“Dünyadaki insan hakları davasını ilerletmek üzere insanlık için ortak bir kader topluluğu oluşturalım.”
2023 yılı, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in “insanlık için ortak bir kader topluluğu oluşturma” kavramıyla duyurduğu Kuşak Yol Girişimi önerisinin ortaya çıkışının 10. yıldönümü. Çin Devlet Konseyi Enformasyon Ofisi 26 Eylül’de “İnsanlık için Ortak bir Kader Topluluğu Oluşturmak için El Ele Verelim: Çin’in Girişimleri ve Eylemleri” başlıklı bir Beyaz Kitap yayınladı. Kitapta, bu kavramın ideolojik içeriği ve somut eylem planının işlendiği kaydedildi. Kitabın, Çin’in küresel insan hakları yönetişimine katılımına ilişkin tarihsel deneyimlerini, temel prensipleri ve perspektiflerini “kapsamlı, sistematik ve derinlemesine” bir şekilde ele aldığı ve Çin’in “insanlık için ortak bir kader topluluğu” kavramına dayalı küresel insan hakları yönetişimini teşvik etme çabasının daha iyi anlaşılmasını sağlayacağı düşünülüyor. Gelecekte küresel insan hakları davasının birlikte daha da ilerletilmesi için referans niteliğinde olduğu ifade edilen, “Tüm İnsanlığın ortak Değerleri ve Onuru için: Çin’in Küresel İnsan Hakları Yönetişimine Katılımına ilişkin Pratikleri ve Katkıları” başlıklı kitabın bundan böyle düşünce kuruluşu “raporu” olarak adlandırılacağı kaydedildi. Kitaptan bazı başlıklar aşağı yer almaktadır:
‘Küresel insan hakları yönetişimi, insanlık için ortak bir kader topluluğu inşası ile örtüşmektedir’
İnsanoğlu, tüm sosyal ilişkilerin toplamıdır. 2013 yılında, Çin insanlık için ortak bir kader topluluğu inşa etme kavramını yaratıcı bir şekilde ortaya koymuştur. Söz konusu kavram, insanlığın uzun vadeli ortak gelişimine odaklanmakta, insanı kararlılıkla ön planda tutmakta ve kalıcı barış, evrensel güvenlik, ortak refah içinde açık, kapsayıcı, temiz ve güzel bir dünya inşa etmeyi amaçlamaktadır. Özünde, küresel insan hakları yönetişimi ve insanlık için ortak bir kader topluluğu inşasıyla örtüşmektedir; küresel insan hakları yönetişiminin üst düzey hedefi insanlık için ortak bir kader topluluğu inşasını teşvik etmektir ve insanlık için ortak bir kader topluluğu kavramı Çin’in küresel insan hakları yönetişimine katılımı için metodolojik rehberlik sağlamaktadır.
İnsanlık bir ortak bir kader topluluğu inşa etmek, uluslararası insan hakları söyleminin önemli bir parçası haline gelmiştir. Bu kavram, BM İnsan Hakları Konseyi kararlarına 10’dan fazla kez dahil edilmiş ve uluslararası insan hakları söyleminin önemli bir parçası haline gelmiştir. Mart 2017’de, BM İnsan Hakları Konseyi’nin 34. oturumunda “ekonomik, sosyal ve kültürel haklar” ve “gıda hakkı” konularında iki karar kabul edilmiş ve bu kararlarda “insanlık için ortak bir kader topluluğu inşa etme” ihtiyacı açıkça ifade edilmiştir.
Uygulamalar, Çin’in dünyada insan hakları davasını ilerletme sürecinde bir yabancı olmadığını, aksine sürekli olarak bu sürece dahil olan bir aktivist olduğunu, insanlık için ortak bir kader topluluğu inşasını teşvik etmede giderek daha önemli bir rol oynadığını ve dünyada insan hakları davasını etkileme ve ilerletmede önemli bir güç haline geldiğini ve dünyada insan hakları davasının gelişimini teşvik etmek için Çin zekaları ve Çin çözümlerini sunduğunu göstermiştir.
