Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Kritik ziyaret başladı

Yayınlanma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in, Rusya lideri Vladimir Putin’in daveti üzerine planladığı üç günlük Moskova ziyareti başladı.

Çin lideri, Vnokova Havaalanı’nda Rusya Başbakan Yardımcısı Dimitriy Çernişenko tarafından askeri bando eşliğinde görkemli bir törenle karşılandı.

“Başkan Vladimir Putin’in daveti üzerine, yakın komşumuzun ülkesine resmi ziyaret için gelmekten çok mutluyum” diyen Xi Jinping, Çin hükümeti ve halkı adına Rusya hükümetine ve halkına en içten selamlarını ve en iyi dileklerini sunduğunu ifade etti.

Ziyareti, “dostluk, işbirliği ve barış yolculuğu” olarak nitelendiren Xi, ikili ve ortak çıkarları ilgilendiren başlıca uluslararası ve bölgesel meseleler hakkında Putin ile derinlemesine görüş alışverişinde bulunmayı sabırsızlıkla beklediğini söyledi ve ziyaretinin Rusya ile ilişkilerin gelişmesine “yeni bir ivme kazandıracağına” emin olduğunu vurguladı.

Ukrayna gündemi

Xi’nin ziyarette Pekin’in Ukrayna savaşının siyasi çözümüne dair önerilerini de gündeme getirmesi bekleniyor. Çin Dışişleri Bakanlığı daha önce, Rusya ve Ukrayna’ya 12 maddelik ateşkes önerisi sunmuştu.

Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov ziyaretle ilgili pazartesi günü yaptığı açıklamada, liderlerin “öyle ya da böyle” barış umutlarını tartışacaklarını ve Ukrayna’nın “şüphesiz gündemde olacağını” söyledi.

Xi’nin ziyareti öncesinde Rusya lideri Vladimir Putin de yaptığı yazılı açıklamada, “eski ve iyi dost” olarak nitelendirdiği Çin liderinin ziyaretiyle ilgili umutlu olduğunu, hem işbirliği hem de Çin’in arabuluculuğu girişiminden memnuniyet duyduğunu belirtti.

Xi’nin ayrıca, Rusya gezisinin ardından Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky ile de konuşması bekleniyor.

Wall Street Journal gazetesi geçen haftalarda, Xi Jinping’in, Putin’le görüşeceği Moskova ziyaretinin ardından Zelenski ile görüntülü görüşme gerçekleştirmesinin beklendiğini yazmıştı. Konuya ilişkin Pekin ve Moskova’dan bir açıklama yapılmadı.

Zelensky’nin sözcüsü Serhiy Nykyforov ise cuma günü yaptığı açıklamada, görüşmenin ne zaman yapılacağı konusunda 1belirli bir anlaşma olmadığını”, ancak “çalışmaların devam ettiğini” söyledi. 

Pekin’den UCM çağrısı: Yargı dokunulmazlığına saygı duyun

Xi’nin Rusya ziyareti, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin cuma günü Putin’in savaş suçu işlediği gerekçesiyle tutuklanması için emir çıkarmasından sonra geldi.

UCM’nin Roma Statüsü’ne taraf olmayan Kremlin, kararı “hukuksuz ve hükümsüz” ilan ederek reddetmişti.

Çin dışişleri bakanlığı da Xi’nin ziyareti ile aynı gün yaptığı açıklamada, UCM’yi bir devlet başkanının “yargı dokunulmazlığına saygı duymaya” ve “siyasileşmeden ve çifte standarttan kaçınmaya” çağırdı.

İki liderin makalelerinde ‘hegemonya’ vurgusu

Toplantı öncesinde, iki lider de birer makale kaleme aldı – Xi’nin makalesi Rus devlet ajansı Ria Novosti’de; Putin’inki de Çin’in People’s Daily (Halkın Günlüğü) gazetesinde yayınladı.

Xi Jinping yazısında, “Çin ve Rusya, birbirlerinin en büyük komşusu ve kapsamlı stratejik ortağıdır” derken, Putin de, “Rusya-Çin ilişkileri tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı” ifadesini kullandı.

