Rusya
Miroşnik: ‘Batı, Ukrayna’yı Rusofobik bir intihar devletine dönüştürdü’

Rusya Dışişleri Bakanlığı Kiev Rejimi Suçları Özel Temsilcisi Rodyon Miroşnik, Ankara’daki Rus Evi’nde düzenlenen ‘Ukrayna Krizi: Doğuşu ve Çözüm Yolları’ başlıklı etkinlikte, Kiev rejimini insanlık suçları işlemekle suçladı ve Batı’nın Ukrayna’ya müdahalesini eleştirdi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Kiev Rejimi Suçları Özel Temsilcisi Rodyon Miroşnik, pazartesi günü Ankara’daki Rus Evi’nde düzenlenen “Ukrayna krizi: Doğuşu ve çözüm yolları” başlıklı bir etkinlikte konuştu.
Etkinlikte Ukrayna krizi ve çözüm yolları ele alındı.
Miroşnik, konuşmasında Kiev rejimini sivillere karşı suç işlemekle itham etti. “5 binden fazla insan yaralandı ve bu insanlar sivil. Yani asker değiller. Sadece o bölgede yaşayan yerli insanlar arasında bu kadar çok insan yaralandı,” diyen Miroşnik, dron saldırıları sonucu binlerce insanın hayatını kaybettiğini belirtti. Miroşnik, Belgorod, Kursk ve Donetsk oblastında binlerce insanın dron saldırıları sonucu yaralandığını da sözlerine ekledi.
Fotoğrafların gerçeği yansıttığını vurgulayan Miroşnik, “Fotoğraflarda bulunan her bir fotoğraf gerçek olduğu için, bu yüzden binlerce kilometre öteye bu gerçeği taşımakla mükellefiz. Kiev rejimini, işledikleri insanlık suçlarını, temel insan haklarını ihlal edip verdikleri suçları, hepsini bu etrafımızda fotoğraflarda görebilirsiniz,” diye konuştu.
Miroşnik, Ukrayna krizinin 3 yıl önce başladığını belirterek, “Tam 3 yıl önce Rusya, Ukrayna topraklarından gelen bu ordudan tehdit ve Donbass halkına, Ruslara, Rusça konuşanlara, Rus destekçilerine ve Ukrayna’da orduda zarar edip ayrımcılık nedeniyle ve soykırım nedeniyle özel askeri operasyonu başlattı,” dedi.
Batı’nın Ukrayna’daki rolüne de değinen Miroşnik, “Batı tarafından desteklenen ve finanse edilen devlet darbesi sonucu iktidara gelen Kiev rejimi, aktif şekilde bu insanlık dışı politikayı izledi. Ancak bu sadece buzdağının görünen kısmıydı. Bu, en az 25 yıl boyunca Batı’nın Ukrayna’nın iç işlerine pervasızca müdahale ederek devleti kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışmasının bir sonucuydu,” ifadelerini kullandı.
‘Batı, Ukrayna’yı Rusofobik bir intihar devletine dönüştürdü’
Batı’nın Ukrayna ile ilgili temel amacının Ukrayna’yı Rusya’nın etkisinden çıkarmak olduğunu savunan Miroşnik, “Onu aynı zamanda Rusofobik bir intihar devletine dönüştürerek kendi çıkardığı neo-Nazileri Rusya’ya zarar vermeye hazır hale getirdi,” diye konuştu.
1999 yılında Viktor Yuşçenko’nun Ukrayna başbakanı olduğunu hatırlatan Miroşnik, Yuşçenko’nun eşi aracılığıyla Amerikan istihbarat servisleriyle bağlantılı olduğunu iddia etti.
Miroşnik, “Eşi Amerikalı Catherine Clary’de uçakta tanışmış ve kısa süre sonra evlenmişler. Eşinin CIA’yla bağlantıları olduğu aşikar,” diye konuştu.
