Çevirmenin notu: Pulitzer ödüllü gazeteci Seymour Hersh, Ukrayna’da devam eden savaş hakkında yeni bilgilerle geliyor. Hersh, daha önce de geçen yılın eylül ayında Kuzey Akım boru hatlarını hedef alan sabotajın Başkan Biden’ın doğrudan talimatıyla gerçekleştirildiğini ortaya koymuş, devamında haberine karşı ana akım basında çıkan karşı argümanları ustalıkla çürütmüştü. Hersh, son başlığında başta Polonya olmak üzere Doğu Avrupa ülkeleri Macaristan, Litvanya, Estonya, Çekya ve Letonya’nın Ukrayna lideri Zelenski’yi Rusya ile barışmaya zorladığını anlatıyor.
Ukraynalı mülteciler sorunu
Seymour Hersh
17 Mayıs 2023
Milyonlarca yerinden edilmiş insan Avrupa’ya akın ederken Ukrayna’nın komşuları Zelenski’yi barışa zorluyor
Geçtiğimiz cumartesi günü Washington Post gazetesi, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin Biden’ın Beyaz Saray’da kulis yaparak bu yılın başlarında Rusya sınırları içinde genişletilmiş bir dizi füze saldırısı için yoğun çaba sarf ettiğini ortaya koyan gizli Amerikan istihbarat belgelerini yayımladı.
Belgeler, halihazırda gözaltında bulunan bir hava kuvvetleri mensubu tarafından internette yayımlanan büyük bir gizli materyal zulasının içindeydi. Post’un yeni ortaya çıkan istihbaratla ilgili yorumunu sorduğu Biden yönetiminden üst düzey bir yetkili, Zelenski’nin Rusya’yı vurmak için Amerikan silahlarını kullanmayacağına dair verdiği taahhüdü asla ihlal etmediğini söyledi. Beyaz Saray’a göre Zelenski yanlış yapamaz.
Zelenski’nin savaşı Rusya’ya taşıma arzusu Başkan ve Beyaz Saray’daki üst düzey dış politika yardımcıları açısından görünür olmayabilir ama istihbaratlarını ve değerlendirmelerini Oval Ofis’te dinletmekte zorlanan Amerikan istihbarat camiasındakiler için bariz.
Bu arada Bahmut kentindeki katliam da devam ediyor. Sayısal açıdan olmasa da aptallık konusunda I. Dünya Savaşı sırasında Verdun ve Somme’da yaşanan katliama benziyor. Bugünkü savaşın sorumluları –Moskova, Kiev ve Washington– kalıcı bir şeyin başlangıcı olabilecek geçici ateşkes müzakerelerine bile ilgi göstermediler. Şu anda sadece taraflardan birinin bahar sonu ya da yaz aylarında taarruza geçme ihtimali konuşuluyor.
Ama Amerikan istihbarat camiasından bazılarının bildiği ve gizlice bildirdiği üzere Polonya, Macaristan, Litvanya, Estonya, Çek Cumhuriyeti ve Letonya’daki çeşitli düzeylerdeki hükümet yetkililerinin kışkırtmasıyla başka bir şey daha pişiyor. Bu ülkelerin tamamı Ukrayna’nın müttefiki ve Vladimir Putin’in ilan edilmiş düşmanları.
Bu grubun başını, Ukrayna’daki performansı İkinci Dünya Savaşı sırasında Stalingrad’daki başarısının ışıltısını paramparça ettiği için Rus ordusundan artık korkmayan Polonya çekiyor. Polonya, Zelenski’yi savaşı sona erdirmenin bir yolunu bulmaya, hatta gerekirse istifa etmeye ve ülkesini yeniden inşa etme sürecinin başlamasına imkân tanımaya çağırıyor. Merkezi İstihbarat Teşkilatı içinde bilinen dinleme kayıtları ve diğer verilere göre Zelenski geri adım atmıyor ama komşularının özel desteğini de kaybetmeye başlıyor.
