DÜNYA BASINI

Pentagon: Çin, ABD için hala temel tehdit

Yayınlanma

Çevirmenin notu: Aşağıda çevirisini verdiğimiz haber 28 Ekim 2022 tarihinde Associated Press’te (AP) yayınlandı. Pentagon’un servis ettiği yeni savunma strateji belgesi ile nükleer tutum incelemesi birlikte düşünüldüğünde, ABD’nin Pasifik’teki duruşunun pekiştirileceğini öngörmek mümkündür. Washington, Çin’i kendisine karşı uzun vadede karşı koyabilecek yegane güç olarak görmeye devam etmektedir; Rusya, Avrupa’da ABD planlarına taş koysa da, Pentagon Moskova’nın kendilerine uzun vadede sistematik biçimde sorun çıkarabileceğine inanmamaktadır. Kötü haberse, atom bombasını ilk ve tek kullanan ülke ABD’nin, Rusya ve Çin’i bahane ederek kendi nükleer caydırıcılığını artırma ve yenileme yoluna girmesidir. Metindeki köşeli parantezler çevirmene aittir.

Pentagon, Rusya’nın savaşına rağmen Çin’in hâlâ ABD için temel tehdit olduğunu söylüyor

Associated Press
28 Ekim 2022

Çin, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşına rağmen ABD için en büyük güvenlik sorunu olmaya devam ediyor ve yeni Pentagon savunma stratejisine göre, Pekin’den gelen tehdit ABD ordusunun gelecek için nasıl donatılacağını ve şekillendirileceğini belirleyecek.

Perşembe günü yayınlanan belge, Çin ile çatışmanın “ne kaçınılmaz ne de arzu edilir” olduğunu söylese de, [Çin’in] Güney Çin Denizi’ndeki agresif askeri birikimine ve özerk Tayvan adası üzerindeki artan baskıya açık bir referansla, Pekin’in “önemli bölgelerdeki hakimiyetini” önleme çabasını anlatıyor.

Strateji, Çin’in Hint-Pasifik’teki Amerikan ittifaklarını baltalamaya çalıştığı ve büyüyen ordusunu komşularını baskı altında tutmak ve tehdit etmek için kullandığı konusunda uyarıyor.

Aynı zamanda, 80 sayfalık, gizliliği kaldırılan rapor, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşına dikkat çekiyor ve Moskova’nın nükleer silahlar, siber operasyonlar ve uzun menzilli füzelerle ABD ve müttefikleri için ciddi bir tehdit olduğunu söylüyor ve Çin ile Rusya ortaklığı büyümeye devam ettikçe, “terör tehditleri devam etse bile, artık içeride asayiş ve güvenlik için daha tehlikeli meydan okumalar oluşturdukları” konusunda uyarıyor.

Savunma Bakanı Lloyd Austin Pentagon’da yaptığı konuşmada, Çin’in “hem uluslararası düzeni yeniden şekillendirme niyetine hem de giderek artan bir güce sahip tek rakip olduğunu” söyledi.

“Çin’in aksine, Rusya uzun vadede ABD’ye sistematik olarak meydan okuyamaz. Ancak Rus saldırganlığı, çıkarlarımız ve değerlerimiz için acil ve sert bir tehdit oluşturuyor.”

Rapor, ABD’nin ilk kez Rusya ve Çin nezdinde iki büyük nükleer silahlı rakiple karşı karşıya olduğunu ifade ediyor.

Strateji, Perşembe günü füze savunması ve nükleer silahlar hakkında yayınlanan diğer iki raporla birlikte, Amerika’nın önümüzdeki dört yıldaki askeri planlaması için kapsamlı bir plan sunuyor.

[İçeriğinin] Çoğu bir önceki raporla tutarlı olsa da, strateji, ABD birliklerinin Afganistan’da savaşmaya devam ettiği ve Ukrayna’ya yönelik büyük bir Rus işgalinin neredeyse düşünülemez göründüğü 2018’den bu yana dünyanın nasıl değiştiğini göz önüne alıyor.

2018’de o zamanki başkan Donald Trump döneminde yayınlanan bir önceki strateji, aşırılık yanlılarına karşı koymaya odaklanan bir ABD ordusundan büyük bir güçle savaşa hazırlanmak zorunda olan bir ABD ordusuna doğru yapılan köklü değişimi yansıtıyordu.

2022 savunma stratejisi, ABD savunmasının önemli bir unsuru olarak müttefiklere odaklanmayı geliştiriyor ve Biden yönetiminin, partner ülkelerle Trump tarafından parçalanan ilişkileri onarma çabasının altını çiziyor.

Yeni belgenin merkezinde “entegre caydırıcılık” kavramı yer alıyor; bu, ABD’nin bir düşmanı saldırmaktan caydırmak için geniş bir askeri güç, ekonomik ve diplomatik baskılar ve Amerika’nın nükleer cephaneliği de dahil olmak üzere güçlü ittifaklar kombinasyonunu kullanacağı anlamına geliyor.

Rapor, Çin’in “önümüzdeki on yıllar için en önemli stratejik rakip” olmaya devam ederken, Rusya’nın “akut” bir tehdit olarak kalacağı sonucuna varıyor.

