Tayvan’da iktidardaki Demokratik İlerleme Partisi’nden (DPP) Lai Ching-te cumartesi günkü seçimlerde başkan seçilirken, üçlü yarışta oyların sadece yüzde 40’ını aldı.
DPP’nin parlamentodaki 113 sandalyedeki payı 51’e düşerken, en büyük muhalefet partisi Kuomintang 52 sandalye kazandı. İki büyük partiden biri salt çoğunluğu elde edemediği için gözler, Ko Wen-je’nin Tayvan Halk Partisi’nin (TPP) sekiz sandalye alan grubuna çevrildi. Tayvan Halk Partisi, muhtemelen parlamentonun politika gündeminin belirlenmesinde en etkili parti olacak.
Taipei’deki Ulusal Chengchi Üniversitesi Seçim Çalışmaları Merkezi’nde araştırma görevlisi olan Tsai Chia-hung, Financial Times’a (FT) TPP’nin rolünü değerlendirdi: “Etkileri çok büyük. Yaşayabilir bir üçüncü parti haline geldiler.”
Beş yıldan kısa bir süre önce kurulan TPP, hızlı bir yükseliş yakaladı. Kurucusu Ko Wen-je, Ulusal Tayvan Üniversitesi Hastanesi’nde önde gelen bir travma ve organ nakli cerrahı. 2014 yılında öğrenci protesto hareketinden öne çıkarak Taipei belediye başkanlığına adaylığını koydu ve siyasete girdi.
Ko başlangıçta Tayvan’ın Çin’den bağımsızlığını savunan DPP ile ittifak kurdu. Ancak sonra Tayvan’ın daha büyük bir Çin ulusuna ait olduğunu söyleyen ve Pekin ile ‘barış içinde diyaloğu’ savunan Kuomintang ile daha yakın bir ilişkiye geçti.
Taipei belediye başkanı olarak Ko, Tayvan ve Çin’i “bir ailenin üyeleri” olarak adlandırmaya başladı ve başkanlık kampanyası sırasında Boğaz ötesi hizmet ticareti anlaşması müzakerelerinin yeniden başlatılmasını savundu.
Şu anda 64 yaşında olan Ko, özellikle de genç takipçi kitlesi oluşturdu.
Ko’ya oy veren 30 yaşındaki iç mimar Amanda Chao, FT’ye verdiği demeçte, “DPP ve KMT sadece Çin’den bahsediyor ama yüksek konut maliyetleri gibi gerçek sorunlarımızı çözmüyorlar,” dedi ve ekledi: “Onun tarzını da seviyorum – ideolojik terimlerle değil, normal bir insan gibi konuşuyor.”
Ko, geleneksel siyasetçileri hayal gücünden yoksun oldukları için alaya almış ve siyasetin “eğlenceli” olması gerektiğini söylemişti.
Kampanya sırasında KMT ile koalisyonu desteklemesine rağmen, başkanlık oylarının yüzde 26,5’ini kazanan Ko, şimdi çeşitli konularda farklı güçlerle işbirliği yapmayı planladığını ve herhangi bir partiyle ittifak yapmayacağını belirtti.
Tayvan’ın en önemli araştırma kurumlarından Academia Sinica’da siyaset bilimci olan Nathan Batto, FT’ye, “Bu seçimin büyük bir kazananı varsa o da TPP’dir” dedi ve ekledi: “Ko’nun bu pozisyonu nasıl kullanacağı büyük bir soru.”
DPP için politika öncelikleri arasında hizmet sektöründeki düşük gelirlerin ele alınması, nükleer enerjinin aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasıyla kıtlık korkusu yaratan yenilenebilir enerji geçişinin geciktirilmesi ve Tayvan’ın teknoloji endüstrisinin küresel tedarik zincirlerinde güçlendirilmesi yer alıyor.
Küresel bağlamda ise savunma harcamalarındaki artışın sürdürülmesini savunuyor. DPP en son 10 yıl önce azınlık hükümetine liderlik ettiğinde, muhalefetin kontrolündeki parlamento ABD’den silah alımını sık sık engellemişti.
Şimdiki parlamentoda bu sürecin nasıl yürüyeceği tartışılıyor. Bu noktada TPP’nin tavrı belirleyici olacak.
İlk sınav, yeni yasama meclisinin önümüzdeki ay toplanarak, gündemi şekillendirebilecek ve meclis başkanının başkanlık ettiği diğer ülkelerle alışveriş için kullanılan hükümet destekli kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Tayvan Demokrasi Vakfı aracılığıyla dış politikayı etkileyebilecek olan meclis başkanını seçmesiyle verilecek.
Sonuç, önümüzdeki dört yıl boyunca Tayvan siyasetindeki tartışmaların seyri açısından çok önemli olacak.
KMT’nin bu göreve talip olması ve yardımcılık rolünün TPP’ye geçmesi bekleniyor.
TPP, pazartesi günü amaçladığı yaklaşımın ilk işaretini vererek, DPP veya KMT’nin meclis başkanı adaylarından, cumhurbaşkanının parlamentoya rapor vermesini gerektirecek ve milletvekillerinin hükümet atamalarını onaylama ve hükümet belgelerine erişim yetkilerini güçlendirecek reformları açıkça taahhüt etmelerini talep etti.