Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD ve Britanya, göçmenlere karşı yeni adım hazırlığında

Yayınlanma

ABD ve Britanya hükümetleri, ‘yasa dışı göçmen’ akınına karşı yeni önlemler almaya hazırlanıyor.

Biden yönetimi son günlerde sınırı yasa dışı biçimde geçen göçmen ailelerini gözaltına alma önlemini tartışıyor. Özelllikle güney sınırındaki ‘sığınmacı akınını’ gerekçe gösteren yetkililer, daha kısıtlayıcı sınır kontrolü önlemleri alma hazırlığında.

Beyaz Saray, Donald Trump zamanında uygulanmaya başlanan ve iki yıldır Biden’ın da kullanmaya devam ettiği 42. Madde’yi gündemden düşürmeye hazırlanırken, yeni önlemlerle sınır meselesine el atacak.

42. Madde, sınır yetkililerine sınırı yasa dışı bir biçimde geçen iltica isteyen sığınmacıları hızlıca sınır dışı etme yetkisi veriyordu.

ABD, 42. Madde’yi kaldırmaya hazırlanıyor ama…

Bir yetkili, yönetimin aileleri alıkoymaya devam etmesi halinde, bu kişilerin sadece işlemlerin yürütülmesi için sınırlı sayıda gün tutulacağını ve göçmen çocukların alıkonulmasını düzenleyen ve hükümetin aileleri yaklaşık 20 günden daha uzun süre alıkoymasını genel olarak yasaklayan mahkeme kararına uyulacağını söyledi.

İltica başvurularının sonlanması genellikle yıllar alıyor. Gözaltına alınmayan iltica başvurularının sonuçlanma ortalaması 4,2 yıl.

Biden yönetimi, COVID-19’un ulusal acil durum kapsamında çıkarılması ile birlikte, 11 Mayıs’ta 42. Madde’nin uygulanmasını da bitirmeye hazırlanıyor. Beyaz Saray’ın hesaplamalarına göre, yeni önlemler almadan 42. Madde’nin devreden çıkarılması durumunda günlük sığınmacı geçişi sayısında 11 bin ila 13 bin arasında bir artış gözlemlenecek.

Obama, Trump ve Biden: Aynısının bir değişiği

Biden yönetimi 2021 yılında sığınmacı ailelerin gözaltına alınması uygulamasını durdurmuştu.

Yönetimin aile gözaltısı politikasını uygulaması halinde bütçe meseleleri ve yeterli gözaltı merkezi gibi sorunların ortaya çıkacağı düşünülüyor.

Trump döneminde göçmenlere yönelik uygulamaları eleştiren Biden yönetiminin 2 yılda Trump’a çok benzer bir göçmen siyaseti izlemesine kendi partisinden de tepkiler yükseliyor. Cumhuriyetçiler ise Biden’ı ‘yeteri kadar önlem almamakla’ suçluyor.

Dahası, aile gözaltısı için merkezler 2014 yılında Barack Obama tarafından kurulmuştu. Orta Amerika’dan gelen sığınmacı akınına karşı ailelerin ve yanında ebeveynlerinin bulunmadığı çocuklar için gözaltı merkezleri kurulmuş ve bu merkezlerdeki yaşam koşulları nedeniyle Obama büyük tepki görmüştü. O dönem, Sınır Devriyesi’nin New Mexico’daki genel merkezi bile gözaltı merkezine dönüştürülmüştü.

Trump döneminde ise, daha önce mahkeme kararı ile süre kısıtlaması olan aile gözaltılarının süresi sınırsız hale getirilmişti.

Britanya ‘üçüncü ülkelere’ gönderecek

Muhafazakâr Birleşik Krallık hükümeti ise Ada’yı Kıta’dan ayıran kanaldan gelen ‘yasa dışı göçmen akınını’ durdurmak için yeni plan açıklıyor.

Kanaldan küçük botlarla geçişi durdurmayı hedefleyen Londra, geçen sene Krallık’ın güney kıyılarına 45 binin üzerinde sığınmacı geldiğini belirterek, kendi önceliklerinden birinin bu akını durdurmak olduğunu ilan etmişti.

Yeni plana göre, küçük botlarla Ada’ya gelen herhangi bir kimsenin iltica başvurusu yapması engellenecek ve ‘güvenli’ üçüncü ülkelere gönderilecek.

Yeni yasa ile birlikte İçişleri Bakanı’nın ‘uzaklaştırma vazifesi’, iltica başvurusu yapan sığınmacıların haklarından üstün olacak. Uzaklaştırılan mülteciler, gelecekte Birleşik Krallık’a geri dönme veya vatandaşlık alma haklarından da mahrum bırakılacak.

Yeni yasaların, Britanya’ı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve BM Mülteci Konvansiyonunun sınırlamalarından kurtaracağı düşünülüyor.