Xi, “hiçbir ülkenin uluslararası düzeni dikte etmemesi gerektiğini” vurgularken, Putin doğrudan, ABD’yi ve ‘kolektif Batı’yı işaret etti: “ABD’nin eş zamanlı olarak Rusya ve Çin’in yanı sıra Amerikan diktasına boyun eğmeyen herkesi çevreleme politikası her zamankinden daha şiddetli ve iddialı hale geliyor.”

Putin özel davet etti

Putin ve Xi Jinping, en son Eylül 2022’de Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesi için gittikleri Özbekistan şehri Semerkant’ta yüz yüze bir araya gelmişti.

Putin, Aralık ayı sonlarında ise Xi Jinping ile bir video konferans görüşmesi yaparak onu Moskova’ya davet etmişti.

Geçen hafta Xi Jinping, üçüncü beş yıllık dönem için Çin Devlet Başkanı olarak yeniden seçildi. Putin, tebrik mesajında ​​Moskova ve Pekin’in kilit konularda koordinasyonu sürdüreceğini iletti. Rusya lider ayrıca Çin Devlet Başkanı ile birlikte iki ülke arasındaki çeşitli alanlarda işbirliğini artırabileceğine olan güvenini dile getirdi.

Batı’nın baskıları sonrası ilişkiler gelişti

Rusya’nın 24 Şubat 2022’de başlayan Ukrayna operasyonu, Moskova’ya Batılı ülkeler tarafından yaptırım uygulanmasına yol açtı. Pekin, Batı’nın baskılarına rağmen Rusya’ya yaptırımlara katılmadı ve savaşın başlamasına NATO’nun Avrupa’da genişleme stratejisinin yol açtığını söyleyerek ABD’yi suçladı.

Çin on yıldan fazla bir süredir Rusya’nın en büyük ticaret ortağı olmayı sürdürürken, Batı’nın yaptırımları da ticaret hacminin hızla artmasına neden oldu. Rusya ayrıca, Çin’in en büyük petrol tedarikçisi, ikinci en büyük boru gazı tedarikçisi ve dördüncü en büyük sıvılaştırılmış doğal gaz tedarikçisi konumunda.

Çin ve Rusya, Moskova’nın Ukrayna müdahalesinden haftalar önce 2022 yılı Şubat ayında “sınırsız ortaklık” anlaşması imzalamıştı.

ABD Başkanı Joe Biden’ın savaşın birinci yıldönümünde Kiev’i ziyaret ettiği sırada, Çin’in en kıdemli diplomatı, Çin Komünist Partisi Dış İlişkiler Merkez Komisyonu Direktörü Wang Yi de aynı hafta Moskova’yı ziyaret etmişti.

Wang Yi, iki ülke arasındaki ilişkileri, “kaya gibi sağlam” diye nitelendirmişti.

Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmayı reddeden Pekin’in defalarca barış görüşmesi çağrısında bulunmasına rağmen Moskova ile “derin” ortaklığı, ABD ve birçok Avrupa ülkesini endişelendiriyor.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Ukrayna krizi boyunca Rusya’yı izole etmeye yönelik Batı baskısına direnerek Putin’in yanında yer aldı. Çin-Rus ticaret hacmi Ukrayna savaşından bu yana artarken, Rusya’nın Çin’e petrol satışı da artış gösterdi. 2022’de Çin’in Rusya’ya ihracatı yüzde 12,8, Rusya’nın Çin’e ham petrol ihracatı dolar bazında yüzde 44 ve gaz ihracatı yüzde 100’den fazla arttı.

DİPLOMASİ

Vance, Münih Güvenlik Konferansı’nda Avrupalıları ‘göç’ ve ‘savunma harcamaları’ konusunda uyardı

Yayınlanma

ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, cuma günü Münih Güvenlik Konferansı öncesinde yaptığı konuşmada Avrupalı yetkililere ifade özgürlüğü ve kıtadaki yasadışı göç konularında çatarken, seçilmiş yetkilileri hızla rota değiştirmedikleri takdirde kamuoyu desteğini kaybetme riskiyle karşı karşıya oldukları konusunda uyardı.

