DÜNYA BASINI

Kırsal işsizlik Çin’in büyümesini tehdit ediyor

Yayınlanma

Çevirmenin notu: Küresel ekonomik sistemin en büyük aktörlerinden biri olan Çin’deki eğitim sorunun uzun vadeli etkileri can alıcı olacağa benziyor. Ve bu negatif etkiler, üretim devi Çin’in sınırlarını da aşacak düzeyde. Stanford Üniversitesi Freeman Spogli Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü araştırmacısı ve Stanford Çin Ekonomisi ve Kurumları Merkezi Eş Direktörü Scott Rozelle ile KU Leuven Çin Çalışmaları Araştırma Birimi’nde doktora asistanı olan Dorien Emmers, son zamanlarda dikkatlerde olmayan, fakat hayati bir konuyu ele almış.


Kırsal işsizlik Çin’in büyümesini tehdit ediyor

Scott Rozelle/Dorien Emmers — Asia Times

31 Mart 2023

Çin’in iş gücünden eğitimsiz çalışanların payı neredeyse tüm orta gelirli ülkelerden daha yüksek

Dünya Bankası verilerine göre pek çok gelişmekte olan ekonomide, ekonomik büyümenin yakalandığı 1960 yılından bu yana sadece birkaç ekonomi orta gelir düzeyinden yüksek gelir düzeyine yükseldi. Bunlara örnek olarak Güney Kore, Singapur, İsrail ve İrlanda verilebilir. Danimarka ve Japonya gibi 1960 yılında yüksek gelirli hale gelen bazı ülkeler bugün de yüksek gelirli olmaya devam ediyor.

Myanmar ve Kuzey Kore gibi diğerleri ise yoksul kalmaya devam ediyor. Pek çok ülke, onlarca yıl orta gelir seviyesinde kaldı ve göründüğü kadarıyla da yüksek gelir seviyesine ulaşamadı. Çin, orta gelir seviyesinde sıkışıp kalmış bu diğer ülkelerle nasıl kıyaslanabilir?

Ülkelerin izlediği farklı kalkınma rotaları açıklayabilecek kilit faktörlerden biri de eğitim. OECD’ye göre 2015 yılında yüksek gelir statüsüne geçen ülkelerde ortaöğretimi tamamlayan işçilerin [18 ila 65 yaş arası insanlar] ortalama payı, henüz orta gelir statüsündeyken yüzde 72’ydi. Ancak orta gelir statüsünden çıkmayı başaramayan ülkelerde bu oran çok daha düşük; ortalama yüzde 36.

Geniş bir eğitimli çalışan birikimine sahip olmak, yüksek değerli hizmetlere yönelik talebi karşılamak ve yönlendirmek için yeterli imkânın mevcut olmasını ve böylece büyümenin sürdürülmesini sağlar. Çok fazla sayıda vasıfsız işçi gelişmiş sektörlerin dışına itildiğinde ücretler durgunlaşır, talep azalır ve büyüme engellenir. Nihayetinde bu da işsizlik oranlarında yükselmeye, suç ve sosyal bozulma gibi ciddi sosyal sorunlara yol açar.

Eğitime erişim ölçütleri Çin’in gelecekteki potansiyel gelişimini ve büyüme yörüngesini ortaya koymaya yardımcı oluyor. Çin’in iş gücünde eğitimsiz çalışanların payı neredeyse tüm orta gelirli ülkelerden daha fazla.

2010 nüfus sayımı verilerine göre Çin’de 18 ile 65 yaş arasında lise diploması olmayan yaklaşık 500 milyon insan bulunuyor ki bu da iş gücünün yüzde 74’üne tekabül ediyor. Bu da Çin’i dünyanın en az eğitimli orta gelirli ülkesi yapıyor.

Çin, düşük gelir statüsünden orta gelir statüsüne geçtiğinde eğitimsiz işçilerden oluşan geniş nüfus sorun teşkil etmemişti. Vasıfsız işçi ücretleri düşüktü ve düşük maliyetli imalat ve inşaat sektörlerinde büyüme söz konusuydu. Fakat Çin’in büyüme modeli, ülke zenginleştikçe değişiyor.

