DÜNYA BASINI

The Spectator: Rusya’ya yönelik ekonomik savaş neden başarısız oldu?

Yayınlanma

Çevirmenin notu: Rusya’nın Ukrayna’daki askeri müdahalesi bir buçuk seneyi doldurdu ve Kiev’dekilerin akıbeti, son zamanlarda Batı’da daha çok tartışılır oldu. Rusya enerjisine uygulanan ambargo, düz vatandaşa yansıyan maliyet artışlarını beraberinde getirirken Moskova, ağır da olsa Ukrayna’da ilerlemeye devam ediyor. The Spectator, Batı’da çok az insanın dile getirdiği bir gerçeği itiraf etmiş.


Rusya’ya yönelik ekonomik savaş neden başarısız oldu?

The Spectator
13 Mayıs 2023

Bu hafta Vladimir Putin’in Kızıl Meydan’daki Zafer Günü geçit töreninde yalnızca tek tankın bulunması Batı’da büyük bir sevinç yarattı. Rusya’nın Ukrayna’da epey askeri teçhizat kaybettiği ve Sovyetler Birliği’nin bir zamanlar sahip olduğu askeri süper gücün gölgesinde kaldığı çıkarımları yapıldı.

Rusya’nın ağır kayıplar yaşadığı muhakkak (her ne kadar sınır ötesi savaş yürüten herhangi bir ülke askeri teçhizatını tören geçidinden ziyade aktif görevde bulunduruyor olsa da). Ancak burnu büyüklük yapmasak iyi olur. Gerçek şu ki savaş Batı açısından da iyi girmiyor, en azından bir boyutuyla.

Putin, geçen yıl 24 Şubat’ta tankları Ukrayna’ya gönderdiğinde Batılı ülkeler hızlı bir biçimde çift yönlü bir strateji benimsedi. Bunlardan ilki, doğrudan askeri çatışmaya girmeyecekleri ama Ukrayna’yı silah ve diğer askeri teçhizatla destekleyecekleri yönündeydi. Bazı ülkeler diğerlerinden daha hızlı davransa da stratejinin bu kısmı kayda değer bir başarı elde etti. Ukrayna, Rus kuvvetlerine direnmeyi ve onları pek çok bölgeden geri püskürtmeyi başardı, her ne kadar sonuç hala kesin olmaktan uzak olsa da.

Fakat diğer kısım, daha önce hiç görülmemiş ölçekte mali şok ve dehşet yaratmak suretiyle Moskova’ya ekonomik savaş açma planı olarak ortaya çıktı. İlaç gibi insani yardımlar dışında tüm ithalat ve ihracata yönelik yaptırım ve boykotlarla Rusya’nın neredeyse tamamen dışa kapanması öngörülüyordu. Teoriye göre Putin’in Rusya’sı teslim olması için yoksullaştırılacaktı.

Batı’da, savaşın bu boyutunun ne kadar kötü gittiğinin çok az insan farkında. Avrupa, Rus petrol ve doğalgazına kısmi boykot uygulamak için büyük bir bedel ödedi. Britanya’nın Rusya’dan fosil yakıt ithalatı 2021’de 4,5 milyar pound iken 2023’ün ocak ayına kadar bu rakam — resmi olarak — 1,3 milyar pound’a düştü. 2022 yılında AB, doğalgazının yüzde 39’unu ve petrolünün yüzde 23’ünü Rusya’dan temin ederken geçen yılın üçüncü çeyreğinde bu oranlar sırasıyla yüzde 15 ve 14’e düştü.

Ancak bu rakamlar Rus ekonomisine verdirilen zayiatın boyutunu açıklamaya yetmiyor. Çok geçmeden Batı’nın ekonomik bir savaşa hevesli olduğu ama dünyanın geri kalanının öyle olmadığı anlaşıldı. Avrupa’ya petrol ve doğalgaz ihracatı azalan Rusya, Çin ve Hindistan’a yaptığı ihracatı hızla artırdı; bu iki ülke de Ukrayna’nın işgal edilmesine karşı durmaktansa ucuza petrol almayı tercih etti. Daha da kötüsü Hindistan’a ihraç edilen Rus petrolünün bir kısmının, Hindistan’dan Süveyş Kanalı üzerinden rafine petrol taşıyan gemilerin sayısındaki artışla birlikte Avrupa’ya geri hortumlandığı görülüyor.

