Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Çin’in Ukrayna için çözüm belgesi Batı’da ‘kuşkulu’ karşılandı

Yayınlanma

Çin, Ukrayna Savaşı’nın birinci yıl dönümünde siyasi çözüm çağrısı yaptı.

Pekin, Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Dışişleri Direktörü Wang Yi’nin geçen hafta Münih Güvenlik Konferansı’nda duyurduğu “Çin’in Ukrayna Krizinin Siyasi Çözümüne İlişkin Pozisyonu” başlıklı belgeyi yayınladı.

Pekin’in çözüme dair izlenmesini önerdiği genel ilke ve esaslara yer verilen 12 maddelik belgede, ülkelerin egemenliklerine saygın gösterilmesi, meşru güvenlik kaygılarının dikkate alınması, askeri bloklaşmadan kaçınılması ve gerginliklerin aşamalı olarak azaltılarak ateşkesin sağlanması gerektiği vurgulandı.

Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’nın amaç ve ilkeleri doğrultusunda tüm ülkelerin bağımsızlığının, egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün güvenceye alınması zorunluluğuna işaret edilen belgede, tüm tarafların, uluslararası hukuka ve uluslararası ilişkilerin temel normlarına uygun olarak, eşitliği ve adaleti sağlamak üzere birlikte çalışması gerektiği belirtildi. Ayrıca ilgili ülkelere, savaşı kışkırtacak tek taraflı yaptırımlardan vazgeçilmesi çağrısı yapıldı.

Stoltenberg: Güvenilir değil

Batılı liderlerden ise, Çin’in söz konusu çözüm planına ilişkin temkinli ve kuşkulu yorumlar geldi.

Pekin yönetiminin barış planı sunması hakkındaki görüşü sorulan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Çin’in işgali kınamadığını, dolayısıyla güvenilirliğinin bulunmadığını söyledi.

Rusya ile Çin arasında “sınırsız ortaklık” anlaşması yapıldığını anımsatan Stoltenberg, sonuçta bu savaşın müzakere masasında biteceğini, o zaman geldiğinde Ukrayna’nın elinin güçlü olması için muharebe alanında kazanmış olması gerektiğini ve bunun için de askeri desteğe ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.

Stoltenberg, “Yarın barışçıl bir çözüm bulmanın yolu bugün askeri destek vermekten geçer” dedi.

Sullivan: Rusya çekilirse savaş biter

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan da, Çin’in açıkladığı siyasi çözüm belgesi sorulduğunda, “Rusya Ukrayna’ya saldırmayı bırakıp kuvvetlerini geri çekerse savaş yarın sona erebilir” dedi.

CNN’e konuşan Sullivan, belgedeki “tüm ülkelerin egemenliğine saygı gösterilmesi” maddesini işaret ederek, “Buna ilk tepkim, tüm ulusların egemenliğine saygı duymak olan birinci noktada durabileceğidir” dedi ve şöyle devam etti: “Ukrayna Rusya’ya saldırmıyordu. NATO Rusya’ya saldırmıyordu. ABD Rusya’ya saldırmıyordu. Bu, Putin tarafından yürütülen bir seçim savaşıydı.”

AB’den Rusya ile ‘sınırsız ortaklık’ hatırlatması

Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise, Çin’in Ukrayna savaşının siyasi çözümü için açıkladığı maddeleri, Çin’in savaşın öncesinde Rusya ile ilan ettiği “sınırsız ortaklık” dahil olmak üzere aldığı pozisyonu göz önünde bulundurarak değerlendireceklerini söyledi.

Avrupa Birliği’nin Çin Büyükelçisi Jorge Toledo da, gazetecilere Çin’in görüş belgesinin bir barış önerisi olmadığını söyledi ve Reuters’e göre AB’nin belgeyi “yakından incelediğini” ekledi.

Steinmeier: Çin’in rolü tartışmalı

Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, Ukrayna’ya barış gelecekse bunun “adil ve kalıcı” bir barış olması gerektiğini vurgulayarak, adil barış yoluna yaklaştıracak her türlü yapıcı önerinin memnuniyetle karşılanacağını belirtti.

