GÖRÜŞ

Bangladeş’te Hasina’nın devrilmesi Hindistan için ‘mahallesinde’ yeni bir test demek

Yayınlanma

Bangladeş’te 2009’dan bu yana aralıksız olarak görevde olan Sheikh Hasina, ülkenin ulusal rezervasyon politikası ile ilgili kitlesel protestoların ardından başbakanlıktan istifa etti. Bu politika kapsamında, Bangladeş’in bağımsızlığını sağlayan 1971 savaş gazilerinin torunları için rezervasyonlar tanındı. Ancak bu kota, Awami Birliği taraftarlarını haksız yere ödüllendirdiklerini düşünen Bangladeşli öğrenciler arasında pek rağbet görmedi. Üstüne protestolar Sheikh Hasina hükümeti tarafından kötü bir şekilde yönetildi. Awami Birliği partisinin ve güvenlik güçlerinin birimleri sert bir şekilde karşılık verdi. Hasina ayrıca protestoları bastırmak için internet hizmetlerini de askıya aldı. Bu, Hasina hükümetine karşı halkın öfkesini daha da körükledi. Ki zaten işsizliğin yüksek ve ekonominin zor durumda olduğu Bangladeş’te Hasina ile ilgili mutsuzluk son birkaç yıldır artıyordu. Ülkedeki büyük bir çoğunluk tarafından paylaşılan genel bir kanı olarak Hasina otoriter olarak görülüyor ve partisinin 2024 seçimlerine hile karıştırdığına inanılıyordu. Bütün bunlar Hasina’ya yönelik öfke patlamasını beraberinde getirdi, protestolar büyüdükçe hükümet sert tepki gösterdi ki protestolarda güvenlik güçleri tarafından 100’den fazla kişi öldürüldü, ancak hükümetinin artık halkın öfkesi karşısında ayakta kalamayacağı da açık bir hal aldı.

Sonucunda Hasina istifa etti ve Bangladeş Ordusu geçici hükümet kurma görevi ile baş başa kaldı. Kaynaklar istifa eden Hasina’nın Bangladeş’ten ayrılarak Hindistan’a gittiğini ve belki oradan da Londra’ya gidebileceğini söylüyor. Sheikh Hasina’nın Bangladeş’te düşmesi Hindistan için büyük bir kaygı kaynağı. Hindistan Asya’daki en iyi dostunu kaybetti. Hasina’nın beklenmedik ani çöküşü Hindistan için büyük bir baş ağrısı çünkü Hindistan’ın Bangladeş ile ikili ilişkilerinde altın çağın da sonu anlamına geliyor. Hasina’nın Hindistan’ın en yakın jeopolitik ortağı olduğu iyi biliniyor. Ekonomiden terörle mücadeleye kadar Hasina, Hindistan ile çalışma konusunda pek rahattı ki diğer Bangladeşli liderlerin pek azı bu konuda böyle rahat davranıyordu. Öyle ki Hasina, başka hiçbir Bangladeşli liderin yapmaya istekli veya yetenekli olmadığı şeyi yaptı: Hindistan karşıtı isyancılar için güvenli limanları sonlandırdı, teröristleri iade etti ve kara sınırı anlaşmasını sonuçlandırdı. Çin ve diğer ülkeler ile tehlikeli bir denge oyununa girerken Hasina, Delhi’nin kırmızı çizgilerini aşmamaya her zaman dikkat etti.

