DÜNYA BASINI

Arktik’te artan gerilim

Yayınlanma

Aşağıdaki mülakat 12 Temmuz günü “Rusya Silahlı Kuvvetleri Gazetesi” logo altı başlığıyla çıkan Krasnaya Zvezda’da yayınlandı. Mülakatı veren, G. V. Plehanov Rusya Ekonomi Üniversitesi Siyasi Analiz ve Sosyal-Psikolojik Süreçler Kürsüsü doçenti Aleksandr Perenciyev.

Arktik bölgesinin bir sonraki büyük çatışmanın başlıca merkezlerinden biri olacağı tahmin ediliyor zaten. Ama bölge bize çok uzak ve bu alandaki gelişmeler de çoğu zaman gözden kaçıyor. Perenciyev, artan gerilime dikkat çekiyor ve Rusya’nın tutumunu özetliyor.

Mülakatta benim dikkatimi en çok çeken kısım, batının, “Rusya ve Çin’in Arktik bölgesinde işbirliğini genişletmeye hazır olduklarını göstermelerinden hoşnutsuz” olduğu vurgusu. Perenciyev bu genişleme kapsamında enerjiden başka “Kuzey Denizi yolunun ve ona bitişik kıyı altyapısının ortak geliştirilmesi projelerini” de sayıyor.

Bu yıl mart ve nisan aylarında Harici’de, önce Çin Halk Cumhuriyeti Başkanı Si Tsinpin’in (Kapsamı genişleyen “stratejik planlama” ve Ortaklıktan ittifaka: neden şimdi?), arkasından Çin Savunma Bakanı Li Şangfu’nun Moskova ziyaretleriyle (Ortaklıktan ittifaka yeni adımlar) ilgili uzunca değerlendirmeler yapmıştım. Si ve Putin arasındaki görüşmelerde bu mesele özel bir yer tutmuştu. Şöyle demiştim:

“Putin dün Si Tsinpin ile resmi görüşmesinin ardından yapılan basın toplantısında, Rusya ve Çin’in Kuzey Kutup Yolu’nun geliştirilmesiyle ilgili bir çalışma grubu kurmaya hazır olduklarını söyledi. Bunu görüşmelerin en önemli sonuçlarından biri saymak gerek, zira Çin Arktik Okyanusu’nda en azından 2021 sonlarına kadar ABD yanlısı bir tutum almıştı. İlk defa en yüksek seviyede Kuzey Okyanusu’nda Rusya ile çalışma grubu kurulması kararının alınmış olması, Çin’in ABD ile Rusya’yı şu veya bu şekilde karşısına alan herhangi bir siyasi angajmana girmekten artık kesinlikle kaçındığını gösteriyor olmalı; öte yandan Rusya’nın Kuzey Kutup Yolu’na dair kendi tutumunu Çin’le uyumlu kılmak istediği de anlaşılıyor.”

Perenciyev’in sözleri, Çin’in sadece Rusya’yı karşısına almaktan kaçındığını değil, her iki ülkenin Arktik bölgede işbirliğini geliştirmek üzere ciddi çaba gösterdiklerini, dolayısıyla Çin’in tutumunun Rusya ile Arktik ittifakı olarak yorumlanabileceğini de gösteriyor.

 * * *

Batı, kuzey dairesinde askeri potansiyelini artırıyor

Aleksandr Perenciyev

Amerikan Bloomberg ajansı geçtiğimiz günlerde batı ve Rusya arasında bir sonraki büyük karşı karşıya gelişin Arktik’te olacağını ileri sürdü. Bu konuda ne söyleyebilirsiniz?

Öncelikle bunun, bu konudaki ilk haber olmadığını belirtmek gerek. Daha önce de mesela Newsweek ve başka bir dizi yayın daha olayların bu şekilde gelişme ihtimali üzerine görüşlerini yazmışlardı. ABD öncülüğünde kolektif batı, Arktik’i Rusya’ya karşı yeni bir muharebe meydanına çevirmeye hazırlanıyor. Ne yazık ki bu… NATO ülkelerinin Arktik istikametinde giriştiği çabaların bir ifadesi.

Bu bölge, buzulların erimesi ölçüsünde, öncelikle ABD’nin burada kendi kontrolünü tesis etme ve devasa doğal kaynakları ve keza Kuzey Denizi yolunu “özelleştirme” [Özelleştirme ve ele geçirme arasında bir kelime oyunu yapıyor – H.Y.] arzusunu gitgide daha çok ateşliyor. Dahası tahminlere göre deniz ticareti önümüzdeki 20 yılda iki katına çıkacak, zira Avrupa ve Hint-Pasifik bölgesi arasındaki transit mesafesini yüzde 40 azaltan Arktik yolları pek çok devlet ve ulusötesi korporasyonun gitgide daha çok ilgisini çekecek.

