DÜNYA BASINI

Foreign Policy Tunus’a hak verdi

Yayınlanma

Tunus, Müslüman Kardeşler’in kolu Nahda Haretine yönelik operasyonlarla gündemde. Ülkenin Cumhurbaşkanı Kays Said, demokrasiyi ortadan kaldırmakla eleştiriliyor ve uluslararası tepkilerin hedefinde. Nahda’ya yönelik operasyon kadar gündeme gelmese de ülke tıpkı komşuları gibi ağır ekonomik sorunlarla boğuşuyor. Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle daha da derinleşen ekonomik krizden kurtulmaya çalışan bölge ülkeleri Uluslararası Para Fonu (IMF) ile tek tek masaya oturuyor. Ancak IMF kredilerinin bazı şartlara bağlanması, yürütülen müzakereleri çıkmaza sokunca Cumhurbaşkanı Kays Said, bu ayın başında “Daha fazla yoksulluğa yol açacak yabancı diktalar kabul edilemez” diyerek masadan kalktı.

Kays’ın bu hareketine en büyük tepki Arap Baharı’ndan sonra Kays Said’in 2021 “darbesi” kadar ülkeyi yöneten Raşid el-Gannuşi liderliğindeki Nahda’dan geldi. Ekonomik kriz yeni değildi. Nitekim Kays Said’i Meclis’i feshetmeye ardından tartışmalı seçimlere götüren süreç, ekonomik krizin ülkeyi vurması sonrası Raşid el-Gannuşi’nin başkanlık ettiği Meclis’in işlemez hale gelmesiyle başlamıştı.

İflasın eşiğindeki ülkede darbe yapmakla suçlanan Kays Said’in IMF şartlarını reddetmesi sadece Nahda’ın eleştirilerine yol açmadı, Avrupa başta olmak üzere uluslararası tepkileri de beraberinde getirdi. Bu ret kimilerine göre ülkeyi iflas ettirecek son adımdı. Foreign Policy’de yayınlanan bir makale ise Kays Said’in kararını destekliyor. Tunus’un daha önce IMF’den aldığı kredileri ve bu krediler karşılığı attığı adımların ülkede nelere yol açtığını hatırlatan makale, “Küresel finans kuruluşundan alınacak bir kredinin uzun vadede Tunuslulara yardımcı olabileceğinden şüphe duymak için ciddi nedenler” olduğu görüşünde.

Makalenin tamamı:

Ramazan Bayramı yaklaşırken başkent Tunus’ta bayramlık kıyafetlerin satıldığı mağazalarda durgunluk hakim. Foto: Yassine Gaidi / AA

***

Tunus IMF Anlaşmasını Reddetmekte Haklıydı

Üçüncü bir kurtarma paketi Tunus ekonomisi için uzun vadeli güvence sağlamayacak ve eşitsizlikleri daha da arttıracak.

Tunus’un bu ayın başlarında Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 1.9 milyar dolarlık kurtarma paketini reddetme yönündeki cesur adımı uluslararası toplumda şok dalgaları yaratırken ülkenin kırılgan ekonomisinin akıbetine ilişkin endişeleri artırdı. Mevcut Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından 25 Temmuz 2021’de yumuşak bir darbeye maruz kalan ülkenin endişe verici siyasi manzarası, cumhurbaşkanının irrasyonel davranışları ve istikrarsız liderliği göz önüne alındığında yeni endişeler yaratıyor. Yine de Tunus’un ekonomisinin tamamen çökmesini önlemek için elinde başka araçlar da var ve IMF’den daha fazla borç almak ülkenin geleceği için iyiye işaret değil.

Tunuslu yetkililer ve IMF liderleri Ekim 2022’de bir kurtarma paketi üzerinde anlaştı, ancak Temmuz 2021’den bu yana ülkeyi kararnameyle yöneten Said, “yabancı diktaların” daha fazla yoksulluğa yol açacağını söyleyerek anlaşmayı imzalamayı reddetti. Said’in bu reddi, özellikle İtalya gibi Akdeniz’e kıyısı olan ve büyük bir göçmen akınının kıyılarına ulaşarak Avrupa Birliği’ni kargaşaya sürükleyeceğinden korkan Batılı ülkeleri telaşa düşürdü. Bu ret, ülkenin Ağustos 2023’e kadar temerrüde düşeceğini öngören uluslararası kreditörleri de alarma geçirdi.

2011’de Tunus’un Arap Baharı’nın ardından demokrasiye geçişinden bu yana ülke ekonomisi, öncelikle Tunus toplumunun yoksul kesimlerini etkileyen önemli zorluklarla karşı karşıya kaldı. Devrimden kısa bir süre sonra işsizlik yüzde 18,33 gibi şaşırtıcı bir orana yükseldi, enflasyon yüzde 1,4 arttı ve ülkenin ticaret dengesi 2014 yılında tüm zamanların en düşük seviyesine geriledi ve 2018’de tüm zamanların en düşük seviyesini gördü.