Hindistan da Hasina’ya çok güveniyordu. Hasina’nın Awami Birliği genel olarak Hindistan yanlısı kabul ediliyor. İki ülkenin toprak ve su paylaşımı konusundaki çekişmeli sorunlarını Delhi Hasina hükümeti ile çözebildi. Ve Hindistan Hasina’ya büyük yatırım yaptı. İki ülke ekonomik bağlantı ve ilerleme için demiryolu, karayolu ve enerjiden oluşan iddialı bağlantı projeleri üzerinde çalışıyor. Hasina ile ilerleyen iki ülke ilişkilerinde Delhi için en önemli çıktı, ticaret ve yatırımlarda rekor bir patlamaya ve Hindistan’ın sıkıntılı Kuzeydoğu bölgesine demiryolu, karayolu ve su yolları aracılığı ile uzun zamandır aradığı geçiş haklarının uygulanmasına yol açan ekonomik cephedeydi. Hasina’nın 2024’teki siyasi sorunları sürecinde Hindistan, Hasina yanlısı olarak görüldü. Amerika’yı demokrasi ve insan hakları kaygıları nedeni ile Hasina hükümeti üzerinde kurduğu baskıyı azaltmaya zorladı. Artan otoriterliğine karşın Hindistan Hasina’ya çok az baskı uyguladı.

Hindistan en yakın ortağını kaybetmenin yanı sıra yerine kimin geleceği konusunda da kaygı duyuyor. Ülkenin diğer en güçlü partisi ise Bangladeş Milliyetçi Partisi. Yani Hindistan’ın geçmişte sorunlu bir ilişkisi olan bir parti. Bangladeş Milliyetçi Partisi, Hindistan’ın kuzeydoğu devletlerinden Assam’da faaliyet gösteren silahlı ayrılıkçı örgüt Asom Birleşik Kurtuluş Cephesi gibi militan grupların izini sürmeyi reddettiği için Hindistan’ın güvenliğine faydasız görülüyordu. Aynı zamanda Pakistan ve Çin ile daha yakın ilişkilere güvendiği düşünülüyor. Ayrıca geçmişte Hindistan’ın karşı çıktığı İslamcı gruplar ile de ittifak kurmuştu. Yani Bangladeş Milliyetçi Partisi iktidara gelirse Hindistan’ın birçok iddialı ekonomik projesinin durma noktasına gelebileceğine dair bir kaygı var. Ki Hindistan’a olan tarihsel güvensizliği göz önüne alınırsa Çin’e de yönelebilir. Ve Hindistan’ın Hasina’yı desteklemesi, ülkedeki muhalefet arasında ona bırakın popülerlik kazandırmayı, bir miktar öfke dahi biriktirdi. Dahası, Maldivler’deki Mohamed Muizzu, Nepal’deki KP Sharma Oli ve Sri Lanka’daki Rajapaksa gibi liderlerin aksine Bangladeş’te Hasina “Hindistan dışarı” kampanyasına güçlü, istikrarlı ve sadık bir direniş gösteren bir liderdi. Ordunun artık kontrolü elinde tutması ile Hindistan durumun nasıl gelişeceğini kaygı içinde bekliyor ve izliyor. Daha kaygı verici olanı ise protestolara öncülük eden öğrenci gruplarının askeri yönetimi reddetmesi nedeni ile Bangladeş’te bir istikrarsızlık döneminin yaşanabileceği gerçeğinin çok olası olması…

