The New York Times gazetesinde seçimlerle ilgili, “Türkiye’nin kritik cumhurbaşkanlığı seçiminden dört çıkarım” başlığıyla yayınlanan analizde, ikinci tur oylamasına gidilse de, ilk turun, “uzun süreli liderin devam eden gücünü” gösterdiği yorumu yapıldı.
Pazar günü yapılan seçimlere yoğun katılımın,“halkın, ülkenin seçim sistemine olan inancının güçlü olduğunu” kanıtladığı belirtilirken, aynı zamanda görevdeki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda zafer elde edememesine rağmen “hala zorlu bir siyasi güç olduğunu açıkça ortaya koyduğu” ifade edildi.
20 yıldır Türkiye’ye liderlik eden Erdoğan’ın, beş yıllık bir dönem için daha güçlü bir pozisyonda ortaya çıktığı vurgulanan yazıda, bu seçimin, “kıtalar arasında çok çeşitli diplomatik ve ekonomik bağlara sahip önemli bir NATO müttefikinin gelecekteki rotasını nasıl belirleyebileceği açısından” dünya çapında yakından izlendiği not ediliyor.
New York Times’a göre, seçimin en ilgi çekici yönlerinden biri ise, “ABD dahil Batılı ortaklarını sık sık şaşırtan ve hayal kırıklığına uğratan, yüksek enflasyon ve 50.000’den fazla kişinin ölümüne neden olan depremlerin yol açtığı yıkımın ortasında artan bir hoşnutsuzlukla karşı karşıya kalan Erdoğan’ın kaderi” idi.
Oylamadan önce, anketlerin çoğunun, altı muhalefet partisinin yeni oluşturduğu ittifakın ortak adayı Kılıçdaroğlu’nun az da olsa önde olduğunu bildirmesine rağmen, ön sonuçların, Erdoğan’ın “kalıcı cazibesini ve etkisini” gösterdiği yorumu yapılıyor.
NYT yazısında bu seçimlerden, dört çıkarım ortaya konuluyor.
Türkiye’nin ilk ikinci turu
“Bu, Türkiye tarihinde hiçbir cumhurbaşkanı adayının ilk turda çoğunluğu sağlayamadığı ilk seçimdir. Bu, adayların kamplarına daha fazla seçmen çekmek için her şeyi yapacakları iki haftalık karmaşık bir pencere açıyor.”
Erdoğan’ın önceki seçimlere nazaran ilk turda çoğunluğu alamaması, “desteğinin bir kısmını kaybettiği” şeklinde yorumlanıyor.
Erdoğan avantajlı
Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’na karşı avantajlı göründüğü kaydedilen yazıda, Sinan Oğan’ın seçmenlerinin çoğunun sağdan olduğu vurgulanarak, bu yüzde 5,2’lik seçmenin de çoğunluğunun Erdoğan’ı seçecek gibi göründüğü ifade ediliyor.
Seçimler öncesinde, Erdoğan şansını artırmak için devlet kaynaklarından serbestçe yararlandığı, memur maaşlarını ve asgari ücreti yükselttiği ve insanları yüksek enflasyonun ani etkilerinden korumak amacıyla diğer hükümet harcamalarını serbest bıraktığı söylenirken, ikinci tura kadar olan zamanda bu tür önlemleri daha fazla uygulayabileceği belirtiliyor.
Ayrıca, AKP ve müttefiklerinin parlamentoda da çoğunluğu sağladığının altı çizilerek, Erdoğan’ın, ikinci tur öncesi, devletin verimli işleyişini engelleyebilecek bölünmüş bir hükümetten kaçınmak için kazanması gerektiğini iddia edebileceği söyleniyor.
Türklerin seçimlere olan inancı yüksek
Türkiye genelinde ve yurtdışındaki Türkler içerisinde, toplam 64 milyon seçmenin ezici çoğunluğunun seslerini duyurduğu vurgulanan yazıda, çoğu kişinin ulusal bir görev olarak gördüğü şeyi yapmak için depremin harap ettiği mahallelere döndüğü belirtiliyor ve “Türkler seçimleri hala çok ciddiye alıyor” çıkarımı yapılıyor.
“Seçimleri denetleyen Yüksek Seçim Kurulu henüz resmi rakamları açıklamasa da Anadolu Ajansı, katılımın yüzde 88’i aştığını bildirdi. Bu, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki 2020 başkanlık seçimlerindeki yüzde 66,6’lık katılımdan önemli ölçüde daha yüksek.”
Milliyetçilik baskın çıkmış gibi görünüyor
Yazıda Erdoğan’ın seçim boyunca kullandığı retoriğe işaret edilerek, “Türk seçmenler sandıkta dış politikaya öncelik vermeyebilir, ancak Sayın Erdoğan’ın kampanya sırasında milliyetçi söylemi artırma kararı, hem kendisi hem de muhafazakar parlamenter ittifakı için işe yaramış görünüyor” deniliyor.
Erdoğan’ın seçimlerin arifesinde ABD Başkanı Biden’ın kendisini devirmeye çalıştığını iddia ettiği ve ABD’ye yönelik eleştirisini artırdığı vurgulanıyor.
Yazıda HDP’ye yönelik politikalarla ilgili şu ifadeler kullanılıyor:
“Sayın Erdoğan ve partisinin üyeleri, Türkiye’nin Kürt yanlısı ana partisinin desteğini aldıkları için muhalefeti açıkça teröristlerle işbirliği yapmakla suçladılar. Türk milliyetçileri sık sık Kürt siyasetçileri on yıllardır Türk devletiyle savaş halinde olan Kürt militanları desteklemek veya onlarla işbirliği yapmakla suçluyor.”
Üçüncü sıradaki aday Oğan’ın ise kampanyasında “Türkiye’deki milyonlarca Suriyeli mülteciyi evlerine gönderme yollarına öncelik verilmesinden bahsettiği ve muhalefet koalisyonunu Kürt desteği nedeniyle eleştirdiği” belirtilirken, “milliyetçi tutumları daha etkin bir şekilde benimseyen aday, ikinci turda Sayın Ogan’ın destekçilerinden daha fazlasını toplayabilir” yorumu yapılıyor.