Başkan Yardımcısı “Eğer kendi seçmenlerinizden korkuyorsanız Amerika’nın sizin için yapabileceği hiçbir şey yok” dedi.

Vance’in konuşması ve 3 yıldır devam eden Rusya-Ukrayna çatışmasına değinmesi, Avrupa’da Trump yönetiminin dış politikasına ilişkin yoğun endişe ve belirsizliklerin yaşandığı bir döneme denk geldi.

“Washington’da kasabada yeni bir şerif var. Donald Trump’ın liderliğinde görüşlerinize katılmıyor olabiliriz ama bunları kamusal alanda dile getirme hakkınızı savunmak için mücadele edeceğiz” dedi.

Başkan Yardımcısı ayrıca Avrupalı yetkilileri yasadışı göçe karşı uyararak, seçmenlerin “milyonlarca incelenmemiş göçmene kapıları açmak” için oy vermediğini söyledi ve perşembe günü Münih’te gerçekleşen ve şüphelinin 2016 yılında Almanya’ya sığınmacı olarak gelen 24 yaşındaki bir Afgan olduğu saldırıya atıfta bulundu.

Vance’in cuma günü ilerleyen saatlerde Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskyy ile bir araya gelmesi bekleniyor. Özellikle Avrupa’daki pek çok gözlemci, Trump ile Rusya lideri Vladimir Putin arasında bu hafta gerçekleşen telefon görüşmesinin ardından gözünü Trump’ın açıklamalarına dikti.

Vance yaptığı konuşmada yönetimin “Rusya ve Ukrayna arasında makul bir çözüme ulaşabileceğimize inandığını” söyledi.

NATO savunma harcamaları

Vance cuma günü erken saatlerde Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ve İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy ile ayrı ayrı bir araya geldi. Vance bu görüşmelerde Cumhuriyetçi yönetimin NATO üyelerine savunmaya daha fazla harcama yapmaları yönündeki çağrısını yineledi. Halihazırda NATO’nun 32 üye ülkesinden 23’ü Batı askeri ittifakının ülke GSYH’lerinin %2’sini savunmaya harcama hedefine ulaşıyor.

Vance Rutte’ye şunları söyledi: “NATO’nun gerçekten gelecek için inşa edildiğinden emin olmak istiyoruz ve bunun büyük bir parçasının NATO’nun Avrupa’da biraz daha fazla yük paylaşımı yapmasını sağlamak olduğunu düşünüyoruz, böylece ABD Doğu Asya’daki bazı zorluklarımıza odaklanabilir.”

Rutte Avrupa’nın adım atması gerektiği konusunda hemfikir olduğunu söyledi. “Bu anlamda büyümek ve çok daha fazla harcama yapmak zorundayız” dedi.

Çernobil drone saldırısı

Ukrayna Devlet Başkanı, Vance ve Zelenskyy’nin bir araya gelmesinden saatler önce, yüksek patlayıcılı bir savaş başlığına sahip bir Rus insansız hava aracının Kiev bölgesindeki Çernobil Nükleer Santralinin koruyucu hapsetme kabuğunu vurduğunu iddia etti. Zelenskyy ve BM atom ajansı, radyasyon seviyelerinin artmadığını söyledi.

Zelenskyy Münih’te gazetecilere yaptığı açıklamada Çernobil’deki insansız hava aracı saldırısının “Putin ve Rusya Federasyonu’ndan güvenlik konferansına çok açık bir selam” olduğunu düşündüğünü söyledi.

Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov cuma günü yaptığı açıklamada Ukrayna’nın iddialarını yalanladı. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova ise Münih organizatörlerinin Rusya’yı birkaç yıldır davet etmediğini söyledi.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun Vance ve Zelenskyy’ye katılması bekleniyordu. Ancak Rubio’nun uçağı Münih’e giderken mekanik bir sorun yaşayınca Washington’a geri dönmek zorunda kaldı. Başka bir uçakla yola çıkan Rubio’nun toplantıya zamanında yetişmesi bekleniyordu.

Çarşamba günü Putin’le yaptığı görüşmenin ardından perşembe günü gazetecilere verdiği demeçte Trump, “Ukrayna savaşı sona ermeli” dedi ve “Genç insanlar İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana kimsenin görmediği seviyelerde öldürülüyor. Ve bu çok saçma bir savaş”diye ekledi.

