Bizi Takip Edin

RUSYA

Batılı ülkelerden ürün ithalatının yasaklanması Rusya ekonomisinde büyümeyi beraberinde getirdi

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2014 yılında Batılı ülkelerden tarım ürünleri ithalatına getirilen gıda ambargosunu 2026 yılı sonuna kadar uzattı.

Bu kısıtlamalar 10 yıl boyunca sadece Rusya’nın tarımsal sanayiini ihracata yönelik hale getirmeyi ve ülkenin gıda güvenliği için mekanizmalar oluşturmayı değil, aynı zamanda Batı’nın 2022’de uygulamaya koyduğu benzeri görülmemiş yaptırımlar rejiminin nispeten sancısız atlatılmasını da sağladı.

İzvestiya gazetesi, ambargonun etkilerini değerlendirdi.

Ambargo neler getirdi?

6 Ağustos 2014 tarihinde, Kırım’ın Rusya ile birleşmesine tepki olarak yaptırım uygulayan ülkelerden tarım ürünleri ithalatının yasaklanmasına ilişkin bir devlet başkanı kararnamesi yayımlandı. İlk aşamada Avrupa Birliği, ABD, Avustralya, Kanada ve Norveç’ten, bir yıl sonra İzlanda, Lihtenştayn, Arnavutluk ve Karadağ’dan, 2016 yılında ise Ukrayna’dan gelen ürünlere ambargo uygulandı. İthalat yasağı sığır eti, domuz eti, kümes hayvanları, balık, deniz ürünleri, peynir, süt, meyve, sebze ve hükümet tarafından belirlenen diğer ürünleri kapsıyor. Tam liste düzenli olarak gözden geçiriliyor. Ambargo da düzenli olarak uzatılıyor.

Uzmanlar, gıda ambargosunun yerli tarımsal sanayinin gelişmesine yol açtığı konusunda hemfikir. Rus üreticilerin elde ettiği rekabet avantajları sayesinde ithal ikamesi süreci başlatıldı. Sonuç olarak, 2014’ten 2023’e kadar tarımdaki üretim artışı toplamda yüzde 33,2 ve özellikle gıda ürünlerinde yüzde 42,9 oldu. Tahıl, meyve ve sebze ürünleri, canlı hayvan ve kümes hayvanı eti, süt ve süt ürünleri, balık ve gıda ürünleri üretiminde artış gözlendi.

Peynir üretimi tüketiciler için en belirgin artışı gösterdi ve hacmi neredeyse iki katına çıkarak yılda 801 bin tona ulaştı. Daha önce neredeyse tamamı ithal edilen parmesan ve camembert gibi bir dizi yabancı çeşidin üretiminde sıfırdan ustalaşıldı. Yağ ve katı yağ endüstrisi de büyüme lideri oldu. Bitkisel yağ üretimi 2,5 kat artarak yılda 9,8 milyon tona ulaştı. Ticari balık yetiştiriciliği 2,1 kat artarak 402 bin tona çıktı. Et ürünleri yüzde 84, makarna ürünleri ise neredeyse bir buçuk kat büyüdü.

2020’den bu yana Rus tarım ürünlerinin ihracatı ithalatı aştı, bu da tarımsal kalkınma modelinin ihracat odaklı bir modele dönüştüğünü gösteriyor. 2023 yılında ihracat 43,5 milyar dolara ulaştı (2013’e kıyasla 2,5 kat artış) ve Rus tarımcıların ürünleri 160 ülkeye tedarik edildi. Tarımdaki mevcut durumun, 2030 yılı için belirlenen hedeflerin (gıda üretiminin yüzde 25 ve ihracatın yüzde 50 arttırılması) gerçekleştirilmesi için bir temel oluşturduğuna işaret ediliyor.

2022 yılında Rusya üzerindeki yaptırım baskısı arttı, ancak tarımsal sanayi sektörü ambargodan etkilenmedi. Büyük ölçüde 2014’te uygulanan kısıtlamalar nedeniyle Batı’nın elinde gıda ithalatını sınırlamak gibi potansiyel olarak tehlikeli bir baskı aracı yoktu, Rusya o zamana kadar gıda egemenliğini çoktan sağlamıştı. Aynı zamanda, planlandığı alanlarda ithal ikamesi hızlanmaya başladı.

