GÖRÜŞ

Hindistan ve istihbarat üzerine -2

Yayınlanma

Hindistan’ın Dış İstihbarat Teşkilatı – R&AW / RAW

007 James Bond’u hepimiz biliriz. En azından serinin bir filmini muhakkak izlemişizdir. Ya Bourne, MI/Görevimiz Tehlike serileri… Pek çoğumuz – ben de dahil – İngiliz gizli ajanı James Bond film serisinden veya Amerikan aksiyon casus film ya da dizilerinden büyük keyif alıyoruz… Ne kadar doğruyu yansıttığı ayrı bir tartışma konusu ancak Hollywood başta olmak üzere Batılı sinema sektörünün baskın gücü ile Batı istihbarat teşkilatlarına biraz olsun aşinayız. Peki ya Hindistan’ın istihbarat teşkilatı hakkında bir fikriniz var mı? Haydi o zaman biraz Hindistan’ın önde gelen dış istihbarat teşkilatı R&AW/RAW yani Araştırma ve Analiz Kanadı üzerine konuşalım…

Hindistan ve istihbarat üzerine -1

***

Research and Analysis Wing, Hindistan’ın en gizli istihbarat teşkilatıdır. RAW’ın yapısı hakkında bilgi edinmek zor. Organizasyon 250 kişi ve yaklaşık 400 bin dolarla başladı. O zamandan beri birkaç bin personele ulaştı, ancak personel sayısı ve bütçesi gizli kalıyor. 2000’lerin başında Amerika merkezli yapılan bir tahmin, RAW’ın yaklaşık 8 ile 10 bin dolaylarında ajana ve 145 milyon dolar civarlarında bir bütçeye sahip olduğunu öne sürmüştü. Amerikan CIA veya İngiliz MI6’sının aksine RAW, Savunma Bakanlığı yerine doğrudan başbakana rapor veriyor. RAW şefi, Başbakanlık Ofisi’nin bir parçası olan Kabine Sekreterliği’ne de araştırma sekreteri olarak atanır. RAW’ın bazı memurları, Araştırma ve Analiz Servisi isimli özel bir servisin üyeleridir, ancak birkaç memur aynı zamanda Hindistan Polis Teşkilatı gibi diğer servislerden de vekil olarak görev yapıyor.

***

1968’de öncelikle Çin etkisine karşı koymak amacıyla kurulan RAW, zamanla odağını Hindistan’ın diğer geleneksel rakibi Pakistan’a kaydırdı. Ajanları Pakistan’ı yendi, Çin hakkında casusluk yaptı ve iç savaşlara girdi. Esas olarak Çin ve Pakistan’a odaklanmak üzere kurulan teşkilat, son elli altı yılda görev alanını genişletti ve Hindistan’ın yurtdışındaki nüfuzunu büyük ölçüde artırmasıyla itibar kazandı. Ancak hala RAW’ın hakkında çok az şey biliyoruz… Bir örnek, RAW’ın yetkileri ve Hindistan’ın dış politikasındaki rolü farklı başbakanlar döneminde farklılık gösteriyor. Bu nedenle RAW’ın Hindistan’ın dış politikası üzerinde ileri sürdüğü etkinin miktarı konusunda hemfikir olunamıyor; dış politika üzerinde hiçbir etkisinin olmadığını savunan argümanlar da var, RAW başkanının bilgi ve analiz sağladığı devlet başkanına doğrudan erişimi olduğunu savunan argümanlar da… Ancak aynı zamanda RAW’ın katkıda bulunduğu birçok dış politika başarısı da var: 1971’de Bangladeş’in kurulması, Hindistan’ın Afganistan’da artan etkisi, kuzeydoğu devleti Sikkim’in 1975’te Hindistan’a katılımı, Hindistan’ın nükleer programının güvenliği, Soğuk Savaş sırasında Afrika kurtuluş hareketlerinin başarısı, Hindistan’ın Afrika Ulusal Kongresi’nin Güney Afrika’daki apartheid karşıtı mücadelesine gizli yardımı… Ama örgüt aynı zamanda iç istihbarat ve güvenlik teşkilatları ile koordinasyon eksikliği, zayıf analitik yetenekler ve şeffaflıktan tamamen yoksun olması nedeni ile eleştiriliyordu da…

