DÜNYA BASINI

Refah saldırısı ve Netanyahu’nun kaçınılmaz olanı erteleme çabası

Yayınlanma

Ateşkes müzakereleri sürerken üstelik Hamas müzakerelerde belli bir noktaya kadar ikna edilmişken İsrail neden Refah sınır kapısını ele geçirdi? Netanayahu’nun birbiriyle çelişen bu iki adımın hedefi ne? Aşağıda çevirisini okuyacağınız makale, bu sorunun yanıtlarını bulmaya çalışıyor.

***

İsrail’in Refah saldırısı ve ateşkes müzakereleri hakkında hiçbir şey göründüğü gibi değil

Anshel Pfeffer

İsrail Savaş Kabinesi’nin pazartesi gecesi aldığı iki karar (Gazze Şeridi’nin güney kesiminde bir askeri operasyon başlatma ve Hamas ile bir ateşkes ve rehine anlaşmasına varılıp varılamayacağını görmek için Kahire’ye bir müzakere ekibi gönderme) birbiriyle çelişiyor gibi görünüyor. Eğer bir anlaşma şansı varsa neden yeni bir kara harekâtı başlatılsın?

Ancak Refah saldırısı ve Kahire’deki müzakerelerle ilgili hiçbir şey göründüğü gibi değil. Binyamin Netanyahu ve Savaş Kabinesi bir dizi karmaşık siyasi, diplomatik ve askeri koşulla karşı karşıya ve pazartesi gecesi başlayan operasyon bu kısıtlamalar dahilinde gerçekleşiyor. İşte İsrail’in son manevrasını anlamak için gerekli önemli noktalar.

Refah: Sınır kapısı, şehir değil

Dikkat çekilmesi gereken ilk nokta, İsrail’in “Refah’a girdiği” yönündeki manşetlerin ve medya söyleminin yanlış olduğudur. En azından şu ana kadar İsrail’in sahadaki operasyonu Refah kenti dışındaki Refah sınır kapısına odaklanmış durumda. Ancak en azından İsrail içindeki söylem, aşırı sağcı koalisyon ortakları ve hatta genelde itaatkâr olan bazı medya mensupları tarafından Refah operasyonunu başlattığı için eleştirilen Netanyahu’ya hizmet ediyor. Refah’taki Hamas tugayına karşı yapılmasını istedikleri operasyon bu değil, ama en azından şimdilik bu da bir şey.

Peki o zaman operasyonun amacı ne?

Netanyahu ve destekçileri Refah operasyonunun “Hamas’ı yok etmek” ve “tam zafere” ulaşmak için gerekli son adım olduğunu söylüyorlar. Eğer bu değilse, operasyonun amacı ne? Başbakan’ın bakış açısına göre, giderek öfkelenen koalisyonuna karşı zaman kazanıyor. IDF açısından Refah sınır kapısını ele geçirmek Hamas’ın dış dünyaya açılan ana bağlantısını kestiği için değerli bir eylem. Gazze şehri ve Han Yunus’taki önceki manevraların aksine, bu nispeten hızlı ve basit bir operasyondu ve pazar günü güçlerin toplandığı Kerem Şalom’a düzenlenen havan topu saldırısında ölen dört asker dışında çok fazla kayıp yaşanmadı. Ancak sınır kapısı stratejik olsa da aynı zamanda hızla bir sorumluluk haline de gelebilir.

İsrail bundan sonra nereye gidecek?

Sınır kapısının güvenliği IDF tarafından sağlandıktan sonra Gazze ile Mısır sınırı boyunca uzanan Philadelphi Koridoru’nun yaklaşık üçte biri kontrol altına alınmış olacak. Ancak koridorun geri kalan üçte ikisinin altında, Akdeniz’e kadar, daha fazla kaçakçılık tüneli bulunuyor. Doğuda ise Hamas’ın Refah Tugayı var ve şehirde saklanıp roket ve havan topları fırlatıyor. IDF daha ileri mi gidecek yoksa hareketsiz mi kalacak? Hareketsiz kalmak kuvvetleri savunmasız bir konuma sokar. Peki ya insani yardım için iki ana girişten biri olan geçiş (pazar günkü saldırıdan bu yana kapalı olan Kerem Şalom ile birlikte) ne olacak? Orayı kim işletecek? Haaretz’de yer alan bir seçeneğe göre sınır kapısını özel bir Amerikan güvenlik şirketi yönetecek. Ancak yine de IDF korumasına ihtiyaçları olacak. Nihayetinde bundan sonra nereye gidileceğine siyasetçiler karar verecek.

