ABD’de seçilmiş başkan Donald Trump çarşamba günü yaptığı açıklamada ABD’nin rehine işlerinden sorumlu yeni özel temsilcisini atayacağını duyurarak, Rusya ile son dönemde esir takası müzakereleri yürüten ve kendisinin bu göreve bizzat atadığı diplomatın görevine son verdi.
Çarşamba günü Truth Social’da yaptığı bir paylaşımda Trump, ABD Uluslararası Kalkınma Finans Kurumunun eski icra kurulu başkanı Adam Boehler’i bu göreve atayacağını yazdı. Boehler, bazı Arap ülkelerinin İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesini sağlayan İbrahim Anlaşmalarına aracılık eden ekipte “baş müzakereci” olarak görev yapmıştı.
Trump, “Taliban da dahil olmak üzere dünyanın en sert insanlarıyla müzakere etti ama Adam, hiç kimsenin Amerika Birleşik Devletleri’nden daha sert olmadığını biliyor, en azından Başkan Trump lider olduğunda. Adam, Büyük Amerikan Vatandaşlarımızı EVLERİNE getirmek için yorulmadan çalışacaktır,” dedi.
Öte yandan Trump’ın, Rusya, İran ve Venezuela gibi ülkelerle yüksek riskli mahkum takaslarında Amerikalıların serbest bırakılmasını sağlayan çalışmaları nedeniyle övülen Roger Carstens’i görevden alma hamlesi şaşırtıcı bulunuyor.
Trump Carstens’i 2020’de bu göreve atamış, Başkan Joe Biden da rehinelerin aileleri ve yorumcuların ısrarıyla Carstens’i görevde tutmuştu. Carstens, Biden’ın yerinde tuttuğu birkaç Trump atamasından biriydi.
Daha önce Dışişleri Bakanlığı Demokrasi, İnsan Hakları ve Çalışma Bürosunda sekreter yardımcısı olarak görev yapan eski bir Yeşil Bereli olan Carstens, Wall Street Journal muhabiri Evan Gershkovich ve denizci Paul Whelan’ın serbest bırakılmasını sağlayan 2024 yılında Rusya ile yapılan çok ülkeli esir takasını müzakere eden ekibin bir parçasıydı.
Muhafazakâr çevreler için tartışmalı olan Carstens, ABD’nin “Kremlin müttefiki” ve “silah kaçakçısı” olarak nitelendirilen Viktor Bout’u bıraktığı ve Rusya’nın 2021’de Moskova’da marihuana bulundurma suçundan tutuklanan WNBA oyuncusu Brittney Griner’ı serbest bıraktığı Rusya ile bir mahkûm takasına aracılık etti.
Bu anlaşmalar bazı kesimler tarafından, ABD ve müttefiklerinin gözaltındaki yüksek değerdeki vatandaşlarının serbest bırakılması da dahil olmak üzere, taviz koparmak için düşmanlarını Amerikalıları hapsetmeye teşvik etmekle eleştirilmişti. Fakat Carstens, ABD vatandaşlarının serbest bırakılmasını sağlamak için ödenen bedele değdiğinde ısrar etmişti.
Carstens, “Vatandaşlarımızın hayatlarına değer veriyoruz Onların evlerine dönmelerini istiyoruz Özgürlük içinde yaşamalarını istiyoruz ve bu bizim için çok önemli. Bu gerçekten bizim değerlerimizi yansıtıyor,“ demişti.