***

Kuruluşundan günümüze RAW’ın Tarihsel Serüveni

Hindistan 1947’de bağımsızlığını kazandığında, İstihbarat Bürosu’nu İngiliz Raj‘ından (sömürge yönetiminden) devraldı. İstihbarat Bürosu yirmi yıl boyunca hem iç hem de dış istihbaratı yönetti. Ancak Hindistan’ın 1962 Hindistan-Çin savaşındaki yenilgisinden sonra işler değişmeye başladı. Hindistan’ın 1962’de Çin ile olan sınır savaşındaki berbat performansından sonra, ayrı bir dış istihbarat teşkilatına olan ihtiyaç açıktı. İstihbarat Bürosu’nun Çin’in askeri niyetlerini değerlendirmedeki başarısızlığı, Hindistan’ın askeri yenilgisinin büyük bir nedeni olarak görülüyordu. Öyle ki Çin’in saldırı için hazırlığını dahi tespit edememişti. 1965 Hindistan-Pakistan savaşı da İstihbarat Bürosu’nun Pakistan saldırısını öngörmede başarısız olduğunu gördü. 1950’li ve 60’lı yıllarda Hindistan, Nagaland ve Mizoram’daki isyanlarla da uğraştı. Her iki isyan da Çin ve Pakistan’dan dış destek aldı.

1968’de Başbakan Indira Gandhi Research and Analysis Wing – Araştırma ve Analiz Kanadı‘nı kurdu ve ondan dış istihbarat konularını ele almasını istedi. Hindistan’ın en efsanevi istihbarat şeflerinden biri olacak Rameshwar Nath Kao’yu ilk lideri olarak atadı. Eski bir polis ve İstihbarat Bürosu yetkilisi olan Kao, teşkilatı kurmaya başladı. Ve 1977’de emekli olana kadar teşkilatı yönetti.

RAW’ın başlangıçta iki önemli önceliği vardı: Pakistan ve Çin hakkında istihbarat toplama yeteneğini geliştirmek ve Doğu Pakistan’da (şimdiki Bangladeş) gizli eylem yeteneğini geliştirmek. (Zamanla hedefleri şu iki yönde genişledi: Hindistan’ın ulusal güvenliği ve dış politikasının oluşturulması üzerinde doğrudan etkisi olan komşu ülkelerdeki siyasi ve askeri gelişmeleri izlemek ve çoğunlukla Avrupa ülkeleri, Amerika ve Çin’den olmak üzere Pakistan’a askeri donanım tedariğinin kontrol edilmesini ve sınırlandırılmasını gözetmek.) (Ayrıca, RAW’ın ilk günlerinden itibaren İsrail’in dış istihbarat teşkilatı Mossad ile gizli bir irtibat ilişkisi olduğu ve bunun üzerine asıl amacın İsrail’in Batı Asya yani Orta Doğu ve Kuzey Afrika bilgisinden faydalanmak ve terörle mücadele tekniklerinden ders almak olduğu da argümanlar arasında…)

İlk büyük sınavı 1971’de gerçekleşti. RAW, Hindistan’ın 1971 savaşını kazanmasına yardımcı olarak itibar kazandı. Bengal direniş güçlerini eğitti ve Pakistan’ın aralık başında Hindistan’a yapacağı ve savaşı başlatacak hava saldırısını başarıyla öngördü. Savaşın başlamasıyla birlikte RAW ekipleri de militan gruplara yönelik baskınlar düzenledi. Naga ve Mizo militan birlikleri, isyanlarını yürütmek için Doğu Pakistan’daki Chittagong Tepe Bölgeleri gibi bölgeleri üs olarak kullanmıştı. RAW tarafından yapılan bu baskınlar üslerini yok etti. Pakistan’ın yenilgisi ve Bangladeş’in kurulması bu gruplara verilen desteği kesti. Yani 1971 yılı RAW açısından son derece başarılıydı. (Burada RAW’ın ayrıca kuzeydoğudaki Sikkim devletinin 1975’te Hindistan’a katılımını kolaylaştırdığı ve Kachin Bağımsızlık Ordusu gibi Myanmar’daki Çin yanlısı rejime düşman olan gruplara askeri yardım sağladığı notlarını da düşelim.)