Ambargonun sonuçları

Tarımda ithal ikamesi, ekonominin diğer sektörlerine dolaylı bir ivme kazandırdı. Yerli ürünlere olan talep; makine yapımı ve özel makine üretimi, biyoteknoloji, ıslah ve genetik geliştirme, veteriner ilaçları üretimi ve inşaat alanlarında büyümeye yol açtı. Ayrıca, istihdam artışı ve sektördeki personel talebi tarım bilimi ve eğitimini yeniden canlandırdı.

Tarımsal sanayi sektöründeki bazı aktörler, daha önce tarımı yatırım yapmak için çok riskli olarak görenlerin büyük yatırımlarını çekerek, hesaplanabilir yatırım getirisi ve gelişme beklentileri olan büyük uluslararası işletmelere dönüştü. Ambargonun 2026 yılına kadar uzatılması, piyasa katılımcılarına korumacı bir sinyal gönderecek ve onları daha güçlü bir şekilde koruyacak.

Batı ürünlerinin ithalatının azaltılması, diğer faktörlerin yanı sıra, dış politikanın yeni önceliklerine uygun olarak Doğu’ya yeniden yönelme nedeniyle Rusya ekonomisi açısından elverişli hale geldi. İthal ikamesi, Çin, Hindistan ve diğer küresel Güney ülkeleriyle ilişki kurulmasını ve bu ülkelerle ticaretin arttırılmasını mümkün kılacak. Tarımsal üreticilerin kârlılığı 2023 sonunda yüzde 18,9’a ulaştı; bu oran aynı dönemde ülke genelinde ekonominin tüm sektörleri için ortalama kârlılıktan 5,4 puan daha yüksek. Toplam gelir, bir önceki yıla göre yüzde 6,6 artışla 6 trilyon ruble oldu.

Tarım Bakanlığı 2024 yılı için 132 milyon ton tahıl hasadı öngörüyor. Bu sonuç, büyük ölçüde 1 milyon hektar mahsulü yok eden hava koşulları nedeniyle 2023’e göre daha düşük olsa da tarihteki en yüksek beş hasat arasında yer alacak.

İthal ikamesinde büyüme potansiyeli hala önemli ve esas olarak hammadde, tohum ve girdilerle ilgili. İkame edilemeyenler ya kışın yetiştirilen salatalık ve domates gibi aşırı pahalı ürünler ya da doğal nedenlerle yetiştirilemeyen muz, mango ve diğer egzotik meyveler. Aynı zamanda ambargo, Rusya’nın bu tür ürünlerin tedarik yönünü değiştirmesine olanak sağladı, artık “dost” pazarlardan tedarik ediliyorlar.

RUSYA

Kremlin: Göçmenlere ihtiyacımız var

Yayınlanma

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın mevcut demografik zorlukları aşabilmesi ve dinamik bir kalkınma süreci yürütebilmesi için yurt dışından gelen işgücüne ihtiyacı olduğunu belirtti.

Peskov, RIA Novosti‘ye verdiği açıklamada, şu ifadeleri kullandı: “Son derece gergin bir demografik durumumuz var. Dünyanın en büyük ülkesi olan Rusya’da yaşıyoruz, ancak nüfusumuz yetersiz. Dinamik bir şekilde gelişebilmek ve tüm planlarımızı hayata geçirebilmek için çalışan ellere ihtiyacımız var. Bu nedenle onlara kucak açıyoruz.”

Sözcü, Rusya’daki kaçak göçmenlerin dini aşırıcılık da dahil olmak üzere çeşitli suçların yayılması için zemin hazırladığını vurgulayarak şu açıklamayı yaptı: “Sorun, göçmenler değil, kaçak göçmenlerdir. Yasal olmayan bir ortamda her türlü suç için ön koşullar ortaya çıkar.”

Rusya’nın göç politikaları, 22 Mart’ta Moskova’daki Crocus City Hall’da meydana gelen ve 145 kişinin öldüğü, 550’den fazla kişinin yaralandığı terör saldırısının ardından sıkılaştırıldı.

