Dünya Basını

‘Kaçırılan çocuklar’ anlatısı nasıl çöktü?

Yayınlanma

Almanya’da, Rusya’nın on binlerce Ukraynalı çocuğu kaçırıp “Ruslaştırdığı” yönündeki yaygın anlatının, İstanbul’daki Rus-Ukrayna müzakereleriyle sarsıldığı belirtiliyor. Ukrayna’nın kayıp çocuklarla ilgili sunduğu listenin 339 aileyi içermesi, Batı medyasında ve siyasetinde dolaşan on binlerce veya yüz binlerce çocuk iddiasıyla çelişiyor. NachDenkSeiten yazarı Gert-Ewen Ungar, Alman siyasetçiler ve medyanın Rus düşmanlığı yaparak dezenformasyon yaydığını, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni araçsallaştırdığını veNachDenkSeiten yazarı Gert-Ewen Ungar, Alman siyasetçiler ve medyanın Rus düşmanlığı yaparak dezenformasyon yaydığını ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni araçsallaştırdığını vurguluyor. bu tür propagandaların Almanya’da sonuçsuz kaldığını vurguluyor. Rus tarafı ise çocukların koruma amacıyla tahliye edildiğini, sayının çok daha düşük olduğunu ve sistematik bir kaçırma olmadığını ifade ediyor.


İstanbul müzakereleri: Kaçırılan çocuklar anlatısı nasıl çöktü?

Gert-Ewen Ungar
NachDenkSeiten
4 Haziran 2025

Rusya’nın on binlerce Ukraynalı çocuğu Rusya’ya kaçırdığı iddia ediliyor. Almanya’da, bu çocukların orada “Ruslaştırıldığı”, kimliklerinden yoksun bırakıldığı ve asimile edildiği öne sürülüyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi bu nedenle Vladimir Putin hakkında yakalama kararı çıkardı. Pazartesi günü Ukrayna ihtilafının çözümü için yapılan müzakerelerde bu anlatı çöktü. Alman medya tüketicisi için bir kez daha gerçeklikle kesinlikle hiçbir ilgisi olmayan bir gösteri sahnelendi.

Pazartesi günü İstanbul’da bir Rus ve bir Ukrayna heyetinin yaptığı görüşmede müzakerelerde daha fazla ilerleme kaydedildi. Müzakereciler, her iki ülkenin kalıcı bir barış anlaşması için koşullarını belirttikleri muhtıraları teati etti. Karşı tarafın teklifi şimdi inceleniyor. Yeniden kapsamlı bir esir takası ve görüşmelerin devamı konusunda anlaşıldı. Ayrıca, hayatını kaybeden 6 bin Ukraynalı askerin naaşlarının, onurlu bir şekilde defnedilebilmeleri için iade edilmesi kararlaştırıldı. Rus müzakereci Vladimir Medinskiy, bunun insani bir jest olduğunu söyledi.

Ukrayna ayrıca, çocukları kayıp olan 339 ailenin isim listesini teslim etti. Bu haber büyük önem taşıyor, zira Batı’da yaygın olan bir komplo anlatısı bu haberle çöküyor. Bu anlatıya göre Rusya, 24 Şubat 2022’de başlayan özel askeri operasyonun ardından Ukrayna’dan sistematik olarak çocukları kaçırıp Rusya’ya götürdü.

Rusya tarafından kaçırıldığı iddia edilen çocukların sayısı, mevcut ruh hâline göre on binler ile yüz binler arasında değişiyor.

Çocukların ailelerinden koparıldığı ve şimdi “Ruslaştırıldığı” örneğin FAZ‘da böyle deniyor. Alman yazı odalarındaki algı operatörleri için “Ruslaştırma” propaganda kavramı, Rusya’nın korkunç bir adaletsizlik yaptığını vurgulamak için Alman kulaklarına yeterince korkunç geliyor olmalı; ne tür bir adaletsizlik olduğunun artık önemi kalmıyor; sonuçta Ruslaştırma. Somut olarak, çocukların Rusça düzenlenmiş Rus kimlik belgeleri aldığını FAZ skandal olarak nitelendiriyor. Ancak Rusya makamları, resmi dil dışındaki dillerde kimlik belgesi düzenlemiyor. Rusya bu konuda diğer devletlerden farklı değil. Ayrıca, çocukların Rus okullarına gönderilmesi, FAZ için insanlık dışı Rus zulmünün yeterli bir kanıtı sayılıyor.