Batı, Rusya ve Çin’in Arktik bölgesinde işbirliğini genişletmeye hazır olduklarını göstermelerinden hoşnutsuz. Bu genişletmenin temel alanları enerji olduğu gibi Kuzey Denizi yolunun ve ona bitişik kıyı altyapısının ortak geliştirilmesi projeleri de olabilir. Batılı uzmanların görüşüne göre bu işbirliği Rusya ve Çin’in daha da sıkı yakınlaşmasına yol açacak ve bu doğal olarak ABD ile müttefiklerinin menfaatleriyle çelişiyor. Amerikan Arktik Enstitüsü analistlerine göre: “Rusya ve Çin birlikte çalışarak meydan okuyan güçlü bir blok teşkil ediyorlar.” NATO’nun inisiyatif göstermesinin zaruri olduğunu da ekliyorlar. Kutup bölgesindeki sert iklim şartlarının birliklerin özel eğitimini, yeni silahlar üretilmesini ve batılı müttefiklerin işbirliğini genişletmesini gerektirdiğine de dikkat çekiliyor.

NATO son zamanlarda Arktik’teki aktivitesini belirgin şekilde artırdı. NATO’nun ARCCOM adlı Arktik komuta merkezi kurması söz konusu…

NATO’nun Arktik bölgesindeki aktivitesi katlanıyor. Mesela, 29 Mayıs ile 9 Haziran arasında NATO’nun bütün tarihi boyunca en büyük hava tatbikatı olan Arctic Challenge 2023’ü alalım. Buna 14 ülkeden yaklaşık üç bin askeri personel ve yaklaşık 150 savaş uçağı katıldı. Yeni Amerikan uçak gemisi Gerald Ford da işin içindeydi. Bu gemi önce Oslo’ya uğradı ve böylece 60 yıldan fazladır Norveç’i ziyaret eden bu boyutta ilk Amerikan gemisi oldu. Sonra hava saldırı grubunun başında Arktik sularında manevralara girişti.

… Ama ittifakın Arktik’teki askeri aktivitesi tatbikatla sınırlı değil. Askeri altyapı aktif bir şekilde geliştiriliyor, silah ve mühimmat depoları kuruluyor, Arktik şartlarında faaliyet için yeni askeri birlikler kuruluyor. Bunlara NATO’nun planlanan aktif komuta merkezini de katmak gerek.

Yeni komuta merkezinin başlıca hedefi, Arktik ülkelerinin operatif ortaklığının ve silahlı kuvvetlerinin daha sıkı bir konsolidasyonu ve geliştirilmesi, keza kutup dairesinde gelişen durumu hesaba katarak faaliyetlerinin koordinasyonu olacak. Bu amaçla komuta merkezine deniz ve hava devriyelerinin yapılması, denizaltıların gözlenmesinin organizasyonu, istihbarat toplanması, tatbikatların yürütülmesi görevleri verilecek.

Haberlere göre Arktik komuta merkezi emrinde esas itibariyle kutup dairesinin dışında konuşlandırılmış deniz ve hava kuvvetleri birlik ve birimleri olacak. Komuta merkezinin karargâhı iki yerde bulunacak: biri Alaska’da, diğeri de doğu Grönland, Kuzey İzlanda veya Norveç’te. Kanada’nın Arktik bölgesine, Norveç’e, Alaska’ya ve Grönland’a dağıtılan askeri üsler de yeni komuta merkezinin idaresine verilecek.

NATO yönetimi kuzey Avrupa ülkelerini, ittifak bileşimine yakınlarda katılan Finlandiya’yı, batı askeri-siyasi bloğunun eşiğinde duran İsveç’i Arktik planlarına gitgide daha çok çekiyor…

Aslında NATO, kuzey Avrupa ülkelerini SSCB’nin Arktik bölgelerini ve buralarda bulunan birlikleri gözlemek için kullanmayı her zaman hedeflemiştir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra ittifak Arktik’teki askeri aktivitesini değiştirmedi. Tersine, Finlandiya ve İsveç’i Rusya karşıtı köprübaşına çeviriyor. Çoktandır NATO üyesi olan Norveç’ten hiç söz etmiyorum. Stokholm ve Helsinki daha 2006’dan beri ordu birliklerini “Soğuk Cevap” vb. gibi kuzey enlemleri içindeki NATO tatbikatlarına katılmaları için göndermeye başladılar. Esasen NATO o zamandan beri İsveç, Finlandiya ve tabii Norveç’in katılımıyla birlikte Rusya karşıtı Arktik altyapısını kurmaya başlamıştı.

