The Japan Times gazetesinde, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen’in bir hafta önce Pekin’e karşı en sert ifadeleri kullandığı, bir hafta sonra ise Çin’i ziyaret ettiği ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Çin ziyaretinde ABD’den bağımsızlaşmayı ve Avrupa özerkliğini vurguladığı hatırlatılarak, “Avrupa’daki tutarsızlık endişe verici” yorumu yapılıyor.
Yazıya göre, Avrupa içi farklılıklar, dünyayı, “ABD’nin Çin’e yönelik katı çizgisine inandırıcı bir alternatiften mahrum ediyor”. Bu durumun, Japonya için de “rahatsız edici” olduğu vurgulanıyor.
Ancak diğer yandan, hem Çin konusunda net olan hem de Çin’le angajman ihtiyacını kabul eden bir Avrupa pozisyonunun, Amerika Birleşik Devletleri’nde hakim olan Çin’den ayrılmayı savunan dar görüşlü fikir birliğine karşı önemli bir ağırlık sağlayacağı belirtiliyor.
Yazıya göre, Çin’e karşı tutarlı bir politikaya sahip birleşik bir Avrupa, bu küresel düzen anlayışında ABD’nin aşırılığına gitmeden Çin’i dengeleyebilir.
ABD’nin katı politikasına karşı alternatif
Avrupa’nın tek başına Çin’i kontrol edemeyeceği kabul edilse de, yaklaşımının Japonya’nınkine benzediği ve Tokyo ve Avrupa’nın birlikte ABD’nin “ya hep ya hiç” politikasına alternatif sunabileceği ifade ediliyor. Üstelik bunun, ABD’de hakim olan sert çizginden rahatsız olanlar için davetkar ve de güvenilir bir seçenek olacağı vurgulanıyor.
Avrupa’nın her ne kadar Hint-Pasifik güvenliği konularında ABD’nin yerini alamayacağı belirtilse de, bununla birlikte, dünyanın süper güçlerinden biri (Çin) ile yapıcı bir şekilde ilişki kurmak için bir çerçeve oluşturmanın da aynı derecede hayati olduğu söyleniyor.
Yazının ana fikri, Brüksel’in bunu tek başına yapamayacağı, ancak Tokyo ve diğer benzer düşünen ülkelerle çalışarak başarılı olabileceği yönünde.
ABD’nin müttefiklerine ve ortaklarına karşı daha esnek bir yaklaşım benimsemesi ve onlara -aynı hedefler doğrultusunda çalıştıkları sürece- uygun gördükleri şekilde manevra yapmaları için alan sağlaması gerektiği belirtilen yazıda, Japonya’nın bu bağlamda Avrupa ile işbirliğini güçlendirmesinin ve Brüksel ile imzalanan Stratejik Ortaklık Anlaşması, Ekonomik Ortaklık Anlaşması ve Sürdürülebilir Bağlantı ve Kaliteli Altyapı Ortaklığı’nın önemi vurgulanıyor.