DÜNYA BASINI

Martin Wolf: ABD, Çin ile rekabetinde ekonomik avantajı elinde tutuyor

Yayınlanma

Financial Times’ın (FT) baş ekonomi yorumcusu Martin Wolf, ABD ile Çin arasında artan rekabete rağmen, Kuzey Amerika ülkesinin hâlâ avantajlı konumda olduğunu öne sürüyor.

Ekonomi ve siyasetin her zaman etkileşim içinde olduğunu, günümüzde ise siyasetin daha önemli hale geldiğini savunan Wolf, bugünkü konseptin, ‘ABD ve Çin arasındaki gergin ilişkiler tarafından yeniden şekillendirilen küresel bir ekonomi’ye işaret ettiğini yazıyor.

Londra merkezli Capital Economics’in 2024 yılına ilişkin raporundan alıntılar yapan FT yorumcusu, ülkelerin beş gruba ayrılabileceğini aktarıyor: ABD ve yakın müttefikleri; ABD’ye meyilli ülkeler; bağlantısızlar; Çin’e meyilli ülkeler; ve Çin ve yakın müttefikleri.

Rapora göre ilk grup ABD ve Kanada, Avrupa (Macaristan hariç), Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan oluşuyor. İkinci grupta başta Hindistan olmak üzere Kolombiya, Meksika, Fas, Türkiye ve Güney Kore yer almaktadır. Bağlantısızlar grubunda ise önemli ölçüde Brezilya, Endonezya ve Nijerya yer almaktadır. Çin’e meyleden ülkeler grubunda Arjantin, Afrika’nın büyük bölümü (Güney Afrika dahil), Irak, Kazakistan ve Capital Economics’e göre Suudi Arabistan yer alıyor. Son olarak, Çin’in güçlü müttefikleri arasında Rusya, İran ve Pakistan bulunuyor.

ABD karşıtı grubun iç birliği yok

Wolf’a göre ilk grup ile diğerleri arasında temel bir ayrım bulunuyor. Yüksek gelirli ‘demokrasiler’ ‘temel değerleri’ paylaşıyor (Wolf ekliyor: “Her ne kadar paylaşmaya devam edip etmeyecekleri 2024 ABD başkanlık seçimlerinin sonuçlarına bağlı olsa da”). Diğer gruplar ise neye taraftar olduklarından çok neye karşı olduklarıyla tanımlanıyorlar. Rusya ve İran, Çin için uygun müttefikler ve bunun tersi de geçerli; yani ortak bir düşmanı paylaşıyorlar fakat yine de birbirlerinden çok farklılar. Bunları ‘çıkar ittifakları’ olarak tanımlayan Wolf, her şeye rağmen hem iktisadi hem de siyasi ilişkileri şekillendirebileceklerine işaret ediyor.

Bazı iktisadi gerçekler: Atlantik ittifakı hâlâ güçlü

Martin Wolf bu noktada bazı verilere başvuruyor. Çin bloğu dünyadaki (Antarktika dışındaki) kara kütlesinin yarısını oluştururken, bu oran ABD bloğu için yüzde 35. Çin bloğu aynı zamanda dünya nüfusunun biraz daha fazlasına ev sahipliği yapıyor: yüzde 43’e karşılık yüzde 46.

Fakat yine de Çin bloğu dünya GSYİH’sinin yalnızca yüzde 27’sini üretiyor; ABD bloğunun yüzde 67. Dahası, Çin bloğunun ürettiği değerin neredeyse tamamı Çin’de üretiliyor. Wolf’a göre bunun en önemli nedeni, dünyanın yüksek gelirli ülkelerinin çoğunun ikinci blokta yer alması.

FT yorumcusuna göre bu dengenin değişmesinin yolları arasında, ABD bloğunun muhtemelen Donald Trump yönetiminde dağılması ya da Çin ekonomisinin Capital Economics’in şu anda beklediğinden daha hızlı büyümesi yer alıyor. Capital Economics’in Çin’in geleceğine ilişkin kötümserliğinin aşırı olabileceğini ama saçma olmaktan uzak olduğunu düşünen Wolf, “Çin gerçekten de önümüzdeki çeyrek yüzyıl boyunca yüksek büyümeye karşı güçlü rüzgarlarla karşı karşıyadır,” iddiasında bulunuyor.