“Ruslaştırma” terimi, bir Rus anti-medeniyeti, Rusların ve toplumlarının Batı’ya kıyasla kültürel ve medeni bir aşağılık içinde olduğu imasında bulunuyor. Daha basit bir ifadeyle, Ruslar barbar. Bu, açıkça Slav alt-insan söyleminin propagandacı Alman geleneği içinde yer alıyor. FAZ da buna katılıyor, ancak elbette bu konuda yalnız değil.

Yankı odası prensibi

Alman Federal Meclisi’nin o zamanki Başkan Yardımcısı Katrin Göring-Eckardt (Yeşiller Partisi), geri kalmadı ve erkenden hızla yol alan propaganda trenine atladı. Rusya tarafından kaçırıldığı iddia edilen çocuklar etrafındaki drama, onun özellikle ilgilendiği bir konuydu. Rus düşmanlığı Yeşiller’in temel yetkinliklerinden biri.

Şubat 2024’te verdiği bir röportajda Göring-Eckardt şöyle dedi: “Rusya’ya kaçırılan yaklaşık 20 bin çocuğun isimleri biliniyor. Bunlardan sadece birkaçı yüzü evlerine geri döndü. Bunun nasıl olduğunu tam olarak bilmiyoruz, sadece başarıldığını biliyoruz. Ancak bu yaklaşık 20 bin çocuk sadece bilinenler. Uzmanlar, işgal altındaki bölgelerden hakkında hiçbir şey bilinmeyen binlerce çocuğun daha kaçırıldığını tahmin ediyor.”

Alman uzman ne yapacağını bilemediğinde, çılgın tezlerini kanıtlamak için “yüksek meçhul sayıya” başvurur.

Ama elbette Yeşiller bu konuda yalnız değil. Bu durum tüm partilerde görülüyor. Rusya tarafından çocuk kaçırma suçlamasının o kadar sık tekrarlandığı bir yankı odası oluştu ki, sonunda herkes bunun doğru olabileceğine inandı.

Örneğin, konu hakkındaki yetersiz bilgisini sürekli olarak yüksek sesle konuşarak telafi etmeye çalışan FDP’li politikacı Marie-Agnes Strack-Zimmermann da talk show’larda boy gösterdi ve Rusya tarafından kaçırılan on binlerce çocuk masalını yaydı. Hatta Kızılhaç’ın Rusya ile bir komplo içinde olduğunu iddia etti.

FDP’li politikacı, 2023 yazında, “Belarus’taki Kızılhaç tarafından çocukların alçakça kaçırıldığına dair korkunç haberler, Kızılhaç’ın mevcut çatışmada görevini ne kadar bağımsız bir şekilde yerine getirdiği sorusunu gündeme getiriyor,” dedi.

Rusya tarafından kaçırılan çocuklar hakkındaki propaganda piyesi elbette Ukrayna tarafından başlatıldı ve sürekli beslendi. Yetersiz ve hepsinden önemlisi çok taraflı kaynak durumuna dikkat çekenler karalandı.

Ukraynalı çocuklar Almanya’da da bulundu

Mizansen o kadar kapsamlı ve bas bas bağırıyordu ki, Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Khan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya Çocuk Hakları Komiseri Mariya Lvova-Belova hakkında yakalama kararı çıkarttı. Alman siyasetinde ve ona bağlı medyada bu durum adeta alkışlarla karşılandı.