Saldırının faillerinin Tacikistan vatandaşı olması, kamuoyunda göçmen karşıtı bir dalgaya yol açtı.

Bu kapsamda kolluk kuvvetleri, 2013’ten bu yana kaçak göçmenlere yönelik en geniş kapsamlı operasyonu başlatarak 68 bölgede baskınlar düzenledi.

Haziran ayında Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma, yabancı vatandaşların haklarını kısıtlayan bir yasayı kabul etti. Yeni düzenlemeler kapsamında, göçmenlerin özel bir sicile kaydedilmesi ve yaşam alanlarını değiştirme, araç kullanma, evlenme ve banka hesabı açma gibi haklarının sınırlandırılması planlandı.

Eylül ayında İçişleri Bakanlığı, 2 milyondan fazla göçmenin Rusya’yı terk ettiğini açıkladı.

Doğum oranları kritik seviyede

Rusya’da düşük doğum oranları, demografik krizin en büyük göstergelerinden biri olarak göze çarpıyor.

Federal İstatistik Kurumu (Rosstat) verilerine göre toplam doğurganlık oranı, kadın başına sadece 1,4 çocuk seviyesinde.

Bu oranı “son derece düşük” olarak nitelendiren Peskov, nüfusun her yıl azaldığına dikkat çekmişti. 2023 yılı sonunda doğan çocuk sayısının 1,264 milyona düşmesi bekleniyor ki bu, 1999’dan bu yana en düşük rakam olacak. Uzmanlara göre, ülkenin doğum oranı 18. yüzyılın sonlarından bu yana rekor seviyede düşük.

Tacikistan, Rusya’yı göçmenlerin haklarını ihlal etmekle suçladı

Okumaya Devam Et

RUSYA

Putin’den füzelere yanıt: Çatışma küresel nitelik kazandı

Yayınlanma

Yazar

Rusya televizyonları yayınlarını keserek ve hiçbir duyuruda bulunmadan Putin’in açıklamasını girdiler. Açıklama televizyon yayınından bir süre sonra Kremlin internet sitesinde de yayınlandı.
Açıklamanın tam çevirisi:

* * *

“Daima bir cevap olacak”

Rusya Federasyonu silahlı kuvvetler personelini, ülkemizin yurttaşlarını, bütün dünyadaki dostlarımızı, keza Rusya’yı stratejik  bozguna uğratma fırsatıyla ilgili hayaller besleyenleri, bugün özel askeri harekat bölgesinde meydana gelen, topraklarımızda batı yapımı uzun menzilli silahlar kullanılmasından sonraki olaylar hakkında bilgilendirmek istiyorum.

Ukrayna’da batı tarafından provoke edilen çatışmayı tırmandırma siyasetine devam eden ABD ve onun NATO’daki müttefikleri daha önce, Rusya Federasyonu topraklarına karşı uzun menzilli yüksek hassasiyetli silah sistemlerini kullanma izni vermediklerini açıklamışlardı. Uzmanlar şunu iyi biliyorlar ve Rusya tarafı da devamlı surette vurguladı: bu silahları üreten ülkelerin askeri uzmanlarının doğrudan dahli olmaksızın benzer silahların kullanılması mümkün değildir.

19 Kasım günü ABD yapımı altı taktik ATACMS füzesiyle, ve 21 Kasım günü Büyük Britanya yapımı Storm Shadow ve ABD yapımı HIMARS sistemleriyle Rusya Federasyonu topraklarında, Bryansk ve Kursk oblastlerindeki askeri tesislere kombine bir füze saldırısı gerçekleştirildi. Bu andan itibaren, daha önce devamlı surette vurguladığımız gibi, Ukrayna’da batı tarafından provoke edilen bölgesel çatışma küresel bir niteliğin unsurlarını kazandı. Hava savunma sistemlerimiz bu saldırıları püskürttü. Neticede, düşmanın belli ki önüne koymuş olduğu hedeflere ulaşılamadı.

