DÜNYA BASINI

Scott Ritter: İsrail, etrafında olup bitenlere karşı kör davranıyor

Yayınlanma

Çevirmenin notu: Emekli BM Silah Müfettişi ve Amerikan Deniz Piyadeleri istihbarat albayı Scott Ritter, İran’ın İsrail’e verdiği “Gerçek Vaat Operasyonu” yanıtının ölçeğine dair, hadisenin hemen evvelinde isabetli tahminlerde bulunuyor. Tahminlerde öte Ritter, aşağıda tercümesi verilen podcast yayını kesitinde, Tel Aviv’in trajik bir şekilde etrafında şekillenen yeni gerçekleri algılayamadığına işaret ediyor.


İran aşırı tepki vermeyecek

Scott Ritter, Ryan Milyon

Ask the Inspector

13 Nisan 2024

Biden yönetiminin büyük oranda İsrail’i savunmaya kararlı olduğu görülüyor. Biden yönetiminin İran’a karşı saldırıya geçmekten bahsettiğini görmedim ama İsrail’i savunmaktan bahsettiler.

Ve evet, sanırım en az bir, belki de iki Aegis sınıfı destroyer sadece İsrail kıyılarına, Akdeniz kıyılarına değil, aynı zamanda Kızıldeniz’e de taşındı. Ve bunların İsrail’in karada konuşlu füze savunma sistemlerini SN3 füzesavar füzesi ile destekleyeceği düşünülüyor. Görünüşe göre olan şey bu.

Hizbullah’ın Celile bölgesine önemli sayıda insansız hava aracı ve roket fırlattığına ve bunların sadece Demir Kubbe’yi değil İsrail Patriot füze savunma sistemlerini de tetiklediğine dair haberler gördüm. Bazı spekülasyonlara göre bu, İsrail savunmasını doyurmak ve İranlıların, İsrail’in zayıflamış savunma gücüne karşı düzenleyeceği bir sonraki saldırı için füzelerini tüketmek üzere tasarlanmış bir taktikti.

Peki ya Rusya? İran’ı savunmak için bir şey yapacaklar mı? Bu ilginç, zira bu hafta başında Sergey Lavrov Çin’e gitti ve Xi Jinping ve diğer Çinli yetkililerle bir araya geldi. Görüşme sonrasında her iki ülke de yeni bir stratejik savunma güvenliği aşamasına girdiklerine dair açıklamalarda bulundular, her ne kadar bir anlaşmaları olmasa da, zira her zaman ilişkilerinin bir angajmandan daha iyi, daha fazlası olduğunu söylediler. Eğer Rusya ya da Çin saldırıya uğrarsa, uluslararası güvenlik, barış ve güvenlik tehdit edilirse bölgesel ortaklarını savunmaya geçecekleri söylendi ve herkes 51. Madde uyarınca İran’ın kendini savunma ve misilleme yapma hakkı olduğunu anladı. Bu aslında ders niteliğinde bir durum.

Öyle ama İranlıların şimdi ne yapacağını göreceğiz. Biliyorsunuz, aşırı misilleme mi yapacaklar, çünkü bence İran için buradaki tüm amaç cezalandırmak değil, caydırıcılığın kırmızı çizgisini yeniden oluşturmaktır, yoksa başka bir şey mi? Şu anda İsrail her şeyi yapabileceğini düşünüyor ve sanki her şeyi yapabilecek ve hiçbir sonuç ödemeyecekmiş gibi davranıyor.

Caydırıcılık, ben seni caydırdığımda, bana bir şey yaparsan, ödeyeceğin bedel senin için o kadar kötü olacak ki, bana saldırmaya değmez anlamına gelir. İsrail belli ki bu İran konsolosluğunu vurabileceğini düşündü. Dolayısıyla İran’ın yeterince misilleme yapması gerekiyor ki İsrail gelecekte böyle bir şey yapması halinde ödeyeceği bedeli anlasın. Yani İsrail bir bedel ödemek zorunda. Ancak İran’ın yapmak istemediği şey aşırı misilleme yapmak ve İsrail’in artık kendi karşı misillemesini başlatmaktan başka çaresinin kalmadığı bir durum yaratmak.

Dolayısıyla hem Rusya hem de Çin ile olan ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda, Rusya ve Çin’in İran’ın ne yapacağını öğrenmek için İran ile yoğun telefon görüşmeleri yaptığını tahmin ediyorum. Onlar müttefik, biliyorsunuz, bu misillemenin kapsamına ve ölçeğine bağlı ama Rusya’nın orada öylece oturup İsrail ve ABD’nin İran’ı vurmasına izin vereceğini sanmıyorum.

Aslında durum, İsrail’in etrafında olup bitenlere karşı kör davranması gibi bir şey. Çünkü, ne isterlerse yapabilirlermiş gibi davranıyorlar ama dünyada yepyeni bir dinamik var ve onlar bunun farkında değil gibi görünüyorlar, örneğin Katar ve Kuveyt temelde ABD’nin İran’a karşı herhangi bir operasyon için kendi topraklarındaki üsleri kullanabileceğini söylemeyeceklerini anlatıyorlar, bu yüzden sanırım Türkiye de aynı şeyi yaptı ve bu da bir Amerika’nın Katar’ı kaybetmesini, Kuveyt’i kaybetmesini beraberinde getiriyor ve bir Amerikan misillemesini neredeyse imkânsız hale getiriyor.

Ve İran, ABD’nin İran’a karşı herhangi bir saldırıya katılması halinde bölgedeki tüm Amerikan üslerinin vurulacağı konusunda uyarı yaptı. Bence Katar ve Kuveyt özünde şunu söylüyor: Bizi vurmayın. Bu işe bulaşmak istemiyoruz. Bakalım ne olacak. Zaten bölgede İran’a karşı sürekli ve anlamlı bir harekât başlatmak için yeterli hava gücümüz yok. Bölgeye birkaç keşif uçağı göndermemiz gerekecek. Ve şimdi gittikleri yerler, Katar ve Kuveyt, ‘burada istenmiyorsunuz’ diyor.

Çok Okunanlar

Exit mobile version