Çin’in Ukrayna için bir barış inisiyatifi sunarak böyle yapıcı bir rol oynamak isteyip istemediğinin tartışmalı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Steinmeier, şöyle devam etti:

“Eğer öyleyse Çin her halükarda sadece Moskova ile değil, Kiev ile de görüşmelidir. Eğer öyleyse Çin devletlerin ezici çoğunluğuna katılmalı ve Birleşmiş Milletler çatısı altında barış için çalışmalıdır. Eğer öyleyse her geçen gün çiğnenen Birleşmiş Milletler ilkelerini korumak için birlikte durmalıyız. Komşu ülkesini vahşice işgal eden, Rusya’dır. Cepheye yeni birlikler göndermeye devam eden Rusya’dır. Savaşı uzatan Batı’nın savunma yardımı değil, Rusya’dır. Barışı reddeden Ukrayna ya da müttefikleri değil, Rusya’dır. Putin savaşın gerçekten sona ermesini istiyorsa ne yapması gerektiğini biliyor ancak Rus birlikleri geri çekildiğinde müzakerelerin yolu açılmış olur. Birleşmiş Milletler kararının talep ettiği de budur.”

Ukrayna: İyiye işaret ama daha fazlası lazım

Diğer yandan Ukrayna, Çin’in pozisyon belgesini “iyiye işaret” olarak değerlendirerek, Pekin’i “daha fazlasını yapmaya” çağırdı.

Ukrayna’nın Çin Maslahatgüzarı Zhanna Leshchynska, “Çin, savaşı durdurmak ve Ukrayna’da barışı yeniden tesis etmek için elinden gelen her şeyi yapmalı ve Rusya’yı askerlerini geri çekmeye çağırmalı” ifadesini kullandı.

Çin’in “tarafsız” olarak her iki tarafla da konuşması gerektiğini söyleyen Leshchynska, “Çin’in Ukrayna ile konuşmadığını görüyoruz” dedi ve belge yayınlanmadan önce Kiev’e danışılmadığına dikkat çekti.

12 maddelik çözüm önerisi

Çin’in Ukrayna krizine siyasi çözüm önerilerini sıraladığı 12 maddenin tamamı ise şöyle:

1. Tüm ülkelerin egemenliğine saygı gösterilmesi: BM Şartı’nın amaç ve ilkelerini içeren ve evrensel olarak tanınan uluslararası hukuka kesinlikle uyulmalıdır. Tüm ülkelerin egemenliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü etkili bir şekilde korunmalıdır. Büyük ya da küçük, güçlü ya da zayıf, zengin ya da fakir tüm ülkeler uluslararası toplumun eşit üyeleridir. Tüm taraflar, uluslararası ilişkileri yöneten temel normları ortaklaşa desteklemeli ve uluslararası adalet ve eşitliği savunmalıdır. Çifte standartlar reddedilirken, uluslararası hukukun eşit ve tek tip uygulanması teşvik edilmelidir.

2. Soğuk Savaş zihniyetinin terkedilmesi: Bir ülkenin güvenliği başka ülkeler pahasına sağlanmamalıdır. Bir bölgenin güvenliği askeri blokları güçlendirerek veya genişleterek sağlanmamalıdır. Tüm ülkelerin meşru güvenlik çıkarları ve endişeleri ciddiye alınarak uygun şekilde ele alınmalıdır. Karmaşık bir sorunun basit bir çözümü yoktur. Tüm taraflar, ortak, kapsamlı, işbirliği içinde ve sürdürülebilir güvenlik vizyonunu izleyerek ve dünyanın uzun vadeli barış ve istikrarını akılda tutarak, dengeli, etkili ve sürdürülebilir bir Avrupa güvenlik mimarisi oluşturmaya yardımcı olmalıdır. Tüm taraflar, başkalarının güvenliği pahasına kendi güvenliğinin sağlanmasına karşı çıkmalı, blok çatışmasını önlemeli ve Avrasya Kıtasında barış ve istikrar için birlikte çalışmalıdır.

