Bizi Takip Edin

AVRUPA

Küresel sistemi sarsan bir yıl

Yayınlanma

24 Şubat’ın üzerinden bir yıl geçti. Rusya- Ukrayna geriliminin uzun tarihinde sıcak çatışmanın yaşandığı bir yıl geride kaldı. Taraflar stratejik hedeflerinden vazgeçmezken küresel sistemin patinaj yaptığı ve sarsıldığı  uzun bir belirsizlik döneminin kapısı aralandı.

Rusya lideri Vladimir Putin 24 Şubat 2022’de Rus ordusunu “özel operasyon” başlattığını duyurarak Ukrayna’ya soktu. Böylece uzun bir geçmişe sahip olan Rusya – Ukrayna gerilimi, bir diğer ifadeyle Batı-Rusya arasındaki güvensizlik bir başka boyuta taşındı.

Soğuk Savaş sonrasında Avrupa ve NATO ile kurulan güvenlik mekanizmaları, Ukrayna’daki krize çözüm arayışlarının adresi olan Minsk 1 ve 2 protokolleri tarihsel anlamını kaybetti. Açılan bu yeni sayfanın nasıl kapanacağı ve bu savaş sonrasında Avrupa güvenlik düzenin nasıl şekilleneceği belirsizliğini koruyor.

“Bu bir Avrupa savaşı” diyen Prof. Dr. Vişne Korkmaz’a göre bu askeri ve siyasi mücadele sahasında “Çeşitli büyüklüklerde araçlar var. Kalabalık bir pistteyiz. 1945’teki gibi bir durumda değiliz.”

“Mücadele kalabalık bir sahada başladı” diyen Korkmaz, küresel sistem üzerindeki bilek güreşinin tarafların kendi ajandaları doğrultusunda uzun süre devam edebileceğini kaydetti.

Rusya’nın amacı neydi?

Rusya-Ukrayna savaşı, Moskova’nın tabiriyle “özel askeri operasyon” Rusya’nın ABD ve NATO’dan, toplamda da Atlantik dünyasından talep ettiği güvenlik garantilerinin karşılanmaması sonucu başladı. Hikayesi Soğuk Savaş’ın bitimine kadar uzanan “güvenlik garantileri” konusunda Moskova’nın 2021 yılı son çeyreğinde yoğunlaşan ısrarlarına ABD’nin liderlik ettiği Batı sistemi Ukrayna’yı daha çok silahlandırarak yanıt verdi.

Kremlin’deki karar alıcılara göre bu Rusya’yı büyük bir güç olarak yok saymak anlamına geliyordu. Çatışmaları yumuşatmayı ve çözüm bulmayı hedefleyen diyalog mekanizmaları ve protokolleri Moskova için artık “Ukrayna’yı daha fazla silahlandırmak için Batı’nın kullandığı bir oyalama taktiği” idi.

24 Şubat’taki o tarihsel kararı Moskova açısından bir “hata” olarak gören Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vişne Korkmaz, bu; “Bir tarafı Avrupa güvenliğinin şekillendirmesiyle ilgili mücadele” diyor.

Bir yıllık savaş sürecini Harici’ye değerlendiren Korkmaz, “Rusya’nın iki amacı vardı. Soğuk Savaş sonrası Avrupa Güvenlik mimarisini kendisinin de daha avantajlı olacağı bir noktaya dönüştürmek. Bunu savaşsız olacak başaramadı. Batı da Rusya’ya bu anlamda istediklerini vermedi. Rusya, konvansiyonel Avrupa savaşının tarafı oldu. İkinci olarak Rusya’nın konvansiyonel gücünün farkındaydık. Rusya büyük güçtü ancak tam da değildi. Rusya büyük güç statüsüne dönüşmek istiyordu. Statü ise tarafların size tanıdığı bir konumdur… Rusya bu iki başlıkta çok bir şey kazanmadı ancak Rusya’nın kaybettiği bir savaş da görmüyorum. Sahanın gerçekleri tam bir kaybı göstermiyor” ifadelerini kullandı.

Sahadaki pat durumu nasıl bozulur?

“İkinci Dünya Savaşı gibi bitmiş bir savaşın cephelerini değerlendirmiyoruz. Biz şu anda asimetrik iki kuvvet arasında devam eden açık bir çatışmayı takip ediyoruz: Bu bir Avrupa savaşı!” diyen Korkmaz, sürecin canlı, dinamik ve değişken yönüne vurgu yapıyor.

Ukrayna’nın Rus kuvvetlerini topraklarından süpürmesi veya Rusya’nın stratejik hedeflerini değiştirmesi durumunda sahadaki gerçekliğin değişebileceği değerlendirmesi yapan Korkmaz, şu an için böyle bir ihtimal görmediğini belirtti.

