Avrupa
Lukaşenko’nun yeni başbakan tercihi Belarus için ne anlama geliyor?

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Minsk Valisi 49 yaşındaki Aleksandr Turçin’i başbakan olarak atadı. Beş yıldır başbakanlık görevini yürüten Roman Golovçenko ise Merkez Bankası başkanlığına getirildi. Lukaşenko, bu değişikliklerle ekonomide yeni bir sayfa açmayı ve finansman konularında ‘bazı şeyleri tersine çevirmeyi’ hedeflediğini belirtti.
Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, ocak ayındaki seçimlerin ardından hükümette önemli değişiklikler yaptı.
Minsk Valisi Aleksandr Turçin başbakan olarak atanırken, beş yıldır bu görevi yürüten Roman Golovçenko Merkez Bankası’nın başına getirildi.
49 yaşındaki Turçin, Belarus Devlet Ekonomi Üniversitesi mezunu ve kariyerine yerel yönetimlerde başladı. 2019’dan beri Minsk Valisi olarak görev yapıyordu. Lukaşenko, Turçin’in “başkanlık eğilimlerine” sahip olduğunu ve sert kararlar alabileceğini belirtti.
Golovçenko’nun Merkez Bankası başkanlığına atanması, Lukaşenko’nun “bankacılık sisteminin ekonomiye daha fazla dahil olması” isteğiyle ilişkilendirildi. Lukaşenko, Golovçenko’nun “parayı nereye yönlendireceğini bildiğini” ifade etti.
Lukaşenko, 70 yaşında olduğunu ve hükümette gençleştirme çabalarına vurgu yaptı. Kendisinin ve bazı yaşlı başbakan yardımcılarının “kenara çekileceğini” kaydetti.
3-4 Mart tarihlerinde yapılan diğer atamalarla Vladimir Karanik sosyal işlerden sorumlu başbakan yardımcısı, Yuriy Gorlov tarım bakanı ve Kirill Zalesskiy iletişim bakanı oldu.
Rusya Bilimler Akademisi Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden (IMEMO) Doç. Dr. Dmitriy Ofitserov-Belskiy, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte iktidarın üst kademesinin Lukaşenko tarafından teknokratik ve meritokratik temellere göre şekillendirildiğini belirtti.
Uzman, bu sistemde gerçek işler yerine siyasi entrikalar yürüten kişilerin basitçe “eleniyor” olduğuna işaret etti.
Ancak Ofitserov-Belskiy, Belarus siyasi zümresinin her yeni neslinin giderek daha az siyasi hırsa sahip olduğunu kaydetti. Şu anda hükümetin önünde, ekonominin çeşitlendirilmesini artırma ve Trump yönetimi ve Avrupa Birliği ile ilişkileri normalleştirme görevleri bulunuyor ve bunun için bir fırsat penceresi açılıyor.
Ofitserov-Belskiy’e göre, Golovçenko’nun Merkez Bankası başkanlığına geçişi bir rütbe düşüşü, ancak bu Lukaşenko’nun gözünden düşmesiyle ilgili değil.
Uzman, Lukaşenko’nun “kendine has bir yönetim tarzı” olduğuna işaret etti. Bu, görevlerde sık sık değişiklik yapılmasını içeriyor. Uzman, Golovçenko’nun başbakanlığı döneminde sistematik başarısızlıklar yaşanmadığı görüşünde.
Moskova Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’ndeki (MGIMO) Bilimsel Diplomasi ve Gelecek Akademik Girişimler Merkezi Direktörü Vyaçeslav Sutırin ise, yeni atananların öncelikli görevinin, Rusya’nın ithal ikamesi ve savunma sanayii işbirliği ile güçlü bir şekilde bağlantılı olan ısınmış ekonomide yavaşlama ve kriz olaylarını önlemek olduğunu dile getirdi.
Ancak Sutırin, Turçin’in Lukaşenko’nun halefi olarak hazırlandığını söylemenin henüz mümkün olmadığını belirterek, Turçin’in “sahada” çok çalışmış bir kişi olarak güven kazandığını, ancak başkanın daha önce de diğer üst düzey yetkililer hakkında benzer şekilde konuştuğunu vurguladı.