Diplomasi
Avrupa, Japonya’nın ABD dışında silah tedarikine yönelmesinden memnun

Avrupa kökenli savunma şirketleri, Japonya’nın ABD Başkanı Donald Trump’ın seçilmesinden bu yana, Amerikan olmayan askeri teçhizat tedarikçilerine kapılarını hızla açtığını belirtiyor.
Financial Times’ın (FT) haberine göre Tokyo’nun geleneksel savunma ortağı dışındaki tedarikçilere yönelme eğiliminin artması, bu ay Tokyo yakınlarındaki Makuhari’de düzenlenen Japonya’nın en büyük savunma sektörü fuarında odak noktası oldu.
Bu gelişme, Trump’ın ortak savunma konusunda Washington’un taahhüdünü sorgulayarak ABD’nin dünya çapındaki müttefiklerini tedirgin etmesinin ardından geldi.
Üç gün süren Uluslararası Savunma ve Güvenlik Ekipmanları Fuarına (DSEI) katılan şirket temsilcileri, Japon siyasetçilerin ve yetkililerin, ulusal savunma harcamalarını önemli ölçüde artırma planları ile desteklenen, ABD dışındaki şirketlerle anlaşmalara artık daha açık olduklarını açıkça belirttiklerini söyledi.
İsveçli Saab’ın Japonya ülke müdürü Lars Eriksson, “Geçmişte bu alan ABD’nin hakimiyetindeydi. Fakat son zamanlarda diğer ülkelerin de pastadan daha büyük pay alması için kapılar açıldı,” dedi.
İngiliz sensör ve bilgi savunma grubu Roke’un genel müdürü Paul MacGregor da Japonya’da bir değişim olduğunu ve Japon yetkililer arasında “Amerikan malı olmadığı sürece her şeyi seviyoruz” yönünde bir eğilim olduğunu belirtti.
İngiltere’de borsaya kayıtlı Chemring’in sahibi olduğu Roke, geçen yıl ilk kez Japonya’nın Öz Savunma Kuvvetlerine elektronik savaş sistemleri tedarik etti ve yerel ticaret şirketi Kaigai ile ilişkilerini genişleterek önümüzdeki beş yıl içinde Japonya pazarında 100 milyon sterlin gelir elde etmeyi umuyor.
İngiliz, İtalyan, İskandinav, İsrail ve Alman savunma üreticileri, MacGregor’un coşkusuna katılarak, Ukrayna savaşının ardından iç silah pazarının tamamen değiştiğini söyledi.
Savaş, Tokyo’nun “jeopolitik belirsizliklere” ilişkin farkındalığını artırdı ve politika yapıcıları, giderek güçlenen ve iddialı bir Çin’in stratejik tehdidi olarak gördükleri duruma karşı daha fazla önlem almaya ikna etti.
2023 yılında Japonya, 1960’lardan beri uyguladığı GSYİH’nin yaklaşık %1’i olan savunma harcamaları sınırını 2027 yılına kadar %2’ye çıkarmayı planladığını duyurdu.
Ticari manzaranın değiştiğinin bir işareti olarak, 33 ülkeden 471 şirket DSEI ticaret fuarına katıldı. Bu sayı, 2023’teki önceki etkinliğe göre yüzde 60’tan fazla artış demek. Bunların 128’i Avrupa’dan geldi ve bu, şimdiye kadarki en büyük katılım.
İngiliz zırhlı araç üreticisi NMS UK’in iş direktörü James de St John-Pryce, “Japonya, şimdiye kadar çok daha ABD merkezli bir yaklaşım sergilerken, Birleşik Krallık, Avrupa ve daha geniş uluslararası müttefiklerinin tekliflerine çok daha açık görünüyor. ABD’den gelen karışık mesajların ortasında, Birleşik Krallık ve Japonya arasındaki karşılıklı işbirliği çok daha anlamlı hale geldi,” diye konuştu.
Avustralyalı insansız deniz aracı tedarikçisi Ocius’un CEO’su Robert Dane, şirketinin Japonya donanmasına tedarik konusunda yürüttüğü görüşmelerin “yıldırım hızıyla” ilerlemesinin geçen ekim ayından bu yana beklentileri altüst ettiğini söyledi.
Dane, “Bunun altı yıl sürmesi ve sake içilmesi gerekeceği söylenmişti,” dedi.
Başbakan Shigeru Ishiba, Perşembe günü fuarda yaptığı konuşmada, Japonya’nın füze, insansız hava aracı ve savaş uçağı üreticileriyle daha derin ortaklıklara açılma eğilimini vurguladı.
Ishiba, “Japonya’nın ve daha geniş bölgenin barış ve istikrarını sağlamak için savunma teçhizatının transferi, ortak geliştirilmesi ve üretimi alanlarında işbirliğini teşvik etmek son derece önemlidir,” dedi.
Japonya’nın en önemli askeri işbirliği, Birleşik Krallık ve İtalya ile birlikte yürütülen ve milyarlarca dolarlık bir savaş uçağı projesi olan Global Combat Air Programme (Küresel Hava Muharebe Programı – GCAP) programı. Bu programın açık hedefi, ABD’nin gizli tuttuğu askeri teknolojilere alternatif olacak en son teknoloji ürünler bulmak.
Savaş uçağına aviyonik sistemler tedarik edecek dört şirketten biri olan Leonardo UK’nin Future Combat Air direktörü Andrew Howard, “GCAP programının özü, her bir ülkenin hareket özgürlüğü ve değişiklik yapma özgürlüğü. Üç ülkenin her birinde önemli egemenlik yeteneklerini korumak arzusu… ABD’nin davranışlarına ilişkin endişelerle daha da güçleniyor,” diye ekledi.
Trump yönetimi, Asya müttefiklerinin kendisine olan bağlılığı konusunda endişelerini gidermeye çalışıyor. Mart ayı sonunda Japonya’yı ziyaret eden ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Japonya’yı “örnek müttefik” olarak övdü ve Washington ile Tokyo’nun bir “savaş karargahı” kurmaya başladığını söyledi.
Hegseth, “Amerika Önce”nin “Amerika tek başına” anlamına gelmediğini belirtti.
Bu kapsamda savunma fuarına katılanlar, Avrupa ile tedarik ve ortak geliştirme faaliyetleri önemli ölçüde artsa bile, ABD’nin Japonya’nın başlıca savunma ortağı ve tedarikçisi olmaya devam edeceği konusunda hemfikir.