Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Lavrov: 14 Mayıs’ı Amerikalı temsilcilere sorun

Yayınlanma

Çavuşoğlu ve Lavrov’un gündeminde Akkuyu Nükleer Santrali, Rus gazının Türkiye üzerinden dünyaya sevki, Suriye ile normalleşme süreci, Rusya-Ukrayna savaşı, Libya, İsrail-Filistin sorunu vardı. Lavrov “Rusya 14 Mayıs’ta hangi ittifakı destekliyor” sorusuna Amerika’yı işaret ederek yanıtladı. 

Hafta içi Moskova’da düzenlenen Türkiye, Suriye, İran ve Rusya Dışişleri Bakan yardımcılarının toplantısından sonra Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun davetlisi olarak dün akşam Ankara’ya geldi. İki bakan bugün gündemlerindeki konuları Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde masaya yatırdı ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Çavuşoğlu, Lavrov ile yoğun gündemlerinin olduğunu ve dün akşam Ankara’da Rus mevkidaşıyla iftarda da buluştuklarını, bugün de baş başa, daha sonra da heyetler arası geniş katılımlı görüşmeler gerçekleştirdiklerini, görüşmelerin kapsamlı ve verimli olduğunu söyledi. Lavrov da mevkidaşıyla yaptığı görüşmede uluslararası konular arasında oldukça detaylı bir şekilde Orta Doğu, Kuzey Afrika, Kafkaslar, Orta Asya ve Karadeniz Bölgesi’ndeki durumu değerlendirdiklerini aktardı.

İki bakan özetle şunları söyledi:

Moskova zirvesi

  • Çavuşoğlu: Moskova’da her ülke tutumunu ve görüşlerini şeffaf ve açık şekilde dile getirdi. Bu sürecin aynı şekilde şeffaf ve açık şekilde devam etmesi gerektiğine inanıyoruz. Bir toplantıda, iki toplantıda tüm meselelerin halledilmeyeceğini biliyoruz, gerçekçiyiz ama diyaloğun devam etmesi gerekiyor. Dörtlü dışişleri bakanları toplantısının ne zaman olacağını da değerlendirdik.
  • Lavrov: Biliyorsunuz, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkiler normalleşmeye başladı, Rusya’nın aracılığıyla normalleşiyor bu ilişkiler. Moskova’da dışişleri bakan yardımcıları seviyesinde 4’lü toplantı başlı başına bir başarıydı. Ancak sorunlar bir adımda çözülemez; temasların güçlendirilmesi, şeffaflığın artırılması ve karşılıklı güven ve çıkar dengesinin sağlanması gerekiyor. Dışişleri bakanları toplantısı için de hazırlıklar devam ediyor. Tüm taraflar için uygun bir tarih belirlenecek.

Rusya-Ukrayna savaşı

  • Çavuşoğlu: Maalesef bir yılı aşkın süredir devam eden savaş, başta Rusya ve Ukrayna olmak üzere tüm dünyaya zarar vermeyi sürdürüyor. Savaşın bir an önce uluslararası hukuk temelinde müzakereler yoluyla sonlandırılması beklentimizi bir kere daha vurguladık. Bu konuda her zaman olduğu gibi Türkiye olarak elimizden gelen desteği vermeye hazır olduğumuzu tekrarladık. Biz her iki tarafla da görüşerek sorunun çözümü için gayret gösteriyoruz.
  • Lavrov: Kamuoyuna açık bir şekilde hedeflerini şöyle açıkladılar: Rusya’yı sahada yeneceklermiş, stratejik bir mağlubiyet bekliyormuş Rusya’yı. Ama aslında uluslararası alanda bir rakip görmek istemiyorlar. Kendilerinden bağımsız, egemen, politika yürüten ülkelere karşı çeşitli faaliyetlerde bulunuyorlar. Rusya’yı yenecekleri zaman daha sonra sıra Çin’e gelecek. Yani öyle geliyor. Kendi ulusal çıkarlarını koruyan her bir ülkeyi böylelikle sindirmeye çalışıyorlar. Herkesin ABD çıkarlarına uymalarını onların gündemine tabi olmalarını bekliyorlar. Amerika hegemon olmak istiyor. Herkese kendi tavrını, kendi tutumunu empoze ediyor ve yeni bir dünya düzeni kurmaya çalışıyor. Rusya ise bu yeni dünya düzeninin BM şartına dayalı bir düzen olmasını istiyor.
  • Ukrayna ile ilgili görüşmeler sadece Rusya’nın çıkarlarının göz önüne alınması durumunda gerçekleşebilir. Barış görüşmelerine yanaşmadığımız doğru değil, fakat bu görüşmelerin, daha önce sunduğumuz prensiplere dayanması gerekiyor.
  • Minsk anlaşmalarının Ukrayna’yı silahlandırma molası olarak kullanıldı, Batı Ukrayna’daki Nazi ideolojisinin sıçramasına katkı sundu. Zelenskiy’in Nazi rejiminin yansıtmaya çalıştığı gibi ‘dünyanın en demokratik devletine saldırı’ gibi bir durum yok. Biz görüşmeye açığız. Ancak haklı taleplerimiz dikkate alınmalı. Bu kendine ‘demokratik’ diyen devlet (Ukrayna) bakın hangi yasaları çıkarttı: Rusçayı yasakladı, Rusça kitaplar yasaklanıyor, Rus sanatçılar konser veremiyor. Odessa, İkinci Yekaterina tarafından kurulan bir şehir. Ancak heykeller bile kaldırılıyor.

