DİPLOMASİ

Yellen yumuşatmaya çalıştı: Ayrışma değil, çeşitlendirme

Yayınlanma

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, yakından takip edilen Çin gezisini, üst düzey Çinli yetkililerle yaptığı “verimli” görüşmelerle noktaladı ve iki taraf, devlet başkanlarının Bali’de vardığı mutabakatları uygulama ve küresel sorunların ele alınması konusunda iletişim ve işbirliğini güçlendirme konusunda mutabık kaldı.

İki ülke arasındaki soğukluğun ise, Yellen’ın Pekin’de üst düzey ekonomi kurmaylarıyla 10 saati aşan yoğun görüşmeler yapmasıyla biraz yumuşadığı basına yansıdı.

ABD Hazine Bakanı, dünyanın hem ABD hem de Çin’in gelişmesi için yeterince büyük olduğunu söyledi.

Yellen, Pekin’de düzenlediği basın toplantısında, “Hiçbir ziyaret bir gecede sorunlarımızı çözemez. Ancak bu gezinin esnek ve üretken bir iletişim kanalı oluşturmaya yardımcı olacağını umuyorum” dedi.

Çin Mali ve Ekonomik İşler Merkez Komisyonu Ofisi müdür yardımcısı ve Maliye Bakan Yardımcısı Liao Min, Çin’in ABD ile ikili ekonomik ve ticari ilişkiler konusundaki tutumunu yinelediğini ve Yellen’ın Çin’e yaptığı ziyarette endişelerini dile getirdiğini belirtti.

İki tarafın ekonomi ve ticaret ekiplerinin “uzun ve samimi” görüşmelerde bulunduğunu söyleyen Liao, makroekonomik meseleleri ve küresel zorlukları da ele aldıklarını ve gelecekte iletişimi sürdüreceklerini kaydetti.

Yeni ekonomi heyetiyle tanıştı

Amerika’nın Çin’e yönelik ekonomik stratejisi için ‘ayrışma’yı reddeden Yellen ise, daha yumuşak bir dil kullandı.

Yellen, ABD’nin Çin’den ayrılmaya çalışmadığını yineledi ve bunun “her iki ülke için de felaket, dünya için istikrarsızlaştırıcı” ve “üstesinden gelinmesinin neredeyse imkansız” olacağını söyledi.

Yine de tarafların ticaret politikaları konumlarından geri adım attığına dair bir işaret çıkmadı. Bu, tarafların ticaret, yatırım ve teknoloji konusunda karşı karşıya gelmeye devam edeceğini gösteriyor.

ABD basını ziyaret öncesinde, Yellen’ın en büyük hedeflerinden birinin Çin’in yeni ekonomi takımıyla tanışmak olduğunu yazmıştı. Geçen sonbaharda Çin Komünist Partisi Kongresi ile ülkenin ekonomi kurmaylığına yeni isimler getirilmişti. Ziyareti sırasında bu yeni ekiple bir araya gelen Yellen’ın ayrıca, Çin’in yaklaşık üç yıllık sıkı salgın önlemlerini kaldırmasının ardından Çin ekonomisinde neler olduğunu anlamaya çalıştığı da kaydedildi.

ABD’nin Çin büyükelçisi R. Nicholas Burns, ekonomik müzakereleri yeniden başlatmanın “hemfikir olmadığımız konularda doğrudan sert mesajlar iletmek ve çıkarlarımızın dünyanın en büyük ikinci ekonomisiyle örtüştüğü yerlerde birlikte hareket etmek” için ülkenin çıkarına olduğunu söyledi.

