GÖRÜŞ

Afganistan Türk yatırımına ne kadar uygun?

Yayınlanma

İlber Vasfi Sel

Geçtiğimiz ağustos ayında Afganistan Ekonomik İlişkilerden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Vekili Abdül Gani Baradar, ülkemizi ziyaret etti. Ziyareti sırasında yüksek mevkiden Türk yetkililer ve iş insanları kendisiyle görüştü. Taliban’ın kurucularından olan Molla Baradar, Türk şirketlerini Afgan ekonomisinde karşılıklı kazanç için ülkesine davet etti ve Türk yatırımcıların güvenlikleri için gerekli tüm koşulların olduğunun garantisini verdi.

Uluslararası arenada bulunan Türk şirketlerinden ulaştırma, madencilik, madenlerin işlenmesi, elektrik tesislerinin inşası, tarım geliştirme ve altyapı inşaat projelerinde yatırım yapma konusunda Taliban’ın isteği olduğu ortada. Zaten bu alanlarda şirketlerimizin dünya genelinde iyi bir şöhreti var.

Örneğin: Çalık Holding, 2018 yılında Türkmenistan – Afganistan – Pakistan arasındaki enerji hatlarının inşasına 1.6 Milyar ABD Doları yatırım yaptı. Bu büyük projenin yanında 77 farklı inşaat projesi, Helmend şehrinde bulunan Kajaki Barajı’nda bulunan hidroelektrik santrali ve Kandahar şehrindeki güneş enerjisi santrali inşaatına da yatırımlar yapıldı. Türk yatırımcıların doğrudan katılımlarıyla çok sayıda okul, hastane ve diğer birçok sosyal altyapı tesisleri inşa edildi. Tabi buradaki kritik nokta: Taliban’ın 2021 yılının Ağustos ayında iktidara gelmesiyle birlikte tüm Türk yatırımlarının bir belirsizlik içerisinde kalmasıydı.

Uluslararası kurum ve kuruluşların raporlarına göre yalnızca Afganistan’daki değil bölgenin geri kalanında da terör riskinin artabileceği bir ortamda Türk yatırımlarının Afganistan’a dönmesi güvenli mi?” sorusu ön plana çıkıyor.

Taliban’ın iktidara gelmesinden bu yana 2 yıl geçti ve uluslararası toplumun beklentilerine yapıcı bir şekilde yanıt vererek; ülke içindeki güvenliği sağlama fırsatını değerlendiremediler. Molla Baradar’ın da aralarında bulunduğu Taliban yöneticileri, her defasında terörler mücadeleye olan güçlü bağlılıklarını dile getiriyor. Ancak bugüne kadar gözle görülür bir sonuç alınamadı. Afganistan’daki durum giderek daha da endişe verici hale geliyor.

Taliban, iktidara geldikten sonra Afganistan’daki terör örgütleriyle kararlı bir şekilde mücadele edeceklerini ve komşu devletlere yönelik tehditlere izin vermeyeceklerini açıkladı. Özellikle Taliban Sözcüsü Süheyl Şahin, 2021 yılının Ekim ayında yaptığı açıklamayla, komşu devletlerin veya uluslararası kuruluşların yardımına ihtiyaç duymadan IŞİD ile mücadele etmeye hazırız diyordu.

Gelinen noktada Birleşmiş Milletler’in ilgili terörle mücadele komitesinin değerlendirmelerine göre: Afganistan’da silah ve mühimmatlar IŞİD militanlarının eline geçiyor ve böylece terör örgütünün yetenekleri ve saldırıları daha da karmaşık hale geliyor.

Taliban’a göre bu rapor asılsız iddialarla dolu. Taliban, Afganistan güvenlik güçlerinin son iki yılda yasadışı gruplara ve IŞİD’e karşı yüzlerce operasyon gerçekleştirdiğini; bu gelişmelerin sonucunda da IŞİD’in mühimmatlarını ele geçirdiklerini ve onların operasyon yeteneklerini yok etme olanakları yakaladıklarını açıklıyorlar.

Taliban bu açıklamaya ek olarak, ülkelerindeki kritik insani durumun nedeni olarak ve sosyo-ekonomik koşulları ağırlaştırdığını düşündükleri Birleşmiş Milletler’in uluslararası yaptırımlarına da atıfta bulunuyor.

Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere uluslararası kuruluşların son raporları, Afganistan topraklarının çok sayıda uluslararası terörist grup için sıçrama tahtası haline geldiğini gösteriyor. Çeşitli tahminlere göre şu anda Afganistan’da düzenli olarak kampanyalar yürüten 20’den fazla terör örgütü bulunuyor.

İlk terör saldırısını 2021 yılının Ağustos ayında gerçekleştiren IŞİD, aktif olarak varlığını hissettiriyor. Aynı yılın Ekim ayında ise bir intihar bombacısı Kunduz’daki bir camiye saldırı düzenleyerek 200’den fazla kişinin canını aldı. 2023 yılının Mart atında ise Kabil’deki Rus Büyükelçiliği’ne düzenlenen bombalı saldırıda 20’den fazla kişi hayatlarını kaybetti. Sayılan bu üç örnek, pek çok silahlı terör örgütlerinin yaptıklarının yalnızca küçük bir kısmı.

Öte yandan Afganistan Ulusal Direniş Cephesi ve Afganistan Özgürlük Cephesi’ne ek olarak etnik çizgilerde birleşen silahlı gruplar da dahil olmak üzere Afganistan İslam Cumhuriyeti’nin eski politikacıları tarafından organize edilen ve Taliban’a karşı yürütülen büyük bir silahlı direniş var.

Yatırımcıların güvenliğini garanti ettiklerini söyleyen Taliban’a bazı hadiseleri hatırlatmak doğru olacaktır. Geçtiğimiz 2022 yılının Aralık ayında Kabil’deki Çinli yatırımcıların kaldığı otele terör saldırısı düzenlendi. Molla Baradar şahsen Çin’in Afganistan Büyükelçisi Wang Yu ile defalarca görüşerek; Çinli yatırımcılar ve mühendisler için güvenliği garanti ediyordu.

Afganistan İçişleri ve Savunma Bakanlıklarının IŞİD hücrelerine yönelik son dönemde yürüttüğü geniş çaplı operasyonlar, bu “tümörün” büyüdüğü gösteriyor.

Afganistan’daki biriken mevcut sorunlara yönelik olası bir çözüm, Taliban’ın uluslararası topluma karşı yükümlülüklerini yerine getirmesiyle olabilir. Bunun sonucunda ülkeleri, uluslararası izolasyondan kurtulabilir ve ardından ülkelerindeki durumu istikrara kavuşturabilirler.

İktidara geldikten sonra uluslararası ilişkilerin ve modern dünyada itibarın önemini anlayan Taliban, bazı insan haklarına karşı saygı duyma yükümlülüğünü üstlendi. Çok kutuplu dünya düzenine geçtiğimiz şu günlerde, dünyadaki herhangi bir kutup Taliban’ı resmi olarak tanımadı. Öte yandan kendi komşuları ise ülkenin tamamen çökmesini önlemek açısından pragmatik bir yaklaşım benimsiyor ve ekonomik ile ticari bağları derinleştirip istikrarı güçlendirmeye çalışıyor.

Örneğin: Geçen yıl Temmuz ayında Taşkent’te bir konferans düzenlendi. Bu toplantıda Taliban ilk kez bölgedeki diğer devletlerin temsilcileriyle aynı masaya oturdu. Yine bu yıl Nisan ayında da Semerkant’ta benzer formatta bir toplantı daha düzenlendi. Bu gibi etkinlikler neticesinde organizasyona katılan ülkeler, Taliban’ın öngörülebilir bir gelecekte hangi fiili siyasi ve ekonomik adımları bekledikleri hususunda ortak tutumlarını ifade etme fırsatı yakalıyorlar.

Taliban’ın IŞİD’e yönelik dar görüşlü politikalarının bir sonucu olarak; yakın gelecekte Taliban liderlerinin kendi yetiştirdikleri şeytanla artık baş edemeyecekleri için komşu ülkelerden siyasi sığınma talep etme riskiyle karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum. Olayların seyri, bizi yine dış güçlerin Afganistan topraklarını işgal ettiği bir sonuca çıkarabilir.

Dolayısıyla Afganistan’daki Türk yatırımlarının güvenliği konusu hala büyük bir soru işareti. Türk yatırımcılarının ve personellerinin yaşamlarına yönelik varoluşsa bir tehdit nedeniyle, söz konusu yatırımların yenilenmesi veya genişletilmesine yönelik herhangi bir karar, Taliban’ın Afganistan halkının güvenliğini ve yaşam standartlarını sağlama taahhüdüyle doğrudan bağlantılı olmalıdır.

Çok Okunanlar

Exit mobile version