Ukrayna’nın NATO’ya katılma teklifi

Trump’ın açıklamaları Avrupalıları, NATO’nun kendilerine sağladığı İkinci Dünya Savaşı sonrası güvenliği nasıl sürdürebilecekleri ya da Demokrat Biden yönetiminin Ukrayna’ya sağladığı milyarlarca dolarlık güvenlik yardımındaki boşluğu nasıl doldurabilecekleri konusunda ikilemde bıraktı.

Trump bu yardıma son derece şüpheci yaklaşıyor ve önümüzdeki günlerde müzakereler başlarken yardımı kesmesi ya da başka bir şekilde sınırlandırması bekleniyor.

Trump perşembe günü yaptığı açıklamada “Rusya’nın konumundaki bir ülkenin … Ukrayna’nın NATO’ya katılmasına izin verebileceği bir yol göremiyorum” dedi. “Böyle bir şey olacağını sanmıyorum” diye devam etti.

Ancak İngiltere Başbakanı Keir Starmer cuma günü Zelenskyy’e Ukrayna’nın NATO’ya katılmasına izin verilmesi gerektiğini söyledi.

Ukrayna tedirgin

Ukraynalı lider perşembe günü Trump’ın Putin’le ilk olarak konuşmasının “pek hoş olmadığını” söyledi. Ancak asıl meselenin “her şeyin Putin’in planına göre gitmesine izin vermemek” olduğunu savundu.

Ukrayna’nın batısındaki bir nükleer santrali ziyaret eden Zelenskyy, “Bağımsız bir ülke olarak biz olmadan (yapılan) hiçbir anlaşmayı kabul edemeyiz” dedi.

Avrupa’nın dönüm noktası

Trump’ın izlediği yol, tıpkı ilk döneminde Fransa ve Almanya hakkında yaptığı küçümseyici yorumlar gibi, Avrupa’yı sarstı.

Fransa Dışişleri Bakan Yardımcısı Benjamin Haddad, Avrupa’nın bir dönüm noktasında olduğunu ve ayaklarının altındaki zeminin hızla kaydığını belirterek, Avrupa’nın güvenliği için ABD’ye olan bağımlılığından kurtulması gerektiğini söyledi.

Haddad, Ukrayna’da Rusya’ya zafer kazandırmanın Asya’da da yansımaları olabileceği uyarısında bulundu.

“Bence dünyamızın ne ölçüde değiştiğini yeterince kavrayamıyoruz. Hem rakiplerimiz hem de müttefiklerimiz hızlanmakla meşguller,” diyen Haddad perşembe günü France Info yayın kuruluşuna konuştu.

Münih Güvenlik Konferansı: Tarihçesi ve evrimi

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD-Britanya ilişkilerinde yeni aracı: Prens William

Yayınlanma

Donald Trump 2020’de görevden ayrıldığında, dünyanın çoğu Trump’ın iktidarının sonsuza dek sona erdiğine inanarak dikkatini yeni ABD Başkanı Joe Biden’a çevirmişti.

Bununla birlikte, dikkatle ve sessizce sürdürülen bir ilişki vardı. The Telegraph’ta yer alan habere göre, Galler Prensi olarak geçirdiği on yıllar boyunca hayatın en iyi mektup yazarlarından biri olan Kral Charles, eski başkanla kişisel yazışmalarını sürdürdü ve Trump ile eşi Melania’yı memnun etmek için ara sıra elle yazılmış bir mektup yayınladı.

Şimdi, The Telegraph’a göre Trump ikinci dönem için Beyaz Saray’a yerleşirken, Başkan, Kral ve Prens William arasındaki dostluk, yeni bir dönem için “özel ilişkiyi” tanımlamaya gelebilir.

Trump tarafından çeşitli şekillerde “iyi bir adam”, “gerçekten çok yakışıklı” ve “harika bir iş çıkarıyor” olarak tanımlanan Galler Prensi William, iki ülke arasında aracı rolünü üstlenmeye hazırlanıyor.