“Garip bir savaş, devam ettirilebilir bir savaş. Muhtemelen daha da sürecek. Bilinmezler var” diyen Korkmaz, hem Rusya’nın hem de Batı’nın hesap hataları yaptığı görüşünde.

Moskova’nın mevcut durumunu, “Rusya adına vazgeçmediği bir çıkmaz var. Stratejik hedeflerini revize edeceğini zannetmiyorum. Taktik hedeflerini bile revize etmedi. AB’nin güvenlik geleceğine ilişkin taleplerinden vazgeçmiş değil” sözleriyle özetleyen Korkmaz, “Batı da Rusya’nın çok kolay izole edilebileceğini düşünerek hata yaptı. Rusya, stratejik hedeflerine yakınlaşacak şekilde bunu sürdürmek zorunda. Moskova, küresel olarak sistemin dışına itilemedi. Büyük bir gücü sistemin dışında tutmak kolay değil” şeklinde konuştu.

Batı cephesinde durum ne?

Batı’da zaman zaman ortaya çıkan “farklı sesler” konusuna da değinen Korkmaz, “Herkesin ayrı bir amacı var. Her amacın da kendine özgü bir takvimi var. Farklı aşamaları olan uzun bir mücadeleden bahsediyoruz” dedi.

“Soğuk savaştan farklı olarak küresel sistem üzerine mücadele” olduğunu belirten Korkmaz, “Avrupa hazırlıksız yakalandığı için ABD’nin peşine takıldı. Kendi sesini araçlarını oluşturamadı” değerlendirmesinde bulundu.

Korkmaz, Avrupa’nın durumunu; “Tek bir Batı varmış gibi görünüyor. Farklı sesler söndü. Hazırlıklı olmadığı için Avrupa kendisini NATO ve AB gündemine uyarlamak zorunda kaldı. O nedenle Avrupa’nın sesi çıkmadı” sözleriyle değerlendirdi.

Savaş nerede ve nasıl bitecek?

Krizin çözümüne ilişkin İstanbul süreci ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin 12 maddelik yol haritası önerisi somut çabalar olarak öne çıksa da tarafları masaya oturtacak güçlü bir irade henüz ortaya çıkmadı. Batı şu anda Ukrayna’yı silahlandırmakla uğraşmakla meşgul ve Rusya’nın da cephede taarruz hazırlıklarının olduğu rapor ediliyor.

“Rusya NATO caydırıcılığını sınayacağını zannetmiyorum. Bunun dışındaki alana savaşın sıçrama olasılığı var” diyen Korkmaz, savaşın Moldova gibi NATO şemsiyesi dışındaki alanlara yayılmasının gerçek bir risk olduğunu söylüyor.

Prof. Dr. Korkmaz’a göre, ABD, küresel hedefleriyle ilgili Asya cephesine daha fazla yönelmeye başladı. Bu noktada Korkmaz, “ABD özellikle Çin’i hedef alıyor son zamanlarda. Ukrayna üzerinden verilen mesaj Çin’e yönelik. ABD Çin’e daha rahat bakabiliyor” diyor ve “Batı Rusya’yı Ukrayna  savaşına sınırlamayı başardı” yorumunu yapıyor.

“Barış planlarının da çok bir şey önermediğini” düşünen Korkmaz, “Biz hala derin bir çıkmazın içerisindeyiz. Rusya tam kaybetmiyor” diyor. “Ukrayna direnişinin” şimdiye kadar başarılı olsa da Kiev’in de kazanmaktan uzak olduğunu belirten Korkmaz, uzun soluklu bir mücadelenin realite olduğunu savunuyor.

Savaş tanrılarının nerede duracağını öngörmek şimdilik imkansız görünüyor. Kesin olan şey tek ise dünyanın artık yeni bir güvenlik çerçevesini kurmak  için eski kalıbına sığamacak kadar genişlemiş olması. Yeni kavramlar etrafında ve yeni bir anlayışla ancak barışın tesis edilebileceğini görmek gerekiyor.

Ünlü İtalyan Marksist Antonio Gramcsi’nin bu günlerde sıklıkla atıf yapılan sözü durumu özetliyor:  “Eski dünya ölüyor ve yeni dünya doğmak için mücadele ediyor, şimdi canavarlar zamanı.”

AVRUPA

Avrupa Komisyonu, Macaristan ve Slovakya’nın Lukoil talebini reddetti

Yayınlanma

Macaristan ve Slovakya’nın Ukrayna ile yaşadıkları son Lukoil anlaşmazlığında AB’yi devreye sokma girişimleri dün başarısızlıkla sonuçlandı.