‘İnsan hakları davasının gelişiminin teşvik edilmesinde hiçbir ülke ya da birey geride bırakılmayacaktır’
“Hiç bir şey insanoğlu kadar değerli değildir.” Çin her zaman insan merkezli kalkınma ideolojisine bağlı kalmış ve Çin tarzı modernleşme sürecini ilerletirken insanın modernleşmesinin gerçekleştirilmesini teşvik etmeye çalışmıştır. 25 Şubat 2021’de Ulusal Yoksulluğun Ortadan Kaldırılması Çalışmalarını Özetleme ve Takdir Töreni’nde Genel Sekreterimiz Xi Jinping, mevcut standartlara göre 98,99 milyon kırsal yoksul halk, 832 yoksul ilçe ve 128 bin yoksul köyün yoksulluktan kurtarıldığını, bölgesel yoksulluk sorununun çözüldüğünü, böylece mutlak yoksulluğun ortadan kaldırılması gibi zorlu bir görevin tamamlandığını ve tarihe altın harflerle yazdıracak bir insanlık mucizesi yaratıldığını ilan etmiştir!
Çin, binlerce yıldır Çin ulusunun başına bela olan mutlak yoksulluk sorununu tarihsel olarak çözmüş ve yoksulluğun kapsamlı bir şekilde ortadan kaldırılması yoluyla, yoksulluktan kurtulan bölgeler ve insanların içsel kalkınma ivmesini güçlendirmiştir; Böylece insanların gerçekten kalkınmanın temel unsuru olması ve insan hakları davasının gelişiminden gerçekten yararlanmasını sağlamıştır.
Çin, eski çağlardan beri “uyum için olan dünya” ve “herkes tarafından eşit bir şekilde paylaşılan dünya” şeklindeki sosyal idealini benimsemiştir. Çin medeniyeti her zaman insanlığın geleceği ve kaderi konusunda derin endişe duymuştur. Günümüzde Çin, kendi insan hakları gelişimini gerçekleştirme temelinde diğer ülkelerle ekonomik kalkınma ve yoksulluğun azaltılması konularında başarılı deneyimleri sürekli olarak paylaşmakta ve el ele vererek insanlık için ortak bir kader topluluğunun birlikte inşa edilmesini savunmuştur. Örneğin, Kuşak ve Yol Girişimi ortaya konulduktan bu yana, geride bıraktığımız 10 yılda verimli sonuçlar elde etmiş, yaklaşık bir trilyon ABD doları tutarında yatırım ve binlerce işbirliği projesi sağlamış, işbirliği yaptığı ülkelerde çok sayıda istihdam yaratmış ve on milyonlarca yerel halkı yoksulluktan kurtarmıştır. Kuşak ve Yol Girişimi, dünyanın birbirine bağlanması için köprüler kurmuş, Çin ve dünyanın kazan-kazan işbirliği yapmasını ve ortak kalkınmasını teşvik etmiş ve çeşitli alanlarda işbirliğini derinleştirip bir dizi pratik sonuç elde ederek tüm ülkelerin halklarının gerçek anlamda bundan yararlandığını hissetmesini sağlamıştır.
İnsanlık için ortak bir kader topluluğu kavramının öncülüğünde, Çin küresel insan hakları davasının sağlıklı gelişimini teşvik etmek için somut adımlar atmış ve Çin’in insan hakları davasının gelişmesinin meyveleri sadece kendisine fayda sağlamakla kalmamış, aynı zamanda insanlığın ortak refahına da somut bir şekilde katkıda bulunmuştur.