Başkan Trump ve Prens William arasında aralık ayında Paris’te kısa bir görüşme olarak önerilen şey, kapalı kapılar ardında 40 dakikalık bir toplantıya dönüştü ve her iki taraftakiler de o zamandan beri sergilenen “sıcaklık” hakkında övgüler yağdırdı.

Bir Beyaz Saray kaynağı, Prens William’ın artık “özel ilişki”nin geleceğinde “gerçekten güçlü, gerçekten önemli” bir etkiye sahip olduğunu söylüyor.

Trump tarafından gelen bazı olumsuz değerlendirmelere rağmen, Beyaz Saray kaynakları The Telegraph’a Başkanın Birleşik Krallık’a olan “içgüdüsel sevgisinin” devam ettiğini söylüyor ve Prens William ile gelişmekte olan bu ilişki kilit önem taşıyor.

Onu tanıyan biri, Başkanın kraliyetten gelecek bir “cazibe saldırısına” bayılacağını söylüyor. Bir Whitehall kaynağı ise “Bunu kullanmamak için deli olmamız gerekir,” diyor.

Başbakan Keir Starmer ile yapılan görüşmeler Trump’ın yabancı liderlerle yaptığı diğer görüşmeler kadar sıcak geçti. Başkan, Starmer ile “çok iyi bir ilişkisi olduğunu” iddia etti ve “Kendisinden çok hoşlanıyorum,” diye ekledi. İkili bu ayın sonunda başkentte bir araya geldiğinde Starmer, Trump tarafından keyifli bir şekilde karşılanacak gibi görünüyor.

Fakat habere göre perde arkasında işler o kadar da kolay olmadı. İşçi Partisi hükümetinin bir dizi hatası Beyaz Saray’da fark edildi ve hatırlandı; kaynaklar son birkaç ayın nasıl geliştiğini tanımlamak için “saygısız”, “beceriksiz” ve “kötü niyetli” gibi çeşitli terimler kullanıyor.

Bazı İşçi Partili yetkililerin Amerikan seçimlerinde Kamala Harris’e danışmanlık hizmeti vermesinin yanı sıra, Britanya’nın ABD’deki yeni büyükelçisi Lord Mandelson’ın atanması da yeni Beyaz Saray ekibini rahatsız etti.

The Telegraph’ın haberinden anlaşıldığı kadarıyla, Washington’a elçi olarak Dame Karen Pierce’ın gönderilmesi, hem İngiliz Muhafazakârlarını, hem de Beyaz Saray’ı daha fazla tatmin edecekti.

Dikkat çekici bir şekilde, yeni büyükelçi görevine daha önce Trump’ı “dünya için tehlike” ve “beyaz milliyetçi ve ırkçıdan biraz daha az” olarak nitelendirdiği için pişmanlığını ifade ederek başladı.

Trump’ın en yakın kampanya yardımcılarından biri olan Chris LaCivita, atamasının kamuoyuna duyurulduğu gün Mandelson’a “moron” dedi.

Şu anki Galler Prensi son yıllarda dünya liderleriyle ilişkilerini, kısmen kendisini dünya çapında başkanlar (Biden dahil) ve başbakanlarla görüşmeye götüren Earthshot Prize girişimi sayesinde, şimdi de Hükümetin talebi üzerine geliştiriyor.

Bir saray kaynağı Prens’in “kendisinin ve ailesinin oynadığı önemli rolün farkında olduğunu” söylüyor. Kaynak, “Günlük siyasete dahil olmamamız önemli, ancak doğru zaman geldiğinde ve Majestelerinin hükümetinden destek istendiğinde Prens rolünü oynamaktan ve gerektiğinde destek vermekten mutluluk duyuyor,” diyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Tayvan, Trump’ın gümrük vergisi tehdidinin ardından ABD yatırımlarını artırma sözü verdi

Yayınlanma

Tayvan lideri Lai Ching-te, Donald Trump’ın küresel gümrük vergisi tehditlerine ve Ada’nın yarı iletken endüstrisi üzerindeki baskısına yanıt vermek için acele ederken ABD’deki satın alma ve yatırımları artırma sözü verdi.