Financial Times (FT) Avrupa Komisyonu’nun, Kiev’i Rus petrol şirketi Lukoil’e yönelik son yaptırımları kaldırmaya teşvik etme talebini durdurduğunu yazdı.

Macaristan ve Slovakya, savaşın ardından Rus petrol ithalatına AB çapında getirilen yasaktan muaf tutulmuştu. Fakat iki ülke, Kiev’in Lukoil ürünlerinin Rusya’dan Drujba boru hattı üzerinden geçişini durdurma kararının arzı azaltabileceğini söylüyor.

İkili, AB’nin ticaret politikasını yürüten Avrupa Komisyonu’na bir mektup yazarak Ukrayna ile olan ticaret anlaşması kapsamında istişarelerde bulunmasını istedi.

Fakat AB Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis FT’ye, “Brüksel’in kanıt toplamak ve hukuki durumu değerlendirmek” için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söyledi.

FT’ye konuşan üç diplomat, dün üye devletlerin ticaret yetkililerinin katıldığı bir toplantıda 11 ülkenin Dombrovskis’in görüşünü desteklemek üzere araya girdiğini ve hiçbirinin Budapeşte ve Bratislava’nın tarafını tutmadığını söyledi.

Diplomatlardan biri Ukrayna ticaret anlaşmasının, tedarikin kesilmesine izin verebilecek bir güvenlik maddesi içerdiğini söyledi.

Kiev, diğer Rus şirketleri sayesinde boru hattından eskisi gibi aynı miktarda petrol aktığı konusunda ısrar ediyor.

Slovakya’nın tek rafinerisindeki girdilerin yüzde 35-40’ını Rus petrolü oluşturuyor. Bu petrolden üretilen ürünler de 5 Aralık’a kadar tanınan bir başka muafiyet kapsamında Ukrayna’ya ve Çek Cumhuriyeti’ne ihraç ediliyor.

Bir AB diplomatı Slovakya’nın Rusya’dan ithalat yapamaması halinde bunun “etkisinin çok büyük olacağını” söyledi.

Slovakya Cumhurbaşkanı Peter Pellegrini, Ukrayna’nın Lukoil konusundaki tutumunu değiştirmemesi halinde “tepki vermek zorunda kalacaklarını” söyledi.

Pellegrini, Slovakya’nın Ukrayna’ya gaz rezervleri ve elektrik tedariki konusunda yardımcı olduğunu da sözlerine ekledi.

Macaristan konu hakkında henüz yorum yapmadı. Ukrayna üzerinden geçen Lukoil tedarikleri ülkenin petrol ithalatının yaklaşık %25-30’unu oluşturuyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Romanya: Topraklarımızda Rusya’ya ait İHA parçaları bulduk

Yayınlanma

Romanya 25 Temmuz Perşembe günü topraklarında Rusya’ya ait insansız hava aracı parçaları bulduğunu açıklarken NATO da Moskova birliklerinin gece boyunca Ukrayna’ya 38 uzun menzilli insansız hava aracı fırlatmasının ardından ittifak topraklarına yönelik “kasıtlı bir saldırıya” dair herhangi bir işaret görmediğini açıkladı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanı Telegram’dan yaptığı açıklamada 25 Rus insansız hava aracını imha ettiklerini söyledi. Üç insansız hava aracının “Romanya sınırını geçtikten sonra kaybolduğunu” da sözlerine ekledi.

Romanya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın güney liman kenti İzmail’den Tuna Nehri’nin karşısındaki Plauru köyü yakınlarında, üst üste ikinci gece saldırıya uğrayan bir Rus Geran 1/2 insansız hava aracının parçalarını bulduğunu söyledi.

Enkaz haberlerini yorumlayan bir NATO sözcüsü, ittifak topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırı olduğuna dair herhangi bir belirti olmadığını söyledi.

Sözcü yaptığı açıklamada, “NATO’nun elinde Rusya’nın Müttefik topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırıda bulunduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu eylemler sorumsuzca ve potansiyel olarak tehlikelidir,” dedi.

Bakanlık, Romanya’daki NATO hava polisliği görevlerinin bir parçası olan iki Fin F-18 savaş uçağının saldırıyı izlemek üzere görevlendirildiğini de sözlerine ekledi.

Diğer parçaların aranmasına devam edildiği ve insansız hava araçlarının düşmüş olabileceği tüm yerlerin “yerleşim alanlarının dışında olduğu ve hiçbir altyapı unsurunun zarar görmediği” belirtildi.

Odesa bölge valisi Oleh Kiper, drone enkazının İzmail bölgesindeki özel bir eve isabet etmesi sonucu iki kişinin yaralandığını söyledi.

