, ABD’nin nihayetinde Çin’in bölgesel hâkimiyetini önleyebileceğini ancak her iki ülkenin de nükleer güç olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu sürecin çok ciddi bir tehdit teşkil ettiğini savunarak “Tansiyonun yükselmesi riski her zaman var ve sonunda birbirimizi yok edebiliriz. Umarım böylesi bir kriz yaşanırsa, her iki taraf da soğukkanlılığını korur,” diye ekledi.