Ancak 1970’ler RAW için zorluklarla doluydu. Khalistan hareketi, yurtdışındaki Sihler arasında Pakistan’ın ISI’si ve Amerika’nın CIA’nin şüpheli desteği ile başladı. Ve 1975’te Bangladeş’te bir askeri darbenin Sheikh Mujibur Rehman’ı devirip öldürmesi RAW’ı şaşırttı. RAW ve Hindistan Dışişleri Bakanlığı tetikte kalmayı başaramadı ve Mujib hükümetine yönelik tehdidi göremedi. Sheikh Mujib’in yerini alan hükümetin Hindistan’dan kuşkulanması nedeni ile bunun Hindistan için olumsuz sonuçları oldu. Ama RAW kendi evinde büyük zorluklarla karşılaşmaya başladı.

1975’te Indira Gandhi Olağanüstü Hal ilan etti ve birçok sivil özgürlüğü askıya aldı. RAW ve şefi RN Kao’nun Başbakan Gandhi’ye olan yakınlığı göz önüne alındığında, birçok muhalefet lideri teşkilatın OHAL’in uygulanmasına yardımcı olduğunu düşünüyordu. Hatta bazıları tarafından teşkilata “Hindistan’ın KGB’si” dahi deniyordu. RAW OHAL ile yakından ilişkili olduğundan 1977’den sonra sıkıntı çekti. 1977 seçimleri, RAW’dan kuşkulanan Morarji Desai’yi Başbakan olarak getirdi. Kao şeflik görevinden ayrıldı ve ajansın bütçesi yüzde 50 azaldı. Yeni işe alım durduruldu ve birçok dış istasyon kapatıldı.

Uluslararası gelişmeler yurttaki baskıyı daha da artırdı. 1979’da Sovyetler Birliği, Hindistan’ın yakın ortağı olan Afganistan’ı işgal etti. RAW ve Hindistan hükümetinin diğer bölümleri hazırlıksız yakalandı. Ama daha da kötüsü, Amerika’nın CIA ve Pakistan’ın ISI istihbarat teşkilatları Afganistan’da devreye girdi. İki teşkilat, Kabil’deki Sovyet destekli hükümeti devirmek için mücahit savaşçıları finanse etmeye başladı. RAW, ISI’nin faaliyetlerini takip etmek için Sovyet Rusya’nın KGB’si ve Afganistan’ın KHAD istihbarat teşkilatları ile yakın işbirliği içinde çalıştı. RAW, 1968’deki kuruluşundan bu yana, Pakistan hakkında RAW’a sağladığı istihbarat nedeni ile Afgan istihbarat teşkilatı KHAD ile yakın bir irtibat ilişkisine sahip. Bu ilişki, 1980’lerin başında RAW, KHAD ve Sovyet KGB’yi kapsayan üçlü bir işbirliğinin temellerinin atılmasıyla daha da güçlendi.

1980’ler ayrıca RAW için iki büyük güvenlik krizine yol açtı. İlki Khalistan’dı. 1980’lerin başında Khalistanlı ayrılıkçılar uçak kaçırma olayları ve saldırılar gerçekleştirdi. (Bunların çoğunun ISI desteğiyle gerçekleştirildiği ve RAW’ın Pakistan’ın kabile bölgelerindeki Sih militanların faaliyetlerini izleme konusunda KHAD’ın işbirliğine değer verdiği argümanlar arasında.) RAW bu gruplarla mücadelede önemli bir rol oynadı. Ayrıca Mavi Yıldız Operasyonu’nda da tartışmalı bir rol oynadı.