Jitomir bölge valisine göre ise, hava savunma sistemleri gece boyunca 10 hava hedefinin çoğunu vurdu, ancak drone enkazı 10 özel eve ve bir altyapı tesisine zarar verdi.

Kiev’in askeri yönetim başkanı Serhiy Popko, insansız hava araçlarının başkente farklı yönlerden saldırdığını, fakat hepsinin yaklaşırken imha edildiğini söyledi. Popko, Kiev’de herhangi bir hasar ya da can kaybı rapor edilmediğini söyledi.

Dün bazı sosyal medya hesapları, Rumen hava savunma sistemlerinin Rusya’ya air İHA’ları Gepard tipi kundağı motorlu hava savunma silahları tarafından Ukrayna hava sahasında düşürüldüğünü öne sürmüştü.

Rusya sık sık Ukrayna’nın Tuna Nehri üzerindeki yerleşim bölgesi İzmail’i hedef alıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Ukrayna temerrütten kurtuldu, sıra vergi yükünün artırılmasında

Yayınlanma

Ukrayna hükümetinin temerrüde düşme riski ortadan kalıktı. Kiev’in borcunun yüzde 37’si ya da 8 milyar dolardan fazlası silinecek.

Ancak Oakland Enstitüsü’nde ekonomist olan Frederic Mousseau, Ukrayna’nın hala dünyanın Uluslararası Para Fonu’na (IMF) en borçlu üçüncü ülkesi olduğunu anımsattı.

Mousseau, Berliner Zeitung gazetesine verdiği demeçte, Kiev’in vergi artışları gibi halk için acı verici sonuçları olan ‘yapısal reformlar’ yapmaya devam etmek zorunda kalacağına dikkat çekti.

Kiev, alacaklılarla aylarca süren müzakerelerin ardından temerrüde düşmekten kurtulmayı başardı.

Ukrayna borçlarına yatırım yapan Amundi, Blackrock, Fidelity ve Pimco fonları, Ukrayna’ya 23,3 milyar dolarlık orijinal kredi tutarı üzerinden ‘yüzde 37 indirim’ yapmayı kabul etti.

Sonuç olarak alacaklılar 8,67 milyar dolar açıkta kaldı. Ukrayna Maliye Bakanı Sergey Marçenko da faiz oranının düşürülmesi ve vadenin uzatılması anlaşması sayesinde Kiev’in önümüzdeki üç yıl içinde 11,4 milyar dolar tasarruf edeceğini bildirdi.

Ancak devlet borçlarının iktisadi kalkınma üzerindeki etkisini inceleyen ekonomistler anlaşmanın ‘nispeten mütevazı’ olduğunu söyledi. Mousseau, anlaşmayı ‘kızgın bir kayanın üzerine düşen bir damlaya’ benzeterek “Bu anlaşmayla bile Ukrayna, IMF’ye en fazla borcu olan üçüncü ekonomi olmaya devam ediyor,” değerlendirmesini yaptı.

Mousseau, 143 milyar dolarlık toplam borçla karşılaştırıldığında 8,67 milyar doların ‘önemsiz’ olduğuna işaret etti.

Öte yandan Mousseau, “Ukrayna hükümeti anlaşma sayesinde iflastan kurtulmuş olsa da bu halk açısından önemsiz bir haber,” dedi.

Bu tür anlaşmalara her zaman ‘Ukraynalılar için çok maliyetli tedbirler içeren yapısal uyum’ taleplerinin eşlik ettiğini vurgulayan Mousseau, bariz tedbirler arasında halka yönelik doğalgaz ve elektrik sübvansiyonlarının azaltılmasını, emeklilik reformunu, tarım arazilerinin ve devlete ait işletmelerin özelleştirilmesini saydı.

Ekonomist, “Sanki önemli kamu mallarının ve sosyal güvenlik sistemlerinin kaybı yetmiyormuş gibi, bu kez bu listede halk için vergilerin artırılması da yer alacak,” ifadelerini kullandı.

Halk için bunun bir ‘felaket’ olduğuna işaret eden Mousseau, Kiev yönetiminin müzakerelerde hedefine ulaşamadığını, Kiev’in talep ettiği yüzde 60’lık indirim yerine alacaklıların yalnızca yüzde 37’de anlaştığını anımsattı.

Alacaklılar, Ukrayna’nın borcunu yapılandırmayı ‘ülke halkının yararına ülkenin gelecekte yeniden inşasına katkıda bulunabilmeyi’ bekledikleri için kabul ettiklerini iddia etmişti.

Ukrayna, alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını erteledi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English