3. Düşmanlıkların sona erdirilmesi: Çatışma ve savaş kimseye fayda sağlamaz. Tüm taraflar rasyonel davranmalı ve itidalli olmalı, ateşi körüklemekten ve gerilimi tırmandırmaktan kaçınmalı ve krizin daha da kötüleşmesini ve hatta kontrolden çıkmasını önlemelidir. Tüm taraflar, durumu kademeli olarak azaltmak ve nihayetinde kapsamlı bir ateşkese varmak için Rusya ve Ukrayna’yı aynı yönde çalışma ve doğrudan diyaloğu mümkün olan en kısa sürede yeniden başlatma konusunda desteklemelidir.

4. Barış görüşmelerinin devam ettirilmesi: Diyalog ve müzakere, Ukrayna krizinin tek geçerli çözümüdür. Krizin barışçıl çözümüne yardımcı olan tüm çabalar teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Uluslararası toplum, barış için müzakereleri teşvik etme yönündeki doğru yaklaşıma bağlı kalmalı, çatışmanın taraflarının mümkün olan en kısa sürede siyasi çözüme giden kapıyı açmasına yardım etmeli ve müzakerelerin yeniden başlaması için koşullar ve platformlar oluşturmalıdır. Çin bu konuda yapıcı bir rol oynamaya devam edecektir.

5. İnsani krizin çözülmesi: İnsani krizi hafifletmeye yardımcı olan tüm önlemler teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. İnsani yardım operasyonları tarafsızlık ve yansızlık ilkelerini takip etmeli ve insani konular siyasallaştırılmamalıdır. Sivillerin güvenliği etkin bir şekilde korunmalı ve sivillerin çatışma bölgelerinden tahliyesi için insani koridorlar oluşturulmalıdır. Daha geniş ölçekte bir insani krizin önlenmesi amacıyla, ilgili bölgelere insani yardımın artırılması, insani koşulların iyileştirilmesi ve hızlı, güvenli ve engelsiz insani erişimin sağlanması için çaba gösterilmesi gerekmektedir. İnsani yardımın çatışma bölgelerine kanalize edilmesinde koordinasyon rolü oynaması konusunda BM desteklenmelidir.

6. Sivillerin ve savaş esirlerinin korunması: Çatışmanın tarafları uluslararası insancıl hukuka sıkı sıkıya bağlı kalmalı, sivillere veya sivil tesislere saldırmaktan kaçınmalı, kadınları, çocukları ve diğer çatışma mağdurlarını korumalı ve savaş esirlerinin temel haklarına saygı göstermelidir. Çin, Rusya ile Ukrayna arasında savaş esirlerinin değiş tokuşunu desteklemekte ve tüm tarafları bu amaç için daha uygun koşullar yaratmaya çağırmaktadır.

7. Nükleer santrallerin güvenliğinin sağlanması: Çin, nükleer santrallere veya diğer barışçıl nükleer tesislere yönelik silahlı saldırılara karşı çıkıyor ve tüm tarafları Nükleer Güvenlik Sözleşmesi (CNS) dahil olmak üzere uluslararası hukuka uymaya ve insan eliyle nükleer kazalardan kararlı bir şekilde kaçınmaya çağırıyor. Çin, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (IAEA) barışçıl nükleer tesislerin güvenliğini ve emniyetini teşvik etmede yapıcı bir rol oynamasını desteklemektedir.

8. Stratejik risklerin azaltılması: Nükleer silahlar kullanılmamalı ve nükleer savaşlar yapılmamalıdır. Nükleer silah tehdidine veya kullanımına karşı çıkılmalıdır. Nükleer silahların yayılması önlenmeli ve nükleer krizden kaçınılmalıdır. Çin her koşulda, kimyasal ve biyolojik silahların herhangi bir ülke tarafından araştırılmasına, geliştirilmesine ve kullanılmasına karşıdır.

9. Tahıl ihracatının kolaylaştırılması: Tüm tarafların Rusya, Türkiye, Ukrayna ve BM tarafından imzalanan Karadeniz Tahıl Anlaşması’nın dengeli, tam ve etkin bir şekilde uygulaması ve BM’nin bu konuda önemli bir rol oynamasını desteklemesi gerekmektedir. Çin tarafından önerilen küresel gıda güvenliğine ilişkin işbirliği girişimi, küresel gıda krizine uygulanabilir bir çözüm sunuyor.

