Rusya’nın önde gelen düşünce kuruluşlarından Valday Uluslararası Tartışma Kulübü program direktörü İvan Timofeyev ve Rusya Dışişleri Bakanlığı İktisadi İşbirliği Dairesi Başkanı Dmitriy Biriçevskiy’e göre Moskova, onlarca yıl Batı yaptırımları altında yaşamaya hazırlanıyor.
ABD, Avrupa Birliği (AB) ve ortakları 2014’ten bu yana Rusya’ya karşı 20 bin’den fazla sektörel ve kişisel yaptırım uyguladı ve pek çok yabancı yatırımcı ülkeyi terk etmeye başladı.
Bugün Valday tarafından Moskova’da düzenlenen ‘Rusya’ya yönelik yaptırımlar: Artık sonsuza kadar mı?‘ başlıklı panelde Timofeyev, “Yaptırımların genel olarak Ukrayna krizinden kaynaklandığı yönünde bir algı var, ancak şu anda meydana gelen olayların kolektif Batı ile daha geniş ilişkilerimizin bir parçası olduğunu anlıyoruz,” ifadelerini kullandı.
Timofeyev, Rus iş dünyasının, Ukrayna konusunda Rusya ile Batı arasındaki çelişkilere er ya da geç diplomatik bir çözüm bulunacağı ve bunu yaptırımların hafifletilmesi ya da kaldırılmasının izleyeceği umudunu taşıdığını da sözlerine ekledi:
“Hayır, analizlerimiz ve araştırmalarımız bunun doğru olmadığını, yaptırımlar ile siyasi süreçler arasında doğrusal bir ilişki olmadığını söylüyor. Yani, evet, bazı anlaşmalara varılabilir, diplomatik yolda bazı anlaşmalara varılabilir, ancak bu… Yaptırımların doğrusal olarak azaltıldığı, hafifletildiği ve benzeri anlamına gelmez. Rusya Federasyonu’nun on yıllar boyunca yaptırım rejimi içinde yaşayacağını söyleyebilirim. Buna hazır olmamız gerekiyor.”
Rusya ekonomisi yaptırımların ana şokunu 2022 yılının başlarında, ruble kurunun Amerikan doları başına 100 rublenin altına düşmesi ve borsanın neredeyse bir ay boyunca menkul kıymet alım satımını durdurmak zorunda kalmasıyla yaşamıştı.
Sonrasında ülke ekonomisi kademeli olarak kriz öncesi büyüme oranlarına geri döndü, fakat ihracat arzı, ödemeler, ithalat ve teknoloji ile ilgili sorunlar devam ediyor.
Biriçevskiy, “Bunun onlarca yıllık bir hikaye olduğu konusunda haklısınız. Ukrayna’daki krizin çözüm süreci ve sonucu ne olursa olsun, bu aslında sadece bir bahane. Çünkü yaptırımlar çok daha önce uygulanmıştı. Amaçları özünde böyle bir haksız rekabettir,” değerlendirmesini yaptı.
Yetkili, “Bu yaptırımlar pek çok sektör açısından, hem bankacılık sistemi hem de sanayi için ne kadar zor olursa olsun, yine de bizi ekonominin tüm yapısını yeniden inşa etmeye ve ülke içinde katma değeri yüksek bir ürün yaratmaya zorluyor. 90’lı yılların başında petrol ve doğalgazımız olduğunu ve diğer her şeyi yurt dışından alacağımızı düşünüyorduk. Ama artık öyle olmayacak,” dedi.
Yavaş yavaş çözümlerin bulunduğunu ama sürecin sancılı geçtiğini kaydeden Biriçevskiy, “Batı da her şeyi görüyor, çünkü bazen her şeyi saklamak da mümkün olmuyor. Yeni yaptırımlar, yeni kısıtlamalar getiriyorlar. Bu tür bir sarmal devam ediyor. Bunun durmasını beklemiyorum,” yorumunda bulundu.
Ulusal Araştırma Üniversitesi Ekonomi Yüksek Okulu Dünya Siyaseti ve Ekonomisi Fakültesi Dekanı Anastasya Lihaçova ise ABD’nin ‘yaptırımların uygulanmadığını’ düşündüğü ve ülke ekonomisi için kritik olmayan tüm alanlarda kısıtlamalar getirmeye devam edeceğini vurguladı.
ABD’ye göre Rusya’nın nükleer endüstrisinin ‘yaptırım altında’ olduğunu ve Rosatom’a karşı şimdiden yaptırımları güçlendirmeye hazırlandığını sözlerine ekleyen Lihaçova, “Yaptırımların yıldönümünde, her türlü tarihte, 15, 16 ve 17 yaptırım paketi olacak,” diye konuştu.
Lihaçova, Amerikan yaptırım kurumlarının uzay istihbarat verilerine erişim sağladığını ve Rusya’nın ‘gölge’ tanker filosuna göz diktiğini de sözlerine ekledi.