2004 yılında Batı’nın Ukrayna’da Maydan adlı büyük ölçekli protesto eylemlerini hazırlayıp finanse ettiğini öne süren Miroşnik, “Yuşçenko için başarısız geçen seçimlere doğrudan müdahale etti. Bu müdahale sözde bağımsız yapılar olan Demokrasi ve İnsan Hakları Bürosu ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gibi kuruluşların katılımıyla, seçimlerin yasa dışı bir üçüncü turunu organize ederek, aslında Yuşçenko’nun Ukrayna Cumhurbaşkanlığına atanmasını sağlamak amacıyla gerçekleştirdik,” ifadelerini kullandı.
2014 yılında Batı’nın Ukrayna’da askeri-milliyetçi birliklerin ve radikal siyasi örgütlerin desteğiyle bir darbe organize etmeye karar verdiğini söyleyen Miroşnik, “Halkın iradesine karşı muhalefetin şiddet kullanarak, silah zoruyla iktidarı ele geçirmesinin hemen ardından Batılı partnerler bunu devlet darbesi olarak deyip, demokrasi ve özgürlüğün zaferi olarak adlandırdılar,” dedi.
Miroşnik, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Victoria Nuland’ın Ukrayna’da demokrasinin teşvikine 5 milyar dolar harcandığını itiraf ettiğini belirtti.
Bu miktarın büyük bir kısmının ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı bütçesinden Ukrayna muhalefetine yönlendirildiğini ifade eden Miroşnik, Batı’da eğitim almış ve George Soros’un Yeniden Doğuş Fonu gibi yapılar tarafından yetiştirilmiş kişilerin Ukrayna’da iktidara geldiğini savundu.
Kiev rejiminin, iktidara gelişinden iki ay sonra Ukrayna anayasasını ihlal ederek ordu ve radikal milliyetçi birlikleri kullanarak Donbass’ta savaş başlattığını ifade eden Miroşnik, 14 Nisan 2014’te Ukrayna geçici cumhurbaşkanı Turçinov’un kendi halkına karşı terörle mücadele operasyonu başlatılmasına dair anayasaya aykırı bir kararname imzaladığını söyledi.
Yetkili, “Bu tarih, Ukrayna’daki savaşın resmi olarak başladığı an,” dedi. 11 yıldır süren savaşta Donbass ve Rusya’da 15 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini, 30 binden fazla insanın ise yaralandığını aktaran Miroşnik, Ukrayna yönetiminin bu sayıları tam olarak açıklamadığını belirtti.
Miroşnik, Rusya ve Ukrayna arasındaki müzakerelere de değinerek, dışişleri bakanları düzeyinde Suudi Arabistan’da hazırlık görüşmelerinin gerçekleştiğini ve taraflar arasında temas sağlandığını söyledi.
Şu anda tarafların müzakerelerle krizden çıkış yollarını ele aldığını belirten Miroşnik, Rusya’nın müzakereler sırasında krizden kurtulmanın pek çok yolunu tartıştığını ancak haziran ayından beri Rusya’nın kendi duruşunu net bir şekilde belli ettiğini ve bu duruşa bağlı kaldığını ifade etti.
Yetkili, Rusya’nın duruşunun tüm Rusya halkının güvenliğinin sağlanması ve geri alınan topraklardaki halkın korunması olduğunu vurguladı.
‘Ukrayna, neo-Nazi düşünce şeklinden vazgeçmediği sürece krizin çözülmesinin mümkün değil’
Ukrayna ordusunun askeri gücünün 80-100 bin seviyesine indirilmesi, uzun menzilli silahların ve hava kuvvetlerinin ortadan kaldırılması gerektiğini savunan Miroşnik, Ukrayna’nın neo-Nazi düşünce şeklinden vazgeçmediği sürece krizin çözülmesinin mümkün görünmediğini dile getirdi.
Rusya’nın kendi anayasal topraklarından vazgeçmesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Miroşnik, bu bölgelerin tamamen Rusya Federasyonu’nun kontrolüne geçmesi gerektiğini söyledi.