Finlandiya’nın NATO’ya girmesi, İsveç’in ittifaka katılım beklentisi bu süreci daha da hızlandırdı. Danimarka, Finlandiya, İsveç ve Norveç hava sahalarında faaliyetler için kuvvetlerini birleştirme kararı aldılar. Bu ülkelerin hava kuvvetleri için entegre komuta yapısının kurulmasına yönelik karşılıklı anlayış memorandumu mart ortasında Almanya Ramstein’daki Amerikan hava üssünde imzalandı. Yaklaşık 250 savaş uçağına sahip kuzey Avrupa ülkeleri hava kuvvetlerinin NATO standartlarına uygun tek bir bütün şeklinde faaliyet göstermesini sağlama hedefi konuldu.

İsveç hava kuvvetleri komutanı Albay Dennis Hedstörm bu adımı uzun yıllara dayanan işbirliğinin mantıki devamı olarak andı. Ramstein’daki görüşmenin sonucunda, “Bu süreç uzun zaman önce başlamıştı,” diye itiraf etti. “Ancak dolaysız yakın mesafede güvenlik alanındaki durumun keskin şekilde değişmesiyle birlikte bu meseleler üzerinde daha çok çalışmamızın zaruri olduğu gitgide daha açık hale geliyor.”

İskandinav hava kuvvetlerinin planlı entegrasyon kararının ABD’nin hava üssünde alınmış olmasına dikkat çekmeden olmaz. Bu, bir kez daha, Washington’un bu sürece ne kadar aktif şekilde katıldığını gösteriyor. Buluşmada bulunan ABD Avrupa ve Afrika hava kuvvetleri komutanı James Hacker, ABD’nin benzer adımlara girişilmesini istediğini açıkça belirtti.

Kuzey Avrupa ülkelerinin NATO’nun Arktik planlarına katkılarının artırılmasıyla ilgili 13 Temmuz’da yapılacak Helsinki zirvesinde de görüşülecek. Zirve çalışmalarına ABD Başkanı Joe Biden da katılacak. Finlandiya’nın başkentine yapılacak bu ziyaretle ilgili yorumda bulunan pek çok uzman, Amerikan liderinin Helsinki ziyaretinin, birincisi, kuzey Avrupa ülkelerini Arktik bölgedeki kaynaklara erişim için Rusya ile mücadelede köprübaşı haline getirmek, ikincisi de bunları NATO’nun tam bir kontrolü altına sokmak olduğunu belirtiyorlar.

Finli askeri uzman Jarno Limnéll de aynı görüşte. Limnéll, Biden’ın ziyaretinin öncelikle Finlandiya’nın NATO üyeliğiyle ilişkili olduğu kanısında. Uzmana göre Finlandiya ittifak açısından ortak askeri planlar geliştirilmesi ve topraklarına muhtelif NATO silahları konuşlandırılması itibariyle özel bir ilgi alanı teşkil ediyor. Biden ayrıca bu ziyaretiyle kuzey Avrupa ülkelerine Rusya karşıtı faaliyetlerinde desteğini de açıkça gösterecek.

Kuzey enlemleri içindeki rekabet problemleri yakın zamanlara kadar Arktik Konsey’in arabuluculuğuyla gene de çözülebiliyordu. Bu konseyin günümüzdeki faaliyetleriyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Bilindiği gibi konsey 1996’da bölgedeki uluslararası işbirliği için kurulmuştu. Kanada, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Norveç, Rusya, İsveç ve ABD’nin girdiği konsey bölgede incelemeleri teşvik etmeyi ve işbirliğini geliştirmeyi amaçlıyordu, dolayısıyla güvenlik alanlarına dokunmuyordu. Konseyin katılımcıları arasındaki ihtilaf ve tartışmalara rağmen ekoloji, ekonomi, kültür, sağlık, acil durumlardan kaçınılması, kuzeyin yerli halklarının menfaatlerinin korunması gibi alanlarda belli projeleri de hayata geçiriyordu.

Ancak kısa bir süre önceden beri kimi batılı katılımcılar konseyi Rusya’ya baskı yapmak için kullanmaya başladılar; özel askeri harekâtın başından beri de ülkemizi bu çerçevelerde işbirliğinin dışına çıkardılar. Rusya Dışişleri bu adımı Arktik’in sorumlu bir şekilde yönetilmesine kolektif yaklaşımları aşındırmaya götürecek yıkıcı ve politize bir adım olarak değerlendirdi. Konsey, iklim ve çevre araştırmalarındaki ilerlemeyi frenledi. Son iki yıldır bu uluslararası örgütün başkanlığını yürüten Rusya 11 Mayıs’ta Arktik Konsey’in 13’üncü oturumunda bu fonksiyonu Norveç’e bıraktı. Açık ki ülkemiz olmaksızın Arktik Konsey’in varlığı bütün anlamını kaybedecektir.

Çok Okunanlar

Exit mobile version