Hindistan Hasina Bağları

Hindistan’ın Hasina ile bağlarının kökleri derin. Hindistan’ın 1971 savaşındaki Bangladeş’in kurulmasına yol açan rolü iyi biliniyor. Sheikh Hasina’nın babası ve Bangladeş’in ilk Cumhurbaşkanı Sheikh Mujib, Hindistan’ın yardımı ile Bangladeş’i 1971’de bağımsızlığa kavuşturdu ve açık bir Hindistan yanlısı duruş sergiledi. Awami Birliği ülkeyi 1975’e kadar yönetti. 1975’teki darbede kendisi ve ailesinin büyük kısmı öldürüldükten sonra genç Sheikh Hasina’ya Delhi’de sığınma hakkı verildi ve 1981’de Bangladeş’e geri dönüşüne dek Hindistan’da ağırlandı. Hindistan’ın Hasina desteği yalnızca bu kadar da değildi. Hindistan 2009’da Hasina’yı korumak için neredeyse Bangladeş’i işgal dahi etme noktasına gelmişti. O yıl Bangladeş yalnızca gerginliğin hüküm sürdüğü bir yerdi. Yıllar süren askeri yönetimin ardından demokratik seçimler eski Başbakan Hasina’yı yeniden iktidara getirdi ancak hem ülke hem de Bangladeş’in güçlü ordusu üzerindeki hakimiyeti zayıftı. Hasina hükümetinin iktidara gelmesinden yalnızca birkaç ay sonra, Şubat 2009’da Bangladeş’te şiddetli bir isyan patlak verdi. Ülkenin sınırlarını korumaktan sorumlu paramiliter bir güç olan Bangladeş Tüfekleri’nin yüzlerce personeli, başkent Dakka’nın kalbinde subaylarına karşı isyan düzenledi. İsyanın nedenleri karmaşıktı: Kimileri maaş ve terfilerden kaynaklanan mutsuzluğu, kimileri de Bangladeş Tüfekleri’ndeki unsurların Hasina hükümetini istikrarsızlaştırmaya hevesli olan Pakistan yanlısı İslamcı gruplar ile yakından ilişkili olduğunu ileri sürdü. Kısa sürede yayılan isyan Bangladeş’i şok etti. 2000’den fazla Bangladeş Tüfekleri askeri Dakka’daki Bangladeş Tüfekleri karargahını ele geçirdi. Onlarca üst düzey ordu komutanını ve ailelerini katlettiler. 100’den fazla kişiyi rehin aldılar. Böylesi bir güvenlik krizinde kendi Savunma Bakanlığına güvenemeyen Hasina Hindistan’a yöneldi. Ne de olsa Hasina ve ailesinin Hindistan ile yakın bağları vardı ve zaten belki de bir anlamda bu yüzden Bangladeş’te saldırıya uğradığı düşünülüyordu.

Hindistan hem Hasina’nın kalmasını ve başbakan olarak başarılı olmasını istiyordu ki darbe ile devrilmesi durumunda bunun Pakistan yanlısı grupları güçlendireceğinden kaygı duyuluyordu hem de Hasina’nın siyasi muhaliflerinin sınır ötesi teröre ve Hindu azınlıklara yönelik saldırılara göz yumacağından kaygı duyuluyordu. Ayrıca o dönem hem mayıs ayında Hindistan’ı bekleyen genel seçimler vardı hem de Sri Lanka’daki iç savaş da son dönemeçte idi. Hint politikacılar Bangladeş’te Hasina’nın devrilmesini göze alamadı. Hasina hükümetine arka çıkmak için Hindistan, Batı Bengal’in Kalaikunda Hava Kuvvetleri İstasyonu’nda toplanan 1000’den fazla paraşütçünün oluşturduğu müfrezeler başta olmak üzere birçok üste birlikler hazırladı. Hint birlikleri Bangladeş’e girmeye hazırdı: Bangladeş’e müdahale emri gelmesi halinde birliklerin önemli havalimanlarını ve sonrasında Başbakan’ın Dakka’daki konutunun kontrolünü ele geçirmesi bekleniyordu ki beklenen müdahale emri hiç gelmedi. Bunun yerine Hindistan, Bangladeş Ordusu’nu hizaya getirmek için güç tehdidini kullanmayı seçti. Delhi, Ordu’nun isyancılara karşı güç kullanmasını ve daha fazla istikrarsızlığa neden olmasını istemiyordu. Bangladeş Ordu Komutanı daha sonra krizi siyasi olarak ele almak için Sheikh Hasina’nın emirlerini yerine getirdi. Hasina daha sonra devreye girebildi ve Ordu’nun isyanı bastırmak için tanklar göndermesi ile isyan sona erdi. Yüzlerce Bangladeş Tüfekleri askeri tutuklandı ve yargılandı. Bangladeş Tüfekleri daha sonra Hasina hükümeti tarafından dağıtıldı ve kriz tamamen son buldu. Hem hayatta kalmayı hem de büyük bir ulusal kriz ile başa çıkmayı bir şekilde başarabilmiş olan Hasina’nın siyasi popülaritesi arttı, Bangladeş askeri yönetimden uzaklaştı ve istikrara kavuştu. Hindistan ise kendi mahallesinde bir darbe durumu ile yüzleşmekten kurtulmuş oldu.