Bryansk oblastinde ATACMS füzelerinin parçalarının düşmesiyle çıkan yangın söndürüldü, kurban ve ciddi bir hasar yok. Kursk oblastinde saldırı, “Kuzey” ordu grubumuzun komuta noktalarından birine karşı yapıldı. Saldırı ve hava savunma muharebesi sonucunda ne yazık ki tesisin dış güvenlik birimleri personelinden zarar görenler, ölenler ve yaralananlar var. Yönetim noktasının komuta ve operasyon personeli zarar görmedi ve kıtalarımızın Kursk oblastindeki düşman birliklerini yok etme ve söküp atmaya yönelik faaliyetleri normal bir şekilde devam ediyor.

Bir kez daha özellikle vurgulamak istiyorum: düşmanın bu tür silahları kullanması özel askeri harekat bölgesinde askeri eylemlerin gidişatına etkide bulunamaz. Kıtalarımız bütün askeri temas hattı boyunca taarruza başarıyla devam ediyor. Önümüze koyduğumuz bütün görevler yerine getirilecektir.

Rusya silahlı kuvvetleri Amerikan ve Britanya uzun menzilli silahlarının kullanılmasına cevap olarak 21 Kasım’da Ukrayna’nın savunma sanayisi tesislerinden birini kombine bir saldırıyla vurmuştur. Askeri şartlarda, Rusya’nın orta menzilli yeni füze sistemlerinden biri, mevcut durumda nükleer olmayan hipersonik konfigürasyonda bir füze de denenmiştir. Füze uzmanlarımız bunun adını Oreşnik koydular. Deneme başarıyla tamamlandı, fırlatma hedefine ulaşıldı. Ukrayna topraklarında Dinyepropetrovsk şehrindeki büyük ve daha Sovyetler Birliği zamanından beri bilinen sanayi komplekslerinden bugün de füze ve diğer silahların üretimini yapan biri vuruldu.

Kısa ve orta menzilli füzeler tarafımızdan ABD’nin orta ve kısa menzilli füze üretimi ve Avrupa’ya ve Asya-Pasifik bölgesine konuşlandırma planlarına karşı cevabi tedbir olarak geliştirilmektedir. ABD’nin orta ve kısa menzilli füzelerin tasfiyesi anlaşmasını uydurma bir bahaneyle tek taraflı olarak yıkmakla hata ettiği kanısındayız. Bugünse ABD bu araçları sadece üretmekle kalmıyor, görüyoruz ki, kıtalarının eğitim faaliyetleri sırasında gelecek vaat eden füze sistemlerinin dünyanın muhtelif bölgelerine ve bu kapsamda Avrupa’ya da konuşlandırılması meseleleri üzerine çalıştılar. Dahası, tatbikatlar sırasında da bunların kullanılmasına yönelik eğitim veriyorlar.

Rusya’nın orta ve kısa menzilli füzeleri, bu türden Amerikan silahları dünyanın herhangi bir bölgesinde ortaya çıkıncaya kadar konuşlandırmama yükümlülüğünü gönüllü ve tek taraflı olarak üstlendiğini hatırlatırım.

Tekrar ediyorum: Oreşnik füze sisteminin muharebe şartlarında denenmesi, tarafımızdan, NATO ülkelerinin Rusya’ya karşı saldırgan eylemlerine cevap olarak gerçekleştiriliyor. Orta ve kısa menzilli füzelerin konuşlandırılmasına devam edilip edilmeyeceği meselesine tarafımızdan ABD ve uydularının eylemlerine bağlı olarak karar verilecektir. Modern füze komplekslerimizin denenmesine devam edilmesi sırasında yok edilecek hedefler tarafımızdan Rusya Federasyonu’nun güvenliğine yönelik tehditler dikkate alınarak belirlenecektir. Silahlarımızı, kendi  silahlarının bizim tesislerimize karşı kullanılmasına izin veren ülkelerin askeri hedeflerine karşı kullanma hakkımız olduğu kanısındayız; saldırgan eylemlerin devam etmesi durumunda da kararlı ve simetrik bir şekilde cevap vereceğiz. Rusya’ya karşı kendi muhariplerini kullanma planları kuran ülkelerin yönetici elitlerine bu hususta ciddiyetle düşünmelerini tavsiye ediyorum.