Tahıl anlaşması

  • Çavuşoğlu: İstanbul Tahıl Anlaşması, diplomasi ve müzakerelerin sonuç verdiğini de aynı zamanda gösteriyor. Tahıl Anlaşması’nın uzatılması için Rus tahılı ve gübresinin ihracının önündeki engeller gibi sorunlar giderilmeli. Burada adil olmak zorundayız. Bunu söylediğimiz zaman bazen bize ‘Siz Rusya’yı mı destekliyorsunuz?’ diyorlar. Hayır, biz Rusya’yı desteklediğimizden değil, biz zaten Rusya’dan tahıl ve gübre ithal ediyoruz. Önemli olan bu anlaşmanın devamı için Ukrayna’dan tahıl ve gübrenin ihracatının devam edebilmesi için var olan mutabakatların yerine getirilmesi lazım, bizim söylediğimiz bu. Mesela Rusya Federasyonu’nun Ziraat Bankası halen SWIFT sistemine dahil edilmedi. Bu konuda da sorun devam ediyor.
  • Lavrov: Rus tahıl ve gübresi yaptırım listesine dahil edilmedi ancak Swift ödeme sisteminden bağlantımız kesildi. Gemilerimizi sigortalayamıyoruz ve yabancı gemiler de limanlarımıza giremiyor. Aslında bize, siz gübre ve tahılları depolayın, hiçbir yere sevk edemeyeceksiniz nasıl olsa diyorlar. Dolayısıyla biz bu tahıl anlaşmasını bir kez 220 gün uzattık fakat bu problemleri gerçek anlamda çözmek isteyen kimseyi görmediğimiz ve vicdanlarına seslenmekten bıktığımız için anlaşmayı askıya aldık. Şimdi de 60 günlük bir uzatma söz konusu. Rus tarım ürünlerinin sevkiyatında herhangi bir gelişme olmazsa bu anlaşmaya ihtiyacımız var mı diye sorgulayacağız.
  • Ukrayna’dan sevk edilen tahılların aslan payı AB’ye gidiyor. Eğer isterlerse kendi tahıllarını karayoluyla gönderebilirler. Biz ise bu anlaşmanın dışında kendi adımlarımızı atarız. Katar ve Türkiye ile sevkiyatı devam ettiririz. Zaten devlet başkanımız (Vladimir Putin) ‘Fakir ülkelere tahıllarımızın sevkiyatı, ihracatımız devam edecek’ dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’u kabul etti. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki kabul, basına kapalı gerçekleştirildi.

Akkayu ve enerji merkezi

  • Çavuşoğlu: Türkiye ile Rusya arasında ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi için ortak bir irade var. Akkuyu Nükleer Güç Santrali dahil olmak üzere enerji iş birliği konularını da ele aldık.
  • Lavrov: Bugünkü toplantıda ilişkilerimizde lokomotif olan projelerden bahsettik. Özellikle Akkuyu Nükleer Santrali’nin kuruluşundan bahsedildi. Bu santralin inşası Türkiye’nin enerji güvenliğini güçlendirecektir. Bu vesileyle şunu ifade etmek istiyorum, 27 Nisan’da santralin birinci bloğuna artık nükleer enerjiyi sevk etmiş olacağız. Türkiye’de bir gaz merkezi kurulacak. Rus enerji kaynaklarını dünya pazarına sevk etmek üzere bir merkez kuruyoruz. Geçen sene devlet başkanlarımız, liderlerimiz bu gaz merkezinin oluşturulması ile ilgili bir karar almıştı. Bu kararın ne kadar isabetli olduğunu daha da iyi anlamış olduk.

