RUSYA

Kursk muharebeleri ve Rusya’nın askeri stratejisinin krizi

Yayınlanma

Herkes İran’ın İsrail’i vurmasını beklerken Ukrayna, Rusya’ya sınır bölgesi Kursk’ta yeni bir cephe açtı. 6 Ağustos sabah saatleri itibariyle Ukrayna ordusu, Kursk oblastının 10 ila 15 kilometre derinliğine kadar ilerledi, bazı yerleşim yerlerini ele geçirdi ve sivil hedeflere yoğun bombardıman düzenledi.

Aynı zamanda Ukrayna ordusunun Kursk nükleer santralini ve Sudja’daki doğalgaz istasyonunu ele geçirme planları olduğu yönünde söylentiler ortaya çıktı.

Saldırının ilk aşamalarında, yani saat 8’de, Rusya Savunma Bakanlığına göre Ukrayna ordusundan yaklaşık 300 asker, 11 tank ve 20’den fazla zırhlı araçla Kursk oblastı sınırına dayandı. Rusya ordusu ve sınır muhafızları (Rosgvardiya) başlangıçta saldırıyı püskürtmeyi başardı ve bazı tank ve zırhlı araçları imha etti.

Fakat çatışmalar gün boyunca devam etti ve şiddetlendi, sınıra yakın yerleştirilen hava savunma sistemleri Rus hava kuvvetlerinin işini zorlaştırdı, kuvvetler saldırıya geçti ve sonuçta üç Rus köyü Ukrayna birlikleri tarafından ele geçirildi.

Saldırının hemen akabinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, saat 13.00’te Güvenlik Konseyini toplantıya çağırdı. Rusya makamları açısından her hassas anda olduğu gibi burada da, halk üzerindeki psikolojik etkiyi en aza indirmeyi amaçlayan, ancak uzun süre inkâr sınırında kalan bir terör eylemi söylemi öne çıktı.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova da bir istisna değildi ve resmi tutumu ortaya koydu: “Yeni bir terör eyleminden bahsediyoruz. Açıkça sivil nüfusa yöneliktir”.

Yüzlerce askeriniz, zırhlı araç ve tanklarınız, hava savunma sistemleriniz ve binlerce yabancı parlaı askeriniz hazır bekletiliyorsa, bu basit bir “terör” değil, bir savaş eylemidir. Somut olarak, bu savaşta yeni bir cephenin açılması söz konusu. Belki başarısız olacak ama şimdilik Kursk’taki köyleri tutuyorlar.

Kiev’in hedefinde bir enerji ve ticaret güzergahının olması da üzerinde durulması gereken bir başka konu.

Daha önce Rusya’dan gelen doğalgaz Avrupa Birliği ülkelerine iki gaz ölçüm istasyonu aracılığıyla ulaştırılıyordu: Sohranovka ve Sudja. Ukrayna’nın devlete ait doğalgaz şirketi Naftogaz, 2022 yılında Sohranovka üzerinden gelen gazı Avrupa’ya sevk etmeyi reddetti, zira burası Lugansk Halk Cumhuriyeti’nin sınırları içinde kalıyordu. Kalan tek güzergah Sudja, burası da halihazırda saldırı altında. Dolayısıyla amaç, Sudja istasyonunu kontrol altına almak ve ardından yok etmek gibi görünüyor.

Mevcut konfigürasyonda başka bir amaç daha görmek mümkün: Kursk’a karşı Harkov. Kiev, Moskova’yı Kursk oblastında kaybettiği toprakları geri alma karşılığında birliklerini Harkov’dan geri çekmeye zorlama niyetinde. Rusya cephede inisiyatifi elinde tutsa da, böyle bir durumda kaybeden pozisyonunda olacaktır.

Sahada güncel durum

Kommersant‘ın aktardığına göre Sağlık Bakanı Mihail Muraşko, 11 Ağustos’ta Kursk oblastındaki bombardımanın 69 kurbanının hastaneye kaldırıldığını ve 17’sinin durumunun ağır olduğunu bildirdi. Ayakta tedavi edilen 29 kişiden 8’i taburcu edildi.

Pazar günü erken saatlerde Kursk’a yapılan bir roket saldırısı, dokuz katlı bir binanın yıkılması ve ikisi ağır olmak üzere 13 kişinin yaralanmasına neden oldu.