Elbette, Ukrayna topraklarında zaruret halinde ve cevabi tedbir olarak Oreşnik gibi sistemlerle vurulacak hedefleri seçerken orada bulunan sivillere tehlikeli bölgeleri terk etmelerini önerecek ve dost devletlerin yurttaşlarından da bunu rica edeceğiz. Bunu insani mülahazalarla yapacağız: açıkça, kamuoyu önünde, bu istihbaratı alacak düşman tarafından girişilecek karşı tedbirlerden endişe etmeden.

Neden endişe etmeden? Çünkü bu tür silahlara karşı koyacak vasıtalar günümüzde mevcut bulunmuyor. Füzeler hedeflere 10 Mach, saniyede 2,5-3 kilometre hızla saldırıyor. Dünyada mevcut modern hava savunma sistemleri ve Amerikalıların yaptığı Avrupa’daki füzesavar sistemleri bu tür füzeleri yakalayamaz, bu mümkün değil.

Bir kez daha vurguluyorum: uluslararası güvenlik sistemini yıkan Rusya değil ABD’dir ve mücadeleye devam ederken kendi hegemonyasına sarılıyor, bütün dünyayı küresel bir çatışmaya itiyorlar. Biz, bütün tartışmalı meseleleri barışçıl vasıtalarla çözmeyi her zaman tercih ettik ve bugün de hazırız, ama hadiselerin her türlü gelişmesine de aynı şekilde hazırız.

Eğer bundan şüphesi olanlar varsa beyhude; daima bir cevap olacak.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Ukrayna, Rusya’nın ilk kez kıtalararası balistik füzeyle saldırdığını iddia etti

Yayınlanma

Ukrayna Hava Kuvvetleri, Rusya’nın bu sabah (21 Kasım) Ukrayna’ya yönelik saldırısında, Astrahan oblastından bir kıtalararası balistik füze  fırlattığını duyurdu.

Reuters ajansı söz konusu saldırının, Rusya’nın savaşın başlangıcından bu yana ilk kez bu kadar uzun menzilli bir füze kullandığına işaret ettiğini yazdı.

Bu saldırı, Ukrayna’nın bu hafta Rusya topraklarını hedef almak için ABD ve İngiltere’den sağlanan füzeleri kullanmasının hemen ardından gerçekleşti.

Moskova, bu tür eylemlerin çatışmayı daha da tırmandıracağı yönünde uyarılarda bulunmuştu.

Kiev, açıklamasında füze türüne dair ayrıntı vermeyerek, “Rusya’nın Astrahan oblastı topraklarından kıtalararası balistik füze fırlatıldı,” ifadelerini kullandı.

Bu tür balistik füzeler hem nükleer hem de konvansiyonel savaş başlıkları taşıma kapasitesine sahip olmasıyla dikkat çekiyor.

Bir gün önce Ukrayna’daki Telegram kanallarında, kaynak belirtilmeksizin, Rusya’nın nükleer yük taşıma kapasitesine sahip RS-26 Rubej füzeleri ile Ukrayna’yı hedef alabileceği yönünde iddialar ortaya atıldı.

Aynı gün ABD, İtalya, Yunanistan ve İspanya, Ukrayna’daki büyükelçiliklerini geçici olarak kapatma kararı aldı.

Dinyeper Bölgesel Askeri Yönetim Başkanı Sergey Lisak, saldırının bir rehabilitasyon merkezine hasar verdiğini belirtti.

Merkezin kazan dairesi kısmen tahrip olurken, onlarca pencere kırıldı. Olayda can kaybı yaşanmadı.

Fakat dokuz garaj, bir sanayi tesisi ve iki özel ev zarar gördü. Evlerden birinde çıkan yangın kontrol altına alındı.

Rusya’nın saldırıları yalnızca Dinyeper ile sınırlı kalmadı. Kiev, Odessa ve Suma oblastları da hedef alındı. Bu bölgelerde elektrik arzında ciddi aksaklıklar meydana geldi.

İsviçreli askeri uzman Bosshard ile mülakat: Rusya’dan hangi karşılık beklenebilir?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English