10. Tek taraflı yaptırımların durdurulması: Tek taraflı yaptırımlar ve maksimum baskı sorunu çözmez, sadece daha fazla sorun yaratır. Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylanmayan tek taraflı yaptırımlara karşı çıkıyor. İlgili ülkeler, Ukrayna krizinin sönümlendirilmesinde üzerlerine düşeni yapmak ve gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerini büyütmeleri, halklarının yaşamlarını iyileştirmeleri için koşullar yaratmak amacıyla birbirlerine karşı tek taraflı yaptırımları ve sınır aşan yargı faaliyetlerini istismar etmeyi durdurmalıdır.

11. Sanayi ve tedarik zincirlerinde istikrarın korunması: Tüm taraflar, mevcut dünya ekonomik sistemini ciddiyetle sürdürmeli ve dünya ekonomisinin siyasi amaçlar için bir araç veya silah olarak kullanılmasına karşı çıkmalıdır. Krizin yayılma etkilerini azaltmak ve enerji, finans, gıda ticareti ve ulaştırma alanlarındaki uluslararası işbirliğini kesintiye uğratmasını ve küresel ekonomik toparlanmayı baltalamasını önlemek için ortak çaba gösterilmesi gerekiyor.

12. Çatışma sonrası yeniden yapılanmanın teşviki: Uluslararası toplum, çatışma bölgelerinde çatışma sonrası yeniden yapılanmayı desteklemek için önlemler almalıdır. Çin, yardım sağlamaya ve bu çabada yapıcı bir rol oynamaya hazırdır.

DİPLOMASİ

BAE liderinin ilk Washington ziyaretinde önceliği ekonomi

Yayınlanma

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid en-Nehyan, göreve geldiği 2022’den bu yana ilk kez Washington’u ziyaret edecek. Bu ziyaret ayrıca bir BAE devlet başkanının Beyaz Saray’a yaptığı ilk ziyaret olacak. BAE lideri, ziyarette jeopolitik konulardan önce ekonomik ilişkilerle öncelik verecek.

23 Eylül’de başlaması planlanan ziyarette Nehyan, ABD Başkan Joe Biden ve Kasım ayındaki seçimlerde Demokratların adayı olan Başkan Yardımcısı Kamala Harris ile bir araya gelecek. Ziyaret kapsamında Nehyan’ın ABD merkezli büyük şirketlerin yöneticileriyle toplantılar yapması bekleniyor.

Microsoft anlaşması için ABD’ye “Çin” güvencesi

BAE Devlet Başkanı’nın diplomatik danışmanı Enver Gargaş, Dubai’de gazetecilere verdiği brifingde, “Bazen insanlar ilişkilerdeki bazı gerilimlerden bahsetmeyi seviyorlar ama asıl hikâye bunun bizim en önemli stratejik ittifakımız olduğu” dedi.

ABD ziyaretinin ve orada ekonomik ve teknolojik konulara odaklanmanın, BAE’nin “jeoekonomiye” daha geniş bir şekilde odaklanmasının bir parçası olduğunu belirten Gargaş, “Jeostratejik bir aşamada değiliz, daha çok jeoekonomik bir aşamadayız. Dolayısıyla BAE’nin bugün yaptığı pek çok şey önce ekonomi, önce refah perspektifiyle yapılıyor” ifadelerini kullandı.

Gargaş bu önceliğin Gazze’de ya da diğer bölgelerdeki sıkıntıları görmezden gelebilecekleri anlamına gelmediğini ancak BAE’nin ekonomik ve teknolojik bir bakış açısıyla hareket etmeye çalıştığını söyledi. Gargaş, BAE’nin geleceği planlarken, başarı için ABD ile işbirliğinin gerekli olduğunu iddia etti.

Bu yılın başlarında Microsoft ile BAE’nin yapay zekâ firması G42 arasında 1,5 milyar dolarlık yatırım anlaşması imzalanmış, bu anlaşma kapsamında G42, Çin sistemlerini terk etmeyi taahhüt etmişti.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Zelenskiy ABD’de Biden, Harris ve Trump ile görüşecek

Yayınlanma

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, BM Genel Kurulunda konuşma yapmak üzere önümüzdeki hafta ABD’ye yapacağı ziyaret sırasında Başkan Joe Biden ve hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi başkan adaylarıyla görüşecek.