1980’lerdeki ikinci büyük kriz Sri Lanka’ydı. Ülkedeki Tamil azınlık ile Sinhala çoğunluk arasındaki gerilim artıyordu. 1983’te Tamillere yönelik büyük çaplı saldırıların ardından Indira Gandhi, Tamil gruplarına yardım yetkisi verdi. RAW, Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları / Tamil Kaplanları (LTTE) gibi grupları eğitmeye başladı. Ancak bu politika 1987’de Sri Lanka’da yaşanan trajik Hindistan Barışı Koruma Gücü misyonuna yol açacaktı… Grubun terörist faaliyetleri (Güney Hindistan’ın Tamil Nadu devletindeki ayrılıkçı gruplarla ittifakları da dahil) büyüdükten sonra RAW desteğini geri çekti ve 1987’de Yeni Delhi, Sri Lanka hükümeti ile adaya barışı koruma birlikleri gönderme konusunda bir anlaşma yaptı ve Hint güçleri, RAW’ın silahlandırdığı grupla çatışmaya girdi. Hindistan’ın aleyhine dönecek olan Tamil Kaplanları’nı Hindistan’ın yanlış okuması nedeni ile binlerce Hint askeri öldürüldü. Ve 1991’de, barış gücü konuşlandırıldığı sırada Hindistan’ın başbakanı olan Rajiv Gandhi, Tamil Kaplanları’nın bir intihar bombacısı tarafından öldürüldü. Hindistan Dışişleri Bakanı JN Dixit, RAW’ı Rajiv Gandhi’ye Tamil Kaplanları’nın “Hindistan’ın evlatları” olduğuna ve Hindistan ile savaşmayacağına dair güvence vermekle suçladı. Ayrıca bu arada RAW’a insan hakları örgütlerinden çok fazla eleştiri getiren şey de Tamil Kaplanları’na verilen destekti.

Ancak RAW, 1980’lerde Punjab’daki şiddeti desteklediği için Pakistan’ı cezalandırmak amacı ile ona karşı gizli operasyonlar başlattı. RAW, Karachi ve Lahore gibi şehirlerde Pakistan içinde saldırılar başlattı. Bu, ISI’yi RAW ile anlaşma yapmaya ve Punjab’daki katılımını kesmeye zorladı.

RAW Çin’de de önemli bir rol oynadı. 1962 savaşından bu yana Hindistan ve Çin’in diplomatik ilişkileri donmuştu. RAW yetkilileri bu bağları yeniden kurmak için Çinli bağlantılarla gizlice çalıştı. Bu, Rajiv Gandhi’nin 1988’de ikili ilişkileri normalleştiren Pekin ziyaretine yol açtı.

1990’lar Keşmir’i RAW gündeminin başına taşıdı. ISI desteği bölgedeki İslamcı grupların büyük bir kampanya başlatmasına yol açmıştı. RAW, CIA ve ISI parasıyla eğitilen Afganistanlı mücahitlerin Hindistan’a yönlendirilebileceğinden kaygılıydı. Bu, 1990’larda Afganistan iç savaşına Hindistan’ın daha fazla dahil olmasına yol açtı. RAW 1970’li ve 80’li yıllarda ülkede faaliyet gösteriyordu. Ancak ISI destekli Taliban’ın yükselişi büyük bir tehditti. Hindistan, Ahmed Şah Mesud gibi Taliban karşıtı liderlere mali destek verdi.