Son rapordan bu yana hem Çin hem de Rusya, ordularını kullanma konusunda daha agresif hale geldi. Rusya, Şubat ayında Ukrayna’yı kapsamlı bir şekilde işgal etti ve Çin, uzun süredir devam eden, Tayvan’ı gerekirse güç kullanarak geri alma tehdidini artırdı. Ve Rusya, Kuzey Kore ve İran kendi nükleer silah testleri ve tehditlerinin ivmesini artırdı.

Bu, ABD’nin Afganistan’daki 20 yıllık savaşını sona erdirmesinden ve geçen yıl tüm birliklerini geri çekmesinden bu yana ilk strateji [belgesi]. ABD’nin Irak’ta hâlâ az sayıda ve Suriye’de yaklaşık 1.000 askeri var, fakat büyük ölçüde, son yirmi yılda hakim olan terörle mücadele operasyonlarından Çin gibi büyük rakiplerin tehditlerine odaklanmaya yöneldi.

Yeni inceleme, hipersonik, siber, yapay zeka ve yönlendirilmiş enerji[1] dahil olmak üzere en son teknolojiler üzerinde daha fazla araştırma ve geliştirme çağrısında bulunuyor. Ve son zamanlardaki insan devşirme zorluklarına atıfla, Pentagon’un kalifiye işgücünü çekmek için kültürünü değiştirmesi gerektiğini söylüyor.

Pentagon ayrıca, özellikle Çin ve Rusya arasındaki ilişki büyüdükçe artan nükleer tehlike risklerinin altını çizen bir nükleer tutum incelemesi yayınladı.

İnceleme, ABD’nin nükleer güçlerini modernleştirmeye kararlı olduğunu ve aynı zamanda caydırıcılık için artık gerekmeyebilecek mevcut nükleer yetenekleri de gözden geçirdiğini söylüyor.

Nükleer inceleme, denizden fırlatılan seyir füzesi programının iptalini doğrulayarak bunun gerekli olmadığını söylüyor. Program, 2018 Trump yönetiminin tutum incelemesine dahil edildi, fakat bu yılın başlarında Biden bütçesi, fonlanmasını bitirerek sona erdiğinin sinyalini verdi.

Bu, Pentagon’un üç strateji belgesinin (ulusal savunma incelemesi ile füze savunması ve nükleer tutumu düzenleyenler) ilk kez aynı anda şekillendirilip yayınlandığı zaman.

Entegre caydırıcılığa yeni odaklanış, ABD’nin kendisini, nükleer üçlüsünün üç ayağının da (denizaltından fırlatılan nükleer füzeler, uzun menzilli bombardıman uçakları ve karada yerleşik fırlatma sistemleri) hızla yaşlandığı ve modernize etmek için milyarlarca dolar gerektirdiği bir kavşakta bulması ile ortaya çıkıyor.

Fakat ABD aynı zamanda onlarca yıllık nükleer savaştan kaçınma yaklaşımının değiştiği yeni bir ortamla da karşı karşıya.

Nükleer caydırıcılık, onlarca yıldır sadece iki nükleer süper güç, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki savaşı önlemeye odaklandı ve her iki tarafın da ilk saldırıya başvurmasını önlemek için karşılıklı garantili yıkım kavramına dayandı.

Fakat şimdi Rusya, Kiev’in daha önce Rus birlikleri tarafından elde tutulan toprakları geri alan karşı saldırısına yanıt olarak, Ukrayna’da düşük verimli “taktik” nükleer silahlar kullanmakla defalarca tehdit etti. Ve Rusya’nın Ukrayna’da konvansiyonel kuvvetleriyle yenilgileri, nükleer kuvvetlerine daha fazla güvenmesine neden olabilir.

Austin, “Şüphesiz ki gerginliğin tırmanması konusunda endişeliyiz, bu çatışmanın başından beri böyleyiz,” dedi. “70 yıldan beri ilk kez nükleer silah kullanılmış olacak. Dolayısıyla bu kesinlikle uluslararası toplumda bir şeyleri değiştirme potansiyeline sahip.”

Aynı zamanda, yetkililer Pasifik’te, Kuzey Kore’nin beş yıl içindeki ilk nükleer denemeye hazırlandığını söylüyor.

Raporda ayrıca Çin ve Rusya’nın, ABD’nin tespit etmesi daha zor olan hipersonik füzelerdeki hızlı kazanımları da not ediliyor. Ayrıca uyduları düşürme veya yörüngeden çıkarma kapasitelerini de geliştiriyorlar.

ABD, hipersonik fırlatmaların tespitini hızlandırmayı ve ayrıca yedeklilik oluşturmayı amaçlayan alçak yörüngeli uydulardan oluşan bir halka inşa ederek bu tehditlere karşı koymak için acele ediyor; bu sayede, bir ABD uydusuna saldırılırsa, halkanın geri kalanı yine de çalışır halde olacak.

[1] Yönlendirilmiş enerji, yoğunlaştırılmış (konsantre bir halde bulunan) elektromanyetik enerjiyi, atomik ve atom altı parçacıkları kapsayan teknolojilere verilen genel ad. (ç.n.)

Çeviren: Erman Çete

Çok Okunanlar

Exit mobile version