Lai Ching-te cuma günü, ABD başkanının ABD’nin büyük ticaret açığı verdiği ülkelere “karşılıklı gümrük vergileri” uygulama planlarını açıklamasından birkaç saat sonra gazetecilere verdiği demeçte, “İkili ticareti dengelemek için ABD’ye yatırımı ve ABD’den alımları artıracağız” dedi.

ABD’nin en büyük yedinci ticaret ortağı olan Tayvan’la olan ticaret açığı, son teknoloji yapay zeka çiplerine yönelik artan talep nedeniyle geçen yıl 26.1 milyar dolar artarak 73.9 milyar dolara ulaştı. Çiplerin çoğu dünyanın en büyük çip üreticisi olan Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TSMC) tarafından üretiliyor.

Ancak Lai, Tayvan’ın küresel çip üretimindeki öncü rolünü vurguladı ve Trump’ın yarı iletken işinin “Amerika’ya iade edilmesi” yönündeki taleplerine karşı çıktı. Trump daha önce, Tayvan’ı “çip işini ABD’den çalmakla” suçlamıştı.

‘Küresel yarı iletken demokratik tedarik zinciri girişimi’ önerisi

Lai, “Dünyanın en güçlü yarı iletken [üretim] gücü olarak Tayvan’ın yeni durumlara yanıt verme yeteneğine ve isteğine sahip olduğunu vurgulamak istiyorum” dedi. “Tayvan’ın küresel tedarik zincirindeki vazgeçilmezliğini sağlama” sözü verdi ve ABD’nin daha dayanıklı tedarik zincirleri oluşturmasına yardımcı olmak için bir ‘küresel yarı iletken demokratik tedarik zinciri girişimi’ önerdi.

İlk Trump ve Biden yönetimlerinin ve ABD’li müşterilerinin baskısının ardından TSMC, ilki halihazırda seri üretimde olan Arizona’daki üç üretim tesisine 65 milyar dolar yatırım yapmayı taahhüt etti. Bu tesisler tamamlandığında TSMC’nin toplam kapasitesinin beşte birinden daha azını oluşturacak olsa da, şirketin en büyük denizaşırı yatırımı olacak.

Trump’tan tehditler

Ancak Trump, selefi döneminde verilen sübvansiyon anlaşmalarını bozmakla tehdit etti ki bu TSMC’ye verilen 6 milyar dolardan fazla mali desteği riske atabilecek bir hamle. Trump ayrıca ABD’de çip üretimini çok daha büyük ölçekte yeniden inşa etmek istiyor. Perşembe günü son gümrük vergisi planlarını açıklarken Trump, Tayvan’ın “çip işimizi elimizden aldığı” suçlamalarını tekrarladı. “Bu işi ABD’de geri istiyoruz” dedi ve ‘eğer geri getirmezlerse çok mutlu olmayacağız’ diye ekledi.

Tayvanlı üst düzey bir ulusal güvenlik yetkilisi Taipei’nin TSMC’nin ABD’de yapacağı yatırımları destekleyeceğini söyledi.

Yetkili, “TSMC, değerlendirmelerinin ardından bunun küreselleşmelerine yardımcı olacağını düşünürse, elbette mümkün olan en iyi sonucu müzakere etmek için ABD tarafıyla bu konuyu görüşmeye yardımcı olacağız” dedi. Ancak yetkili, Washington ile yapılacak herhangi bir görüşmenin ortak bir zemin bulması gerektiğini söyledi. “Yüksek teknoloji endüstrimiz ve özellikle TSMC, ulusal güvenliğimiz için çok önemlidir” diye vurguladı.

Tayvan, Donald Trump’ın gümrük vergisi tehdidini savuşturmak için acele ediyor.

Lai, Washington’da iyi niyet kazanmak için bir başka çabayla Tayvan’ın savunma harcamalarını GSYH’nin %2.5’inden %3’ün üzerine çıkarma sözü verdi. Taipei’nin ABD’nin “en güvenilir ticaret ortağı” olduğunu da söyleyen Lai, Trump yönetiminin “geçmişten tamamen farklı strateji ve politikalar” izlediğini ve bunun Tayvan dahil diğer tüm ülkeler için zorluklar yarattığını da sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English