Libya

  • Çavuşoğlu: Ülkenin (Libya) bir an önce demokratik, şeffaf bir seçime hazırlanması gerektiğine inanıyoruz. Bugün, aynı şekilde ülkenin hem siyasi olarak hem diğer unsurlarıyla birleştirilmesinin önemini vurguladık. Özellikle çok sayıda milis gruplar var, dolayısıyla Libya’nın artık askeri ve polis dahil güvenlik gücüne ihtiyacı var. Ülkenin her anlamda birleştirilmesi için çabalarımızı devam ettireceğiz. Bu konuda Rusya ve diğer aktörlerle yakın iş birliği içinde olacağız.
  • Lavrov: Türk dostlarımızla hedefimiz ortak. Libya’da siyasi uzlaşma sağlamak. Libya’da mevcut olan tüm güçleri barıştırmak ve tabii bunun temelinde devlet yapılarını yeniden kurmak.

Kuzey Akım saldırıları

  • Çavuşoğlu: Kuzey Akım 1 ve 2 doğal gaz boru hatlarında geçen yıl meydana gelen patlamalara ilişkin soruşturmaları nasıl değerlendirdiklerinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, bu patlamaların mevcut enerji krizini daha da tetiklediğini vurguladı. Çavuşoğlu, söz konusu saldırının ciddi olduğuna işaret ederek, saldırının kimin tarafından neden yapıldığına dair “açık ve şeffaf” bir soruşturmanın bağımsız uzmanlardan oluşan kuruluş tarafından yürütülmesi gerektiğine dikkati çekti.
  • Lavrov: Kuzey Akım’daki patlamanın soruşturulmasına Rusya prensipte katılabilir. Ancak tüm sonuçlar ve bilgiler gizlilik bahanesiyle bir şekilde paylaşılmıyor. Bir jandarma var ve bunun talimatı, telkiniyle hareket ediyorlar.

İsrail-Filistin sorunu

  • Çavuşoğlu: Bugün İsrail’de güvenlik işleri en ırkçı, en faşist bir siyasetçiye verilmiştir. (Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar) Ben-Gvir’a verilmiştir. Dolayısıyla bizim İsrail’e çağrımız, gerek Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarını, biraz önce durduklarının haberini aldık, gerekse hava saldırılarını kalıcı olarak durdurması gerekiyor. Kalıcı çözümün yöntemi dün dünyanın kabul ettiği iki devletli çözüm. Bağımsız bir Filistin devletinin kurulması ve Doğu Kudüs’ün bu devletin başkenti olması gerekiyor.
  • Lavrov: Filistin ile İsrail arasındaki süreci yeniden başlatmak istiyoruz. Bu süreçten sorumlu olan Rusya, AB, ABD ve BM dörtlüsü var. Bir de Arap Birliği devletlerinin de sürece katılması öngörülüyor. Taraflarla somut anlaşma sağlayabiliriz. İsrail ve Filistin’in iki devlet olarak yaşaması öngörülüyor fakat bu dörtlü format uzun zamandır toplanamıyor. Batı, daha doğrusu ABD, bu süreci engelliyor. BM Genel Sekreteri adeta gölgeye çekildi. Çağrıda bulunmalı ama herhalde ABD’yi rahatsız etmek ve kızdırmak istemiyor. ABD’nin kendi planı var. Doğrudan İsrail ve Filistin’i görüştürebiliriz diyor fakat bildiğimiz ve medyaya sunulan bilgilere göre, BM kararlarına uygun olmayan teklifler sunuluyor.

Lavrov’a 14 Mayıs sorusu

Lavrov kendisine yöneltilen “Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde, Rusya’yı kimin desteklediğine” ilişkin soruyu şöyle yanıtladı: “Beni bir başkasıyla karıştırmış olmayasınız? Size tavsiyem, Amerikalı temsilcilerin basın toplantılarına gitmeniz ve bu soruları onlara sormanız. Çünkü Rusya Federasyonu, seçim döneminde olan ülkelerin iç işlerine, hatta iç tartışmalarına dahi asla karışmaz. Şeffaflık prensibine dayalı ve gözlemcilerin de izlediği kendi demokratik süreçleri içindeki ülkelerin yasalarına her zaman saygılıyızdır. Bu her ülkenin kendi meselesidir. Bu tabii ki, böyle gelişmiş ve demokratik bir ülke olan Türkiye Cumhuriyeti’nin de kendi meselesidir.”