Öbür tarafta da bu durumun bazı benzerleri var gibi görünüyor. Alman Bild gazetesi tarafından yapılan bir araştırma, Rusya’ya komşu ülkelere yapılan ihracatta rahatsız edici bir artış olduğunu ortaya koydu. Mesela Kazakistan’a Almanya’dan yapılan motorlu araç ithalatı 2021 ve 2022 yılları arasında yüzde 507, Ermenistan’a yapılan ithalat ise yüzde 761 oranında arttı. Ermenistan’a kimyasal ürün ihracatı yüzde 110, Kazakistan’a ise yüzde 129 arttı. Ermenistan’a yapılan elektrik ve bilgisayar ekipmanı satışları yüzde 343 arttı. Bu mallara bu eski Sovyet cumhuriyetlerine ulaştıktan sonra ne olduğunu tespit etmek kolay değil ama muhtemel izahı, yönlendirilmiş ticaret akışlarıyla Rusya’ya ulaştıkları. Bu tür mallar resmi olarak yeniden ihraç edilmiyor olsa bile pek çok Rusya vatandaşı bu ülkelere vizesiz giriş hakkına sahip ve malları sınırdan geçirebiliyor.

Batı, ekonomik yaptırımlarla özellikle varlıklı Rusları hedef almaya çalışan bir politika izliyor. Fakat ironik bir şekilde bu şahıslar, yönlendirilmiş ticaret yoluyla Batı mallarına en kolay erişebilen şahıslar. Çifte pasaportu olanlar onlar, lüks mallarını satın almak için yurt dışına seyahat edebilenler de onlar. Rusya’ya karşı topyekûn küresel boykot dışında, Batı yapımı malların zengin Rusların eline geçmesini engellemek çok zor.

Batı, yaptırım savaşına dünya çapındaki nüfuzuna dair abartılı bir algı ile girişti. Keşfettiğimiz üzere Batı dışındaki ülkeler ne Rusya’ya ne de Rus oligarklara yaptırım uygulayacak iradeye vakıf. Yanlış hesaplamanın sonuçlarını herkes görebiliyor. Geçen yıl nisan ayında IMF, Rus ekonomisinin 2022 yılında yüzde 8,5 ve bu yıl da yüzde 2,3 oranında daralacağını tahmin etmişti. Ancak geçen yıl GSYİH sadece yüzde 2,1 oranında azaldı ve IMF, bu yıl için yüzde 0,7’lik ufak bir artış öngörüyor. Ve tüm bunlar Ukrayna’daki savaşın geçen yılın şubat ayında pek çok insanın tahayyül ettiğinden çok daha kötü gitmesine rağmen gerçekleşti. Rus ekonomisi yıkılmadı, olsa olsa yeniden yapılandırıldı, Batı’yı bırakıp Doğu’ya ve Güney’e bakacak şekilde yeniden yönlendirildi.

Rusya’ya ekonomik savaş ilan etmek çok da yanlış değildi. Ülke, bizim beklediğimiz ölçekte olmasa da Batı’nın yaptırımlarından zarar gördü. Fakat Batı, gelecekte bombalar ya da kurşunlar olmadan sadece ekonomik yollarla savaşabileceğini düşünüyorsa fena halde yanılıyor.

Batı yapımı askeri teçhizat Ukrayna’nın Davud ile Talut arasında, kazanabileceği bir savaş vermesine ve ülkenin Putin tarafından ilhak edilmesini mutlak biçimde önlemesine olanak sağladı. Ancak ekonomik yaptırımlar konusunda tekrar düşünmemiz gerekecek.

Çok Okunanlar

Exit mobile version