Muhafazakârlar ile İşçi Partisi arasında tartışma

Britanya kamuoyu anketlerine göre, ekonomi ve sağlık sisteminden sonra göçmen sorunu en büyük tartışma başlığı. Geçen kasım ayında YouGov tarafından yapılan ankete katılanların yüzde 87’si hükümetin göçmen meselesini kötü yönettiğini düşünüyordu.

Geçen sene, eski Başbakan Boris Johnson, iltica başvurusu yapanları Ruanda’ya gönderme planını açıklamış ama bu plan Yüksek Mahkeme tarafından durdurulmuştu. Ama daha sonra, aralık ayında mahkeme planın ‘yasal’ olduğuna hükmetti.

Başbakan Rishi Sunak’ın Kanal’daki göçmen trafiği ile ilgili Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile de görüşeceği ve meselede daha yakından bir işbirliği önereceği belirtiliyor.

Birleşik Krallık İçişleri Bakanı Suella Braverman, yeni yasa tasarısının ‘uluslararası hukukun sınırlarını ihlal etmeden o sınırları genişleteceğini’ ileri sürdü.

İşçi Partisi lideri Keir Starmer ise planın ‘uygulanamaz’ olduğunu savunuyor. Braverman ise planı desteklemeyen Starmer’ı ‘çalışkan Britonlara ihanet etmek’ ile suçladı.

AMERİKA

Hedefte ‘gölge filo’ var: ABD, Rusya’nın petrol endüstrisine yeni yaptırımlar getirecek

Yayınlanma

ABD Başkanı’nın ulusal güvenlik danışman yardımcısı Daleep Singh, Washington yönetiminin yakın gelecekte Rus petrolüne yönelik kısıtlamaları sıkılaştırmayı planladığını ve bunun da petrolün taşındığı “gölge filo” ile küresel pazardaki arz miktarına darbe vuracağını savundu.

Singh, bunun Rusya’nın “savaş makinesini” finanse etmesini zorlaştıracağını iddia etti. Carnegie Endowment düşünce kuruluşunda konuşan Singh, “Önümüzdeki altı ay ile üç yıl arasında, Rusya’nın petrol gelirlerini azaltmak istiyorsak, bu hidrokarbonlarını hedef almak için yaptırımlar ve diğer araçlar yoluyla yapılmalıdır,” dedi.

Ancak Singh, Rusya’nın askeri kapasitesini zayıflatmak için başka bir önemli alanın daha olduğunu vurguladı ve “Rusya’nın savaş makinesini durdurmak, doğrudan savaş alanına malzeme gönderen veya bu malzemelerin sevkiyatını sağlayan üçüncü ülkelerin çıkarlarını değiştirmeye bağlı,” diye ekledi.

Singh, Rusya’nın askeri teçhizat için bileşen tedarik etmesine yardımcı olan ülkeler arasında Çin, Hindistan, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve diğerlerini sıraladı. Ayrıca, Çin’in ABD yaptırımlarını “en ısrarlı şekilde ihlal eden” ülke olduğunu ifade etti.

G7 ülkeleri, Rus petrolüne varil başına 60 dolar, petrol ürünlerine ise varil başına 100 dolar tavan fiyat uyguladı. Bu kısıtlama, G7 ülkelerinden şirketlerin tavan fiyatın üzerinde satılan ürünler için nakliye hizmeti sunamayacağı anlamına geliyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise Moskova’nın başkalarının refahı için kendi cebinden ödeme yapmayacağını ve fiyatları sınırlayan ülkelere enerji kaynakları sağlamayacağını belirterek yanıt verdi. Putin, sözleşmelerde “doğrudan ya da dolaylı olarak tavan fiyat mekanizmasının kullanılması” halinde Rus petrol ve petrol ürünlerinin yabancı kişi ve şirketlere tedarikini yasaklayan bir kararname imzaladı.

Tavan fiyat uygulamasına ek olarak, Batı ülkeleri Rusya’nın “gölge filosuna” dönük de yaptırımlar uyguladı. Bu kapsamda 50’den fazla tanker bulunuyor. Bloomberg’e göre, bu yılın temmuz ayı başından itibaren, Rus petrolünü taşıyan düzinelerce tanker, Baltık ve Karadeniz’den Güney Kore ve Süveyş Kanalı’na kadar dünyanın dört bir yanında boşta kaldı.

İngiltere ve AB’de Rusya’nın ‘gölge filosuna’ karşı hamle

Okumaya Devam Et

AMERİKA

FBI: İranlı hackerler Trump kampanyasının bilgilerini Biden kampanyasına verdi

Yayınlanma

Amerikan kurumları çarşamba günü yaptığı açıklamada, İranlı bilgisayar korsanlarının Trump’ın kampanyasından çaldıkları hassas bilgileri bu yaz başında Başkan Joe Biden’ın kampanyasına gönderdiklerini ileri sürdü.

Ulusal İstihbarat Direktörü Ofisi, FBI ve CISA tarafından yapılan açıklamada, e-postaların haziran ve temmuz aylarında “Biden kampanyasıyla ilişkili” kişilere gönderildiği ve “eski Başkan Trump’ın kampanyasından çalınan, kamuya açık olmayan materyalden alınan bir alıntı içerdiği” belirtildi.