Vasıfsız işçi ücretleri çok daha yüksek ama başka bölgelerdeki ucuz iş gücünün cazibesi ve Çin’in otomasyona yönelik büyük hamlesi düşük vasıflı işçileri gereksiz hale getirdi. Altyapı yatırımları azaldıkça inşaat işleri de azalıyor. Bu faktörler, Çin’in ekonomisi geliştikçe vasıfsız işçilerinin de giderek daha fazla işsiz kalabileceğine işaret ediyor.

Çin’in vasıfsız iş gücünün —ister iş gücüne yeni katılanlar ister işten çıkarılan işçiler olsun— tek varış noktası kayıt dışı hizmet sektörü. Çin’in 2018 tarihli İstatistik Yıllığından elde edilen veriler, kayıt dışı istihdamın şu anda Çin’de en hızlı büyüyen sektör olduğunu ve 2004’te yüzde 33’ken 2017’de yüzde 56’ya yükseldiğini gösteriyor.

İşçi arzının artması, vasıfsız işçiler için ücretlerin durgunlaşmasına yol açtı. Bu arada vasıflı işlere olan güçlü talep, yüksek ücretlerin eğitimlilere gitmesi anlamına geliyor. Sonuç sağlam makroekonomik performans, ihracat başarısı ve fiziksel sermaye birikiminin kayıtlı ekonomide büyümeye dönüşmediği Meksika’ya benzeyebilir.

Ortaöğretime duyulan kritik ihtiyacın farkında olan Çin hükümeti, ülke genelinde liseleri yayınlaştırdı. İş gücündeki en genç gruplar arasında lise eğitimi alma oranı yüzde 80’e yaklaştı. Fakat yüz milyonlarca daha az eğitimli insan önümüzdeki 30 yıl boyunca iş gücünde kalacak. Hükümet, çalışanları yeniden eğitme ya da bir sosyal güvenlik ağı sağlama konusunda büyük zorluklarla karşılaşacak.

Çin’in genişletilmiş ortaokul eğitiminin kalitesi de belirsiz. Düşük vasıflı iş gücünün neredeyse tamamı okul ve sağlık sistemlerinin yetersiz kaynaklara sahip olduğu kırsal bölgelerden geliyor. Çin’in yeni ortaokul mezunlarının çoğu düşük kaliteli meslek okullarına gitti.

Kırsal kesimde erken dönem çocuk eğitimi ve sağlık alanındaki sistemsel eksiklikler de pek çok genci yaş aldıkça karmaşık becerileri öğrenmeye hazırlıksız hale getirebilir. Sistematik inceleme ve meta-analizler, Çin’in taşra okullarındaki çocukların yüzde 45’inin beş yaşına gelmeden önce bilişsel gelişimlerinin geciktiğini ortaya koydu.

Yaşamın ilk yıllarında yeterli öğrenme fırsatlarına sahip güvenli bir ev ortamına, sağlıklı beslenmeye ve duyarlı bakıma yapılan yatırımlar, sağlıklı çocuk gelişimi için oldukça önemli.

Ancak Çin’in kırsal kesiminde pasif ebeveynlik ve erken çocuk gelişimi üzerine 2017 yılında yayımlanan bir çalışma, ebeveynlerin cee-ee oyunu veya masal anlatmak gibi bilişsel olarak uyarıcı faaliyetlere ve sağlıklı çocuk besleme uygulamalarına yaptıkları yatırımların düşük olduğunu gösteriyor. Kaliteli erken çocukluk gelişimindeki bu yetersiz yatırımlar, Çin’in gelecekteki iş gücünün beceri gelişimini tehlikeye atıyor.

Durgunlaşacak Çin’in karşı karşıya kalacağı riskler sınırlarının çok ötesinde yankılanacak. Çin’in büyüklüğü —dünya nüfusunun beşte biri— burada yaşanacakların dış ticaret, küresel tedarik zincirleri, finans piyasaları ve dünya genelindeki büyüme üzerinde çok büyük etkileri olacağı anlamına geliyor. Siyasi tehlikeler de söz konusu.

Ekonomik açıdan güvensiz bir Çin, meşruiyetini artırmak için milliyetçiliğe yönelebilir. Çin’in büyümesine dair değerlendirmeler, ülkenin öngörülebilir gelecekte ekonomisinde yüz milyonlarca eksik istihdamlı insan bulundurmasının sonuçlarını dikkate almadan tamamlanmış sayılmaz.

Çok Okunanlar

Exit mobile version