IMF, 2013 ve 2016’da Tunus’a ilki 1,74 milyar dolar ve ikincisi 2,9 milyar dolar olmak üzere iki ayrı kredi vermişti. Her iki kredinin de ekonomi üzerinde kayda değer etkileri olmadı. İşsizlik ve enflasyon yüksek kalmaya devam ederken, ekonomik büyüme yok denecek kadar azdı. Bugün, Kovid-19 salgını ve Ukrayna’da savaşın başlamasının ardından, Tunus önemli gıda ve yakıt sıkıntısıyla karşı karşıya ve halk benzin istasyonlarında saatlerce süren kuyruklar ve süpermarketlerin boş rafları nedeniyle zor durumda.

Tunus’un ekonomik ve mali koşulları her geçen gün daha da kötüleşirken, pek çok kişi ülkeyi tamamen çökmekten kurtarmanın tek yolunun IMF kredisi olduğuna inanıyor. Temerrüde düşmek; kamuda maaşların ödenememesi, okulların açık tutulamaması ve hastanelerin çalışmaya devam edememesi gibi feci sonuçlara yol açacak.

Ancak küresel finans kuruluşundan alınacak bir kredinin uzun vadede Tunuslulara yardımcı olabileceğinden şüphe duymak için ciddi nedenler var.

IMF’nin Tunus’a vereceği kredi önemli şartlarla birlikte geliyor. Diğer önlemlerin yanı sıra IMF, Tunus hükümetinden, halkın temel mallara uygun fiyatlı erişimini sağlamak için onlarca yıldır uygulanan yakıt, buğday ve ekmek gibi tüketim malları üzerindeki sübvansiyonları kaldırmasını talep ediyor. IMF’ye göre bu sübvansiyonların kaldırılması, büyümeyi artırarak ve daha fazla sermayeyi teşvik ederek Tunus’un genel ekonomisini hemen iyileştirecek.

Ancak Tunus hükümetinin sübvansiyonları kaldırmaya yönelik geçmişteki girişimleri ülke içindeki gerilimi artırdı ve temel malların fiyatlarının aniden yükselmesi yaygın protestolara yol açmıştır. 1978’de ve 1983’te, önce Dünya Bankası’nın tavsiyelerini ve daha sonra IMF’nin sert taleplerini takiben, Tunus hükümeti temel mallar üzerindeki sübvansiyonları azalttı veya kaldırdı. Ekmek ve irmik gibi ürünlerde yüzde 100’e varan fiyat artışları ve ülkenin güçlü Tunus Genel İşçi Sendikası’nın grev çağrıları binlerce kişinin protestolara katılmasına yol açtı.

Her ikisinde de hükümet, huzursuzluğu engellemek için orduyu hem barışçıl göstericilere hem de şiddet yanlısı isyancılara karşı harekete geçirerek yüzlerce kişinin ölümüne ve çok daha fazlasının yaralanmasına neden oldu. Protestoların Tunus ekonomisi üzerindeki sonuçları felaketti: Ülkenin lideri Habib Burgiba olağanüstü hâl ilan etti, dükkanlar ve kafeler aylarca kapalı kalırken ülkenin toplu taşıma hizmetleri ciddi gecikmelerden etkilendi.

Tunus yeni bir yol ayrımında mı?

Temel mallar üzerindeki sübvansiyonların kaldırılması da eşitsizlikleri artıracak ve Tunus’un kıyı ve iç bölgeleri arasındaki uçurumu genişleterek ülkenin ekonomik büyümesine zarar verecek. Bu bölgeler arasında ciddi ekonomik eşitsizlikler var; Tunus’un kıyı bölgeleri, buralarda bulunan yüksek sanayi ve iş hacmi nedeniyle daha iyi ekonomik büyüme ve iş olanaklarına sahip. Tunus’un en kalabalık üç şehri olan ve ekonomik faaliyetlerin yüzde 85’inin yoğunlaştığı kıyı şehirleri; Tunus, Sfax ve Sousse serveti orantısız bir şekilde elinde tutuyor.

Buğday ve ekmeğe yönelik sübvansiyonların kaldırılması, Tunus’un büyük ölçüde tarım ve çiftçiliğe dayanan iç kesimleri üzerinde özellikle olumsuz bir etki yaratacaktır. Temel malların fiyatları artacak ve çiftçiler ürünlerini kârlı bir fiyata satmakta zorlanacak, böylece tarımsal üretim azalacak, yoksulluk ve gıda güvensizliği artacak ve ekonomik büyüme engellenecek.

IMF, gıda sübvansiyonlarının kesilmesinin bütçeyi yeniden dengeleyerek ve böylece ekonomik faaliyeti canlandırarak ülke ekonomisine uzun vadeli faydalar sağlayacağını savunurken Tunus, Ürdün ve Fas’taki IMF politikalarının geçmişteki etkilerini inceleyen bir çalışma da dahil son zamanlarda yapılan çalışmalar, sübvansiyonların kaldırılmasının orta ve düşük gelirli haneler arasında daha fazla yoksulluğa yol açtığını ve Tunus’un sübvansiyon sisteminin ileri ve adil olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla, Tunus örneğinde, buğday ve irmik gibi temel mallar üzerindeki sübvansiyonların kaldırılması, yoksulların ve orta sınıfın satın alma gücünün azalmasına yol açacak.

 

Çok Okunanlar

Exit mobile version