Lavrov’a yöneltilen soru üzerine söz alan Çavuşoğlu da Türkiye’nin demokratik bir ülke olduğunu, demokratik ve şeffaf seçimler gerçekleştirdiğini vurguladı. Çavuşoğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” sözünü hatırlatarak, her seçimde son kararı milletin verdiğini ifade etti. Son 6 seçimdir yurt dışında yaşayan vatandaşlara da oy hakkı verildiğini kaydeden Çavuşoğlu, “Dolayısıyla milletimiz karar verecek. Rusya veya herhangi bir ülkenin Türkiye’deki seçimlere karışmasını biz hiçbir zaman arzu etmeyiz. Ruslardan da böyle bir niyet görmedik zaten” diye konuştu. Çavuşoğlu, buna rağmen bu konuda çifte standartlar olduğuna dikkati çekerek, “Bazı ülkeler, özellikle o ülkelerde yapılacak seçim kampanyasıyla ilgili PKK’ya bağlı HDP ve CHP’nin taleplerini karşılarken Cumhur İttifakı’nın taleplerini değişik bahanelerle reddediyorlar. Farklı yöntemlerle müdahale etmeye çalıştıklarını biliyoruz” ifadelerini kullandı.

DİPLOMASİ

Çin Ticaret Bakanı, elektrikli araçlara yönelik gümrük tarifelerini görüşmek üzere İtalya’da

Yayınlanma

İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, Çin Ticaret Bakanı Wang Wentao ile Roma’da bir araya gelmeden önce pazartesi günü yayınlanan röportajında, İtalya’nın Avrupa Komisyonu tarafından Çin’in elektrikli araç (EV) ihracatına yönelik olarak önerilen gümrük vergilerini desteklediğini söyledi.

Corriere della Sera gazetesine bir mülakat veren Tajani, “Şirketlerimizin rekabet gücünü korumak için AB Komisyonu’nun önerdiği vergileri destekliyoruz” dedi.

Bakan Wang Wentao, Avrupa Birliği’nin Çin yapımı elektrikli araçlara karşı açtığı sübvansiyon karşıtı davayla ilgili görüşmelerde bulunmak üzere Avrupa’yı ziyaret ediyor.

Pazartesi günü Roma’da Tajani ile görüştü ancak İtalyan dışişleri bakanlığından yapılan açıklamada elektrikli araçlara doğrudan atıfta bulunulmadı.

Açıklamada Tajani ve Wang’ın fikri mülkiyetin korunması, tarım-gıda sektöründe ticaret ve yatırım konularını ele aldıkları belirtildi.

İkili ayrıca Ukrayna’daki savaş ile Gazze ve Kızıldeniz’deki krizleri de ele alırken, İtalya Pekin’i Rusya’ya silah sevkiyatı ve Kızıldeniz’deki deniz taşımacılığının güvenliği konularının çözümüne yardımcı olmaya çağırdı.

Tajani, İtalya ile Çin arasındaki ilişkilerin yeniden canlanma aşamasından geçtiğini belirterek, şunları söyledi:

“Çin, Asya’daki ilk, AB üyesi olmayan ülkeler arasında ise ABD’den sonra ikinci ticaret ortağımızdır. Çin pazarına adil erişim ve şirketlerimiz, özellikle de KOBİ’ler ile tarım-gıda sektöründeki şirketler için eşit şartlara sahip olma ihtiyacını yinelemek istedim. Bu noktadan hareketle ekonomik işbirliğini güçlendirmek ve Roma ile Pekin arasındaki ticaret bilançosunu yeniden dengelemek için Çinli ortaklarımızla birlikte çalışmaya devam etmek istiyoruz.”

Wang Wentao, ayrıca İtalyan Otomotiv Endüstrisi Birliği Başkanı Roberto Vavassori ile görüşmelerde bulundu.

Görüşmelerde, görüşmelerde Çin elektrikli araçlarına yönelik tarifeler ve EV sektöründe Çin ile İtalya arasında geliştirilebilecek işbirliği potansiyeli üzerinde durulduğu kaydedildi.

Wang 19 Eylül’de Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Ticaretten Sorumlu Komisyon Üyesi Valdis Dombrovskis ile görüşecek.

İtalya, temmuz ayında AB üyeleri arasında yapılan bağlayıcı olmayan bir oylamada gümrük vergilerini desteklemişti ancak Sanayi Bakanı Adolfo Urso geçen hafta Reuters’a yaptığı açıklamada müzakere edilmiş bir çözüm beklediğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’nın bu yıl içinde Çin’i ziyaret etmesi ve Tajani’nin de heyette yer alması planlanıyor.