Avrupa’nın Zelenski ile yürüttüğü sessiz görüşmelerin itici güçlerinden biri, savaştan kaçan beş milyondan fazla Ukraynalının ülke sınırlarını geçerek AB anlaşması kapsamında ikamet hakları, iş gücü piyasasına erişim, barınma, sosyal yardım ve tıbbi bakımı içeren geçici koruma için komşularına kayıt yaptırması oldu.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından yayımlanan değerlendirmeye göre bu tahmin, savaş bölgesinden kaçarak Schengen anlaşması kapsamında birbirleri arasındaki sınır kontrolünü kaldıran 27 Avrupa ülkesinden herhangi birine vizesiz giriş yapan yaklaşık 3 milyon Ukraynalı mülteciyi kapsamıyor. Ukrayna, AB üyesi olmamasına rağmen Schengen anlaşmasının tüm avantajlarından yararlanıyor.
Yaklaşık 15 aydır süren savaştan yorgun düşen birkaç ülke bazı sınır kontrol biçimlerini yeniden uygulamaya koymuş olsa da resmi bir barış anlaşması yapılana kadar bölgedeki mülteci krizi çözüme kavuşmayacak.
BMMYK, Ukrayna’dan Baltık ülkelerine ve Batı Avrupa’daki AB ülkelerine serbest seyahatin “son birkaç ay içinde tam olarak kaç Ukraynalının AB’ye ulaştığını ve şu anda nerede olduklarını belirlemeyi bilhassa zorlaştırdığını” bildiriyor.
Rapor, Ukraynalı mültecilerin “büyük çoğunluğunun” kadın ve çocuklardan oluştuğunu ve bunların üçte birinin on sekiz yaşın altında olduğunu belirtiyor. Çalışma çağındaki mültecilerin yüzde yetmiş üçü kadın ve çoğu çocuklu.
Dış İlişkiler Konseyi tarafından şubat ayında Avrupa’daki mülteci sorununa ilişkin yapılan bir analiz, savaşın ilk yılında Ukrayna’nın komşularına “on milyarlarca dolar” insani yardım aktığını ortaya koydu. Raporda, “İhtilaf ikinci yılına girerken ve görünürde bir son yokken, uzmanlar ev sahibi ülkelerin giderek yorulmasından endişe ediyor” deniyor.
Haftalar önce Amerikan istihbarat teşkilatlarının, Batı Avrupa ve Baltık ülkelerindeki bazı yetkililerin Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın sona ermesini istediklerinin farkında olduklarını öğrendim.
Bu yetkililer Zelenski’nin “yola gelme” ve uzlaşı arama zamanının geldiği kanaatine vardılar.
Konuyla ilgili bilgi sahibi bir Amerikalı yetkili bana Macaristan ve Polonya’daki bazı liderlerin Ukrayna’yı Moskova ile ciddi müzakerelere dahil etmek için birlikte çalıştıklarını söyledi. Amerikalı yetkili, “Macaristan bu konuda büyük bir aktör, Polonya ve Almanya da öyle ve Zelenski’yi ikna etmeye çalışıyorlar” dedi.
Avrupalı liderler, “Zelenski’nin, İtalya’da bir villa ve offshore banka hesaplarındaki paylar gibi sahip olduğu her şeyi elinde tutabileceğini” açıkça belirttiler: “Eğer barış anlaşması için çalışıyorsa, kendisine para verilmesi gerekiyorsa, eğer bir anlaşma yapmanın tek yolu buysa…”
Yetkiliye göre Zelenskiy şu ana dek bu tavsiyeleri reddetti ve İtalya’da sahip olduğu bir malikaneye çekilmesini kolaylaştırmak için sunulan büyük meblağlarda para tekliflerini göz ardı etti. Biden yönetiminde Zelenskiy’in görevi bırakmasını içeren herhangi bir anlaşmaya destek yok ve Fransa ve Britanya liderleri de böyle bir senaryoyu dikkate alamayacak kadar Biden’a “bağlılar”.
Yetkili, Beyaz Saray görmezden gelse bile Amerikan istihbarat camiasındaki bazı unsurların görmezden gelemeyeceği bir gerçek olduğunu söyledi: “Ukrayna’nın parası tükeniyor ve önümüzdeki ayların kritik olduğu biliniyor. Ve Doğu Avrupalılar anlaşmadan bahsediyor.”
