Gürcistan’daki parlamento seçimlerini Gürcü Rüyası partisi kazandı, ancak muhalefet seçim sonuçlarına hile karıştığını öne sürerek protestolar düzenledi. Batılı ülkeler seçim sürecindeki usulsüzlükleri dile getirseler de sonuçları genel olarak kabul ettiler.
Gürcistan’ın Batı yanlısı muhalefeti, parlamento seçimlerinin “hileli” sonuçlarına karşı protestolar düzenlese de Batı dünyası genel olarak sonuçları kabul etti.
Seçimleri, Rusya ile yapıcı ilişkiler kurmayı vaat eden Gürcü Rüyası partisi kazandı. Oyların yüzde 54’ünü alan parti, parlamentodaki 150 sandalyeden 89’unu kazanarak çoğunluğu elinde tuttu.
Gürcistan Cumhurbaşkanı ve muhalefet koalisyonu lideri Salome Zurabişvili, sonuçların “Rusya’nın gelişi ve Gürcistan’ın boyun eğmesi” anlamına geldiğini söyledi. Dört ana muhalefet partisinin toplam oy oranı yüzde 37’de kaldı.
İngiliz anket şirketi Savanta ve ABD merkezli Edison Research, seçim öncesinde yaptıkları anketlerde Gürcü Rüyası’nın yenilgiye uğradığını öngörmüş ve muhalefetin kazandığını iddia etmişti.
Bu öngörüler, Gorby Uluslararası Kamuoyu ve İş Araştırmaları Merkezi’nin anketleriyle çelişiyordu. Batı ile yakınlaşmayı savunan Değişim Koalisyonu ve Birleşik Ulusal Hareket, seçimlerden sonra görevlerinden çekildiklerini açıkladı. Bu iki muhalefet partisi, oyların toplamda yüzde 21’ini aldı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, seçimlerin güvenilir olmadığını söylerken, eski İngiltere Başbakanı Boris Johnson seçimlerin Rusya tarafından “çalındığını” ifade etti. AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı), AKPM (Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi) ve NATO gözlemcileri, seçim sürecinde usulsüzlüklerin yaşandığını kabul etmekle birlikte, seçim sonuçlarını toptan reddetmekten kaçındı.
The Guardian’dan Peter Sauer, seçim sonuçlarının Batı yanlısı dört bloklu muhalefet koalisyonunun umutlarını baltaladığını ve ülkenin AB ile entegrasyon çabalarına darbe vurduğunu savundu:
“Gürcistan son otuz yıldır Batı yanlısı güçlü beklentiler içindeydi ve anketler nüfusunun yüzde 80’inin AB üyeliğini desteklediğini gösteriyordu. Ancak son yıllarda hükümet Rusya lehine Batı’dan giderek uzaklaştı ve Ukrayna’yı işgali nedeniyle Moskova’yı kınamakta isteksiz davrandı. Muhalefetin önümüzdeki günlerde yeterli desteği seferber edip edemeyeceği belirsizliğini koruyor. Geçtiğimiz bahar on binlerce kişi Tiflis sokaklarına dökülerek, eleştirmenlerin ülkedeki medya ve STK’ları baskı altına almak için tasarlandığını söylediği tartışmalı yabancı acenta yasa tasarısını protesto etti. Bu protestolar polis baskısı ve bir dizi tutuklamanın ardından yavaş yavaş sona erdi.”
Wall Street Journal’dan Gheorghi Kantchev ise Moskova’nın Batı ile entegrasyon arayışındaki eski Sovyet ülkelerinde etkisini artırma çabasına dikkat çekti.Kantchev’e göre, bu durum Rusya’nın bu ülkeleri “vassal devletler “olarak görme anlayışını pekiştiriyor ve Batı ile işbirliğini caydırmayı amaçlıyor:
“ABD’nin eski NATO Daimî Temsilcisi ve Washington’daki Avrupa Politikaları Analiz Merkezi’nde Seçkin Araştırmacı olan Kurt Volker, ‘İktidar partisi tarafından atılan tüm son adımlar Rusya’nın politikalarını destekliyor ve Gürcistan halkının isteklerine rağmen ülkeyi Avrupa’dan uzaklaştırıyor’ dedi. Durum muhtemelen daha da kötüye gidecek, çok daha kötüye.”
CNN’den Christian Edwards, Gürcü Rüyası’nın seçim kampanyasında ülkenin Ukrayna’ya müdahil olmamasını savunduğunu bildirdi:
“Gürcü Rütyası, Gürcistan’ın Ukrayna’ya müdahale etmemesi için kampanya yürüttü. Oylamadan önce reklam panolarında müreffeh Gürcistan ve harap olmuş Ukrayna şehirleri resmedildi. Avrupa Politika Analiz Merkezi’nde araştırmacı olan Ketevan Chachava, ‘korku’ uyandırmayı amaçlayan mesajın özellikle kırsal yerelde etkili olduğunu söyledi. Chachava, ‘Gürcü Rüyası yerelde kazandı ve büyük şehirlerde kaybetti’ dedi.”
Bloomberg’e göre, Gürcistan Cumhurbaşkanı Zurabişvili’nin seçim sonuçlarına yönelik eleştirileri sembolik kaldı, zira cumhurbaşkanının iç politikada yetkisi bulunmuyor:
“[Gürcü Rüyası lideri Bidzina] İvanişvili, Batı’daki ‘küresel savaş partisinin’ hükümeti devirmek ve Gürcistan’ı Rusya ile çatışmaya itmek için planlar yaptığını söyledi. Kısa süreli AGİT Gözlemci Misyonu Başkanı Pascal Allizar, ‘Mali kaynakların dağılımındaki dengesizlik, bölücü kampanya atmosferi ve son yasal değişiklikler seçim süreci boyunca ciddi endişelere yol açtı’ ifadelerini kullandı.
Aynı zamanda, seçmenlere ‘geniş bir seçenek yelpazesi sunuldu’ ve AGİT, AKPM ve NATO Parlamenter Asamblesi de dahil olmak üzere çeşitli kuruluşlar tarafından yapılan ortak açıklamaya göre, ‘yasal çerçeve demokratik seçimlerin yürütülmesi için yeterli görüldü’.
Brüksel merkezli Uluslararası Kriz Grubu’ndan Olga Oliker, ‘Usulsüzlük iddialarına rağmen, Gürcü Rüyası’nın Avrupa entegrasyonu nedeniyle savaş ve Gürcü kimliğinin kaybı korkularına oynama girişimlerinin birçok seçmende yankı bulduğu görülüyor’ değerlendirmesini yaptı.”
Reuters muhabirleri Felix Light ve Lucy Papachristou, seçimlerin AB’nin eski Sovyet ülkelerine yönelik genişleme arzusunu zora soktuğunu ifade etti:
“Gürcistan uzun zamandır Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra ortaya çıkan en Batı yanlısı ülkelerden biriydi ve anketler pek çok Gürcünün, Gürcistan’ın iki ayrılıkçı bölgesine verdiği destek nedeniyle Rusya’dan hoşlanmadığını gösterdi. Rusya, 2008 yılında Gürcistan’ı Güney Osetya bölgesi üzerindeki kısa bir savaşta mağlup etti. Yerel basında çıkan haberlere göre Gürcistan Başbakanı Irakli Kobahidze muhalefeti ‘anayasal düzeni sarsmaya’ çalışmakla suçladı. Kobahidze, hükümetinin Avrupa entegrasyonuna bağlılığını sürdürdüğünü söyledi.”