Baltık Denizi boru hattının (Balticconnector) hasar görmesinin ardından Batılı donanmalar, altyapıyı koruma gerekçesiyle bölgeye konuşlanıyor.
Estonya ile Finlandiya arasında doğalgaz taşıyan Balticconnector boru hattı geçen ekim ayında zarar görmüştü. Kuzey Avrupa ülkeleri, resmi olarak bir suçlama yöneltmeseler de, hasardan Rusya’yı sorumlu tutuyorlar.
Kuzey Avrupa ülkeleri, soruşturma tamamlanmadan bölgedeki güvenliği artırmaya karar verdiler. ‘Ortak Sefer Gücü’ (JEF) olarak bilinen on ülke (Birleşik Krallık, beş İskandinav ülkesi, üç Baltık ülkesi ve Hollanda) İngiltere’nin Mounts Bay destek gemisi de dahil olmak üzere bir dizi bölgede gemi konuşlandıracaklarını açıkladılar.
Politico’ya göre bu hamle, Ukrayna’daki savaş devam ederken Batılı ülkelerin ‘hibrit’ veya ‘gri bölge’ savaşına karşı savunmalarını nasıl güçlendirdiklerinin en son işaretiydi. Bu tür gri bölge eylemleri, resmi bir savaş ilanı olmayan fakat altyapı sabotajı, siber saldırılar ve dezenformasyon kampanyalarını içeren faaliyetlere işaret ediyor.
Politico’ya konuşan Finlandiyalı deniz planlamacısı Yüzbaşı Mikko Laakkonen, benzer düşünen ülkelerin, ‘düşmanları Baltık Denizini çaprazlayan binlerce kilometrelik gaz boru hatlarını ve iletişim kablolarını bozmaktan caydırmak için’ kaynaklarını bir araya getirmeleri gerektiğini söyledi.
Laakkonen, “Birlikte çalışmamız gerekiyor. Bu tek uluslu bir tatbikat değil,” dedi. Finlandiyalı yüzbaşının kastettiği tatbikat, ‘Freezing Winds 23’ 1 Aralık’ta sona erdi ve birçok ülkeden yaklaşık 4 bin personel katıldı.
NATO da Alman Korgeneral Hans-Werner Wiermann liderliğindeki Kritik Denizaltı Altyapısı Koordinasyon Hücresi adlı bir oluşum kurdu.
Kuzey Akım suikastinin ardından kurulan birim, özel şirketler, ulusal hükümetler ve NATO’nun kendisi de dahil olmak üzere denizaltı altyapısının korunmasında yer alan çeşitli aktörleri birbirine bağlamayı ve tehditlerin belirlenmesine yardımcı olmayı amaçlıyor.
Wiermann, Politico’ya verdiği demeçte, girişimin hedeflerinden birinin, kritik altyapı etrafındaki tehditleri ve şüpheli davranışları gerçek zamanlı olarak belirlemek olduğunu söyledi.