Yetkilinin bana söylediğine göre onlar için asıl mesele “ABD’nin Zelenski’yi desteklemekten nasıl vazgeçirileceği”. Beyaz Saray’ın desteği savaşın gereklerinin ötesine geçiyor:
“Ukrayna’nın tüm emeklilik bütçesini –401 bin– biz ödüyoruz.”
Yetkilinin söylediğine göre Zelenski daha fazlasını istiyor:
“Zelenski bize savaşı kazanmak istiyorsanız bana daha fazla para ve daha fazla malzeme vermeniz gerek diyor. Bize ‘Generallerin parasını vermem gerek’ diyor. Bize diyor ki –eğer görevden alınmaya zorlanırsa– ‘en yüksek teklifi verene’ gidecek. Burada kalıp kendi halkı tarafından öldürülmektense İtalya’ya gitmeyi yeğler.”
Yetkili, “Tüm bu konuşmalar rapor ediliyor ve şu anda Amerikan istihbarat topluluğu içinde uçuşuyor, ancak her zamanki gibi istihbarat topluluğu için Başkan ve Beyaz Saray’daki dış politika danışmanlarının, Avrupa’daki savaşı sona erdirmenin bir yolunu bulmaya yönelik tartışmanın gerçekliği hakkında ne bildikleri açık değil,” dedi:
“Hala Ukraynalılara, savaş bölgesine girer girmez Rusya tarafından düşürülecek olan F-16’larımızı nasıl uçuracaklarını öğretiyoruz. Ana akım basın, Biden ve savaşa adanmış durumda ve Rus ekonomisi harika giderken Biden hala Moskova’daki Büyük Şeytan’dan bahsediyor. Putin, bağımsız bir ülke olan Ukrayna’yı haritadan silmede başarısız olmasına rağmen bulunduğu yerde –iktidarda– kalabilir. Ve savaşı sadece bir hava indirme tümeniyle kazanacağını düşünmüştü.” (Rusya’nın savaşın ilk günlerinde bir taarruz gücünü paraşütle indirerek hayati bir havaalanını ele geçirme çabasının başarısız olmasına alaycı bir gönderme).
Yetkili, Avrupa’nın sorununun savaşa çabucak çözüm bulunması açısından “Beyaz Saray’ın Zelenski’nin hayatta olmasını isterken Rusya’da ve bazı Avrupa başkentlerinde Zelenski’nin ne olursa olsun gitmesi gerektiğini söyleyen başkalarının olması” olduğunu ifade ediyor.
Bu anlayışın Oval Ofis’e ulaşıp ulaşmadığı belli değil. Bana söylenenlere göre savaşla ilgili bazı iyi istihbaratlar başkana ulaşmıyor, bu yüzden çoğu durumda birbirine zıt değerlendirmeler hazırlayanların hatası yok.
Biden’ın göreve gelmesinden bu yana Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines tarafından hazırlanan brifinglere ve diğer materyallere bel bağladığı söyleniyor. Haines kariyerinin büyük bir bölümünü, Biden ile bağları ve Rusya ve Çin ile ilgili konularda Biden ile anlaşması onlarca yıl öncesine dayanan Dışişleri Bakanı Anthony Blinken için çalışarak geçirdi.
Bana söylendiğine göre oradaki bazı şahsiyetler için tek kurtarıcı lütuf CIA Direktörü William Burns olmuş. Burns, Rusya Büyükelçiliği ve Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevlerinde bulundu ve Beyaz Saray’ın bazı dış politika çılgınlıklarına karşı “yola gelmiş” biri olarak görülüyor. Yetkili bana “Batan geminin faresi olmak istemiyor” dedi.
Öte yandan bana söylendiğine göre, CIA’de Başkan’ın Günlük Özeti’ni hazırlayanlar Joe Biden’ın istihbarat özetlerini düzenli olarak okuduğunu bilmiyorlarmış. Bu belge genelde üç sayfa olur.
Yıllar önce bana –o zamanlar yazmamam için yalvaran birinden– Ronald Reagan’ın, o dönem Beyaz Saray’da bulunan Colin Powell bir video kayıt cihazına okumaya başlayana kadar günlük özeti nadiren okuduğu söylenmişti. Kaset daha sonra Başkan’a dinletiliyordu.
Biden’ın Colin Powell’ı olarak kimin inisiyatif alabileceği belli değil.