Ek tarifeler

Avrupa Komisyonu, AB’nin standart %10’luk otomobil ithalat vergisine ek olarak Çin’de üretilen elektrikli araçlara %35.3’e varan nihai tarifeler önermenin eşiğinde.

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ise çarşamba günü Çin’e yaptığı bir ziyaret sırasında AB üyeleri ve Avrupa Komisyonu’nun olası bir ticaret savaşını önlemek için pozisyonlarını yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini söyledi.

Önerilen nihai vergiler AB’nin 27 üyesi tarafından oylamaya tabi tutulacak. AB nüfusunun %65’ini temsil eden 15 AB üyesinin nitelikli çoğunluğunun karşı oy kullanmaması halinde ekim ayı sonuna kadar uygulamaya konulacak.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Almanya ile Özbekistan arasında göç anlaşması

Yayınlanma

Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, iki ülke arasında yeni bir göç anlaşmasına imza attı.

Özbek Cumhurbaşkanlığının açıklamasına göre, anlaşma dün (15 Eylül) Semerkant’ta gerçekleşen görüşmeler sırasında imzalandı.

Alman DPA ajansının haberine göre, bu anlaşma iki temel amaca hizmet ediyor: Birincisi, özellikle sağlık sektöründe olmak üzere nitelikli Özbek işçilerin Almanya’ya giriş sürecini kolaylaştırmak.

İkincisi ise, Almanya’da yasal kalma hakkı bulunmayan Özbek vatandaşlarının ülkelerine geri dönüşünü düzenlemek. Şu anda Almanya’da yaklaşık 13 bin 700 Özbek vatandaşı yaşıyor.

Scholz’un iki günlük Özbekistan ziyareti kapsamında, iki ülke arasında toplam sekiz farklı alanda iş birliği anlaşması imzalandı.

Bu anlaşmalar arasında veterinerlik ve hayvancılık, su kaynaklarının ve kritik madenlerin sürdürülebilir kullanımı ile ulaştırma alanlarında iş birliği yer alıyor.

Ayrıca, önde gelen Özbek ve Alman şirketleri arasında da bir dizi anlaşma yapıldı.

Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan, Rusya’ya yabancı işçi gönderen başlıca ülkeler arasında yer alıyor. Rusya’da çalışma amacıyla bulunan yabancıların yüzde 55 ila 60’ı Moskova ve St. Petersburg’da yaşıyor.

Scholz, Ukrayna’ya uzun menzilli silah verilmesine karşı çıktı

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Kazakistan, Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk yapmaya hazır

Yayınlanma

Kazakistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Roman Vasilenko, ülkesinin Moskova ile Kiev arasındaki barış görüşmelerinde arabuluculuk yapmaya veya bir müzakere mekânı sağlamaya hazır olduğunu belirtti.

Alman kamu yayın kurumu Deutsche Welle‘ye konuşan Vasilenko, “Kazakistan, başta olası bir arabulucu veya taraflar arasındaki görüşmeler için bir mekân olarak hizmet etmeye hazır olduğunu belirtmişti. Bu tutumumuz değişmedi,” dedi.

Ayrıca Vasilenko, Astana’nın ‘ölçülü bir tarafsızlık’ pozisyonu aldığını ve hem Rusya hem de Ukrayna ile ilişkilerini sürdürdüğünü vurguladı.

Ülke makamlarının Birleşmiş Milletler (BM) tüzüğüne ve devletlerin toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu da ekleyen diplomat, “Zamanla hizmetlerimize ihtiyaç duyulacağını düşünüyoruz, bu nedenle ölçülü bir pozisyon alıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Bunun yanı sıra yetkili, savaşın Ukrayna, Rusya ve Kazakistan açısından büyük bir trajedi olduğuna işaret etti.

Geçtiğimiz hafta Doğu Ekonomi Forumu’nda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova’nın 2022 baharında İstanbul’da varılan anlaşma temelinde Kiev ile müzakerelere dönmeye hazır olduğunu açıklamıştı.

Putin’e göre, o dönemde olası bir barış anlaşmasının neredeyse tüm parametreleri üzerinde uzlaşılmıştı, ancak İngiltere sürece müdahale etti ve Ukraynalı yetkililer ‘farklı bir yol izledi’. Putin, Çin, Hindistan veya Brezilya’nın barış görüşmelerinde arabulucu olabileceğini kabul etti.

Tokayev: Rusya’yı yenmek imkânsız, savaşın sürmesi insanlık için tehdit

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English