Avrupa Merkez Bankası (AMB), faiz oranlarının düşürülüp düşürülmeyeceğine karar vermek için en son iktisadi verileri kullanmaya odaklanmayı bir kenara bırakarak, enflasyonist dönemi kontrol altına almak için kullanılan temel stratejilerden birini sonlandırmaya hazırlanıyor.
AMB’nin baş iktisatçısı Philip Lane, Financial Times’ın “Soumaya Keynes’le Ekonomi Programı”na verdiği demeçte, merkez bankası enflasyonun orta vadeli hedefi olan yüzde 2’ye ulaşacağından emin olduktan sonra, gelecekte bir noktada para politikası kararlarının “geriye dönük olmaktan ziyade yaklaşan riskler tarafından yönlendirilmesi” gerektiğini söyledi.
Enflasyondaki yüksek artıştan önce, AMB ve diğer büyük merkez bankaları faiz oranlarına karar verirken enflasyonun iki yıl sonra nerede olacağına dair tahminlerine büyük ağırlık veriyordu. Fakat enerji piyasalarında tedarik zincirindeki aksaklıklar ve Ukrayna’daki savaşın etkisiyle ortaya çıkan fiyat artışlarının kalıcı olacağını görememeleri, faiz belirleyicilerinin güvenilirliklerini korumakta zorlanmalarına neden oldu.
On yıllardır ilk kez yüksek enflasyonla karşılaşmaları, Frankfurt ve diğer ülkelerdeki merkez bankacılarının tahminlerinden çok aylık enflasyon ve anket verileri ile üç aylık GSYİH rakamlarına odaklanmalarına yol açtı.
Avro bölgesinde enflasyon Ekim 2022’deki yüzde 10,6’lık zirve noktasından kasım ayı itibariyle yüzde 2,3’e keskin bir düşüş gösterirken, kısa vadeli veriler merkez bankasının enflasyonun iki ya da üç yıl sonra nerede olacağına dair projeksiyonlarından daha fazla ağırlık taşımaya devam ediyor.
Lane podcast’te enflasyonun AMB’nin hedefi olan yüzde 2’ye yaklaşmış olmasına rağmen, “gidilecek biraz mesafe olduğunu” vurguladı. Lane, hizmet enflasyonunun daha da düşmesi gerektiğini söyledi.
Lane, “Dezenflasyon süreci [tamamlandığında], para politikasının esasen ileriye dönük olması ve daha az veya daha fazla enflasyon baskısına yol açabilecek yeni şokların neler olabileceği konusunda ufku taraması gerektiğini düşünüyorum,” dedi.