Bundan Sonra Ne Olacak?

Hindistan’ın en güvenilir bölgesel ortağı olarak gördüğü Bangladeş’te, üstelik Başbakan Modi’nin büyüyen Çin etkisine karşı koymaya çalıştığı bir zamanda, Hasina’yı sonuna kadar destekleme kararı Delhi için riskli bir bahis. Her şeyden önce insan hakları sicili kuşkulu ve izole edilmiş bir rejimi destekleme geçmişi ile yüzleşmek zorunda kalabilir. Dakka düşerken Delhi sessizdi. Belki Bangladeş’in değişen siyasi manzarasının kaçınılmaz olduğunu gördü, belki de mahallesinde her şeyi kontrol edemeyeceğinin artık farkında. Bangladeş’teki durum, Hasina hükümetinin devrilmesi, Delhi’nin bir başarısızlığı olmadığı gibi Delhi’nin bir kontrol/yönetim sağlayabileceği bir durum da değil. Bu kez burada daha çok bir halkın gücü/iradesi söz konusu. Belki de Hindistan’ın bölgesel bir süper güç olduğu ve mahallesindeki küçük komşularının iç politikalarını şekillendirebileceği fikrine dayanan Hindistan merkezli bakış açısının cazip olmakla birlikte dar görüşlü olduğunun sessizce bir kabulü. Ancak Hindistan’ın, Güney Asya’nın baskın ülkesi olduğu gerçeğini söylemek gerek. Bununla birlikte, bölgedeki yüksek istikrarsızlık, yerel faktörler ve seçimler ve ayrıca küresel bağlam ve ayrıca da çağın dinamik ve hırslı gençliği/nüfusu altında bölge siyasi ve ekonomik geçişler yaşıyor. Bununla beraber ayrıca Hindistan’ın kadim ve ezeli ebedi sadık dostu Bhutan ile dahi Çin gölgesinde nüfuz yarışına girmek zorunda olduğu gerçeğini de buraya iliştirmezsem olmaz.

E Hasina artık gittiğine göre Hindistan için yeni senaryolar üretme zamanı da gelmiş demektir. Komşu ülkelerdeki siyasi krizler ile başa çıkma konusundaki uzun geçmişine bakılırsa Delhi kendisi için can sıkıcı ama çok fazla baş ağrısı yaratmayabilecek bir yol haritası çıkaracaktır. Evet, şu an Hasina Hindistan hükümeti tarafından Delhi’de ağırlanıyor, ancak “ilerleme kaydeden ve ilerlemekte olan iki ülke ilişkilerini sürdürme isteğini” en azından sembolik olarak göstermek için belki de önce Hasina’dan uzaklaşması gerekiyor gibi… Ki her şeyden önce Hasina Bangladeş için Hindistan bağlamında bir “yabancı el” algısı demek. Burada Bangladeş Milliyetçi Partisi yürütme kurulu üyesi Tabith Awal’ın şu ifadelerine yer vereyim: “Bangladeş Milliyetçi Partisi her zaman Hindistan’ı önemli bir bölgesel kalkınma ortağı olarak görüyor. Yalnızca Hindistan hükümetinin bir kişiye yani Sheikh Hasina’ya güvenmeyi bırakıp Bangladeş halkı ile doğrudan çalışmasını umuyoruz.” Ve yine ayrıca Bangladeş’te Hasina’nın resimden çıkması ile Hindistan’ın, Afganistan’ın Taliban rejimine erişiminde görüldüğü gibi düşmanları dosta dönüştürme konusundaki geleneği belki de Bangladeş Milliyetçi Partisi gibi Bangladeş’teki alternatif güç merkezleri ile imkansız olmasa da zorlu bir testten geçecek. Son olarak Hasina’nın artık oyundan çıkması ile Hindistan’ın bir zamanlar sürtüşme yaşadığı başta Amerika olmak üzere Batı ile artık bir politika uyumu yakalaması da beklenebilir ki odakları aynı: Bangladeş’te Çin’in etkisini sınırlamak…

Çok Okunanlar

Exit mobile version