Mısır ne istiyor?

Refah ve çevresindeki her türlü operasyon sınırın öte yanındaki Mısırlılarla koordine edilmek zorunda. İsrail operasyonunu kamuoyu önünde kınamış olsalar da operasyondan önceden haberdar edildiler ve İsrailli kaynaklara göre İsrail’in sınırı kontrol altına almasından memnunlar. Mısır’ın en büyük endişesi binlerce Filistinli mültecinin sınırı zorla geçmesiydi ve şimdi IDF en azından kontrol ettiği bölümde bunu engelliyor. Ancak Mısırlılar her şeyden çok bu savaşı sona erdirecek, sadece Filistinli mültecilerin Sina’ya girme tehdidini değil, aynı zamanda Mısır’ı Süveyş Kanalı’ndan elde ettiği milyarlarca dolarlık gelirden mahrum bırakan Yemen’den Kızıldeniz’deki gemilere yönelik Husi saldırılarını da sona erdirecek bir ateşkes istiyor. Mısır’ın ABD ve Katarlılarla birlikte ateşkes ve rehine anlaşmasına aracılık etmeye bu kadar önem vermesinin ve İsrail ile Hamas arasındaki dolaylı görüşmelere ev sahipliği yapmasının nedeni de bu.

Kahire’ye giden İsrail heyeti ne elde edebilir?

Savaş Kabinesi Kahire’ye Şin Bet güvenlik servisi ve Mossad şeflerinden oluşan üst düzey müzakere ekibini değil, alt düzey bir heyet gönderdi. Netanyahu’nun pozisyonu Hamas’ın Mısır’ın önerisine verdiği yanıtın İsrail’in kabul edemeyeceği talepler içerdiği yönünde. Netanyahu perde arkasında İsrail medyasına Amerikalıların Hamas’a ateşkesin ardından savaşın sona ereceğinden emin olacakları sözünü vererek kendilerini “kandırdıklarını” söylüyor. Bu koşullar altında İsrail heyetinin görevi Hamas’ın yanıtında mümkün olduğunca çok açık bulmak ve Netanyahu’ya anlaşmayı kabul etmemesi için bir bahane sağlamak. Amerikalılar ve Mısırlılar Netanyahu’yu bu bahaneden mahrum bırakmaya kararlı.

Bir anlaşmaya varılabilir mi?

Netanyahu’nun tüm itirazları mantıksız değil. Hamas’ın yanıtı bazı kilit alanlarda İsrail’in Mısır’ın ilk teklifinde kabul ettiğinden farklı. Bir anlaşmaya varılması, arabulucuların Hamas’ın taleplerini, Netanyahu’nun üst düzey ekibi tam uygulamayı görüşmek üzere göndermesini ve ardından anlaşmayı Kabine’ye sunmasını sağlayacak kadar yumuşatabilmesine bağlı. Bunlar büyük engeller ve aşılsalar bile Netanyahu’nun anlaşmayı aşırı sağcı ortaklarına ve kendi tabanına kabul ettirmeye çalışması gerekecek. Bu neredeyse imkânsız bir görev.

Ya İsrail anlaşmadan vazgeçerse?

Netanyahu, kendisi ve Savaş Kabinesi Hamas’ın taleplerinin karşılanamayacağı sonucuna vardığı ya da koalisyonu kaybetmekten korktuğu için veya her iki nedenden görüşmeleri sonlandırırsa, bir sonraki adım Refah’taki operasyonu şehrin içine doğru genişletmek olacaktır. İsrail’in nihayet Biden yönetiminin kırmızı çizgisini aşabileceği yer burası. Amerikan medyasına sızan ve Pentagon tarafından şu ana kadar yalanlanan silah sevkiyatının erteleneceği iddialarının gerçek bir politikaya dönüşeceği yer burası. Netanyahu’nun ertelemeye çalıştığı ikilem de bu- Biden ve Ben-Gvir arasında seçim yapmak zorunda olduğu yer. Bu kararı vermek zorunda kalmamak için neredeyse her şeyi yapacak. Bu nedenle Netanyahu kaçınılmaz olanı ertelemeye çalışırken Kahire görüşmelerinin mümkün olduğunca uzun süre devam etmesini bekleyebiliriz.

Çok Okunanlar

Exit mobile version