AVRUPA

‘Koridorlar’a yenisi eklendi: Üç Balkan ülkesinden kritik petrol boru hattı anlaşması

Yayınlanma

Yunanistan’ın Dedeağaç limanından Bulgaristan’ın Burgaz limanına uzanan petrol boru hattı projesi üç ülkenin liderleri tarafından anlaşma ile kayıt altına alındı.

Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis, haberi Bulgaristan’ın Varna kenti yakınlarında Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya arasında yapılan üçlü toplantının ardından duyurdu.

Bulgaristan Başbakanı Nikolay Denkov, Mitsotakis, Rumen mevkidaşı Marcel Ciolacu ve Moldova Enerji Bakanı Victor Parlicov’un katıldığı toplantıya ev sahipliği yaptı. Toplantıya Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Margaritis Schinas ve Avrupa Komisyonu’nun Ulaştırmadan sorumlu üyesi Adina Valean da katıldı.

Görüşmelerin ardından Mitsotakis boru hattının büyük önemine ve ‘tüm Güneydoğu Avrupa’nın enerji güvenliğini garanti eden’ Yunanistan’ın önemli rolüne dikkat çekti.

1994’ten bu yana tartışılan petrol boru hattı, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in geçici hükümetleri tarafından dondurulmuştu. Hatta Bulgaristan ve Yunanistan proje için bu yılın başından beri çalışmalarını sürdüren çalışma grupları oluşturdu ve bir memorandum imzaladı.

Mitsotakis, Ukrayna savaşı bağlamında Balkanların enerji bağlantısının önemini göstermek için, “Kuzey komşularımıza doğal gaz ihracatı dört kat arttı; Moldova’ya doğru hareket ediyoruz,” dedi.

Yunanistan Başbakanı bir sonraki üçlü toplantının ‘üç ülke arasındaki bu yeni bağlantıya verdikleri önemi simgeleyen güzel ve misafirperver Dedeağaç’ta’ yapılmasını önerdi.

Yunanistan’dan Bulgaristan’a uzanan petrol güzergahı

Rusya’dan gelen petrolü reddedip reddetmemeyi tartışan Bulgaristan için petrol boru hattının inşası stratejik bir önem taşıyor. Rus petrolü şu anda Karadeniz üzerinden tankerlerle doğrudan Burgaz’daki rafineriye ulaştırılıyor.

Projenin başlaması için parlamentoda oylama yapılması gerekiyor. Yunan kentinde petrol boru hattının inşası, ham petrolün Ege ve Karadeniz arasında bir boru aracılığıyla taşınacağı anlamına geliyor ki bu da bölgedeki Rus petrolünü kullanan tüm ülkeleri ilgilendiriyor.

Fakat petrol boru hattı aynı zamanda Burgaz’daki rafineriyi yöneten Rus Lukoil şirketini de ilgilendiriyor. Rus şirketi, yılda 7-10 milyon ton petrol işleyen rafineriyi işletmek için tanınan muafiyetin sona ermesinin ardından hammadde sıkıntısı çekmekten korkuyor. Rus şirket, 2024 yılı sonundan itibaren Rus olmayan petrolü işlemeye geçmeye hazırlandığını açıkladı.

Rusya-Türkiye bağlantısı zayıflayacak mı?

Petrol boru hattının Lukoil’in üretimini daha kolay ihraç etmesini sağlayacağı ve Rusya’nın Türkiye’ye olan bağımlılığını azaltacağı da iddialar arasında.

Yunanistan’da boru hattı projesi Kostas Karamanlis liderliğindeki muhafazakâr Yeni Demokrasi hükümeti (2004-2009) tarafından başlatılmıştı.

Karadeniz ve Ege denizlerini birbirine bağlayan bir petrol boru hattı fikri ilk kez 1997 yılının sonunda, Yunanistan’ın önerisi üzerine olasılıkları incelemek üzere bir komite oluşturulduğunda tartışılmış fakat Rusya o zamanlar projeye ilgi göstermemişti.

Daha sonra boru hattı (285 km) ‘Grand Slam’ olarak adlandırılan ve Ocak 2008’de Rusya ve Bulgaristan devlet başkanları Vladimir Putin ve Georgi Parvanov arasında üzerinde anlaşmaya varılan üç önemli enerji projesinin bir parçası haline geldi. Projenin tahmini kapasitesi yılda 35 milyon ton ham petrol ve bu miktar 50 milyon tona çıkarılabilir.

O dönemde petrol boru hattının inşasının 1.3-1.9 milyar dolar tutacağı tahmin ediliyordu. Ayrıca Burgaz’da 600 bin tonun üzerinde ve Dedeağaç’ta 1.2 milyon tonluk petrol tanklarını içeren iki limandaki terminallerin kapasitesinin artırılması da planlanmıştı.

Hollanda’da kayıtlı uluslararası proje şirketi Trans-Balkan Pipeline BV’nin Bulgaristan ve Yunanistan’ın her biri %24,5’ine, Rusya ise %51’ine sahip. Bulgaristan’ın payı ise Project Company Burgas-Alexandroupolis EAD’ye ait.

Baltık Denizine uzanacak bir ‘çılgın proje’ mi?

Romanya Başbakanı, ‘Ukrayna’nın toparlanmasına’ destek olacak Güney Ulaştırma Koridorunun önemine dikkat çekti ve Giurgiu ile Rousse arasında yeni bir köprü, Bulgaristan ile Romanya arasında yeni bir sınır noktası ve ‘Hızlı Tuna’ projesi olarak adlandırılan Tuna Nehri üzerinde seyrüsefer kapasitesini arttırma niyetini de açıkladı.

Dikey taşımacılık karayolu koridorlarının geliştirilmesi bağlamında gelecekteki projeler arasında Baltık Denizini Ege ve Karadeniz’e bağlayacak yeni demiryolu koridoru da ele alındı.

Nikolay Denkov, “Avrupa artık birbirinden kopuk olmayı, komşu ülkeleri birbirine bağlayan yollara sahip olmamayı, enerji bağlantısına sahip olmamayı ve dolayısıyla dış etkenlere bağımlı olmayı kaldıramaz. Hepimiz ‘birlikte’ kelimesinin her anlamında birlikte olmalıyız,” dedi.

Çok Okunanlar

Exit mobile version