RAW Pakistan destekli kampanyalar ile uğraşırken İslamabad 1999 Kargil savaşını başlattı. Binlerce Pakistan askerinin Hindistan’a sızması Hindistan’ı şaşırttı ve RAW’ın istihbarat başarısızlığı kaygılarına yol açtı. Çatışmanın bir istihbarat hatası olarak görülme eğilimi doğsa da RAW yetkilileri istihbaratı kendilerinin sağladıklarını ancak siyasi liderliğin bu konuda harekete geçmediğini savundu. Hindistan hükümeti, başarısızlığı incelemek ve iyileştirici önlemler önermek için bir komite kurdu. Kargil inceleme komitesinin raporu daha sonra 2000 yılında kurulan bir grup bakan tarafından incelendi. Grup resmi bir yazılı tüzük önererek çeşitli istihbarat teşkilatları arasında koordinasyon ve iletişim eksikliğine dikkat çekti. İncelemenin ardından yeni bir organizasyon kuruldu: Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı’nı örnek alan Ulusal Teknik Araştırma Organizasyonu. Hindistan hükümeti ayrıca başkanının, Genelkurmay Başkanı Komitesi’nin ve savunma bakanının danışmanı da olacak bir Savunma İstihbarat Teşkilatı kurmaya karar verdi. Ve bu teşkilata sınır ötesi operasyonlar yürütme yetkisi verildi. Ancak daha önce RAW yurtdışında casusluk operasyonları yürütmesine izin verilen tek organizasyon iken artık hem İstihbarat Bürosu’nun hem de Savunma İstihbarat Teşkilatı’nın bu tür operasyonları yürütme yetkisine sahip olması, teşkilat faaliyetlerinin örtüşmesi ile ilgili bazı sorunları ortadan kaldırmadığı için eleştiriliyor. Bu arada Kargil savaşı aynı zamanda RAW tarafından büyük bir istihbarat darbesine de sahne oldu. Pakistanlı General Pervez Müşerref ile üst düzey bir general arasında, Kargil’de Pakistan düzenli askerlerinin kullanıldığını doğrulayan bir telefon görüşmesi ele geçirildi. Bu, Pakistan’ın katılımını inkar ettiğini ortaya çıkardı ve Amerika ile Çin’i Pakistan’a Kargil’i terk etmesi için baskı yapmaya zorladı.

21. yüzyılda RAW eski ile yeni arasında denge kurdu. Pakistan, 2001 Parlamento, 26/11 ve Uri terör saldırılarından sonra kilit odak noktası olmaya devam ediyor. 26/11, Hindistan istihbarat teşkilatlarının Hindistan’ın güvenliğini sağlamaya hazır olup olmadığı konusunda soruları gündeme getirdi. 2020’deki Galwan Vadisi çatışmalarının ardından mevcut sınır çatışması göz önüne alındığında, Çin bir diğer büyük odak noktası olmaya devam ediyor. RAW aynı zamanda Hindistan’ın mahallesindeki zorluklarla da ilgilendi. Bunlar arasında Sri Lanka ve Nepal’deki iç savaşların sona erdirilmesine yardımcı olmak da yer alıyor.

Hindistan’ın gücü arttıkça RAW küresel ayak izini de genişletti. Ama bu aynı zamanda sorunları da beraberinde getiriyor. Son iki yılda RAW, yurtdışı operasyonları ile ilgili önemli sorularla karşı karşıya. Bunlar arasında Nijjar ve Pannun suikast planlarına karıştığı iddiası da yer alıyor. Bu iki olay RAW’ın Batılı istihbarat teşkilatları ile ilişkisine zarar verdi. Gölgede çalışırken artan küresel ilgiyi yönetmek, önümüzdeki yıllarda RAW’ın karşılaşacağı zorluklardan biri olacak… Bu arada – Batılı istihbarat teşkilatları ile ilişkisi demişken – CIA’in RAW’ın oluşturulmasına yardım ettiği veya Hindistan’ın CIA ile istihbarat ilişkilerinin RAW’ın kuruluşundan dahi önce başladığı; Hindistan’ın 1962’de Çin ile yaptığı savaştan sonra, CIA eğitmenlerinin Çin’de terör operasyonları yürütmek üzere Hindistan’daki Tibetli mülteciler arasından oluşturulan Kuruluş 22 isimli gizli bir örgütü eğittiğini de not edelim… Ve zaman zaman medyada RAW’a diğer kurumların, özellikle de CIA’in sızdığına dair haberler de çıkıyor…

Çok Okunanlar

Exit mobile version