Rusya’nın çatışmanın gerekçesiz bir şekilde dondurulmasını kabul etmediğini belirten Miroşnik, bunun ilerleyen süreçte daha büyük tırmanışlara ve zorluklara yol açacağını ifade etti.
Miroşnik, Kiev rejimi liderliğinin işlediği suçların ve kanlı savaşı başlatmanın sorumluluğunu üstlenmesi ve hukuk önünde hesap vermesi gerektiğini söyledi. Müzakerelerin henüz başlangıç aşamasında olduğunu ve sürecin önemli destekçileri olduğu gibi karşı çıkanların da mevcut olduğunu belirten Miroşnik, adil bir çözüm yolu bulmanın zaman gerektireceğini dile getirdi.
Miroşnik, Batı’nın Ukrayna’ya karşılıksız destek vereceği ilüzyonunun ortadan kalktığını ve ABD Başkanı’nın Kiev’den verilen destek karşılığında 500 milyar dolar talep ettiğini iddia etti. Ayrıca Ukrayna’nın doğal kaynaklarını ABD’ye devretmesi karşılığında bir anlaşma yapıldığını öne süren Miroşnik, AB’nin ise anti-Trump koalisyonu oluşturmaya çalışarak Kiev’e finansal desteği sürdürmek ve Ukrayna’yı Rusya’ya karşı savaş sonuna kadar kullanmak istediğini savundu.
Fakat AB’nin desteği olmadan imkanlarının sınırlı olduğunu belirten Miroşnik, Avrupa Birliği ülkelerinin Ukrayna’ya aktardıkları her şeyin kanlı bir savaşa destek olmaktan başka bir şey yapmadığını bildiklerini söyledi.
Miroşnik, bu sebeple Amerika ve Rusya arasındaki müzakerelerde Avrupa ülkelerinin yer almadığını, çünkü sergiledikleri duruşun Rusya’nın sergilediği duruşla örtüşmediğini ifade etti.
Ukrayna yönetiminin kendi halkına baskı uyguladığını ve muhalif partileri yasakladığını kaydeden Miroşnik, Ukrayna hapishanelerinde siyasi gerekçeli maddeler uyarınca yaklaşık 10 bin kişinin tutulduğunu ve baskı ve tutuklamalardan kaçınmak için 10 binlerce kişinin ülkesini terk etmek zorunda kaldığını belirtti.
Ukrayna’da televizyon kanallarında sansür uygulandığına dikkat çeken Miroşnik, Ukrayna’da medya üzerinde ciddi sansür uygulamaları başlatıldığını ve hükümete bağlı olmayan bağımsız medya kuruluşlarının kapatıldığını belirtti.
Ukrayna nüfusunun neredeyse yarı yarıya azaldığını söyleyen Miroşnik, 2014 yılında gerçekleşen darbe öncesinde Ukrayna’nın nüfusunun 40 milyonun üzerinde olduğunu ancak şu anki Kiev hükümetinin nüfus sayımı yapmadığını veya verileri gizlediğini iddia etti.
Birleşmiş Milletler verileri de dahil olmak üzere kesin olarak bilinenin, Ukrayna topraklarından Avrupa Birliği’ne en az 6,5 milyon kişinin göç ettiği olduğunu belirten Miroşnik, sınırlar henüz açıkken Rusya’ya en az 3,5 milyon kişinin geçtiğini ve referandumların düzenlendiği bölgelerle birlikte yaklaşık 10 milyon kişinin ise Rusya’ya katılımı gönüllü olarak kabul ettiğini aktardı.
‘Ukrayna, Avrupa’nın en yoksul ülkesi haline geldi’
Ukrayna’nın Avrupa’nın en yoksul ülkesi haline geldiğini söyleyen Miroşnik, Ukrayna’nın 2024 devlet bütçesinin yüzde 50’sinden fazlasını diğer devletlerden veya uluslararası kuruluşlardan alınan dış yardımların oluşturduğunu belirtti.