Basın sözcüsü Sergey Nikiforov perşembe günü geç saatlerde yaptığı açıklamada Zelenskiy’in Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirmek için hazırladığı “zafer planını” Biden ile paylaşacağını söyledi.

Zelenskiy planını kamuoyuna açıklamadı fakat bu hafta yaptığı açıklamada “barışa alternatif, savaşı dondurma ya da Rus saldırganlığını başka bir aşamaya kaydıracak başka manipülasyonlar” olmadığını söyledi.

Zelenskiy ayrıca Başkan Yardımcısı ve Demokratların başkan adayı Kamala Harris, eski Başkan ve Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump ve her iki partiden Kongre üyeleriyle de görüşmeyi planlıyor.

Ukraynalı lider bunun yanı sıra ABD savunma ve enerji şirketlerinin temsilcileriyle de bir araya gelecek.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Rus basını: Türkiye Mir ödeme sisteminin yeniden faaliyete geçmesini gündemine almıyor

Yayınlanma

Türk kamu bankalarından bir kaynağın RIA Novosti haber ajansına yaptığı açıklamaya göre, Türk yetkililer Rus ödeme sistemi Mir’in ülkede yeniden başlatılmasını gündeme almamış durumda.

Kaynak, “Bu tür kararlar hükümet düzeyinde alınıyor, bize bir kararname ulaştığında buna uyuyoruz. Şu anda böyle bir karar söz konusu değil,” diye belirtti. Ayrıca kaynak, kamu bankalarının Türkiye ile Rusya arasındaki banka transferleriyle ilgili sorunları çözmek için henüz herhangi bir talimat almadığını da ekledi.

Daha önce, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi Başkan Vekili Emre Doğan, Türk hükümetine, ülkede Rus ödeme sisteminin tekrar çalışmasına izin verilmesini önermeyi düşündüğünü açıklamıştı. Beş Türk bankası Mir kartlarını kabul ediyordu, ancak ikincil yaptırım tehdidi nedeniyle bu hizmeti durdurdu.

Bu yılın şubat ayında ABD Hazine Bakanlığı, Mir’in operatörü olan Ulusal Ödeme Kartı Sistemi’ne yaptırım uyguladı. Bu yaptırımların ardından, Rus kartlarını kabul eden tüm “dost” ülkeler bu hizmeti sonlandırdı.

Bu yılın başından itibaren, Türk bankaları Rusya’dan gelen ödemelerle işlem yapmayı reddetmeye başladı. Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak, TASS’a yaptığı açıklamada, Rusya makamlarının Ankara ile görüşmelerde bulunduğunu ancak sonbaharın başlarında neredeyse tüm Türk bankalarının Rusya ve Belarus ile ilgili işlemleri durdurma kararı aldığını belirtti.

Kaynağa göre, Türkiye’de yabancı ortaklı tüm bankalar Rus şirketlerine yönelik ödemeleri çoktan durdurdu ve şimdi yabancı ortakları olmayan devlet ve özel bankalar da bu karara katılma eğiliminde. Kaynak, bankaların “gelecekte olası kısıtlamalar ve yaptırımlar şeklinde karşılarına çıkabilecek sorunlardan kendilerini korumaya çalıştıklarını” ifade etti.

Rus-Türk ticaretine hizmet vermeye devam edebilen tek bankanın Emlak Katılım olduğunu belirten kaynak, bu bankanın işlemleri lira ve ruble cinsinden yaparken, dolar ve avro cinsinden yapılan işlemlerin birçok Türk bankası tarafından anında bloke edildiğini söyledi.

İthalatçılar ve aracılardan alınan bilgiye göre, eylül ayında Türk bankaları, Rus şirketlerinin Avrupa Birliği (AB) ve diğer ülkelere ödeme yapmasını reddetmeye başladı. İlgili kaynaklar, bankaya teslimatla ilgili ek belgeler sunulmasının bile bu sorunu çözmediğini belirtiyor.

Neredeyse tüm Türk bankaları Rusya ile iş yapmayı kesti

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English