Sanayi ve ticarette Çin etkisi

Wolf, sanayi üretimi söz konusu olduğunda Çin bloğunun GSYİH göstergelerinden daha iyi durumda olduğunu hatırlatıyor. 2022 yılında dünya sanayi üretiminde Çin bloğunun payı yüzde 38 iken, ABD bloğunun payı yüzde 55’ti. Wolf’a göre Çin bloğunun önümüzdeki çeyrek yüzyılda sanayide eşitliğe ulaşıp ulaşmayacağı, esas olarak Hindistan imalatının Çin’e kıyasla göstereceği performansa bağlı.

Tarımda, Çin bloğu çıktının yüzde 49’unu üretirken, ABD bloğu için bu oran yüzde 38.

2022 yılında 144 ülke Çin ile ABD’den daha fazla mal ticareti yaptı. ABD sadece 60 ülke için daha büyük bir ticaret ortağıydı. Fakat küresel mal ticaretinin yarısı ABD bloğunda sınıflandırılan ülkeler arasındaydı. Örneğin Almanya’nın, Çin ile en sıkı ticari bağlara sahip ABD müttefiki olduğu düşünülüyor. Fakat 2023’ün ikinci çeyreğinde mal ticaretinin sadece yüzde 11’i Çin bloğuyla gerçekleşirken, yüzde 86’sı başta Avrupalı ortakları olmak üzere ABD bloğundaki diğer ülkelerle gerçekleşti.

Mali faaliyetler ve sermaye hareketlerinde ABD açık ara önde

Her şeye rağmen finansal faaliyetler ve sermaye akışlarında ABD bloğu baskın olmaya devam ediyor.

Doğrudan yabancı yatırımlardaki yeri son çeyrek yüzyılda küçülmüş olsa da, 2022’de yatırımcı ülkeye göre toplam doğrudan yabancı yatırım (DYY) stokunun yüzde 84’ünü ve alıcıya göre yüzde 87’sini oluşturmaya devam etti.

Bunun nedeni, dünyanın en büyük şirketlerinin ve en cazip destinasyonlarının hâlâ ABD’de bulunması. Wolf’a göre Xi Jinping döneminde bu fark kapanmayacak.

Küresel portföy yatırımlarının yaklaşık yüzde 86’sı ABD bloğunda, buna karşılık sadece yüzde 2’si Çin bloğunda yer alıyor. ABD ve Çin blokları arasındaki DYY, Çin bloğu içindeki DYY’nin üç katı. Wolf şu iddiada bulunuyor: “Rusya ve İran Çin’in kullanışlı müttefikleri olabilir, fakat sadece aptallar sermayelerinin çoğunu ekonomik olarak cahil petrol ülkelerine yatırır. Çinli yatırımcılar bu kadar aptal değil.”

Döviz rezervlerinde Atlantik hegemonyası

Wolf’un aktardığına göre döviz rezervleri hala ağırlıklı olarak ABD ve müttefiklerinin para birimi cinsinden varlıklardan oluşuyor. Bunlar 2023’ün ikinci yarısında döviz rezervlerinin yüzde 87’sini oluşturuyor ki bu oran üç yıl önceki yüzde 89’luk orandan sadece biraz daha düşük.

FT yorumcusuna göre bunun nedeni sadece bu ülkelerin likit uzun vadeli finansal varlıklar arz etmesi. Yaptırımların kullanımı göz önüne alındığında eskisi kadar güvenli olmayabilirler ama iyi alternatifler de mevcut değil.

Wolf’a göre Çin’in bunları tedarik etmek istemesi pek olası değil çünkü bu, Çin kamu borcu piyasaları da dahil olmak üzere mali piyasalarının serbestleştirilmesini ve açılmasını gerektiriyor.

Pek çok ülkenin ABD ve müttefiklerinin ‘alaşağı edilmesini istediğini’ belirten Wolf, şu uyarıları yaparak yazısını bitiriyor: “[…] bu ülkeler Çin’in hoşnutsuzlar grubundan daha birlik içinde ve ekonomik olarak daha güçlüler. Bu dengeyi hızla değiştirmesi muhtemel olay, ABD’nin ittifaklarını parçalamaya karar vermesi olacaktır. Bu, küresel tarihin en dramatik şekilde kendine zarar veren eylemlerinden biri olacaktır. Çin bloğunun, iktisadi ağırlığın ilgili tüm yönlerinde ABD bloğunu geçmesi çok daha uzun zaman alacaktır. Bunu asla yapamayabilir.”

Çok Okunanlar

Exit mobile version