Yumuşak diplomatik üslup dikkat çekti

Ziyaret boyunca çok dikkatli bir diplomatik dili tercih eden ve özellikle Çin’in karşı çıktığı ‘ayrışma’, ‘riskten arındırma’ gibi terimleri kullanmaktan kaçınan Yellen, bunun yerine ABD’nin tedarik zincirlerini “çeşitlendirmeyi” hedeflediğini söyledi. Hazine Bakanı ayrıca, Çin’in endişelerini gidermek için birkaç kez, Washington’ın ekonomileri ‘ayrıştırma’ niyeti olmadığını vurguladı.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Çin’e giden yatırımları kısıtlayan ve yapay zeka teknolojisinde kullanılan yarı iletkenlerle ilgili yeni ihracat kontrolleri uygulayan Washington’ın Çin’den gelen “riski azaltma” stratejisini açıklamıştı.

Pekin, ABD’nin bu stratejisine şiddetle tepki gösterdi. Çin’in Washington büyükelçiliği sözcüsü Liu Pengyu geçen hafta gazetecilere verdiği demeçte, “Nasıl paketlenirse paketlensin, ABD’nin ‘riski azaltma’ stratejisi hala ‘ayrışmak’ ve tedarik zincirlerini kesmekle ilgili” diyerek bunun “kimsenin çıkarına hizmet etmediğini” eklemişti.

Biden yönetimi, son zamanlarda Çin’e yüksek teknoloji ihracatına, özellikle de en gelişmiş yarı iletkenlere koyduğu sınırların, dar anlamda Amerikan askeri güvenliğine odaklandığını savunuyor.

Ancak Çin “tedarik zincirlerini ayrıştırmayı hedeflediğini” belirterek bu stratejiye karşı çıkıyor. Şanghay’daki Fudan Üniversitesi’nde uluslararası çalışmalar dekanı Wu Xinbo, “ABD politikalarını ‘yalnızca ulusal güvenlik için’ olarak sunduğuna göre, asıl soru ulusal güvenliğin bahçesinin ne kadar büyük olduğudur” dedi.

Diğer yandan Pekin, Biden yönetiminin Çin ekonomisinin belirli yüksek teknoloji sektörlerindeki Amerikan yatırımını sınırlayabileceğine dair uzun süredir tartışılan bir olasılık için hazırlanıyor. Çin, 2015 yılında yurt dışına giden yatırımlara kendi sınırlamalarını getirdi. Pekin, ülkedeki şirketleri uçak üretimi, ağır imalat, yapay zeka, siber güvenlik ve diğer stratejik sektörlerdeki denizaşırı işletmeleri satın almaya yönlendirdi.

Yellen’ın ziyaretinin hemen öncesinde ise, Çin, çip ve diğer yüksek teknolojili bileşenlerin üretimi için kritik olan galyum ve germanyuma yönelik ihracat kontrollerini duyurmuştu.

Teknoloji rekabeti en çekişmeli alan

Washington’daki Quincy Enstitüsü’nde Doğu Asya Araştırma görevlisi olan Jake Werner, CNN’e yaptığı değerlendirmede, “ABD ve Çinli liderler, bu teknolojilerin büyümenin geleceği için temel teşkil ettiğini düşünüyor. Çinli liderler, kısıtlamaları Çin’i kalıcı olarak ABD gücüne tabi kılma ve Çin ticaretini geleceğin en önemli endüstrilerinden zorla dışlama girişimi olarak görüyor” dedi.

Bu konunun, ilişkideki “en zehirli çekişme alanlarından biri” olmaya devam edeceğini vurgulayan Werner, hem Pekin hem de Washington üst düzey tartışmaların devam edeceğini belirtse de, ikili ilişkilerin en dikenli yönünün, ileri teknolojiye erişim mücadelesi olacağı görüşünde.

Çin ile ABD arasında artan jeopolitik gerilimlere rağmen, iki ülke arasındaki ticaret büyüme ivmesini koruyor. ABD-Çin İş Konseyi tarafından yayınlanan verilere göre, ABD’nin Çin’e ihracatı yıllık yüzde 1,2 artışla 2022’de 151,3 milyar dolarlık rekor seviyeye ulaştı. Rapor, 2021’de ABD’nin Çin’e mal ve hizmet ihracatıyla yaklaşık 1,06 milyon Amerikan işinin desteklendiğini kaydetti.

Çok Okunanlar

Exit mobile version