Ukrayna’nın barış döneminde dahi kendini bağımsız bir şekilde geçindirebilecek durumda olmadığını ifade eden Miroşnik, Ukrayna’da silah zoruyla seferberlik sürecinin başlatıldığını ve askeri personel alım merkezlerine halkı yakalama ve zorla cepheye gönderme yetkisi verildiğini söyledi. Miroşnik, şu an Ukrayna’nın 18 yaşından itibaren bütün erkekleri de seferber etmek için şartları kabul ettiğini dile getirdi.
Miroşnik, Kiev rejiminin 3 yıl önce Donbass’taki sorunu askeri yolla çözmeye kalkışarak durumu daha da kötüleştirdiğini ve Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerine saldırıda bulunduğunu belirtti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Donbass halkını koruma kararı aldığını ve Lugansk Halk Cumhuriyeti ve Donetsk Halk Cumhuriyeti’ni tanıdığını söyleyen Miroşnik, bu cumhuriyetlerle imzalanan anlaşmalar temelinde özel askeri operasyonun başlatıldığını ifade etti.
Miroşnik, Rusya’nın askeri operasyonun başlangıcında Ukrayna’nın ele geçirdiği ancak şimdi Rusya’nın tekrar kontrolüne geçtiği bölgeleri harita üzerinde gösterdi.
Ukrayna ordusunun Rusya’nın Kursk oblastına yönelik Batılı ülkelerin desteğiyle gerçekleştirdiği saldırının amacının Rusya’yı Donbass yönündeki taarruzunu durdurmaya ve Kursk bölgesine güç sevk etmeyi durdurmaya zorlamak, Ukraynalı militanların bazı başarılarını öne sürerek Kiev rejiminin finansman ve desteğinin devamını sağlamak ve ABD başkanlık seçimlerinde başkan adayı Kamala Harris’i desteklemek olduğunu öne sürdü.
Kursk’taki çatışmalar
Fakat Zelenskiy tarafından belirlenen hedeflerin hiçbirinin gerçekleştirilemediğini belirten Miroşnik, Rusya’nın Donbass yönündeki taarruzunu sürdürerek 2 bin kilometrekareden fazla alanı kurtardığını ve Ukrayna birliklerinin Kursk oblastında daha önce ele geçirdikleri toprakların üçte ikisi üzerindeki kontrolü kaybettiğini söyledi.
Miroşnik, Ukrayna’nın bu saldırının bedelini 60 binden fazla askerin hayatıyla ödediğine işaret etti.
Kursk oblastında birkaç gün önce bulunduğunu belirten Miroşnik, Ukrayna silahlı oluşumlarının işlediği suçlara dair bilgiler paylaştı.
Ukrayna birlikleri tarafından ele geçirilen yerleşim yerlerinin tamamen yağmalandığını, yakıldığını ve sivil konutları ile altyapıların tahrip edildiğini söyleyen Miroşnik, savaş bölgesinden ayrılmaya çalışan sivillerin ateş açıldığını ve şiddete maruz kaldıklarını belirtti.
Miroşnik, çatışma bölgesinden yaklaşık 150 bin sivilin tahliye edildiğini, işgal altında kalan sivillerin ise Ukraynalı militanların şiddetine, infazlarına ve yağmalarına maruz kaldığını ifade etti.
Yetkili, tahliye edilen sivillerden biriyle konuştuğunu ve söylenene göre orada kalmak zorunda kalan sivillerin yani tahliye edilemeyen sivillerin sadece yarısının hayatta kalabildiğini aktardı.
Son bir yıl içinde Ukraynalı militanlar tarafından Rusya’nın sivil hedeflerine Batılı ülkelerin sağladığı 90 binden fazla mühimmat ateşlendiğini söyleyen Miroşnik, kullanılan silahlar arasında yasaklı kümülatif mühimmatlar, mayınlar, uzun menzilli füzeler ve çok namlulu roket sistemleri yer aldığını belirtti.