Harvard Üniversitesi’nin ilk siyahi kadın rektörü olarak görevine başladıktan sonra kampus içinde ‘antisemitizme’ karşı yeterli önlemleri almamak ve intihal ile suçlanan Claudine Gay’in istifası, Amerikan muhafazakârları tarafından ‘zafer’ olarak sunuluyor.
Gay’e karşı kampanyanın yükselmesine yardımcı olan muhafazakâr aktivist Christopher Rufo, Wall Street Journal’a (WSJ) yazdığı yazıda, “Gay, çeşitlilik politikasının merdivenlerini tırmanan, Harvard rektörü olarak bir [çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık] imparatorluğu kuran ve kampüsteki solcu ideologların en kötü içgüdülerine hitap eden, pek de seçkin olmayan bir bilim insanıydı. . . . İstifası bir zafer olsa da, bu sadece bir başlangıç,” dedi.
Rufo, ‘eleştirel ırk teorisine’ yönelik kampanyası ile de tanınıyordu. Politico’ya konuşan aktivist, Gay’in istifasının ‘koordineli ve son derece organize bir muhafazakâr kampanyanın sonucu’ olduğunu kabul etmişti.
Cumhuriyetçilerin üniversitelere olan güveni azaldı
Washington Post’ta yer alan bir değerlendirmede, Gay’in istifasının muhafazakârlar için çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (DEI) politikalarına karşı çok önemli bir zafer olduğu hatırlatılıyor.
Ünlü hedge fonu yöneticisi milyarder Bill Ackman da Gay’in istifasının yalnızca başlangıç olduğunu, üniversitelerde ‘DEI ideolojisine’ karşı mücadelenin yükseleceğini söylemişti.
New York’tan Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyesi Elise Stefanik, “Yüksek öğrenime bir hesaplaşma geliyor. Bu, en ‘prestijli’ yükseköğretim kurumlarımızdaki çürümeyi ortaya çıkarmanın sadece başlangıcıdır,” diyerek Cumhuriyetçilerin ve muhafazakârların Amerikan üniversitelerine yönelik savaşının yükseleceğinin sinyallerini verdi.
2015 yılında yapılan bir Gallup anketi, Cumhuriyetçilerin yüzde 56’sının yüksek öğrenime ‘çok fazla’ veya ‘oldukça fazla’ güven duyduğunu ortaya koyuyordu. 2023’te ise bu oran yüzde 19’a düştü.
FT: Beyaz, Yahudi, erkek rektör krizi biraz yatıştırabilir
Mevcut kriz, 7 Ekim’de başlayan Aksa Tufanı operasyonunun ardından, 30’dan fazla Harvard öğrenci derneğinin İsrail’in ‘ortaya çıkan tüm şiddetten tamamen sorumlu olduğunu’ savunan ortak bir bildiri yayınlamasıyla başladı.
Bazı yüksek profilli bağışçılar, üniversiteyi Hamas’ı daha açık bir şekilde kınamadığı ve ‘antisemitizmi bastırmadığı’ için eleştirdi.
Gay üzerindeki baskı, ‘Holokost çağrısı’ olarak yorumlanan sloganlara nasıl yanıt verileceğine karar verirken ‘bağlama bakmayı’ önerdiği Kongre ifadesinden sonra yoğunlaştı. Eleştirmenler daha sonra akademik çalışmalarında intihal iddiasında bulunmaya başladı ve Gay bazı ırkçı nefret e-postalarına ve ölüm tehditlerine maruz kaldı.
Financial Times’a göre Gay’in istifasından sonra geçici olarak göreve getirilen Alan Garber’ın yetkin akademik özgeçmişinin yanı sıra ‘beyaz ve Yahudi bir erkek olması’ biraz çözüm olabilir. Garber ayrıca Harvard’ın 7 Ekim’den sonra yaptığı ilk açıklamayı ‘uygunsuz’ bulduğunu söylemişti.