‘Kaderi topluluğu kavramı, dünyada insan haklarının gelişimine rehberlik etmektedir’
Günümüz dünya ekonomisi yüksek enflasyon, zayıflayan talep, jeopolitik çatışmalar, enerji ve gıda güvenliği gibi zorluklarla karşı karşıyadır ve küresel istikrarsızlık ve belirsizlik faktörleri önemli ölçüde artmıştır. Dünya yönetişim, güven, kalkınma ve barış gibi ortak sorunlarla karşı karşıyadır ve daha iyi bir dünya inşa etme görevi zorlu olmaya devam etmektedir. Yeni durum ve yeni görevler karşısında Çin, gerçek anlamda çok taraflılık uygulamakta ve tüm insanlık için barış, kalkınma, adalet, demokrasi ve özgürlük gibi ortak değerleri teşvik etmektedir. Küresel Kalkınma Girişimi’nden Küresel Güvenlik Girişimi’ne ve Küresel Medeniyet Girişimi’ne kadar, insanlık için ortak bir kader topluluğu inşa etmenin ideolojik içerikleri ve pratik yolları sürekli olarak zenginleştirilmekte ve genişletilmektedir.
Raporda Çin’in şu girişimlerindeki yer almaktadır: güvenlik sağlanması yoluyla insan hakları korunmalı, tüm ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmeli, barışçıl kalkınma yolu aynı şekilde izlenmeli ve Küresel Güvenlik Girişimi uygulanmalı; kalkınma yoluyla insan hakları teşvik edilmeli, Küresel Kalkınma Girişimi uygulanmalı, kalkınma daha kapsayıcı, evrensel ve sürdürülebilir hale getirilmeli ve kendine has özellikleri olan modernleşme yollarıyla tüm halkların insan haklarından adil bir şekilde yararlanmasın garanti altına alınmalı; işbirliğiyle insan hakları teşvik edilmeli, birbirimize saygı duyulmalı, birbirimize eşit muamele edilmeli, Küresel Medeniyet Girişimi uygulanmalı, medeniyetler arasındaki alışverişi ve karşılıklı anlayış güçlendirilmeli ve insan hakları medeniyetinin gelişimini ve ilerlemesini ortaklaşa teşvik etmek için diyalog yoluyla fikir birliği çoğaltılmalıdır.
Çin’in uluslararası işbirliği yoluyla küresel insan hakları yönetişimini teşvik etme konseptinin aksine, çok az sayıda ülke hala büyük güçler arasındaki çatışmalara ve jeopolitik mücadelelere takıntılıdır, ısrarla karalama, tek taraflılık, korumacılık ve hegemonya uygulamakta ve uluslararası barış ve kalkınma ortamını baltalayan ve dünyada insan hakları davasının gelişimini engelleyen en önemli faktörler haline gelmiştir. Ancak, tarih nehri ileriye doğru akmaktadır ve insanlık gelişiminin karşı tarafında durmak peygamberdevesinin kollarıyla arabayı durdurması ile eşdeğerdir. Buna karşın, Çin tarafından önerilen küresel insan hakları yönetişimi çözümü giderek daha fazla ülke ve insan tarafından desteklenmekte ve benimsenmektedir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres, Küresel Kalkınma Girişimi’ni “tam zamanında” olarak nitelendirerek, Birleşmiş Milletler’in bu konuda Çin ile işbirliği yapmaya ve uygulanmasını teşvik etmek için diğer ülkelerle birlikte çalışmaya istekli olduğunu belirtmiştir.
“En yüksek siyasi hedef, dünyanın insanlık tarafından eşit bir şekilde paylaşılmasıdır.” 2023 yılı, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin (İHEB) kabulünün 75. yıldönümüdür. 1940’larda zamanın Çin’in BM İnsan Hakları Komisyonu’ndaki (UNCHR) temsilcisi olan Zhang Pengchun, “iyilikseverlik” kavramını İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne dahil etmiştir. Aradan 75 yıl geçtikten sonra, Çin halkının insan hakları alanındaki tarihi ve çağdaş uygulamalarına dayanarak insanlık için ortak bir kader topluluğu inşası ışığında, Çin, deneyimlerini Çin mantığıyla özetlemiş, Çin teorilerine yükseltmiş ve dünyaya taşımış, böylelikle küresel insan hakları yönetişiminin geliştirilmesine canlı pratikler ve yeni katkılar sağlamıştır.