AVRUPA

Britanya Başbakanı Starmer: Ukrayna’ya asker göndermeye hazırım

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, herhangi bir barış anlaşmasını uygulamak üzere İngiliz askerlerini Ukrayna’ya konuşlandırmaya “hazır ve istekli” olduğunu açıkladı.

The Telegraph için özel bir makale kaleme alan Başbakan, İngiliz askerlerini “tehlikeye atma” kararını hafife almadığını söyledi.

İngiliz barış gücü askerlerini Ukrayna’ya göndermeyi düşündüğünü ilk kez bu kadar açık bir şekilde dile getiren Başbakan, pazartesi günü Paris’te Avrupalı liderlerle yapacağı toplantı öncesinde bu açıklamayı yaptı.

Avrupalı liderlerin ABD ile Rusya arasındaki erken Ukrayna barış görüşmelerine davet edilmediğinin ortaya çıkması ve Donald Trump yönetiminin üst düzey üyelerinin ABD’nin Avrupa’ya yönelik güvenlik desteğinin azaltılacağı sinyalini vermesinin ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından acil toplantı çağrısı yapıldı.

Starmer’ın konuşmaya karar vermesinin, Ukrayna’da bir Avrupa barış gücü fikrini açıkça desteklemeleri için müttefikler, özellikle de isteksiz bir Almanya üzerinde baskı yaratacağına inanılıyor.

Başbakan ayrıca ülkesinin Ukrayna barış sürecinde Avrupa ve ABD arasında bir köprü olarak “eşsiz bir rol” oynayabileceğini öne sürdü.

Rusya ve ABD dışişleri bakanları barış anlaşması görüşmelerini başlatmak üzere bugün (17 Şubat) Suudi Arabistan’da bir araya gelecek.

Ukrayna müzakere masasına davet edilmedi ve Starmer, Kiev’in görüşmelerin dışında bırakılmasına karşı uyarıda bulunarak bunu ABD’nin Afganistan’dan kaotik bir şekilde çekilme konusunda Afgan hükümetini müzakerelerin dışında bırakma kararına benzetti.

Starmer, “Birleşik Krallık, Ukrayna için güvenlik garantilerine yönelik çalışmaların hızlandırılmasında öncü bir rol oynamaya hazırdır. Bu, Birleşik Krallık’ın en azından 2030 yılına kadar yılda 3 milyar sterlin taahhüt ettiği Ukrayna ordusuna daha fazla destek verilmesini de içeriyor,” diye yazdı.

Ukrayna’nın güvenliğinin teminat altına alınmasına yardımcı olacak her türlü rolün, “kıtamızın ve bu ülkenin güvenliğinin teminat altına alınmasına yardımcı olmak” demek olduğunu savunan İngiliz lider, “Bu savaşın en nihayetinde sona ermesi, Putin yeniden saldırmadan önce sadece geçici bir duraklama olamaz,” dedi.

Starmer’ın düşüncelerini bilen bir Başbakanlık yetkilisi, Paris toplantısından önce kamuoyuna açıklama yapma kararının kısmen ABD yönetiminden isimlerin geçen hafta sonu Münih Güvenlik Konferansında Avrupa’nın kendi savunmasında daha büyük bir rol oynaması gerektiğini açıkça ifade etmelerinin bir sonucu olduğunu söyledi.

Başbakan Paris’te Fransa, Almanya, İtalya, Polonya, İspanya, Hollanda, Danimarka, Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi ve NATO liderlerine katılacak.

Ukrayna’da Avrupa liderliğinde oluşturulacak bir barış gücünün tam olarak nasıl bir yapıya sahip olacağı belirsizliğini koruyor. The Telegraph’a göre tartışılacak önerilerden biri, Avrupalı askerlerin bir barış antlaşması ile kurulacak cephe hattından uzakta konuşlandırılması.

Ukraynalılar yeni kurulacak sınırda konuşlandırılacak ve diğer Avrupa ülkelerinden askerler de onların arkasında yer alacak.

Fakat Avrupalı müttefiklerin böyle bir barışı koruma gücünü etkili kılmak için yeterli sayıda asker sağlamaya istekli olup olmayacakları henüz belli değil. Bazı tahminlere göre 100.000 askere ihtiyaç duyulacak.

Başbakan The Telegraph’taki makalesinde, “Önümüzdeki bu kritik günler kıtamızın gelecekteki güvenliğini belirleyecek. Paris’te de söyleyeceğim gibi, barış güçle gelir. Fakat bunun tersi de doğrudur. Zayıflık savaşa yol açar,” dedi.

Öte yandan Telegraph’ın edindiği bilgilere göre Başbakan, GSYİH’nin yüzde 2,5’i oranındaki savunma harcaması hedefinin ötesine geçilmesi yönünde askeri yetkililerden gelen özel çağrılara direniyor. Harcamalar şu anda yüzde 2,3 seviyesinde.

Fakat İngiliz asker sayısı düşüyor. Geçtiğimiz ilkbaharda ordudaki asker sayısı Napolyon döneminden bu yana ilk kez 73.000’in altına düştü.

Starmer ayrıca, Ukrayna’nın da müzakere masasında olması gerektiğini, aksi bir durumun Putin’in Ukrayna’nın “gerçek bir ulus olmadığı” yönündeki görüşünü kabul etmek anlamına geleceğini savundu.

Çok Okunanlar

Exit mobile version