Yerel yetkililere göre, Ukraynalı sabotaj ve keşif birliklerinin saldırısının ardından sınır bölgelerindeki durum gerginliğini koruyor. Ancak şu anda Belyovskiy ve Oboyanskiy bölgelerinde aktif bir çatışma yok.

Kaynak: Kommersant

Rusya Savunma Bakanlığı, 11 Ağustos gecesi Kursk üzerinde 14 insansız hava aracı ve dört Toçka-U taktik füzesinin durdurulduğunu bildirdi.

Bu arada Federal Nükleer Enerji Kurumu Rosatom’un başkanı Aleksey Lihaçov, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Başkanı Rafael Grossi ile Kursk nükleer santraline yönelik tehdidi görüştü ve durumun yarattığı küresel risklerin altını çizdi.

Bölgede tahliyeler devam etmekte olup 76 binden fazla kişi yerinden oldu ve 4 bin 400’den fazlası geçici barınaklarda.

Resmi söylem ve güven kaybı

Rusya Savunma Bakanlığı, en başından itibaren kamuoyuna sunduğu bilgileri minimumda tuttu. Başta 300 askerle bir saldırı başlatıldığı söylendi, bu sonra bin oldu ve geri püskürtüldükleri söylendi. Fakat ikinci günün akşamında Ukrayna birlikleri ilerlemeye devam ederken, akşam haberlerinde yetkililerin gerçeklikten tamamen uzak açıklamalar yaptığı gerçek dışı sahneler gösterildi. Aslında, 7 bin ila 17 bin arasında askerden müteşekkil en az 5 tugayın Rusya topraklarına girmesi mevzu bahisti.

Fakat duruma kendi gözleriyle şahit olan Kursk sakinleri ve Rıbar Telegram kanalının sahibi Mihail Zvinçuk ile Yuriy Podolyak gibi savaş muhabirleri bambaşka görüşteydi:

“[Genelkurmay Başkanı Valeriy] Gerasimov’un çok iyi iş çıkardığı doğrudur, o kadar ki kendisine bu iyimserliğin hangi nesnel faktörlere dayandığını sormak isteriz? Patronu memnun etme zarureti mi? Kalbi temiz insanları uyutma zarureti mi? Yoksa durumun gerçekliği ve sonuçlarıyla yüzleşememeye dayalı bir inkar mı?”

Ana akım basında da aynı oyunu oynadı; İzvestiya gazetesi, Sudja’nın Ukrayna ordusunun Sudja’dan defedildiğini iddia eden bir haber yayımlayacak kadar ileri gitti. Kasabanın tamamını ellerinde tutmuyor olsalar da, sadece doğuda Rus askerlerinin çatışma halinde olduğu bir direniş cebi var. Podolyak şunu söylüyor:

“Televizyon ekiplerimizin dikkatini, insanları kandırmaya ve İzvestiya‘nın ayın 6’sındaki haberini ayın 7’sinde çekilmiş gibi göstermeye gerek olmadığına çekmek istiyorum. Bu neden bu kadar önemli? Evet, Moskovalıları ve tüm ülkeyi yanlış yönlendiriyor ama aynı zamanda sahadaki insanların kendilerini doğru yönlendirmelerine ve tahliye kararı da dahil olmak üzere doğru kararları vermelerine de izin vermiyor. Ve sonra insanlar bu yalanlar yüzünden ölüyor.”

Eğer savaş zamanlarında tüm gerçekler lehinize değilse, tamamen sanal bir dünya yaratmak bilhassa tehlikelidir; yönetici elit, gerçekte neler olup bittiğini anlamayan ama tehlikeli bir şeyler olduğunu gayet iyi bilen halkın güvenini kaybedebilir.

Orduda çözülmekten çok uzak işlev sorunları

Yeni Savunma Bakanı Andrey Belousov’un itibarı çok yüksek ama asker değil ve yolsuzluk davaları giderek artıyor. Öyle ki, 2023’te Ukrayna ordusunun Zoporojye’deki ilerleyişini durduran ve şu anda ev hapsinde tutulan General İvan Popov örneğinde görüldüğü üzere, bazen iç hesaplaşma sorusunu gündeme getiriyorlar. Bazıları Popov’un neden şu anda Kursk’ta olmadığını soruyor. Bu sorular, Savunma Bakanlığı ve Genelkurmayın sadece yolsuzluk davalarıyla kendini yenilemesinin ne kadar zor olacağını gösteriyor. Ve daha pek çok soru var. En azından savaş zamanındaki bir ordu için; askeri stratejiden kim sorumlu? Ve Kursk oblastından kim sorumlu?