Ajanslar, İranlıların haziran ayından bu yana Trump’ın kampanyasına ait “kamuya açık olmayan” materyalleri medya kuruluşlarına sızdırmaya çalıştığını da öne sürdü.

POLITICO’ya göre Biden kampanyasının İranlıların gönderdiği bilgileri ne ölçüde okuduğu ya da kullandığı belli değil. Üç ajans da e-postaların talep edilmediğini ve kampanya personelinin bunlara yanıt vermediğini söyledi.

Biden kampanyasının yerini alan Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in kampanya sözcüsü Morgan Finkelstein çarşamba günü yaptığı açıklamada, Biden kampanya personeline gönderilen bilgilerle ilgili, “Haberdar olduğumuzdan bu yana ilgili kolluk kuvvetleriyle işbirliği yaptık,” dedi.

Finkelstein, “Kampanyaya doğrudan herhangi bir materyal gönderildiğinden haberdar değiliz; spam veya kimlik avı girişimi gibi görünen bir şeyle birkaç kişi kişisel e-postalarında hedef alındı. Bu istenmeyen ve kabul edilemez kötü niyetli faaliyet de dahil olmak üzere, yabancı aktörlerin ABD seçimlerine müdahale etmeye yönelik her türlü çabasını en güçlü şekilde kınıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Trump’ın kampanya sözcüsü Karoline Leavitt ise, bu gelişmenin “İranlıların Kamala Harris ve Joe Biden’a yardım etmek için seçimlere aktif olarak müdahale ettiklerinin bir başka kanıtı olduğunu çünkü Başkan Trump’ın sert yaptırımları geri getireceğini ve terör saltanatlarına karşı duracağını bildiklerini” söyledi.

Leavitt, “Kamala ve Biden, İranlılar tarafından kendilerine verilen hacklenmiş materyalleri Başkan Trump’a zarar vermek için kullanıp kullanmadıklarını açıklamalıdır. Ne biliyorlardı ve bunu ne zaman öğrendiler?” diye sordu.

Çarşamba gecesi New York’ta düzenlenen bir mitingde Trump, İran’ı seçimlere müdahale etmekle suçladı fakat bilgisayar korsanlarının eski rakibinin kampanyasına hangi materyalleri gönderdiğinden emin olmadığını söyledi.

Trump, “İran benim kampanyamı hackledi. Ne bulduklarını bilmiyorum, öğrenmek isterim. Çok heyecan verici olamazdı,” dedi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Fed, faiz oranını düşürdü

Yayınlanma

ABD Merkez Bankası (Fed), Mart 2020’den bu yana ilk kez baz faiz oranını düşürdü. Fed, oranı 50 baz puan indirerek yüzde 4,75-5 aralığına çekti.

Baz faiz oranı tahmini 2024 yılı için yüzde 5,1’den yüzde 4,4’e, 2025 yılı için yüzde 4,1’den yüzde 3,4’e ve 2026 için yüzde 3,1’den yüzde 2,9’a düşürüldü.

Fed ayrıca ABD ekonomisinin temel göstergelerine ilişkin tahminlerini de güncelledi. Kurum, enflasyon oranının 2024 yılında yüzde 2,6’dan yüzde 2,3’e, 2025 yılında ise yüzde 2,3’ten yüzde 2,1’e düşeceğini öngörüyor.

GSYİH büyümesinin ise 2025’te daha önceki yüzde 2,1’lik tahminin ardından yüzde 2 olarak gerçekleşmesi bekleniyor.

Ekonomi ve Politika Araştırma Merkezi’nin kıdemli ekonomisti Dean Baker, Bloomberg’e verdiği demeçte faiz indiriminin “yüksek mortgage oranları nedeniyle milyonlarca insanın evlerini satmayı ertelediği konut piyasasını canlandırmaya yardımcı olacağına” inandığını belirtti.

Geçen ayın sonunda Fed Başkanı Jerome Powell, faiz oranlarını düşürmenin gerekli olduğunu söylemiş, ayrıca ABD’de enflasyonun, bankanın hedefi olan yüzde 2’ye doğru ilerlediğinden emin olduğunu ifade etmişti.

Powell, faiz indiriminin eylül ayı gibi erken bir tarihte yapılabileceğini de belirtmişti. KPMG baş ekonomisti Diane Swank, Bloomberg‘de yayınlanan yorumunda faiz indirimini “Jay Powell için büyük bir zafer” olarak nitelendirdi.

Fed, temmuz toplantısının sonunda, komitenin “enflasyonun istikrarlı bir şekilde yüzde 2’ye doğru ilerlediğine dair daha fazla güven kazanana kadar” faiz aralığını düşürmenin uygun olmadığını belirtmişti.

Fed kararı öncesi gözler faiz indirimi miktarı ve zamanlamasında

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English