Dünden beri biliniyor ki, Rusya tarafından kaçırılan çocukların isimleri, Göring-Eckardt’ın iddia ettiği gibi bilinmiyor, çünkü böyle çocuklar aslında yok. Alman Federal Meclisi Başkan Yardımcısı, Rusya ve Ruslara karşı nefret körüklemek amacıyla dezenformasyon ve propaganda yaydı. Göring-Eckardt’ın bahsettiği ve nasıl gerçekleştiğini tam olarak bilmediğini iddia ettiği çocukların geri gönderilmesi, Arap ülkelerinin arabuluculuk çabalarına dayanıyor. Alman siyaseti vahşet propagandası yaymakla meşgulken, dünyanın diğer bölgeleri insani girişimleri destekliyor. Almanya ise çocukların geri gönderilmesine hiçbir katkıda bulunmadı. Bu aynı zamanda Bayan Göring-Eckardt’ın çocukların kaderinin aslında hiç umurunda olmadığını da açıkça gösteriyor. Onun için önemli olan sadece propaganda etkisiydi.

Çocuklarla ilgili bir sorun olduğunu Rus müzakereci Vladimir Medinski kabul etti. Ancak sayı elbette çok daha düşük ve bunlar sistematik kaçırma olayları da değildi. Çatışmaların patlak vermesinden sonra çocuklar genellikle tatil kamplarından tahliye edildi. Bunlar, onları korumaya yönelik önlemlerdi. Bu arada, bu durum her iki tarafta da yaşandı, çünkü Ukrayna yönüne tahliye edilen Rus çocukları da var. Almanya’da elbette onların kaderiyle kimse ilgilenmiyor, zira bu anlatıya uymuyor.

339 ailenin çocuklarının gerçekten Rusya’da mı yoksa bambaşka bir yerde mi olduğu da ayrıca açıklığa kavuşturulması gereken bir soru. Ukraynalı çocukların nerede olduğuna dair yapılan araştırmalarda Federal Kriminal Dairesi, 2024 baharında Almanya’da, Rusya tarafından kaçırıldığı iddia edilen 161 çocuğu buldu. Bunların çoğu ebeveynleriyle birlikte Almanya’ya giriş yapmıştı.

Yüzleşmek yerine üstünü örtmek

Rus müzakereci Vladimir Medinskiy, dün İstanbul’daki görüşmelerin ardından basın mensuplarına, “Aslında söz konusu olan, hiçbiri kaçırılmamış —tek bir tanesi bile— onlarca çocuktur. Bunlar, askerlerimizin kendi hayatlarını riske atarak kurtardığı, çatışma bölgelerinden çıkarıp tahliye ettiği çocuklardır,” diye konuştu.

Alman medya tüketicisi için, en az bir öngörülebilir olumsuz sonucu olacak bir propaganda piyesi sahnelendi. Uluslararası Ceza Mahkemesi zarar gördü, çünkü siyasi olarak araçsallaştırılmasına izin verdi. Göring-Eckardt, Strack-Zimmermann ve benzerleri tarafından uluslararası ceza yargısına büyük bir kötülük yapıldı.

Fakat Almanya’daki Rus karşıtı propagandanın bununla son bulduğu beklenmemeli. Almanya’da artık alışılageldiği üzere, bir yüzleşme beklenmemeli. Yerleşik partiler ve ana akım medya, cezasız bir şekilde dezenformasyon ve propaganda yayabiliyor, kışkırtıcılık yapıp nefret tohumları ekebiliyorlar, herhangi bir sonuçla karşılaşmayı beklemiyorlar. Bu, bu arada, Almanya’nın demokrasi ilkelerinden giderek uzaklaştığının açık bir işaretidir. Almanya’da yasalar önünde herkesin eşit olmadığı durumlar giderek artıyor.

Kuzey Akım’a yönelik terör saldırıları, Buça ve Korona önlemlerinin anlamlılığı sorusu konularında olduğu gibi, kaçırılan çocuklar hikâyesi de unutturulacak. Çok yakında siyasi-medya arenasında yeni bir dezenformasyon kampanyası yürütülecek. Göring-Eckardt, Strack-Zimmermann, Kiesewetter gibi figürler şimdiden başlangıç çizgisindeler ve kelimenin tam anlamıyla her türlü rezilliğe yeniden hazırlar.

Çok Okunanlar

Exit mobile version