Açıkçası, savaş zamanında ordunun lejyonlaşması süreci sınırlarına ulaşıyor. Ücretli sözleşmeli askerler, farklı bir ücret skalasına sahip kariyer subayları ve başka bir statüye sahip mobilize askerlerle karşı karşıyayız ve hepsi de savaşıyor. Dahası, askere alınanlar savaş bölgelerinin dışında kalıyor… Ve burada sorun ideolojik.

Ve tüm bunlar toplumda saatli bombalar yaratıyor. Belki de savaşı kazanmak için “özel harekat” mantığına son vermek gerekiyordur.

Hâlâ tavrını değiştirmemiş olan Moskova, meşhur “uluslararası toplumu” Kursk’taki “terörü” net bir dille kınamaya ve bunu BM nezdinde yapmaya çağırıyor. Mali’de Wagnercilere yönelik pusunun tartışıldığı aynı toplantıda, sanki aynı nitelikte olaylarmış gibi Kursk hakkında da birkaç söz söylendi.

Mali, Wagner’e karşı istihbarat faaliyeti yürüten Ukrayna ile diplomatik ilişkilerini kesti

Dahası Rus basını UAEK’nın Kursk santralindeki durumdan haberdar olduğu konusunda güvence veriyor. Halkın saldırıya maruz kaldığı, topraklarının işgal edildiği ve pogromla karşı karşıya olduğu Kursk oblastında olağanüstü hal rejimi uygulamaya konuldu. Tıpkı büyük yangınlar ya da sel felaketlerinde olduğu gibi. Fakat bu bağlamda, bölgede savaş hali ilan edilmesi gerekirken bu olmadı.

Başka bir deyişle Moskova hala “özel askeri harekat” çerçevesi içinde. Diğer yandan Rusya, hala resmi olarak savaş olarak addetmediği bu savaşta zaman ve güç kaybediyor. Müzakereleri merkeze alan bir uluslararası söyleme sarıldığında, karşılığında Sivastopol’un bombalanmasını ve Kursk’taki saldırıları alıyor.

Bu arada, “kurtarılmayı bekleyen” ve Ukrayna’ya bağlanacak bir Kursk Halk Cumhuriyeti’nin kurulması söylemi de yükselişte. Bu, bu fantezinin gerçekleşeceği anlamına gelmiyor, ancak niyet belli.

Rusya’nın Kursk bölgesinde olağanüstü hâl ilan edildi

Rusya şu anda işgal ettiği toprakları geri almak zorunda, aksi takdirde teslimiyetini müzakere etmeye itilecek ve bu da kaçınılmaz olarak mevcut yönetici eliti tarihin derinliklerine sürükleyecektir.

2022’deki Harkov’dan farklı olarak, sınır geçildiği için bir “stratejik geri çekilme” olamaz. Bir geri çekilme durumunda, vatana ihanet konusunu gündeme getirmemek imkansız olacak ve Putin şemsiyesi bu “büyük stratejistleri” halkın intikamcılığından pek de koruyamayacaktır. Yönetici elit önlem alıyor gibi görünüyor ve iki tepki görülüyor.

Dmitriy Medvedev şunu yazmış:

“Şu andan itibaren özel askeri harekat açıkça bölge dışı bir karaktere bürünmelidir. Bu artık sadece resmi topraklarımızı geri alma ve Nazileri cezalandırma harekatı değildir. Ukrayna’nın hala var olan topraklarına gidebiliriz ve gitmeliyiz. Odessa’ya, Harkov’a, Dnipropetrovsk’a, Nikolayev’e, Kiev’e ve ötesine. Ukrayna İmparatorluğunun tanınmış sınırları anlamında hiçbir kısıtlama olmamalıdır. Artık bu konuyu utanmadan ya da diplomatik yalakalık yapmadan açıkça konuşabiliriz ve konuşmalıyız.”

Medvedev haklı, ancak bunu yapmak için durumu gözden geçirmek ve zaferi tasavvur etmek gerekir. Bu da ideolojik çerçevenin dönüşümünü ve siyasi cesareti gerektirir. Şimdilik buna dair bir emare yok.

Batı ile Rusya arasında yaklaşan gerilim

Çok Okunanlar

Exit mobile version