DÜNYA BASINI

ABD istihbaratı: Tahran, vekil grupları üzerinde tam kontrole sahip değil

Yayınlanma

Washington, Tahran ile doğrudan bir çatışmadan kaçınmak istiyor.

Politico’nun konuyla ilgili bilgi sahibi ABD’li iki yetkiliye dayandırdığı habere göre istihbarat yetkilileri Tahran’ın, geçen haftalarda ABD askerlerini hedef alan ve üçünün ölümüne yol açan gruplar da dahil Orta Doğu’daki vekil grupları üzerinde tam kontrole sahip olmadığını tahmin ediyor.

Haberde, “İran Devrim Muhafızları’nın elit bir kolu olan Kudüs Gücü, Irak ve Suriye’deki milislerin yanı sıra Yemen’deki Husileri desteklemek için silah ve askeri danışmanların yanı sıra istihbarat göndermekten sorumlu” denildi. Bu grupların farklı hedefleri ve gündemleri olduğunu ve bunların zaman zaman örtüştüğünü ifade eden yetkililer “Ancak Tahran’ın bu grupların operasyonel karar alma süreçleri üzerinde tam bir yetkiye sahip olmadığına” dikkat çekiyor. Biden yönetiminin, ABD birliklerine yönelik saldırıların yönlendirilmesinde İran’ın ne ölçüde rol oynadığını anlamaya çalıştığı belirtiliyor.

Söz konusu değerlendirme Washington’un İran’la doğrudan bir çatışmaya girmek istemediği şeklinde değerlendiriliyor.

Haberde, “Raporlar ABD’nin Ürdün saldırısına karşılık olarak Irak ve Suriye’deki İran hedeflerini vurmayı düşündüğünü gösteriyor” ifadeleri kullanıldı.

Haberde şöyle denildi: İran, vekil grupları finansal olarak ve askeri teçhizatla desteklese de istihbarat yetkilileri saldırıları İran’ın yönettiğine inanmıyor. İran’ın Husiler ile Irak ve Suriye’deki milisler üzerindeki kontrol eksikliği, 28 Ocak’ta Ürdün’de üç Amerikan askerinin ölümüne neden olan saldırı da dahil bölgedeki ABD çıkarlarına yönelik tekrarlanan saldırılara nasıl karşılık verileceği konusunda Washington’daki tartışmaları bulandırdı.

ABD’li yetkililerden biri “Bu belki de bu bölgede gördüğüm en karmaşık dönem” dedi.

ABD, Tahran’ın bölgedeki tüm saldırıları yönlendirdiğini düşünmüyor ancak krizi körüklediğini biliyor ve yönetim İran’ı en azından kısmen sorumlu tutuyor.

Biden salı günü gazetecilere verdiği demeçte, “Bunu yapan insanlara silah sağladıkları için… onları sorumlu tutuyorum” dedi.

Yönetim, Irak ve Suriye’deki askerlere yönelik insansız hava aracı saldırılarına ve Husilerin Kızıldeniz’deki gemileri hedef almasına nasıl karşılık vereceği konusunda ince bir çizgide yürümek zorunda kaldı. Ürdün’de üç ABD askerinin ölümüne neden olan saldırıya vereceği tepkiyi nasıl ölçeceğini de düşünmesi gerekecek.

Çok sert karşılık verirse yönetim şiddeti tırmandırma ve İran’la doğrudan bir çatışmaya girme riskiyle karşı karşıya kalır. Ancak ABD misilleme konusunda çok zayıf kalırsa İran destekli gruplar muhtemelen saldırılarına devam edecek ve daha fazla ABD askerinin hayatını riske atacaktır.

Gruplardan en az birinin – Ketaib-i Hizbullah – saldırılarının yakında durma ihtimali var. Grup Irak’ta faaliyet gösteriyor ve Irak’taki ABD askerlerine yönelik yüzlerce insansız hava aracı saldırısında rol oynadı. Bu grup aynı zamanda ABD’li yetkililerin Ürdün’deki saldırıdan sorumlu tuttuğu Irak’taki İslami Direniş Grubu adlı şemsiye grubun da bir parçası.

Örgüt 30 Ocak’ta alışılmadık bir açıklama yaparak ABD’ye karşı operasyonlarını durduracağını duyurdu.

Yetkililerden biri, “Bildiğimiz kadarıyla bu, niyetlerine dair inandırıcı ve doğru bir açıklama” dedi: “Bence bu açıklamayı üç ABD askerinin ölümüne neden olan Kule 22 saldırısından sonra yapmaları tesadüf değil.”

Yetkililer, istihbarat yetkililerinin Husilerin Kızıldeniz’deki saldırılarının devam etmesini beklediğini söyledi. Grup, aralarında bir Amerikan gemisinin de bulunduğu düzinelerce uluslararası yük gemisini hedef aldı.

İstihbarat topluluğu başlangıçta Husilerin Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği saldırının ardından ABD ile bir çatışmadan kaçınmaya çalışacağını hesaplamıştı. Ancak grubun aralık ayında Kızıldeniz’deki hedeflerini genişletmesi ve meşru müdafaa yaptığını söyleyen ABD Donanması’nın dört Husi teknesini batırıp on militanı öldürmesinin ardından bu hesap değişti. Şimdi ise istihbarat yetkilileri İsrail ateşkesi kabul edene ya da Gazze’deki çatışmalar sona erene kadar örgütün saldırılarına devam edeceğini söylüyor.

İstihbarat yetkilileri Gazze’deki çatışmaların sona ermesi halinde İran destekli tüm grupların bölgede en azından taktiksel bir duraklama yaşayacağını tahmin ediyor.

Yönetim şu anda İsrail ve Hamas arasında, Gazze’de halen tutulmakta olan tüm rehinelerin serbest bırakılmasına yol açabilecek böyle bir anlaşmaya aracılık etmeye çalışıyor.

Çok Okunanlar

Exit mobile version